Page 18-19 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

Antrenör olmaya ne zaman karar
verdiniz?
Ben futbolculuğumun son dönem-
lerinde teknik adam olmaya karar ver-
dim. Futbolcuyken genç yaşlarımdan
itibaren sahada konuşmayı seven,
arkadaşlarımı yönlendirmeye çalışan
bir oyuncuydum. Hatta düşünceleri-
mi antrenörlerime söyler, yorum ya-
pardım. 17 yaşındayken antrenörüme
hatalı pozisyon almamız nedeniyle
sorun yaşadığımızı ispatlamıştım.
Ajax’a gittiğimde bu özelliğim daha da
gelişti. Çünkü orada her oyuncu ade-
ta kendi bölgesinin antrenörü gibiydi.
Tecrübeli oyuncular saha içerisinde
takımı yönlendiriyordu. Zaten bu da
Ajax’ın öne çıkan özelliklerinden bi-
ridir. Yeri gelmişken Türkiye’de de şu
anda bu tarz oyuncular olduğunu söy-
lemeliyim. Eskişehirsporlu Hürriyet,
Galatasaray’dan Selçuk İnan ile El-
mander, Beşiktaş’ta İbrahim Toraman
ve Sivok bu yönleriyle dikkat çeken
oyuncular.
Başa dönersek liderlik özelliğim
olduğunu düşünüyordum. Futbolcu-
luğumun son zamanlarında da çalış-
tığım teknik adamları daha dikkatle
izledim, oyuncularla ilişkilerini göz-
lemledim ve sonunda antrenörlük
yapmaya karar verdim. Futbolu bırak-
tığımda önüme iki seçenek çıktı. Bun-
lardan ilki Gürcistan Milli Takımı’nın
başına geçmemdi. Diğer seçenek ise
AZ Alkmaar’da Louis Van Gaal’in yar-
dımcılığıydı. Ben birinci adamlık için
henüz yeterince deneyimim olmadı-
ğımı düşündüm ve Hollanda’yı ter-
cih ettim. İki yıl AZ Alkmaar’da Van
Gaal’in yardımcısı olarak çalıştım.Bu
da tecrübe kazanmam açısından çok
iyi oldu.Sonrasında ise Kayserispor
Yönetimi ve Süleyman Hurma bana
güvenerek buraya çağırdı. Bana çok
destek oldular ve ben de görevi kabul
ettim.Böylelikle teknik direktörlüğe
başladım.
Futbolculuk döneminizde ülkeniz
dışında Hollanda’da Ajax ve AZ Alk-
maar, İskoçya’da Glasgow Rangers,
Türkiye’de Trabzonspor ve İspanya’da
Levante’de forma giydiniz. Bu kulüp-
ler arasındaki benzerlikler ve farklar
nelerdi?
İspanya ve Türkiye birbirine çok
benziyor. Her iki ülkede de insan-
lar daha heyecanlı ve bu nedenle
daha fazla değişkenlik yaşanabiliyor.
Daha günlük düşünülebiliyor. Ancak
Kayserispor’u bu anlamda ayrı tuta-
rım. Bu konuda çok şanslıyım. Burada
her adım planlanarak atılıyor ve işler
pek tesadüfe bırakılmıyor. İskoçya ve
Hollanda’da yapılanma, organizasyon
ön planda. Bu ülkeler daha organize.
Özellikle Ajax gerçekten çok büyük bir
marka. Son 30 yılda yetiştirdikleri ve
başka takımlara yüksek fiyatlarla sat-
tıkları oyuncuların toplam değerini
hesaplasanız müthiş bir rakam ortaya
çıkar. Porto da oyuncu satışından çok
gelir elde eden bir kulüp ama onlar
daha çok başka kulüplerdeki genç
oyuncuları keşfedip vitrine çıkarıyor.
Ajax ise kendi oyuncularını yetiştiri-
yor. Üstelik bunu sürekli olarak yapa-
biliyorlar.
Kayserispor da daha çok oyuncu keş-
feden bir kulüp görüntüsündeydi.
Ancak bu sene altyapıda ciddi bir
organizasyona gittiniz. Bu konudaki
çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz?
Kulübün eksik kalmış bir yönüy-
Profesör bir anne-babanın üç futbolcu çocuğundan biri Shota Arveladze. Ülkemizde
Trabzonspor’da sergilediği futbolla iz bıraktı. Ardından Avrupa’nın önemli kulüplerinde oynadı.
