Page 20-21 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

lar özellikle profesyonel
olma aşamasında olması
gerekenin üstünde ilgi
gösteriyorlar.
Genç oyuncularda tak-
tik anlamda gördüğü-
nüz en önemli eksikler
neler?
Pozisyon bilgisi ko-
nusunda eksiklikleri ol-
duğunu düşünüyorum.
Maç içinde yerlerini
kaybediyorlar. Kademe-
lerde hata yapıyorlar. Bu
sorunlar daha küçük yaşlardan itiba-
ren verilecek sistematik eğitimlerle
giderilebilir. Bir de genç oyuncu geli-
şiminde takımların kazanacağı başa-
rılar yerine oyuncuların oyunu doğru
oynamayı öğrenmesi önemli. Ülkem
Gürcistan’da yaşadığım bir olayı anla-
tayım. 16 yaş turnuvasının final maçı
için beni davet ettiler. Maçın ardın-
dan ödül vermem isteniyordu. Maçı
seyretmeye başladım. Takımlardan
birinin aut atışlarını kalecinin yerine
stoperin yaptığını gördüm. O kaleci o
vuruşu yapmıyorsa kendini nasıl ge-
liştirebilir. Böyle oynayarak kupa ka-
zanılsa ne anlamı var? Çok üzüldüm
ve çevremdekilere böyle bir
kupayı vermek istemediğimi
söyleyerek stattan ayrıldım.
Ödül törenine katılmadığım
için basın beni çok eleştirdi.
Aradan geçen zaman içinde
durumu takip ettim. O maçtaki
çocuklardan bir bölümü futbo-
lu bırakmış, bir bölümü de bir
yere gelme şansı bulamamış.
Antrenörlerini aradım “ Mut-
lu musun, kupa evde duruyor
mu? dedim.
Kendinizi geliştirmek için ne-
ler yapıyorsunuz?
Kitaplar okuyorum. Maç
seyrediyorum.
Atletico
Madrid’i yakından takip edi-
yorum. Diego Simeone gerçek-
ten önemli işler yapıyor. Bazı
maçları arayış için izliyorum.
Barcelona’yı ise keyif almak
için seyrediyorum. Bir de karşılaşa-
cağımız rakiplerin tüm maçlarını iz-
liyorum. Bu işe çok vakit ayırıyorum.
Oyuncularıma da rakibi hafta başın-
dan itibaren anlatmaya başlıyorum.
Çünkü maçtan bir gün önce anlatınca
akıllarında kalmayabiliyor. Bu neden-
le rakibin özelliklerini anlatmayı daha
uzun bir zamana yayıyorum.
İspanya’yı iyi bilen biri olarak futbol-
da ülke olarak başarılarının sırrı ne?
Geçmişte yeteneğe bağlı bir anla-
yışları vardı. Ama böyle istediklerini
alamayacaklarını anladılar ve siste-
mi öne çıkardılar. Aslında Brezilya
da 1986 sonrası bu değişimi yaşadı.
İspanyollar çok araştırı-
yorlar. Altyapılarda çok
emek harcıyorlar. Ço-
cukların futbolu sevme-
lerini sağlamaya , egoist
olmamalarını öğretme-
ye çalışıyorlar. Sistemi
iyi kurduklarından çok
büyük yeteneği olmayan
görev adamları da onla-
ra katkı sağlıyor.
Sizi en çok etkileyen
teknik adam kim oldu?
Futbol yaşantımda
çok teknik direktörle çalıştım. Beni
en çok etkileyen Louis Van Gaal oldu.
Maçtan önce bize “ Bunları yaparsa-
nız 2-0 kazanırsınız” derdi. Ve gerçek-
ten maç onun dediği gibi gelişir ve
söylediklerini yapıp 2-0 kazanırdık.
Antrenörlükteki hedefleriniz neler?
6 yaşındayken hayalim profesyo-
nel futbolcu olmaktı ve bunu başar-
dım. Çok büyük takımlarda oynamak
istedim, bu da oldu. Gol kralı oldum,
milli oldum, Şampiyonlar Ligi’nde yarı
final oynadım. Dünya Kupası’nı kazan-
mayı, Altın Ayakkabı ödülünü kazan-
mayı çok isterdim. Ama bunları ba-
şaramadım. 37 gol atmama rağmen
Altın Ayakkabı’yı alamadım.
Oyuncu olarak büyük mutlu-
luklar yaşadım.Antrenörlük-
te de önce mutlu olmayı isti-
yorum. Gidebileceğim en iyi
yere kadar gitmek istiyorum.
Daha fazlasını nasıl yapabili-
rim diye kafa yoruyorum.
İki sezon evvel altıncı olduk
neden Avrupa’ya gidemedik
diye üzüldüm. Geçen sezon
kupa finali oynayamadığımız
için üzüldüm. Amacım hep
daha iyiye gitmek. Aslında
teknik adamlıkta farklı ba-
şarı kriterleri de var. Geçti-
ğimiz günlerde bir dostum
keşfettiğimiz
oyuncuların
satışından kulübün elde etti-
ği geliri gösteren bir tabloyu
paylaştı benimle. Belki bu da
bir başarı.
ve oyunculardaki çipler sayesinde
oyuncuların performansını takip edi-
yoruz. Sadece çalışmalarda değil,
çipleri oyunculara verdiğimiz zaman
tatilde, dinlenme zamanlarında bilgi-
sayar sistemi sayesinde ne durumda
olduklarını izleyebiliriz. Şener Genç-
türk ise teknik analiz uzmanımız. Bu
konuda Jean Nederburg ile birlikte
çalışıyorlar. Yaptığımız bütün çalışma-
ları kayıt altına alıyoruz. Bir sezonda
yaptığımız tüm antrenmanları, oyun-
cuların katılım durumlarını
ve performanslarını içeren
kitaplar hazırlıyoruz. Böy-
lece bizden sonra gelecek
antrenör takım hakkında
çok daha ayrıntılı bilgi sa-
hibi olabilecek.
