TamSaha 180. Sayı / Kasım 2019
2-1 önde tamamlayacaktı. İsveç ve dolayısıyla Hamrin adına en büyük şanssızlıksa, karşılarında tarihin en büyüğü olma yolunda ilk adımlarını atmakta olan eşsiz bir ismin, Pe- le’nin bulunmasıydı. Kimbilir, belki Pele birkaç ay bile geç doğmuş olsa Brezilya, İsveç’in önüne çok daha farklı bir hücumkimliğiyle çıkacak ve o zaman da futbol tarihi, 1958’de İsveç’ten dünya şampiyonu, Ham- rin’den de dünya şampiyonu takı- mın en çok parlayan yıldızı olarak bahsedecekti. Ancak varsayımları bir kenara bıra- kıp gerçeklere dönecek olursak, final maçının ikinci yarısında sahne Pele’nindi. 55. dakikada sol kanat- tan Nilton Santos’un ortaladığı topu göğsünde yumuşatan ve bu esnada kendisini marke etmeye çalışan Sigge Parling’i de ekarte eden Pele, hemen ardından henüz yere düş- memiş topu İsveç’in diğer stoperi Bengt Gustavsson’un üzerinden aşırtacak ve devamında da topun yine yere düşmesini beklemeden volesini vurarak ağları havalandıra- caktı. Bu, bir Dünya Kupası finalinde atılan belki de en güzel goldü ve ne- ticeyi de artık iyiden iyiye belli et- mişti. Brezilya, 68’de Mario Zagallo ile bir gol daha bulduğundaysa artık kupa töreni için geri sayıma geç- mişti. Maçın son bölümünde Agne Simonsson, İsveç adına farkı ikiye indirse de son dakikada Pele bir kez daha klasını konuşturacak ve ken- disinin ikinci, takımının beşinci golünü kaydederek sonucu ilân edecekti. 5-2 kazanan Brezilya, Jules Rimet Kupası’nın yeni sahi- biydi. İkincilikle yetinen İsveçlilerse buruktu belki ama her şeye rağmen futbol tarihlerinin en önemli başa- rısını elde etmelerinden dolayı bir o kadar da gururluydu. Fiorentina’da zirve yaptı Dünya Kupası sonrasındaysa Ham- rin, kulüpler düzeyindeki kariyeri açısından en önemli dönümnokta- larından birini yaşayacak ve adının en çok birlikte anıldığı takım olan Fiorentina’ya imzayı atacaktı. Mor Menekşelerdeki ilk sezonunda 26 gol atan ve takımını ligde ikinci sıraya taşıyan İsveçli yıldız, gol krallığı yarışında da üçüncü sırayı almıştı. 1959-60 sezonunda da ben- zer senaryo yaşanacaktı. Hamrin yine rakip filelere 26 gol göndermiş ve Fiorentina da ligi yine ikinci sı- rada tamamlamıştı. Hamrin ayrıca gol krallığına bir kez daha çok yak- laştıysa da bu kez Omar Sivori’nin ardından ikinci sırada kalmıştı. Öte yandan Fiorentina, İtalya Kupa- sı’nda da final oynamış fakat finalde Juventus’a 3-2 kaybetmişti. Buna rağmen Floransa ekibi, bir sonraki sezon ilki düzenlenecek olan Kupa Galipleri Kupası’na katılmaya da hak kazanmıştı çünkü Juventus ligde de şampiyon olduğu için Şampiyon Kulüpler Kupası’nda boy gösterecekti. Söz konusu sezonda Kupa Galipleri Kupası’na 10 takımkatıldığı için Fiorentina, mücadelesine çeyrek fi- nalde başlamış ve bu turda da İsviç- re’nin Luzern ekibini 3-0 ve 6-2’lik skorlarla geçerken Hamrin de iki maçta beş kez fileleri havalandır- mıştı. Fiorentina, yarı finalde de Dinamo Zagreb’i 3-0 ve 1-2’lik neti- celerin ardından saf dışı bırakınca da finalde Rangers’ın rakibi ol- muştu. 17 ve 27 Mayıs 1961’de iki ayak üzerinden oynanan finalin Glasgow’daki ilk ayağını 2-0 kaza- nan Fiorentina, kendi evindeki rövanşta da 2-1 galip geliyor ve Hamrin de bumücadelede takımı- nın galibiyet golüne imzasını atı- yordu. Böylece Mor Menekşeler, Kupa Galipleri Kupası’nı ilk kazanan takım olarak da tarihteki yerlerini almışlardı. Mor Menekşeler İtalya Kupası’nı da finalde Lazio’yu 2-0 yenerek kazanmışlar ve sezonu çifte kupayla kapatmışlardı. Fiorentina, ertesi sezon da Kupa Galipleri Kupası’nda doludizgin gidi- yordu. Bu kez sırasıyla RapidWein, Zilina ve Ujpest ile oynadıkları altı maçı da kazanarak finale gelmiş- lerdi, Hamrin de bumaçlarda beş kez gol sevinci yaşamıştı. 