TamSaha 182. Sayı / Ocak 2020

toplayabilen City, geri kalan 20 maçın tamamını kazansa bile bu, şu ana kadar olağanüstü bir gidişat içerisinde olan Liverpool’a yetiş- mek için kâfi gelmeyebilir. Premier Lig’de sezonun şu ana kadar sürprizine imza atan takımsa Leicester City oldu. Aslında Leices- ter’ın sürprizlere alışık bir ekip ol- duğu aşikârdı. Öyle ya, sadece dört sene evvel, modern zamanların belki de en akıl almaz şampiyonluk öyküsünü yazarak Premier Lig’i zirvede bitirmeyi başarmışlardı. Ancak sonraki üç sezonda orta sıralarda takılıp kalmalarıyla da kamuoyunda 2016’daki şampiyon- luğun yüz yılda bir gelecek türden bir sürpriz olduğu izlenimini yaratmışlardı. Leicester City, geçen sezon son 10 haftaya girilirken takımın başına Brendan Rodgers’ı getirmişti. Liverpool ile 2014’te şampiyonluğu kıl payıyla kaçıran Rodgers, göreve gelmesinin ardından çıktığı 10 maçta 17 puan toplayarak olumlu sinyaller de vermişti. Leicester, bu sezona da benzer bir çizgide girerek ilk sekiz haftayı 14 puanla kapat- mıştı. Manchester United, Arsenal ve Tottenhamgibi takımların kötü birer sezon geçiriyor olmalarının da etkisiyle Leicester, bu sonuçların ardından kendisine ilk dört içeri- sinde de yer bulmuştu ve o esnada, önümüzdeki sezon bir kez daha Şampiyonlar Ligi’nde yer alıp ala- mayacakları az da olsa merak edil- meye de başlanmıştı. Sonrasın- daysa Leicester, adeta Liverpool’a nazire yaparcasına bir galibiyet se- risi yakalayacak ve üst üste sekiz maç birden kazanarak, ilk dörtteki yerini iyiden iyiye sağlamlaştıracak, hatta Manchester City’yi bile geçe- rek ikinci sıraya kadar çıkacaktı. Bu seri içerisinde deplasmanda Southampton’u 9-0 yendikleri maçsa, Premier Lig kayıtlarına yeni bir rekor olarak geçiyordu. Millî oyuncumuz Çağlar Söyüncü’nün de düzenli biçimde ilk on birinde yer aldığı Leicester’ı sürükleyen isimle- rin başındaysa tecrübeli golcüsü Jamie Vardy geliyor. Vardy, attığı 17 golle gol krallığı yarışında da en yakın rakiplerinin altı gol önünde zirvede yer alıyor. Leicester’ın bu büyük çıkışıysa, önce Manchester City’ye deplasmanda 3-1, ardından da kendi evinde Liverpool’a 4-0 kaybetmesiyle sona erdi. Yine de Leicester, Liverpool ve City ile henüz aşık atacak durumda olmasa bile en azından gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme adına büyük bir avantaja sahip ve sezonun kalan yarısında da bu uğurda çaba sarfedeceklerine şüphe yok. Premier Lig’de sezonun şu ana kadarki hayal kırıklıklarıysa Manchester United, Arsenal ve Tottenham oldu. Geçen sezon Şam- piyonlar Ligi’nde final oynayarak tarihinin en parlak dönemlerinden birini geçiren, üstelik yeni stadının tamamlanmasıyla da ayrı bir olumlu hava daha yakalayan Tottenham, buna karşın ilk yedi maçta 11 puan toplayabilirken hiç üst üste iki maç kazanamıyordu. Tottenham için asıl yıkımsa, Ekim ayının başında yaşandı. 1 Ekim’de kendi evlerindeki Şampiyonlar Ligi mücadelesinde Bayern önünde 7-2’lik bir hezimete uğrayan Tottenham, dört gün sonra bu şoku atlatamadan çıktığı Premier Lig mücadelesinde de Brighton deplas- manında 3-0mağlup oluyordu. Ligde sonraki dört maçta da üç be- raberlik ve bir yenilgi alarak adeta kazanmayı unutan Londra ekibinde bunun neticesinde kazan iyice kaynıyor ve takımın son yıllardaki büyük çıkışınınmimarı olan Arjan- tinli teknik adamMauricio Pochet- tino da görevi bırakmak zorunda kalıyordu. Pochettino’nun yerine Tottenham teknik direktörlüğüne Jose Mourin- ho’nun getirilmesiyse, Premier Lig’de sezonun en önemli gelişme- lerinden biri sayılırdı. Geçmişte iki dönemChelsea’yi çalıştıran ve Ma- vileri üç defa şampiyonluğa taşıyan Mourinho, önceki iki sezon görev yaptığı Manchester United’daysa bu başarılarını tekrarlayamamıştı. Portekizli teknik adamın Totten- ham’da ne yapacağıysa büyük merak konusu. Özellikle Mou- rinho’nun Chelsea, Inter, Real Mad- rid ve Manchester United’da büyük transfer