Page 66-67 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

Beyin sahip olduğumuz değerli bir
varlıktır. Akıl, beynimizin nasıl çalıştı-
ğının bir ürünüdür. Zihin ise beynimiz
tarafından gerçekleştirilen bir dizi iş-
lem, ürün ve süreçtir. Zihnin olayları
anlamaya yönelik yaptığı işlemlerin
tümü ise biliştir. Uyarıların algılanma-
sı, önceki bilgilerle karşılaştırılması,
yeni bilgiler oluşturulması, bilgilerin
belleğe depolanması, hatırlanması ve
değerlendirilmesi bilişsel-zihinsel faa-
liyetlerdir.
Nöronlar(sinir hücresi) ve nöronla-
rı besleyen glial hücreleri, öğrenmeyi
gerçekleştiren beyin hücreleridir. Öğ-
renme, iki sinir hücresinin birbiri ile
iletişime girmesi ile başlayabilmekte-
dir. Bu iletişim süreci glial hücreleri
tarafından desteklenir ve idare edilir.
Nöronlar arasındaki bağlantı sayısı ve
gücü deneyimler tarafından etkilen-
mektedir. Bağlantı sayısının artmasıy-
la daha ayrıntılı ve karmaşık problem-
ler çözülebilmektedir.
Anlam, bilgiyi işlemenin derinliğiyle
ilişkilidir.
Çocuğun beynindeki nöronlar ye-
tişkinlerinkinden daha fazla bağlantı
kurar. Doğumla başlayan nöronların
miyelinizasyonu sürecinde miyelini-
zasyonun 11-15 yaşlarında(ergenlik)
en geniş bir şekilde yayıldığı belirtil-
mektedir. Piaget’in gelişimsel aşaması
ile miyelinin yayılması aşaması ergen-
lik dönemi sonuna kadar paralellik
göstermektedir. Stratejik ve taktiksel
karar verme, çocukluk ve ergenlik
dönemi süresince bilgi temellerinde
aşamalı olarak gelişmektedir. Çocuk
için daha fazla farklı uyarıcılarla ha-
reketler, imajlar, görseller, sözeller ile
doğrudan doğruya öğretim yaşantıları
düzenlenebilir.
Fizyolojik fonksiyonlarımızı etkile-
yen her şey öğrenme yeteneğimizi de
etkiler. Eğer bireylerden beyinlerinin
daha fazlasını kullanmalarını bekli-
yorsak, “anlamlılık” doğrultusunda
öğretmeliyiz. Öğrenmenin en önemli
öğelerinden olan “anlam”, bilgiyi işle-
menin derinliğiyle ilişkilidir.
Tecrübelerimize
anlam verme
ve
bunun sonucuna uygun hareket etme
gereksinimi kendiliğindendir. Anlam-
landırma önlenemez, ancak yönlendi-
rilip odaklandırılabilir.
Öğrenen birey her zaman bilgiyi
anlamlandırır. Hayal kurma, kritik-
eleştirel düşünme ve problem çözme
bir anlamlandırma yoludur. Bireyin
neyi öğreneceğine karar vermemizle
birlikte, bu süreçte bilginin nasıl an-
lamlandırılacağı konusunda
öğretim
yöntemleri
nden de yararlanabiliriz.
Duygular
ve biliş birbirinden ay-
rılamaz. Duygular bilginin depolanıp
hatırlanmasını
kolaylaştırdığından
bellek için önemlidir. Antrenörlerin
duyuşsal iletişim stratejileri kullana-
rak, karşılıklı saygı ve kabulün hakim
olduğu, destekleyici bir ortamı hazır-
lamaları önemlidir.
Anlamlı öğrenme yaratıcılık üzerine
kurulur
Öğrenme daha çok bireye özgüdür.
Bu nedenle de öğretimin, bireylerin
görsel, işitsel, dokunsal ve duygusal
tercihlerine göre çok yönlü olması ge-
rekmektedir. Öğrenme çevresi, tutarlı
ve bilinen bir ortam sağlaması kadar
merakımızı, yenilik ihtiyacımızı, keş-
fetme isteklerimizi de tatmin etmesi
yönünden değerlendirilmelidir. Çalış-
malarda istek uyandıracak, karmaşık
Öğrenme, anlama, yaratıcılık ve öğretim her türlü eğitimde olduğu gibi futbol eğitiminde de
öne çıkan ve bu alanda görev yapan eğiticiler tarafından iyi incelenmesi, bilinmesi gereken
unsurlar. Bu kavramların niteliklerinin algılanması ve birbirleriyle doğru ilişkilendirmesi ideal
öğretim stilinin tespit edilmesinin de kapısını açıyor.
Hazırlayan: Dr. Sinan Bozkurt - Çocuk & Okul Futbolu Sorumlusu
Yaratıcılık, zeka ve futbol eğitimi
ve anlamlı zorlanmaları kapsayacak
zengin ortamları oluşturmak için ya-
ratıcı yöntemler uygulanmalıdır.
Anlama, öğretilenin bir parça-
sı olmalı ve şansa bırakılmamalıdır.
Piaget’e göre çocuklar her zaman
nesneleri anlamlandırma sürecinde-
dirler. Öğrenenlerin de esasında “an-
lam vericiler” oldukları belirtilmek-
tedir. Öğrenme; zamanlama, bireysel
özellikler gibi faktörler ile belirli ara-
lıklarla tekrar eden olaylardan ve özel
dönemlerden etkilenir. Öğrenmenin,
huzurlu bir ortamda ve kararlılık ha-
linde olumlu yönde etkilendiğini, yor-
gunluk ve tehdit algılandığında ise
bastırıldığı belirtilmektedir.
