TamSaha 180. Sayı / Kasım 2019
kur Rizespor’a da istemişti. Fakat o dönemkulübüm izin vermemişti. Bir sene sonra Rıza Hoca, Mersin İdman Yurdu ile anlaştı ve beni yine istedi. O yüzden benim için çok zor bir karar değildi. İsveç’te futbol oynayan herkes Avrupa’nın farklı ülkelerinde ve Türkiye’de futbol hayatına devam etmek istiyor. O yüzden ben de beni isteyen bir hoca ve ekibinden teklif gelince karar verdim. Çok zor bir karar olmadı benim için… İsveç’ten sonra Mersin İdman Yurdu ile Süper Lig’de mücadele ettin. İki lig arasında nasıl bir fark görüyorsun? Öncelikle burada kalite çok daha iyi. Çok daha iyi oyuncular var. İsveç’te takımolarak birlikte oynamaya yö- nelik. Ama Türkiye’ye baktığınızda çok daha fazla kalite var. İsveç’te rakip takıma iki-üç şans verdiği- nizde birisini gole çevirebiliyorlar. Ama Türkiye’de yarım şans verseniz bile o gelip kalenizde gol olabiliyor. Orta sahada topu kaybe- derseniz kalenizde golü görüyorsu- nuz. Oyuncu kalitesiyle alâkalı tabiî bu durum. İsveç’te son yıllarda kalite arttı ama Türkiye’de oyuncu kalitesi çok daha fazla. Kasımpaşa ailemgibi 2016-2017 sezonu başında Kasım- paşa’ya transfer nasıl gerçekleşti? Kasımpaşa gerçekten harika bir kulüp. Oyunculara çok iyi bakıyor- lar. Süper Lig’de oyunculara bu kadar iyi bakan başka bir kulüp daha var mı gerçekten bilmiyorum. Kasımpaşa artık benim ailemgibi. Buradaki ortamda ailevî bir ortam. O yüzden benim için kariyerimin doğru bir zamanında atılan doğru bir adımdı… Takımın şu anki havasından ve sezon sonu hedeflerinden bahsedebilir misin? Takımdaki genel hava iyi. Oyuncu- ların hepsi şu an sahip olduğumuz puandan daha fazlasını isterdi. Bunun için çabalamaya devam ediyoruz. Geçen sene dörtte dörtle başladık ama bu sene daha iyi fut- bol oynuyoruz. Geçen sene elimize geçen fırsatları daha iyi değerlen- dirmiştik. Şimdi pozisyon buluyo- ruz, iyi oynuyoruz ve bunları da gole çevireceğiz. Takımolarak geliş- meye çalışıyoruz. Geçen seneki galibiyetler şans değil; önemli bir çalışmanın ürünü. Şu anda da sahip olduğumuz oyuncu grubu çok iyi. İlerleyen zamanlarda daha iyi olacağımıza inanıyorum. Hayalim spor öğretmenliği 28 yaşındasın ve kulübünle 31 Mayıs 2022’ye kadar sözleşmen var. Kendine nasıl bir kariyer planı yapıyorsun? Hedeflerin, hayallerin neler? Bunu şimdiden söylemek zor as- lında. Futbol kariyeriyle alâkalı çok bilinmez var. Bugün sağlıklı bir şe- kilde futbol oynuyorsun ama yarın bir sakatlık geçirebilirsin. O yüzden ben olan şeyleri olduğu gibi kabul etmeyi tercih ediyorum. Günlük olarak düşünüyorum. Adım adım gitmeyi seviyorum. Çok büyük ka- rarlarımyok. Herkes daha büyük takımlarda oynamak ister ama ben futbolu gün gün düşünüyorumve alabildiğimkadar keyif almak istiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse futboldan sonraki kariye- rimde şöyle bir hayalimvar. Haya- tımboyunca bir okulda öğretmen olmak istedim. Belki futboldan sonra bir spor öğretmeni