10 Ma- yıs’taki finalde Fiorentina’nın rakibiyse Atletico Madrid’di. İspanyol temsilcisi, Joaquin Peiro’nun golüyle öne geçse de Mor Menekşeler Hamrin’le skora dengeyi getirmiş ve önce 90, ardından da 120 dakika berabere bitince de kazananı belirlemek, o günkü kurallar gereği tekrar maçına kalmıştı. Gelgelelim sezonun sonunda takvimde uygun bir yer bulu- namaması dolayısıyla söz ko- nusu tekrar maçı, bir sonraki sezonun başına, 5 Eylül’e alın- mıştı. Dört aylık rötarla oyna- nan finaldeyse gülen taraf, 3-0’lık skorla Atletico olacaktı. Hamrin, bundan sonra Fioren- tina formasını beş sezon daha taşıyacak, bu beş sezonda da 69’u ligde olmak üzere 95 defa daha fileleri havalandıracaktı. 2 Şubat 1964’te Atalanta ile deplasmanda oynadıkları ve 7-1 kazandıkları maçta beş gol birden atmasıyla da Serie A ta- rihinde bir deplasmanmaçında en çok gol atan oyuncu ol- muştu. Bu dönemde kendisine İtalyan gazeteci Beppe Pego- lotti tarafından ‘Uccellino’, yani küçük kuş yakıştırması da yapılmıştı ve bundan sonra kendisinin Çizme’deki lakâbı da bu olacaktı. Dünya futbolunda “sağ açık” denildiğinde akla gelen ilk isim olan Garrinc- ha’nın da mânâsının küçük kuş olduğunu hatırlatırsak bu ya- kıştırmanın ardındaki neden herhalde çok daha rahat anlaşılacaktır. Eksik kupaları Milan’da tamamladı 1967 yazına gelindiğindeyse Hamrin’in dokuz sezonluk Fiorentina kariyeri bitecekti. Padova’da teknik direktörlü- ğünü yapan Nereo Rocco, artık Milan’ı çalıştırmaktaydı ve İs- veçliyi, ilerlemiş yaşına rağmen kırmızı-siyahlı forma altında oynamaya ikna etmişti. Ham- rin, Fiorentina’dan ayrıldığında menekşe forma altında 151’i ligde olmak üzere toplam 208 gol atmıştı ki yıllar sonra Gab- riel Batistuta bu rekoru kırana kadar da kendisi kulüp tarihi- nin en golcü ismi olacaktı. Hamrin, Milan’da geçirdiği iki sezonda da kariyerindeki önemli eksikleri tamamlaya- caktı. İlk sezonunda kırmızı-si- yahlılarla Serie A’da şampi- yonluğa ulaşıyordu. Bu aynı zamanda kariyerindeki ilk ve tek lig şampiyonluğuydu. Milan, aynı sezon Kupa Galipleri Ku- pası’nda da Levski Sofya, ETO Gyor, Standard Liege ve Bayern Münih’i eleyerek finale gelmiş, 23 Mayıs’ta Rotterdam’da oy- nanan finaldeyse Hamburg’u, Hamrin’in ilk 20 dakika içinde attığı iki golle 2-0mağlup etmişti. Bu başarılardan sonra geriye bir tek Şampiyon Kulüpler Ku- pası kalmıştı ki 1968-69 sezo- nunda da sırada bu büyük kupa vardı. Final yolunda önce iki yıl öncesinin şampiyonu Celtic’i, ardından da son şampiyon Manchester United’ı deviren Milan, 28 Mayıs’ta Madrid’de oynanan finalde Ajax’ı 4-1 mağlup ederek Avrupa’nın en büyüğü oluyordu. Hamrin, artık eskisi kadar sık oynamasa da final maçında 90 dakika sahada kalmış, yarı finaldeyse United’a karşı çok kritik bir gol kaydet- mişti. O sezonun bitiminde Milan’a da veda eden Hamrin, ardından iki sezon Napoli for- ması giyecek, 37 yaşında da futbol hayatını noktalayacaktı. Hamrin, Serie A’da beş farklı takım forması altında toplam 190 gole imza atmıştı ki, o es- nada lig tarihinin en golcü dördüncü ismi konumundaydı. Hamrin günümüzdeyse bu lis- tede sekizinci sırada bulunuyor. Futbolu bırakmasının ardından kısa bir süre Pro Vercelli’yi çalıştırarak şansını teknik adamlıkta da denemek isteyen Hamrin, burada beklediğini bulamaması üzerineyse çok sevdiği Floransa’ya yerleşip iş hayatına atılmayı tercih edecekti. Hamrin, günümüzde de zamanının çoğunu, 60 küsur yıllık eşi Marianne, beş çocuğu ve yedi torunuyla birlikte Floransa’da geçirmekte… Kupa Galipleri Kupası’nın ilk sahibi efsane Fiorentina takımı. Sol alt başta Kurt Hamrin, sağ alt başta ise rahmetli Can Bartu var.... Kurt Hamrin Milan formasıyla 106 107
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==