Page 96-97 - TAMSAHA 109

Basic HTML Version

ugüne dek ‹zlanda’y› hep farkl› sebep-
lerle tan›d›k. Nüfusu 500 bine bile
ulaflmayan Kuzey Atlantik’teki bu kü-
çük ada, her nas›lsa dünyay› düzenli
olarak sarsabiliyordu. Björk, Grammy
Ödülleri toplayan, her ülkede tan›nan
bir y›ld›z oldu. 2008 banka kriziyle if-
lâs ettikleri duyuruldu; ülkenin batan
üç büyük bankas›nda paras› olan Av-
rupal›lar çok büyük panik yaflad›.
2010’da, ismini do¤ru telaffuz etme-
nin neredeyse imkâns›z oldu¤u yanar-
da¤lar› Eyjafjallajökull harekete geçti,
tüm k›tada hava trafi¤i II. Dünya Sava-
fl›’ndan bu yana en büyük kesintisini
yaflad›.
Pek çok farkl› yönden ana gündem
maddesi olan ‹zlanda’da spor, “ünlü”
olmalar›n›n sebepleri aras›nda de¤il-
di. Hatta e¤er “Dünya spor tarihinde
iz b›rakan tak›mlar› nedir?” diye sor-
sak, futboldan çok “2008 Pekin’de
Olimpiyat finali oynayan hentbol ta-
k›mlar›” cevab›n› vermemiz gerekir.
FIBA Europe’un baflkanl›¤›n› y›llarca
yürüten ve geçti¤imiz yaz yaflam›n›
yitiren Olafur Raffnson, y›llarca Avru-
pa basketboluna hizmet etmifl sayg›-
de¤er isimlerinden biriydi. Futbolda
Türkiye’nin ‹zlanda’yla en çok ilgilen-
di¤i dönemlerden biri, elbette Sveris-
son’un Befliktafl’ta oynad›¤› y›llard›.
Ne var ki, bu küçücük ada, Avrupa
futbolunda yer ald›¤› seviyeyi birden
de¤ifltiriverdi. Y›llar önce Andorra ya
da Malta’dan biraz daha kuvvetli,
Moldova ya da Azerbaycan k›vam›n-
da, özellikle evinde sizi epey u¤raflt›-
96
TamSaha
Yaklafl›k 300 bin
kiflinin yaflad›¤› bir
ada olmas›na
ra¤men, y›llarca
Avrupa’n›n büyük
liglerine oyuncu
ihraç etmekte hiç
de zorlanmayan
‹zlanda, sonunda
millî tak›mlar
düzeyinde de dikkat
çekmeyi baflard›.
Dört dörtlük ‹sviçre
maç› izleyenleri
hayrete düflürdü,
Dünya Kupas›’na
bu kadar
yaklaflm›flken baraj
maç›nda kaybedilen
Brezilya bileti ise
sadece ‹zlandal›
de¤il, tüm
futbolseverleri bir
parça üzdü. Ne var
ki 90’larda FIFA
s›ralamas›n›n ilk
30’lar›n› zorlayan
‹zlanda, 2000’lerde
yaflad›¤› büyük
düflüflten sonra yeni
y›ld›zlar› ve
potansiyeli yüksek
gençleriyle gelece¤e
umutla bakabiliyor.
B
TamSaha
97
ran ama herhangi bir büyük turnu-
vaya kat›lamayaca¤›na dair yarg›-
n›n herkes taraf›ndan paylafl›ld›¤› bir
ülke tak›m›yken, bu y›l›n Kas›m so-
nuna dek bir Dünya Kupas› rüyas›y-
la yaflad›lar; e¤er H›rvatistan son an-
da flaha kalk›p, play-off’u ikinci
maçta att›¤› gollerle kazanmasayd›,
bu büyük hayali gerçeklefltirmeleri-
ne de ramak kalm›flt›.
1946’daki Danimarka yenilgisi ile
futbol serüvenine bafllayan ‹zlanda,
94’te FIFA s›ralamas›nda 37. s›raya
kadar yükselmiflti. Fakat modern ça-
¤a ayak uydurup her saha ve zemin-
de rakiple mücadele edebilecek bir
tak›m haline gelmek için 2000’leri
beklemek zorunda kalacaklard›.