Çok karmaşık uygulamalar için akıl
yürütme gücü gelişmemiş çocukların
genelde beceri öğretimi-
ne ihtiyaçları olur. Dene-
yimle öğrenen çocukların
çalışmalarının daha önce
öğrendikleriyle
ilişkilen-
dirilmesi
öğrenmelerine
yardımcı olabilir. Sağlıklı
çocuklar temel becerilerin
kazanımında, beş yıl içinde
büyük farklılık gösterebilir-
ler. Bu nedenle takvim yaşı
esas alınarak eşit düzeyde
başarı beklentisi uygun ol-
mayacaktır.
Anlamlı öğrenme, yaratıcılık (öz-
günlük) üzerine kurulur.
Yaratıcılık,
öğrenilen ve geliştirilebilen bir du-
rumdur.
Bireye eğitimlere daha çok
katılma ve uygulamalarını anlamlan-
dırma fırsatı verir.
Olgunlaşıp öğren-
dikçe yaratıcılık ortaya çıkar. Yaratıcı-
lığın “bağımsızlık, büyük ilgi, az baskı,
olumlu duygusal nitelik, kendine gü-
ven, iyi bir psikolojik ve fizyolojik sağ-
lıkla” kolaylaşacağı belirtilmektedir.
Zihinsel becerilerin yaratıcılığa etki
ettiği belirtilmektedir. Yaratıcılık, yok-
tan yeni bir şey yaratma anlamında
değildir. Var olan gerçeği, düşünceyi,
zihinsel yetenek ve becerileri keşfet-
meyi, seçmeyi, iletmeyi ve sentezle-
meyi kapsamaktadır. Uygulamaların
mutlaka yeni olması gerekmez. Geç-
miş yaşantılardan yararlanarak var
olan düşünceler yeniden yapılandı-
rılabilir ve farklı amaçla kullanılması,
problemlerin çözümüne yardımcı ola-
bilir.
Bu yaklaşımla yaratıcılık; bir çe-
şit düşünme, neden bulma, çağrışım
yapma ve problem çözme faaliyeti
olarak tanımlanabilir.
Yaratıcılık, bir düşünme biçimidir.
Tüm duygusal ve zihinsel etkinlikler-
de, her türlü uğraşın içinde vardır.
Yaratıcı düşünme süreci, karmaşık
zihinsel işlemlerden oluşur. Bu süreç
boyunca bilgi, beceri, özel alışkanlık-
lar, pratik ve teorik kavramlar aktif
olarak işe karışır. Yaratıcılık, değişik
alanlarda ve değişik yoğunlukta her
insanda, var olan bir özelliktir. Bazı-
larında yaratıcılık daha önce ortaya
çıkabilir çünkü ne kadar fazla etkinlik
yapılırsa o kadar yaratıcılığa etki ede-
bilir.
Birçok yetenekli çocuğun yetişkin
dönemlerinde, birçok yetişkinin ise
çocukluk dönemlerinde yaratıcılıkla-
rını gösteremedikleri bildirilmektedir.
Futbolda oyun zekası ve yaratıcılık
Elit sporcular zekanın diğer bir
çeşidini kullanırlar. Bu zeka türü” IQ
testleri” ile ölçülemez ama zarif, ama-
ca uygun, kolayca uygulanabilen “ya-
ratıcı hareketler” den oluşur.
İnsanın bilinçli bir aktivitesi olan
beceri, yapılan çalışmalarla büyük öl-
çüde gelişir. Beceri belli hareketlerle
ilgili olduğu zaman, motor beceri ola-
rak adlandırılır. Motor beceri; vücu-
dun belli bir amaca yönelik eş uyum
ve hareketini gerektiren, bireyin spor
dalına özgü hareketlerini değişik du-
rumlara uyarlayabilmesidir. Motor
beceride vücudun koordinasyonu ve
yönlendirilmesi zihin ve onun etkin-
liği olan düşünme ile gerçekleşir. Bir
matematik probleminin çözümünde
olduğu gibi futbolcunun vole vuruşu
da etkin bir zeka seviyesini gerektir-
mektedir.
Zekanın tek bir etkenle açıklana-
mayacak kadar çok sayıda yetenekleri
içerdiğini ileri süren Gardner, zekayı;
bireyin bir veya birden fazla kültürde
değer bulan bir ürün oluşturabilme
kapasitesi, gerçek hayatta karşılaştığı
problemlere etkili ve verimli çözüm-
ler üretebilme becerisi ve çözüme ka-
vuşturulması gereken yeni
ve karmaşık yapılı prob-
lemleri keşfetme yeteneği
olarak tanımlamaktadır.
Futbolda ayak içi vuruş
tekniğini öğrenirken antre-
nörü gözlemlemek düşük
düzeyde zeka gerektirir-
ken, futbol müsabakasında
gol atmak için uygulanan
becerinin yüksek seviyede
zekayı gerektirdiği söyle-
nebilir.
Oyun zekası ve becerisi
yönünden
yaratıcı futbolcu
nun;
• Algılama gücü yüksek, yüksek bir
sezgi ve önceleme yeteneğine sahip,
• Oyun içindeki ani değişiklikleri fark
edip, etkin karar verebilen,
• Eş güdümlü hareketlerde başarı
gösteren, iyi bir futbol tekniğine sa-
hip,
• Hareketlerini değişen koşullara
amaca yönelik kolayca uyarlayabilen,
• Karşılaştığı sorunlara özgün hareket
çözümleri üreten,
• İyi bir taktik anlayış ve oyun kurgu-
lama becerisine sahip,
• Uygulamalarında süreklilik olan bi-
rey olarak tanımlanabileceği bildiril-
mektedir.
Williams, futboldaki yetenek se-
çimi ve öğretiminde “oyun zekası” ve
Futbol Gelişim
64
65
Futbol Gelişim