Previous Page  54-55 / 156 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54-55 / 156 Next Page
Page Background

54

55

EURO 2008 sonrasında bir bocalama döneminden geçen Millî Takım, EURO 2012 elemelerinde bir

türlü istenilen sonuçları elde edemeyip play-off’ta havlu atarken, EURO 2016 elemelerine de kötü

bir başlangıç yaptıysa da sonlardamüthiş bir şahlanış gösteriyor ve bunun finalini de Selçuk

İnan’ın son dakikada İzlanda filelerine gönderdiği golle yaparak sekiz yıllık hasrete son veriyordu.

Avrupa Şampiyonalarında Türkiye (5)

Onur Erdem

illî Takımımız, EURO 2008’de

yarı final oynayarak, 2002’deki

dünya üçüncülüğü ile birlikte

tarihinin en önemli başarısına

imza atmıştı. Ancak nasıl ki

2002 Dünya Kupası sonrasında

EURO 2004’e katılma hakkını

elde edemediysek, EURO 2008

sonrasında da 2010 Dünya Ku-

pası’nda boy gösterme fırsatını

kaçırmıştık. Bu istikrarsız gö-

rüntüden uzaklaşmak elbette ki

en büyük isteğimizdi ve EURO

2012 elemeleriyle birlikte temiz

bir sayfa açmak amacıyla takı-

mın başına da dünyanın en tec-

rübeli teknik adamlarından biri

olan Guus Hiddink’i getirmiştik.

Hiddink yönetimindeki ilk sınav

niteliğindeki EURO 2012 eleme-

lerinde Millî Takımımız

A Grubu’na düşmüş, burada

Almanya, Belçika, Avusturya,

Azerbaycan ve Kazakistan’a

rakip olmuştu.

Alman futbolu, her ne kadar

millî takımları 2002 Dünya Ku-

pası’nda final oynamış olsa da

2000’lerin ilk yarısında aslında

önemli bir kriz yaşamıştı. EURO

2000 ve EURO 2004’te maç ka-

zanamayan, iki turnuvaya da ilk

tur sonunda veda eden Alman-

lar, bunun üzerine kendi evle-

rinde oynayacakları 2006 Dünya

Kupası öncesinde ciddi bir yeni-

den yapılanma içerisine gir-

mişti. Turnuva için takımın

başına Jürgen Klinsmann’ı geti-

ren Alman Futbol Federasyonu,

turnuva sonrası için de Klins-

mann’ın yardımcılığını yapacak

olan Joachim Löw’le yola devam

etmeyi kararlaştırmış ve Löw’le

birlikte uzun vadeli planlara gi-

rişmişti. Sonuçta Almanya 2006

Dünya Kupası’nda üçüncü

olmuş, 2008 Avrupa Şampiyo-

nası’nda final oynamış ve 2010

Dünya Kupası’nda da bir kez

daha üçüncülük elde etmişti.

Artık Almanya’da hedef bir

adımdaha ileri gitmek ve Av-

rupa şampiyonluğuna ulaşarak

uluslararası turnuvalarda 16 yıl

aradan sonra zirveye çıkmaktı.

Almanya’dan sonra grupta en

çok iddiaya sahip olması bekle-

nen takımsa bizimmillîleri-

mizdi. Ancak az önce değinildiği

üzere istikrarsız bir gidişat içe-

risinde olmamız, takımla ilgili

çok net bir yargıya varılmasını

da mümkün kılamamaktaydı.

Belçika ve Avusturya ise yıllar-

dır düşüşte olan fakat geleceğe

umutla bakan iki ekoldü ve

özellikle Belçika’nın, sahip ol-

duğu yetenekli genç oyuncular

sayesinde, önemli başarılar elde et-

mesi bekleniyordu ki, bu başarılar-

dan ilki de 2008 Olimpiyatları’nda

yarı final oynanmasıyla gelmişti.

Bu dört takımharicindeyse grupta

şans tanınmayan Azerbaycan ile

Kazakistan da yer almaktaydı.

Hamit’ten

‘Puşkaş Ödüllü’ gol

3 Eylül 2010’da başlayan elemelerde

ilk rakibimiz Kazakistan’dı.

Astana’da oynananmücadelenin

24. dakikasında kazanılan bir duran

top sonrasında Emre Belözoğlu topu

ceza sahasına dolduruyor, arka di-

rekte Ömer Erdoğan’ın kafa vuruşu

direkten dönse de seken topu Arda

Turan tamamlayarak ay-yıldızlıları

1-0 öne geçiriyordu. 26. dakikadaysa

Emre bu kez soldan köşe

vuruşunu kullanıyor ve ceza sahası

dışına doğru gönderdiği topa o nok-

tada gelişine harika bir vole atan

Hamit Altıntop da ağları doksandan

sarsarak farkı ikiye çıkartıyordu. Bu,

öylesine harikulade bir goldü ki

sene sonunda da FIFA tarafından

yılın golü seçilerek “Puşkaş

Ödülü”ne de lâyık görülecekti.

Maçta son 15 dakikaya girilirken de

Arda’nın derinlemesine pasında

Nihat Kahveci altı pas üzerinde topla

buluşmuş ve kalecinin yanından fi-

leleri havalandırarakmaçın sonu-

cunu ilân etmişti.

İlkmaçında Almanya’ya kaybetme-

sinin ardından Belçika için 7 Eylül’de

deplasmanda oynayacağı Türkiye

karşılaşmasının önemi bir kat daha

artmıştı. Millî Takımımızınsa ikide

iki yaparak, daha başlangıçta

önemli bir rakibine altı puan fark

atma fırsatı ayağına gelmişti. İlk ya-

rıda istediklerini sahaya daha iyi

yansıtan Belçika, 28. dakikada sol

kanattan kullandığı köşe atışında

Daniel Van Buyten’in altı pas üze-

rinde kafayı vurarak attığı golle 1-0

öne geçiyor ve devre arasına da bu

üstünlükle giriyordu. Millî Takımı-

mızın aradığı golse ikinci yarı başla-

dıktan üç dakika sonra geldi ve ceza

sahası üzerinden çektiği şut rakip

kaleciden dönen Hamit Altıntop,

dönen topu tamamlayarak skora

dengeyi getirdi. 66. dakikadaysa bu

kez Hamit sağ kanattan ortaladı ve

altı pas üzerinde topla buluşan

Semih Şentürk düzgün bir kontrol

ve vuruşla ay-yıldızlıları 2-1’lik üs-

tünlüğe taşıdı. Ne var ki, Belçika’nın

ve özellikle de Van Buyten’in kolay

kolay pes etmeye niyeti yoktu. Tec-

rübeli stoper, iki dakika sonra yine

bir duran topta ileri çıkarak durumu

2-2’ye getirdi. Maçta son sözü

söyleyense 78. dakikada Gökhan

Gönül’ün yerden ortasına ceza sa-

hası içinde ayağını koyarak topu fi-

lelere gönderen Arda Turan oldu ve

böylece Türkiye karşılaşmadan

3-2’lik skorla üç puanı almayı ba-

şardı.

Almanları zorlayamadık

8 Ekim’de grupta günün en önemli

maçında Almanya, Berlin’de Millî

Takımımızı konuk ediyordu. Maçta

daha etkili olan taraf ev sahibi

ekipti ve ilk yarının bitimine üç da-

kika kala Philipp Lahm’ın sağ ka-

nattan yaptığı ortaya ceza sahası

içindeThomas Müller çok iyi bir

M

EURO 2012: Hırvatları bu kez geçemedik

Kâbuslardan bir rüya yaratmak