TamSaha 183. Sayı / Şubat 2020
Dobrin’in izinde Aslında Gheorghe birçok açıdan, Romanya’nın o ana kadarki en önemli futbol yıldızı olan Nicolae Dobrin’i andırmaktaydı. Bir bakıma Dobrin’in solağı gibiydi. Dobrin’den daha iyi olması içinse, keyfine düşkün, disiplinden uzak bir yaşam sürmesiyle meşhur selefine göre daha düzenli, daha hırslı bir yapıya sahip olmak gerekmekteydi ki Gheorghe’de bunlar da fazlasıyla mevcuttu. Sonuçta ülkedeki genç yetenekleri tarayarak onları daha sistemli bir eğitimden geçmeleri için başkent Bükreş’teki Luceafarul kulübünün altyapısına kaydettiren Romanya Futbol Federasyonu, Gheorghe’ye de 15 yaşına geldiğinde kancayı takacaktı. Bükreş ile Köstence ara- sında 230 kilometrelik bir mesafe bulunmasıysa, Gheorghe’nin henüz çocuk yaşta ailesinden ayrılmasını gerektirecekti. İki yıl sonraysa Gheorghe Hagi’nin Romanya Birinci Ligi’nde A takımlar seviyesinde forma giyebileceğine kanaat getiri- lecekti. Bu sayede kendisinin aile hasreti de son bulacaktı zira Fa- rul’un A takımında forma giymek üzere Köstence’ye geri dönüyordu. 1982-83 sezonuyla birlikte Hagi, profesyonel futbolculuk kariyerinin ilk sezonunda, çoğu sezonun ikinci yarısında olmak kaydıyla, Farul for- ması altında 18 maça çıkıyor ve bu karşılaşmalarda yedi kez rakip fileleri havalandırarak bir anda Ro- manya’da en çok dikkat çeken genç yeteneklerden biri haline geliyordu. Ne var ki onun gösterdiği bu perfor- mans, takım olarak berbat bir sezon geçirmekte olan Farul’un ligin di- binden kurtulmasına yetmemişti. Sezon sonunda Köstence ekibinin küme düşmesi üzerineyse Hagi’nin birinci ligde bir başka kulüpte oynaması gerektiğini düşünen Romanya Futbol Federasyonu, onu ilk olarak Universtatea Craiova takımının kadrosuna dâhil etmeyi düşünecekti. Fakat Craoiva’ya gitmek istemeyen Hagi, bir sonraki seçenek olarak önüne getirilen Bükreş’in Sportul Studentesc takımında karar kılacaktı. Açıkçası Hagi’nin Sportul’u Cra- iova’ya tercih etmesi şaşırtıcıydı. Zira 1983 yılında Craiova, o zamana kadar bir Rumen takımının Avrupa kupalarındaki en iyi derecesini elde ederek UEFA Kupası’nda yarı final oynamış, hatta Benfica’ya da 0-0 ve 1-1’lik skorlar neticesinde kıl pa- yıyla elenmişti. Craoiva aynı sezon ligde de ikinci sırayı almıştı. Belki Craiova’da kendi mevkiinde, Romanya Millî Takımı’nda da düzenli olarak forma giyen Ilie Bala- ci’nin oynuyor olmasından dolayı ilk on birde fazla şans bulamayacağını düşünmüş veya belki de Craiova yerine Bükreş’te yaşamayı yeğle- mişti. Gerçi bunu söylerken Spor- tul’a çok haksızlık etmemek lâzım zira onlar da söz konusu sezonda ligi Craoiva’nın ardından üçüncü sırada tamamlamışlardı. Lucescu ile ilk tanışma Öte yandan Hagi, 1983 yazında Ro- manya AMillî Takımı’na da ilk defa çağrılacak ve 10 Ağustos’ta Oslo’da Norveç’le oynanıp golsüz sona eren özel maçta da bu formayı ilk kez sırtına geçirecekti. Ona bu şansı tanıyan teknik direktörse bir başka tanıdık isim, Mircea Lucescu’ydu. Sportul’daki ilk sezonunda orta sa- hanın ortasında görev yapan Hagi, kaleye biraz uzak kalmasından ötürü direkt gol üretmekte biraz zorlanmış ve iki kez ağları havalan- dırabilmişti belki ama takımın santrforu Marcel Coraş’ı da en çok besleyen kişi o olmuş ve Coraş, Hagi’nin asistlerinin de sayesinde ligde gol krallığına ulaşırken, Sportul da puan cetvelinde dördüncü sırayı almıştı. Hagi, Avrupa kupalarındaki ilk maçına da bu sezon çıkmıştı. Sportul, UEFA Kupası’na katılmış ve ilk turda Avusturya’nın Sturm Graz ekibiyle eşleşmişti. 