TamSaha 180. Sayı / Kasım 2019

Hangi Türk takımlarını takip ediyorsun? Genel olarak söylemek gerekirse EuroLeague’i takip ediyorum. Tür- kiye Basketbol Ligi’ndeki maçları çok takip edemiyorum çünkü kendi maçlarımgibi onlar da hafta so- nunda oynanıyor. EuroLeague’i ise hafta içinde izleme şansımoluyor. Fenerbahçe, Anadolu Efes, Daçka (Darüşşafaka)… Bunlar takip ettiğim takımlar. NBA’deki temsilcilerimizi izliyorum NBA’i takip ediyor musun? Desteklediğin bir takımvar mı? Şöyle açıklayayım; herhangi bir takımı desteklemiyorum. NBA’de ülkemizi temsil eden ve bizi gurur- landıran genç ve tecrübeli kardeş- lerimiz var. Onlarınmaçlarını izlemeye çalışıyorum. Cedi’yle (Cedi Osman) arkadaşız. Onunmaçlarını mutlaka izliyorum. Elbette Ersan İl- yasova ve Furkan Korkmaz’ınmaç- larını da kaçırmamaya çalışıyorum. İngiltere’yle Amerika arasında zaman farkı olduğundan bazı maç- lar benim için çok geç saatte başla- mış oluyor. Bazı maçlar akşam saat on veya on bir gibi başlıyor, ben de omaçları izleyip öyle uyuyorum. Oradaki temsilcilerimiz iyi oyna- dıkça ben de gururlanıyorum. Türk temsilciler dışında beğendiğin NBA oyuncuları kimler? Bence James Harden çok farklı bir oyuncu. Onu çok beğeniyorum. El- bette, Stephen Curry, Kevin Durant. Bu oyuncular çok farklı oyuncular. Peki ya sen? Sence iyi bir basketbol oyuncusumusun? Kötü olmadığımı düşünüyorum. İdare eder diyeyim. Arkadaşlarımla birlikte oynuyoruz ve bence iyi oynuyorum. Hangi pozisyonda oynuyorsun peki? Boyumbasketbol için çok uzun olmadığı için (1.83m) en çok oyun kurucu olarak oynuyorum. Pota altında oynamak biraz zor. Aslında basket oynarken pozisyonlara, numaralara çok takılmadan oynuyoruz. Herkes, her pozisyonda oynayabiliyor. Ama dediğimgibi, basketbolu severek oynuyor ve izliyorum. Babamın hakkı ödenemez Peki, basketbolu bir kenara bıraka- lım… Ailenin senin hayatında çok önemli bir yeri olduğunu biliyorum. Aile hakkında neler söylemek istersin? Sana özellikle babanı sormak istiyorumbu noktada. Şöyle söyleyeyim… Kariyerimde bu noktaya gelebildiysem eğer, bunu mümkün kılan en önemli faktör ailemdi. Babamhakkında özellikle konuşmak istiyorum; futbola karşı çok büyük bir tutku ve sevgi besli- yor, futbol oynamışlığı da var. En uzaktaki deplasmanmaçınızı düşünün… Katar’da bir millî maça çıkacağınızı hayal edin, oraya gelir ve sizi destekler. Hiçbir maçımı asla kaçırmaz. Frankfurt’un biraz dı- şında yaşadığımız dönemde, henüz bir sürücü belgemyoktu ve beni her gün 35km’likmesafedeki antrenman tesislerine götürürdü. Böylesi bir ilgiye paha biçilemez… Bunların hakkı ödenmez. İşte bu yüzden babamhakkında özellikle konuşmak istedim. Ve şunu bilme- nizi isterimki aile, bir futbolcunun hayatında çok büyük bir öneme sahip. İşler iyi giderken hâlihazırda iyi hissedersiniz ve aslında bir baş- kasına ihtiyaç duymazsınız. Ama hayat sadece iyi zamanlardan iba- ret değil, aile burada devreye girer. Size sağladıkları destek ve moti- vasyon, performansını birebir etkiler ve ayağa kalkmanızı sağlar. Millî Takım’a nasıl hayır denilebilir ki? Futbol hayatına