Hayli genç bir takımınız
var. Bunun avantajları ve
dezavantajları neler?
Açıkçası çok uzun bir
teknik adamlık geçmişim
olmadığımdan çok fazla
örnek yok kariyerimde.
Gençlerle çalışmanın da
deneyimli isimlerle de ça-
lışmanın farklı artıları ve
zorlukları var. Önemli olan
takım kurmak. Ben, Sü-
leyman Hurma ve yöneti-
mimiz bu konuda uyumlu
çalışıyoruz. Eksiklerimizi
tespit ediyoruz, genellikle
ortak noktada buluşuyo-
ruz. Herkes bütçe dahilin-
de kulüp için doğrusunu
bulmaya çalışıyor. Az riskle
en faydalı isimleri bulmaya
çalışıyoruz. Oyuncularımızın büyük
bölümünün Genç Milli Takımlarda yer
alması, bunun yanında keşfettiğimiz
oyuncuların satışlarından elde ettiği-
miz gelir iyi işler yaptığımızı gösteri-
yor. Elbette hata da yapabiliyoruz. Ya
da ummadığınız durumlar ortaya çı-
kabiliyor. Mesela Güney Amerikalı bir
oyuncumuzla yaşadığı ailevi sorunlar
nedeniyle yollarımızı ayırmak zorun-
da kaldı. Oysa bize ciddi faydası olan
bir futbolcuydu. Bunlar hesaplayama-
dığımız şeyler.
Yabancı oyuncularınızı genellikle Gü-
ney Amerika’dan alma gibi bir politi-
kanız var mı?
Yabancı oyuncu konusunda özel
bir tercihimiz yok. Karakterli, profes-
yonel oyuncular almaya çalışıyoruz.
Sonuçta dünyanın her yerinde futbol
oynanıyor. Bazı ülkelerin kendine has
özellikleri var. Alman oyuncular disip-
linli, Slovaklar Çekler sistem oyuncu-
ları, Brezilyalılar yetenekli. Onların
bu özelliklerini bilmek ona göre bu
oyuncuları yönetmek de gerekebili-
yor. Örneğin Brezilyalı oyuncular çok
güzel bir ülkeden geliyor, eğlenmeyi
seviyorlar. Bu onların doğasında var.
Dünyanın en iyi oyuncuları da ora-
dan çıkıyor. Eğlenmeyi seviyorlar diye
onları almamazlık edemeyiz.Mesela
Messi 15 saat uyuyor. Gücünü bura-
dan alıyor. Benim ülkem Gürcistan’da
birisi 15 saat uyusa “ Yahu ne tembel
adamsın derler”
Renkli, eğlenceli bir kişiliğiniz var.
Oyuncularınıza da hep güler yüzlü
mü davranıyorsunuz? Çok sayıda ya-
bancı dil biliyorsunuz. Oyuncularla
iletişim kurmada bu özelliğiniz size
avantaj sağlıyor mu?
Ana dilim Gürcüce dışında Türk-
çe, Rusça, İngilizce, İspanyolca ve
Flamanca biliyorum. Biraz zorlasam
İtalyancayı da öğrenebilirim. Elbette
ki bu oyuncularla doğrudan iletişim
kurmak için avantaj. Genellikle olum-
luyum. Oyuncuları kazan-
maya çalışıyorum. Zevk
almayanlarla, mutlu ol-
mayanlarla daha fazla ilgi-
lenerek onları motive et-
meye çalışıyorum. Çünkü
oyuncuyu silip atmak en
kolay yöntem.Önemli olan
onları kazanmak. Tabii ki
her zaman olumlu sonuç
alamıyorum ama kesinlik-
le sonuna kadar uğraşıyo-
rum. Sonuçta bir takım-
da 24-25 kişi var. Hepsini
mutlu etmek kolay değil.
Teknik ekibiniz önemli
ama sonuçta son kararı siz
vereceksiniz ve bu noktada
yalnızsınız. Oyuncular oy-
namak istiyor. Kendilerinin
her zaman haklı olduğunu
düşünüyor. Özeleştiri yap-
mıyorlar. Biraz da kendile-
rine bakmalı neden oyna-
madıklarını düşünmeliler.
Bir de son dönemde orta-
ya çıkan bir sorun var. Ai-
leler genellikle de babalar
çocuklarını ekonomik kaynak olarak
görüyor, ondan maddi beklenti içine
giriyorlar.Çocuklarının en iyisi oldu-
ğunu düşünüp, onların eksiklerini ha-
talarını görmelerine engel oluyorlar.
Ben başarılı olduğumu düşünüyorum
ama babam bana hiçbir zaman sen
artık oldun demedi. Bana futbolcu-
yum ve para kazanıyorum diye olağan
dışı bir yaklaşımda bulunmadı hep
olması gerektiği gibi yaklaştı. Şimdi
durum çok farklı şimdi özellikle baba-
Futbol Gelişim
18
19
Futbol Gelişim