TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Tolga Atalay-Mert Altıntop: "Futbol Millî Takımımız gibi geri dönmeyi seviyoruz" 1.06.2022
Tolga Atalay-Mert Altıntop: "Futbol Millî Takımımız gibi geri dönmeyi seviyoruz"

Futbol artık sadece sahada değil, monitör başında da oynanan bir oyun. eFutbol dünya yüzünde giderek yaygınlaşan, ilgi toplayan bir branş ve artık millî takımlar seviyesinde gerçekleşen bir rekabete de sahip. eMillî Takım Teknik Direktörü Tolga Atalay ve kaptan Mert Altıntop'la eFutbol üzerine derin bir söyleşi yaptık. 

Röportaj: TamSaha / Deniz Adar

eFutbol nasıl oynanıyor? Bu oyun hakkında bize detaylar verebilir misiniz?

Tolga Atalay: e-futbolu sanal video futbol oyunu olarak tanımlayabiliriz. Kuralları futbolla birebir aynı olan ve konsol, PC ya da telefonda oynanan video oyun bütünlüğüne eFutbol diyoruz. Şu anda sektörde iki tane temsilcisi var. Biri Konami… PES adındaki oyunu yapıyor. Diğeri ise EA. FIFA adındaki oyunu piyasaya sürüyor. EA'in düzenlediği uluslararası bir Dünya Kupası etkinliği var. Dünyadaki eFutbolcuların katıldığı kulüp bazlı temsil edilen ve milliyet gözetmeksizin, ligi olmayan, belli bir puanı alan herkesi play-off havuzuna toplayıp, 64 oyuncuyu dünyanın bir yerinde mücadele ettirip oradan şampiyon çıkardıkları bir organizasyonları var. 

Sahada oynanan futbolda olduğu gibi e-futbolda da profesyonel ve amatör oyuncular var mı?

Mert Altıntop: Dünya genelinde oyuncuların sıralamaları var. Aldıkları puanlara göre sıralamaları belli oluyor. Belirli bir sıralamadakiler profesyonel, bunun altında kalanlar da amatör oyuncular oluyor. Aslında amatör değil de akademi oyuncusu diyoruz. Türkiye'de genç yetenekler yavaş yavaş gelmeye başlıyor ve onlara akademi oyuncusu diyoruz. Yeni gelişen oyuncular bunlar. Bazıları da hızlı yol kat ediyor. Mesela, bir millî oyuncu arkadaşımız var, adı Kaan; geçen sene çok büyük bir başarı elde etmişti. O da akademiden çıkıp, e-Şampiyonlar Ligi'nde Top-8 yapmıştı. Ona artık profesyonel diyoruz. 

eMillî Takım seçmeleri nasıl yapılıyor? Kimler bu seçmelere katılabiliyor?

T.A.: Bu konuda geleneksel futbol millî takım hocalarından daha avantajlıyız. Şöyle ki, millî takım hocalarımızın büyük bir havuzu var ve o havuz içerisinden oyuncuları seçip, kendi taktiklerine uygun hâle getirmeleri gerekiyor. Bizim şansımız ise on bir oyuncuyu bir kişinin yönetmesi. Mücadelelerde biri diğerini yeniyor ve biz de o anki duruma göre birinin diğerinden daha iyi seviyede olduğunu görebiliyoruz. Buna bağlı seçmeler serisi yapılıyor. Avrupa'nın 55 ülkesinde yaşayan Türkler arasında da Türkiye içerisinde de seçmeler yapılıyor. Mesela, Hollanda'dan iki oyuncu Türkiye Millî Takımı'na girebilmek için seçmelere katıldı. Hollanda'dan Türkiye'ye geldiler, seçilmiş 6 oyuncuyla mücadele ettiler ve millî takıma girebilmek için çaba gösterdiler. Bu bizim için önemli ve aslında kolaylık. İyi ya da kötü oyuncuyu rekabet ettirerek görüp seçebiliyoruz. 16 yaşını geçmiş, sonrasında yaş sınırı olmayan, herkesin katıldığı elemelerde, millî takımda yer alacak 4 veya 6 oyuncu sayısına kadar düşüyoruz.

Gerek kulüpler, gerekse eMillî Takım, sahada oynanan futbol maçlarında olduğu gibi rakip takım analizleri yapıyorlar mı? 

T.A.: Hem oyuncularla hem de kendimiz ayrı olarak analizler yapıyoruz. Biz daha çok ülkeler üzerinde değerlendirmeler yapıyoruz. Oyuncularımızın hepsi bir şekilde bu maçları izliyorlar. Emirhan, Serhan, Kaan, Mert, Selim, yardımcım Ertunç, maçların hepsini izleyip değerlendiriyoruz. Mesela bir oyuncumuz rakibin yaptığı bir hareketi yakalıyor ve "Bu oyuncu bu hareketi yapıyor" diyor. O hareketi ve oyuncuyu değerlendirmeye alıyoruz. Yardımcım Ertunç Bey'le biz de ayrı olarak değerlendiriyoruz. Daha sonra bunu takımca paylaşıyoruz. Oyuncularımızın değerlendirmeleri bu noktada önemli oluyor çünkü birebir sahanın içerisinde oluyorlar ve yapabilecekleri ya da yapamayacakları hakkında durum tespiti yapıyorlar. Bu da bizim için bir analiz masası gibi oluyor. Bunu maçlardan önce sürekli yapıyoruz.