14 Eylül 1983’teki bu karşılaşmayı Türk hakemSadık Deda’nın yönettiğini de ayrıca belirtelim. Ancak Sportul, ilk yarısını 1-0 önde kapattığı bu maçta son 15 dakikada kalesinde gördüğü goller neticesinde 2-1 mağlup olmuş, rövanşta da golsüz bir beraberliğin ardından turnuvaya ilk tur sonunda veda etmek zorunda kalmıştı. Hagi’ninmillî takımla ilk büyük uluslararası deneyimiyse, 1984 Av- rupa Şampiyonası’nda boy göster- mek olacaktı. Romanya, EURO 1984 elemelerinde büyük bir sürprize imza atmış ve son dünya şampi- yonu İtalya’nın yanı sıra İsveç ve Çekoslovakya gibi iki güçlü takımı daha geride bırakarak turnuvaya katılmaya hak kazanmıştı. Hagi, her ne kadar elemelerde sadece Kıbrıs RumKesimi ile oynanan bir maçta forma giyse de Mircea Lucescu ta- rafından turnuvaya gidecek 20 kişi- lik kadroya dâhil edilecekti. Romanya, turnuvanın ilk turunda İspanya, Federal Almanya ve Porte- kiz’le aynı grupta yer alırken Hagi, İspanya ile oynadıkları ve 1-1 bera- bere kaldıkları ilkmaçta sonradan oyuna alınmış, Federal Almanya’ya 2-1 yenildikleri müsabakadaysa ilk on birde sahaya çıkmıştı. Hagi’nin oynamadığı sonmaçında Portekiz’e tek golle boyun eğen Romanya’ysa turnuvayı bir puanla, grup sonun- cusu olarak noktalamıştı. Tekrar kulüpler düzeyine dönülecek olursa Hagi, kendisini kaleye uzak kullanan teknik direktör Ion Voica’nın 1984 yazında yerini Constantin Ardeleanu’ya bırakması, Ardealanu’nun da onu Coraş’a iyice yakınlaştırıp ikinci bir forvet gibi kullanmaya başlamasıyla gol yolla- rında ne denli etkili bir isim olabile- ceğini de ispatlayacaktı ve bu, kendisinin kariyerinde çok büyük bir dönümnoktası teşkil edecekti. NitekimHagi, 1984-85 sezonunda 20 gol birden atacak ve ligde gol krallığını da elde edecekti. Sportul ise bu kez sıralamada üçüncü ol- muştu. UEFA Kupası’ndaysa Hagi ve arkadaşları ilk turda İtalya’nın dev ekibi Inter’le eşleşmişler ve Bükreş’teki ilkmaçta da rakiplerini tek golle devirmeyi başarmışlardı. AncakMilano’daki rövanşta uzun süre 0-0’ı mu- hafaza etseler de 69’da Liam Brady ve 85’te Karl-Heinz Rummenigge’den gelen goller, Sportul’u kupanın dışına itmişti. Romanya’nın yeni yıldızı 1985-86 sezonuysa Hagi’nin Ro- manya’da artık en sıra dışı oyuncu- lardan biri olduğunu açık açık ilân ettiği sezon olacaktı. Ligde üst üste ikinci kez gol krallığını elde etmişti, üstelik 31 maçta 31 gol atarak... Sportul ise tarihinin en iyi lig dere- cesini elde ederek sezonu puan cetvelinde ikinci sırayı alarak tamamlamıştı. Lig şampiyonunun, o sezon aynı zamanda Avrupa şampiyonluğunu da kazanan Steaua Bükreş olduğu hesaba katıldığında, Sportul’un söz konusu ikinciliği daha da anlamlı bir hal alı- yordu. Hagi ayrıca 1985 yılı sonunda Romanya’da ‘yılın futbolcusu’ seçi- lerek, daha evvel 19 yaşında bu ödüle lâyık görülmüş Nicolae Dobrin’den sonra bu ödülü kazanan en genç ikinci isim oluyordu. Hagi, 1986-87 sezonuna da Sportul’da başlayacaktı ama bu birliktelik artık doğal sınırlarına ulaşmıştı. Bizzat Ceauşescu rejimi tarafından bir proje kulübü haline getirilen ve millî takımın iskeletini bünyesinde barındırmasının da sayesinde Şampiyon Kulüpler Kupası’nı Romanya’ya getiren ilk ve tek takım olan Steaua, artık genç yaşına rağmen açık ara ülkedeki en yetenekli futbolcu olarak görülme- yen başlayan Hagi’ye de kancayı takacaktı. Steaua, 24 Şubat 1987 tarihinde, Kupa Galipleri Kupası şampiyonu Dinamo Kiev ile UEFA Süper Kupa’da karşı karşıya gele- cekti. Steaua, Aralık ayında River Plate ile oynadığı Kıtalararası Kupa mücadelesini 1-0 kaybetmişti ve Ce- auşescu rejiminin, spordaki medar-ı iftiharı haline gelen Steaua’nın Kıtala- Hagi Sportul günlerinde alt sırada, sol başta Steaua formasıyla... 77 76
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==