Geleneksel olarak, özellikle sahas›n-
da ciddi bir rakip olan ‹zlanda,
98’de Fransa’yla, 2003’te Alman-
ya’yla, 2004’te ‹talya’yla, 2006’da
da ‹spanya’yla 0-0 berabere kalmay›
baflarm›flt›. Hat›rlanacak
olursa, Euro 96’da gitme-
ye çok yaklaflan Türki-
ye’nin de yoluna tafl koy-
mufl ve evinde gole izin
vermeyerek ‹ngiltere bile-
tini koltu¤un alt›na sakla-
m›flt›. Türkiye bundan
sonra, ‹sveç deplasman›n-
dan 1 puan alarak finalle-
re kalabilmiflti.
Bern Mucizesi II
Almanya’n›n bir futbol de-
vi haline geliflinin ilk ad›-
m›, 1954 Dünya Kupa-
s›’n›n hikâyesini anlatan
2003 yap›m› “Bern Muci-
zesi” filmi iyi bilinir. Ga-
rip bir tesadüfle ‹sviç-
re’nin baflkenti, bir baflka
ülkenin de futbol dünya-
s›ndaki rüfltünü nihayet is-
pat etti¤i bir maça daha ev
sahipli¤i yapt›. Fakat hikâ-
yeyi biraz daha bafltan al-
makta fayda var.
2011’de, önceki hocalar›
Olafur Johanesson’la yol-
lar› ay›r›p ‹sveçli Lars La-
gerback’› göreve getirmeleri, ‹zlan-
da için bir di¤er dönüm noktas› ol-
du. 2012 Avrupa Futbol fiampiyo-
nas› elemelerinde, yaln›zca evlerin-
de Güney K›br›s’› yenebilmifllerdi.
Ocak 2011’deki 5-3’lük Portekiz
yenilgisinden sonra art›k çal›flt›r›c›-
lar›n› de¤ifltirmeleri gerekti¤ine ka-
naat getirdiler. Tak›mdaki lejyoner
oyuncu say›s› hem nitelik hem de
nicelik anlam›nda artm›flt›. Y›llar›n›
Ada’daki kulüplerde geçirip futbo-
lunu olgunlaflt›rm›fl veteranlar›n ya-
n›nda, Danimarka, Norveç ya da
Hollanda gibi liglerde kendisini ka-
n›tlamaya çal›flan bir sürü genç y›l-
d›z adaylar› vard›. Lagerback, ‹s-
kandinav futbolunun inceliklerini,
ayr›nt›lar›n› bilen bir teknik adamd›;
‹sveç’i 5 defa üst üste büyük bir
flampiyonaya getirmeyi baflarm›flt›.
‹zlanda için art›k, uluslararas› are-
nada çok kariyerli ve potansiyeli
baflar›ya çevirebilme konusunda
tescilli bir teknik direktöre ihtiyaç
vard›; Lagerback ‹zlanda’n›n baflar›,
‹zlanda da Lagerback’›n yeniden
aya¤a kalk›fl hikâyesi olabilirdi.
Lars Lagerback, k›sa süre içerisinde
ekibi yeniden organize ederek so-
nuç almaya bafllam›flt› bile. 2014
Dünya Kupas› elemelerine 11 maç
ve 25 y›ld›r yenemedikleri Norveç’i
ma¤lup ederek bafllad›lar. 2-1’lik
Arnavutluk ve Slovenya galibiyetle-
rinde Tottenham’›n orta sahas›ndan
Sigurdsson’un serbest vurufllar›ndan
kaydetti¤i gollerin önemi büyüktü.
‹niflli ç›k›fll› maçlarla bazen flafl›rtsa-
lar da dünyada tahmin edilmesi en
zor futbol mucizelerinden birine im-
za att›lar ve ‹sviçre’deki Bern dep-
lasman›nda 4-1 geriye düflmelerine
ra¤men, son dakika golüyle 4-4’ü
kurtard›lar. ‹ngiltere ve Almanya’da
k›sa süreler flans›n› denedikten son-
ra, düzenli oynama zaman›n› AZ
Alkmaar’da bulan Johann Gud-
Uygar Karaca
‹zlanda
Kuzeyin parlayan
y›ld›z›
Lars Lagerback
1