TamSaha 180. Sayı / Kasım 2019
Türk takımlarının Avrupa kupaların- daki ilk büyük sürprizini Göztepe’nin gerçekleştirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. 1967-68 sezonunda ülkemizi UEFA Kupası’nın öncülü ni- teliğindeki Fuar Şehirleri Kupası’nda temsil eden İzmir ekibi, ilk turda Bel- çika’nın Antwerp takımını eleyerek zaten önemli bir başarı göstermişti. Ancak ikinci turda, kupanın favorile- rinden Atletico Madrid karşısında Göztepe’nin şansı neredeyse yok gibiydi. Madrid’deki ilkmaçı da ev sahibi ekip Garate ve Cardona’nın golleriyle 2-0 kazandığında, zaten az olan umutlar hepten tükenmişti. Ancak belli ki teknik direktör Adnan Süvari’nin kafasında farklı planlar vardı. Nitekim İzmir’deki rövanş maçına Göztepe fırtına gibi giriyor ve 15. dakikada kazanılan penaltıyı Halil Kiraz’ın gole çevirmesiyle de 1-0 öne geçiyordu. Bununla da yetinmeyen sarı-kırmızılılar, 27. dakikada da sağ kanattan gelen ortayı ön direkte kaptan Gürsel Aksel’in düzgün bir kafa vuruşuyla ağlara göndermesi sayesinde şartları eşitleyecekti. 2-0’dan sonra Atletico, Göztepe ka- lesi önünde büyük bir baskı kurmaya başladıysa da dönemin ülkemizdeki en iyi file bekçilerinden biri olan Ali Artuner üç direk arasında geçit ver- miyordu. İkinci yarının ortalarında Atletico’dan Collar ve Ufarte’nin hakemle girdikleri tartışmanın ar- dından oyundan ihraç edilmelerinin ardındansa rüzgâr tamamen temsil- cimizden yana dönecekti. Maçın du- raklama dakikaları oynanırken, ilk golün sahibi olan Halil’in çektiği sert şutta topu doksana takmasıyla da Göztepe, dev rakibini 3-0’lıkmuaz- zambir skorla elemeyi başarıyor ve Türk futbolunun kulüpler düzeyin- deki destansı hikâyelerinden belki de ilkine imzasını atmış oluyordu. 66 67 Avrupa kupalarında temsilcilerimiz kimi zaman karşılarındamutlak favori olarak görülen takımlar bulmalarına rağmen bu eşleşmelerde rakiplerine çelme takmayı başarmışlardı. İşte Türk takımlarının Avrupa’da imza attığı en önemli sürprizler. Avrupa Kupaları Tarihi Türk usulüsürprizler Onur Erdem G eçen ayki sayımızda Avrupa kupaları tarihinin en önemli sürprizlerine değinmemizin ardından bu ay kendi temsilcile- rimizin bu kupalarda gerçekleş- tirdiği başlıca sürprizleri ele alıyoruz. Tabiî bu noktada, tıpkı geçen ayki yazıda olduğu gibi, sürpriz kriterimizin iki maçlı bir eşleşmede rakibi elemek oldu- ğunu bir kez daha hatırlatalım. Ayrıca olası bir yanlış anlaşılma- nın önüne geçmek adına da Türk futbolunun kulüpler düzeyinde uluslararası alandaki en önemli başarıları olan Galatasaray’ın UEFA Kupası ve Süper Kupa zaferlerinin de bu değerlendir- menin dışında bilinçli olarak bırakıldığının da altını çizmekte fayda var. Zira sarı-kırmızılılar bu iki kupanın bulunduğu nok- taya adeta basamak basamak çıkmıştı ve önceki aşamalarda yaptıkları göz önüne alındığında da hiçbir eşleşmede rakipleri mutlak favori değildi. Mevcut yazıdaysa güçlü rakipleri karşı- sında hiçbir şansı olmadığı düşünülen temsilcilerimizin bu genel kanıyı büyük bir yanılgıya dönüştürürcesine yazdıkları başarı öykülerine yer verildi. Göztepe - AtleticoMadrid: 0-2, 3-0 (Fuar Şehirleri Kupası, 1967-68) Fenerbahçe - M. City: 0-0, 2-1 (Şampiyon Kulüpler Kupası, 1968-69) 1960’ların sonlarına gelindi- ğinde İngiliz futbolu belki de en parlak günlerini yaşamak- taydı. Futbolda tarihlerinin ilk ve şu ana kadarki tek dünya şampiyonluğunu, 1966’da kendi evlerinde düzenlenen Dünya Kupası’nda kazanmış- lardı. 1968’deyse Manchester United, Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanarak kulüpler düzeyinde Avrupa şampiyonu olan ilk İngiliz ekibi unvanını elde etmişti. United, Avrupa sathında bu başarıyı elde eder- ken, ezeli rakibi Manchester City ise aynı sezon İngiltere Li- gi’nde şampiyonluğa ulaşmıştı. Böylece 1968-69 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası’nda iki Manchester ekibi birlikte yer alıyordu. Tabiî ki City’de hedef, ligin ardından bu kupayı da kazanarak United’a karşı hiçbir koşulda altta kalmamaktı. Bu doğrultuda ilk turda eşleştikleri Fenerbahçe’yi ise bir engel olarak gördükleri söylenemezdi. Ne var ki iki ekibi Maine Road’da karşı karşıya getiren ilkmaç, hiç de City’nin beklediği gibi geçmi- yordu. Futbol kariyeri sonrasında Yeşilçam’da da iz bırakacak olan kaleci Yavuz Şimşek bumaçta da adeta film senaryolarında rastla- nabilecek türden bir performans sergileyince City forvetleri bir türlü aradıkları golü bulamıyor ve mücadele 0-0 sona eriyordu. 2 Ekim 1968’de Dolmabahçe’de oynanan rövanştaysa ilk ciddi atak Fenerbahçe’den geliyor fakat Ogün Altıparmak’ın filelere gönderdiği top, ofsayt engeline takılıyordu. Sonrasında İngilizler baskıyı kurmaya başlıyor ve 11. dakikada Yavuz Şimşek ile Ercan Aktuna’nın bir anlık anlaşmazlığı esnasında araya giren Tony Coleman, City’yi 1-0’lık üstünlüğe taşıyordu. Bu golün getirdiği moral bozuklu- ğuysa Fenerbahçe’nin oyununa da sirayet edecek ve ilk yarının sonuna kadar da sarı-lacivertliler etkili olamayacaktı. İkinci yarıdaysa sahada bambaşka bir Fenerbahçe vardı. Fuat Saner’in yerine oyuna alınan Abdullah Çevrim, sadece üç dakika içinde fırsatçılığını konuşturuyor ve Ogün’ün bir şutu sonrası oluşan karambolde topu ağlara göndere- rek Fenerbahçe’nin üzerindeki ölü toprağını atan isim oluyordu. Karşılarında tarihi bir fırsat oldu- ğunun farkına varan Fenerbahçeli futbolcular, güçlü rakiplerine karşı gözlerini karartıp yükleniyorlardı. Bitime 12 dakika kala da Can Bar- tu’nun kullandığı bir duran top sonrasında Ercan topu kafayla in- diriyor ve Ogün’ün vuruşunda top ikinci kez Manchester City ağla- rına takılıyordu. Bu golle birlikte sarı-lacivertliler zorlumücadeleyi 2-1 kazanacak ve turu geçen taraf olacaktı. Ertesi gün çıkan gazete- ler de bu zaferi “Futbolumuzda Altın Gece” ve “Dünya Şampiyon- larının Şampiyonunu Yendik” manşetleriyle kutlayacaktı.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==