Almanya’da başla- dın ve genç takımlar seviyesinde Almanya Millî Takımı için oynadın. Sonrasında ise Türk Millî Takımı’nı tercih ettin. Bu karar dönemi senin için nasıl gelişti? Bu süreçte neler hissettin? Evet, Almanya Millî Takımı için oy- namaya başladım, 15, 16, 17, 18, 19, 20 ve 21 yaşlarımboyunca oyna- dım. Bazı yaş gruplarında takım kaptanlığı dahi yaptım. Bir Türk olarak, bu elbette benim için çok kolay bir şey değildi. Ama kendimi çok iyi adapte ettiğimi düşünüyo- rum. Gaziantepspor’a transfer oldu- ğumyıl çok iyi bir sezon geçirdim ve sadece yarım sezonun ardından o dönemdeki teknik direktörümüz Guus Hiddink beni Millî Takım’a davet etti. Ah, pardon, beni önce Okan Buruk aradı, o dönemyar- dımcı antrenördü. Beni aradı ve “Guus Hiddink seni görmek istiyor” dedi. Ardından bir araya geldik. Bu, çocukluğumdan bu yana hayalimdi. Buna nasıl hayır diyebilirdimki? Biz zatenmilliyetçi bir aileyiz. Bayrağımızı ve ülkemizi çok seviyoruz. Bir saniye bile tereddüt etmeden, “evet” dedim. Biraz da EURO 2016’dan konuşalım istiyorum… Hem sen hemde takımın adına, EURO 2016 nasıl geçti dersin? Öncelikle şunu belirtmemgerekir ki, EURO 2016’da zor bir gruba düş- tük ve bu açıdan biraz şanssızdık. Turnuvaya ise biraz geç adapte olabildik. İlkmaçımız Hırvatistan’a karşıydı ve iyi bir maç çıkarmadık. İspanya’ya karşı daha iyi oynadık ancak İspanya’nın nasıl kaliteli bir takımolduğu da ortadaydı… Grubun sonmaçında gücümüzü bulduk ve Çek Cumhuriyeti’nden üç puanı aldık. Ama bundan sonra, sanırım İtalya ile İrlanda maçıydı... İrlan- da’nın İtalya’yı mağlup etmesinin ardından turnuvadan elendik. Çok üzgündük, hatta yıkılmıştık. Turnuvaya tamda yeni adapte olmuşken elenmiştik. Ama EURO 2020’ye katılma hakkı kazanırsak, bu turnuvanın bizim için çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Millî Takım’da dengeyi tutturduk EURO 2020 Elemeleri’ne de çok iyi başladınız ve şu an grupta işler sizin için oldukça iyi gidi- yor. Bu konuda ne söylemek istersin? Takım içindeki ortam ne durumda? Takımda atmosfer çok iyi. Birkaç tecrübeli arkadaşımı- zın yanında birçok genç oyuncudan oluşan bir takıma sahibiz. Bu bağlamda iyi bir denge tutturduk. Tecrübeli arkadaşlarımız genç arkadaş- larımıza yardımcı oluyor ve genç arkadaşlarımız tecrübelilere büyük saygı duyuyor. Sağladığımız uyumu sahaya yansıtmayı da başar- dık. Şu an gruptaki durumumuz da oldukça iyi ama geri kalanmaçları- mızı kazanmazsak bunun hiçbir önemi kalmaz. O yüzden kalan maçlarımızda çok iyi mücadele ederek iyi sonuçlar almak istiyoruz. Avrupa Şampiyonası çok önemli bir turnuva. Ben EURO 2016 sırasında futbolcu olduğumu anladımdesem yanlış olmaz. Böylesine önemli bir turnuvanın, böylesine büyük bir organizasyonun bir parçası olduğumu idrak edince futbolcu olduğumu hissettimdiyebilirim. Bu hissiyatı tekrar tecrübe etmek istiyorum. Bu turnuvada daha fazla maç oynamak istiyorum. Bumaç- larda goller atmak ve bu sayede takımımın daha üst turlara ilerlemesine katkıda bulunmak istiyorum. 53 52

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==