olarak kendimi eğitip; bir okulda öğret- menlik yapabilirim. Bunu gerçek- leştirebilirsemmutlu olurum. Türkiye’de ve dünyada en çok be- ğendiğin oyuncular kimler? Kari- yerinde kendine kimi örnek aldın? Türkiye’de Atiba’yı çok beğeniyo- rum. Burak Yılmaz da inanılmaz bir oyuncu… Dünyada ise Messi’yi söyleyebilirim. Bence o başka bir gezegenden… Kendime idol olarak aldığımoyuncular arasında Zidane, Figo ve Yaya Toure var… Türkiye’de 2002’nin tutkusu var 2020 Avrupa Şampiyonası yolunda Türkiye olarak çok gururlu bir dönemyaşıyoruz. Sen de ülke- mizde forma giyen bir oyuncu olarakmaçlarımızı ve bu süreci nasıl değerlendiriyorsun? Evet, Türkiye’nin Arnavutluk ve Fransa maçlarını izleme şansım oldu. Öncekinden çok daha farklı bir Millî Takımbence. Çünkü oyuncu- ların gözlerinde bu isteği görebili- yorsunuz. Aslında aynı şey Kosova Millî Takımı için de geçerli. Birlikte aynı tutkuyu paylaşıyorsanız, bu tutku başarıyı getiriyor size. Onlarda da aynı istek var. Türklerin gözlerindeki istek gibi… Bu benzer tutkuyu TürkMillî Takımı 2002 yılında dünya üçüncüsü olduğu zamandan hatırlıyorum. Sanki aynı açlıkla devam ediyorlar. O yüzden Türkiye’nin çok başarılı olacağını düşünüyorum. Eşin “O Ses Türkiye” yarışmasına katıldı. Müzik konusunda çok yete- nekli. Sen de çok büyük destekçisi- sin. Nasıl bir tecrübeydi? Aslında benim açımdan çok güzel bir tecrübe değildi. Çünkü orada bulunmayı ve çok uzun saat- ler beklemeyi çok fazla sevmedim. Ama eşimin rüyasıydı ve çok güzel geçti. Aslında biz Türkiye’ye gelmeden önce eşimbir teklif almıştı. İsveç’teki en büyük plak şirketlerinden bir tanesi bir yarışma düzenlemişti. Eşimi de çağırdılar. Ama zamanlama olarak buna hazır değildik. Çünkü Türkiye’ye gelmemiz gerekiyordu. Onun için şunu ümit ediyorum; umarımbir gün istediği gibi dünyanın bir yerinde konser verir ve şarkılar söyler. Ben de şu an onun yaptığı gibi kanepeye oturup çocuklarla ilgilenir ve onu televizyondan izleyebilirim. Sporcu bir baba ve müzisyen bir anne ile büyüyen çocukla- rınız var. Sence çocukların hangi yeteneğe daha çok yatkın? Umarım futbol değildir. Umarım şarkı söyleme konusunda daha yetenekli- dirler (gülüyor). İstanbul’da nasıl bir hayatın var? Özel zamanlarını nasıl değerlendirirsin? Aslında ilk geldiğim zaman İstan- bul’u gezmek için çok fazla vakit harcıyordumve çok seviyordum gezmeyi… Ama şimdi iki çocukla birlikte biraz daha zor olabiliyor. Genelde boş zamanlarımı evde çocuklarımla geçiriyorum. Play-Station oynuyorumya da dinleniyorum. Hâlâ boş vaktim olduğunda gezmeye çıkıyorum. İstanbul çok büyük bir şehir. Sanırımben sadece yüzde 20’sini gezebilmişimdir. Hâlâ bilmediğim birçok yeri var. Hobilerin ve fobilerin neler? Korkularım olarak örümcek, yılan ve uçak korkusunu söyleyebilirim. Uçan şeylerden çok fazla hoşlanmı- yorum. Hobilerim ise Play-Station oynamak ve çocuklarla vakit geçirmek… 98 99
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==