AZ Alkmaar’da yardımcı antrenör olarak başladığı teknik adamlık kariyerini Kayserispor’da tek-
nik direktör olarak sürdürüyor. Shota Arveladze, antrenörlükte temel ilkesini inandığını yapmak
olarak açıklarken, oyuncudan yapamayacağı şeylerin istenmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Röportaj: M. Koray Gürtaş
Shota Arveladze:
“Antrenör oyuncudan ne isteyeceğini bilmeli”
dü altyapı. Bu sene
ciddi bir yapılanmaya
gittik. Altyapı koordi-
natörlüğü görevine
çok deneyimli bir isim
olan Gerard Van Der
Lem’i getirdik. Kendisi
Ajax’ta, Barcelona’da
çalışmış ve içlerinde
Iniesta’nın da olduğu
dünyanın önemli yıl-
dızlarının gelişimine
katkıda bulunmuş bir
isim Kayserispor’da
altyapı koordinatör-
lüğünün yanında A takımda benim
yardımcılığımı da yapıyor.Üç haftada
bir altyapıda çalışan bütün antre-
nörlerle toplantı yapıp gelişmeleri
değerlendiriyoruz. Antrenörlerimizi
yaş gruplarının özelliklerine uygun
olarak seçmeye çalıştık. Yaş grupla-
rına yönelik antrenmanlarla ilgili bir
çalışma programı kitabı hazırladık.
Bu kitabı hazırlarken büyük ölçüde
Hollanda kaynaklarından yararlandık.
Fakat Türkiye’nin şartları ve yapısını
da değerlendirerek genç oyuncu geli-
şim programımıza şeklini verdik. Yeni
sahalarımız oldu. Ayrıca belediyenin
desteğiyle şehirdeki hala sahalardan
da yararlanabiliyoruz.Özetlersek alt-
yapıya ekonomik olarak ciddi bir ya-
tırım yapıldı.Umduğumdan çok daha
iyi gidiyor. Çok yetenekli oyuncular-
dan kurulu U12 ve U14 takımlarımız
var. Coca-Cola Akademi Ligleri’ne ka-
tılıyoruz.Tüm
bunlar
belki 10 yıl sonra mey-
velerini verecek. Bir
de bölgenin zorlukları
var. Burada kışlar çok
soğuk, yazlar da çok
sıcak geçiyor. Yani iklim
olarak bir futbol bölge-
si değiliz. Bunu aşmak
için de farklı uygula-
malar
geliştirmemiz
lazım.
Antrenörlükte temel
prensipleriniz neler?
Öncelikle
inandı-
ğını yapmak. Tabii ki inandığın yolda
giderken bunun hatalı olduğunu gö-
rüp kabullenmeyi de bilmek gerekli.
Antrenörün oyunculuğunu unutma-
sı, futbolcuyu rakip görmemesi, ben
olsam böyle yapardım dememesi ve
onlarla birlikte hareket edebilmesi
çok önemli noktalar. Bir de oyun-
cudan ne isteyeceğini bilmek şart.
Oyuncuların ulaşabileceği en yüksek
seviyeyi belirlemek ve buna ve yete-
neklere göre beklentileri saptamak la-
zım. Oyuncudan yapamayacağı şeyle-
ri kesinlikle istememek lazım. Elbette
bunun doğrusunu bulmak zaman alan
bir şey. Bir de oyuncuyu düşünmeye
zorlayabilmek onun teknik, fiziksel
özelliklerinin yanında bu yönünün
geliştirmesini sağlamak önemli. Fut-
bolculukla antrenörlük gerçekten çok
farklı. Antrenör olarak çok daha fazla
mesai harcıyorsun ve sorumluluk alı-
yorsun.
Oyun sisteminizi na-
sıl belirliyorsunuz?
Sistemi elinizdeki
oyuncuların özellik-
leri belirler. Ancak
takımı kurup sistemi
belirledikten sonra
üzerinde fazla deği-
şiklik yapmayı sev-
miyorum. Size şöyle
bir örnek vereyim.
Geçen yıl Barcelona,
İspanya Kral Kupası
yarı finalinde alışa-
gelmiş sisteminin dı-
şına çıktı ve üçlü savunmayla oynadı.
Öyle bocaladılar ki 15 dakika sonra
klasik dizilişlerine döndüler. Araştır-
madım ama Guardiola’nın bir hafta
bu yeni sisteme göre takımı çalıştır-
dığından eminim. Fakat böylesine üst
düzey oyunculardan kurulu takım bile
değişiklik karşısında büyük sıkıntı ya-
şadı. Sistem değişiklikleri kafa karıştı-
rıyor. Bizim belli bir oyun anlayışımız
var. Elimizdeki kaliteli kenar oyuncula-
rının özelliklerini iyi sergileyebilecek-
leri, ofansif bir sistemle oynuyoruz.
Genel felsefeye bağlı kalarak oyunun
şartlarına göre küçük değişikliklere
gidebiliyoruz.
Teknik ekibiniz hangi isimlerden olu-
şuyor?
Daha önceden de söylediğim gibi
aynı zamanda altyapı koordinatörü
olan Gerard Van Der Lem yardımcı-
larımdan biri. Jean Nederburgh tek-
nik kadroda yer alan
Hollandalı bir antre-
nör. Kaleci antrenörü-
müz İbrahim Yılmaz.
Macar Lazslo Jambor
performans
geliştir-
me
antrenörümüz.
O da Ajax’ta 25 sene
çalışmış çok değerli
bir isim. Çok geniş bir
çalışma alanı var. Ta-
kımın tüm fizyolojik
durumunu izliyor. ant-
renmanlarımızda saha
kanarındaki antenler
Futbol Gelişim
16
17
Futbol Gelişim