bütçeleriyle görev yap- ması, buna karşılık Tottenham’ın son yıllarda Premier Lig’in cebinde akreple dolaşan takımlarının belki de başında gelmesi, bu yeni ortaklıkta hangi tarafın farklı bir yaklaşım ortaya koymak zorunda kalacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. Acaba Mourinho’dan da selefi Pochettino’da olduğu gibi elindeki malzemeden azami verim alması mı beklenecek yoksa Tot- tenhamyönetimi gözünü karartıp yıllardır biriktirdiği tasarruflarını bozdurup flaş transferler yapma yoluna mı gidecek? Ocak transfer döneminden itibaren bu sorunun cevabı da yavaş yavaş belli olacak- tır. Tottenham, Mourinho yöneti- minde çıktığı ilk yedi maçtaysa 15 puan toplayarak puanını 29’a yükseltti ve beşinci sıraya kadar tırmandı. Teknik adamdeğişikliği yaşayan bir diğer sorunlu büyükse Arsenal’di. ArseneWenger’in 22 yıllık teknik direktörlüğü sonrasında geçen sezon başında kulüpte bu göreve gelen Unai Emery ile geçen sezon ligi beşinci sırada tamamlayan Ar- senal, bu sezona da İspanyol teknik adamyönetiminde girmişti. Ancak ilk iki maçın kazanılmasının ardın- dan üçüncü hafta Anfield’da Liver- pool’a 3-1 kaybedilmesiyle birlikte Arsenal adeta tepetaklak düşmeye başlıyordu. Öyle ki Liverpool maçı dâhil, Arsenal 11 karşılaşmada sadece iki galibiyet elde ederken 12 puan toplayabilecek ve kendisini orta sıralarda bulacaktı. Gidişat böylesine iç karartıcı olunca da Arsenal yönetimi, Unai Emery ile yollarını ayırmak zorunda kaldı. Emery sonrasında beş maçlığına geçici olarak takımın başında görev yapan Fredrik Ljungberg de kötü gidişatı engelleyemezken Londra ekibi 18maç sonunda 23 puanla 11. sırada bulunuyordu. Arsenal yöne- timin teknik direktörlük için karar kıldığı isimse, geçmişte formalarını da giymiş olan ve son olarak Manc- hester City’de Guardiola’nın yar- dımcılığını yapan Mikel Arteta’ydı. Arteta yönetiminde çıkılan ilkmaç- taysa Borunemouth deplasmanında 1-1 berabere kalan Arsenal, böylece 24 puanla 11. sırada kaldı. Sezona transfer yasağıyla giren ve Maurizio Sarri’nin yerine de teknik direktör olarak kulübün efsanele- rinden Frank Lampard’ı göreve getiren Chelsea ise aslında hayli verimli sayılabilecek bir sezon geçiriyor. Liverpool, Leicester ve Manchester City’nin ardından ligde dördüncü sırada bulunan ve önümüzdeki yıl da Şampiyonlar Ligi’nde yer alma hedefinde bir sapma olmayan Maviler, bir yandan da transfer yapamamanın belki de faydasını gördüler zira bu sayede Tammy Abraham, Mason Mount, CallumHudson-Odoi, Fikayo Tomori ve Christian Pulisic gibi gençlere yatırımyaparak çok uzun yıllar faydalanabilecekleri kaliteli oyuncular kazanmış oldular. Premier Lig’de sezonun ilk yarı- sında önemli bir değişiklik yaşayan bir başka takımsa Everton’dı. Özel- likle Eylül ayının ortasından itibaren büyük bir düşüş yaşamaya başla- yan Merseyside ekibi, 4 Aralık’ta Liverpool’a 5-2 kaybettiği ve düşme hattının kıyısına kadar geldiği derbi maçının ardından Portekizli teknik adamMarco Silva ile yollarını ayırdı. Üç maçlığına geçici teknik direktör Duncan Ferguson’ın çalıştırdığı Everton, tamda o sıralarda Napo- li’deki görevine son verilen Carlo Ancelotti ile anlaşarak İtalyan tek- nik adamın yeniden Premier Lig’e dönmesini de sağlamış oldu. Ance- lotti daha evvel 2009-2011 periyo- dunda Chelsea’yi çalıştırmış ve Londra ekibiyle bir şampiyonluk da yaşamıştı. Premier Lig’in alt sıralarına bakıldı- ğındaysa düşme hattında Norwich City, Watford ve Aston Villa, onların hemen üzerinde deWest Ham, Bournemouth, Brighton ve Southampton yer alıyor. Geçen sezon Championship’ten yükselen Sheffield United ise şu ana dek izle- yenleri en çok şaşırtan ekiplerden biri oldu. Sheffield, 19maçta sadece dört kez yenilirken ligde altıncı sıraya kadar tırmandı. Sürpriz takımLeicester Mourinho , Tottenham’ı toparlayabilecekmi? Chelsea gençlerle parlıyor... 108 109

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==