Dünya genelinde sizleri zorlayan ülkeler hangileri?

M.A.: Son dört haftada oynadığımız Europen Qualifica'da grupta Hollanda ve İngiltere bizi gerçekten çok zorlamıştı. Avrupa dışı ülkelerle oynamadık henüz ama şunu söyleyebilirim; mesela Fransa dünya şampiyonu ama sekiz maçta bizi hiç yenemediler. İngiltere ile de dört maç yaptık ve biz de onları yenemedik. İki yenilgi, iki de beraberlik aldık. Sonuçlar rakibe göre çok farklılık gösterebiliyor. 

Süper Lig takımlarının eFutbola ilgileri nasıl?

M.A.: Ben kariyerime Göztepe'de başlamıştım. Gerçekten çok güzel karşılamışlardı eFutbolu. Sonra Galatasaray'a transfer olduğumda da aynı ilgiyi gördüm. Şu anda Futbolist takımında da ilgi güzel.

T.A.: Beşiktaş, Fenerbahçe gibi takımlar da ilgi gösteriyor. Süper Lig'de bulunan Konyaspor, Alanyaspor ve Adana Demirspor haricindeki tüm takımların eFutbol takımları var.

Dünya genelinden baktığımızda bu branşa ilgi ne durumda?

T.A.: Kariyerim burada Millî Takım'la birlikte yer aldığımız Serhan ve Mert'le başladı. Onlarla birlikte kulüp bazlı çalıştık. Sonra onlar kulüplere devam ettiler ve ben Millî Takım'a geldim. Birlikte birçok turnuvaya gittik ve uluslararası organizasyona katıldık. Onlara baktığımızda birkaç adım önümüzdeler ama bizim oyuncularımız da arayı kapatacak düzeyde. İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da çok üst düzey etkinlik alanı var. Onların kendilerine ait organizasyonları var. Bizim daha çok millî takımlar düzeyinde ve kulüp bazlı organizasyonlarımız var. Bu noktada bakıldığında birkaç adım önümüzdeler ama yetişemeyeceğimiz kadar değil.

eFutbol antrenmanları nasıl oluyor? Günde kaç saat antrenman yapmak gerekiyor? 

M.A.: Oyun ilk çıktığı zamanlarda daha fazla oynuyoruz. Şu anda sezonun sonuna geldik ve oyunu çözmüş olduk. 'Meta'ya uygun ne var? Pas nasıl veriliyor? Atak nasıl yapılıyor? Bunları çözdük. Çözdükten sonra daha az oynamaya başlıyoruz. İlk çıktığında günde üç ya da dört saat oynarken oyunu çözdüğümüzde bu günde iki saate kadar düşüyor. Bazen bir hafta ara veriyoruz, bazen bir hafta içerisinde daha çok oynuyoruz. Tam bir antrenman saatimiz yok, yerine göre değişiyor. Meta dediğimiz şey de her sene değişiyor. Bazen FIFA 21'de plase şutlar güçlü oluyor. FIFA 20'de ise sert şutlar daha güçlü oluyor. Aslında meta dediğimiz şey güç demek ve bu her FIFA oyunu çıktığında değişiklik gösterebiliyor.

T.A.: Burada dönemsel yoğun antrenman ve dinleniş gibi durumlar söz konusu oluyor. Oyuncuların akademik verilerine göre programlar hazırlıyoruz. Burada, saat 14.00 ile 17.30 arası antrenman yapıyoruz. Daha sonra 1.5 saatlik bir sporumuz var. Oyuncularımız spor salonuna gidiyorlar ve refleks testleri yapıyoruz. Spor salonunda eğlenceli ve gerekli antrenmanlar yapıyoruz. Finalde de yemek yeniyor. Saat 20.00 gibi tekrar oyun salonumuzda yani antrenman sahamızda oluyoruz. Belli aralıklar verdiğimiz, gece 02.00'ye kadar süren çalışmalarımız oluyor. Oyuncularımızın millî takım haricinde bireysel hayatlarındaki çalışmalarına müdahil değiliz. Tabiî ki refleks antrenmanlarına devam etmelerini isteriz. 

eFutbol sporcularının kendilerine özel belirledikleri sistem ve taktikler var mı? 

M.A.: Meta dediğimiz şey değiştiği için bizim de taktiklerimiz her sene değişiyor. Bazı FIFA sürümlerinde beklerin çıkması daha güçlü oluyor ve takıma katkı veriyor veya orta açmak daha güçlü oluyor. Bu sene FIFI 21'de beklerin çıkması daha güçlüydü. Biz de ona göre bekleri çıkartıyoruz. Geçen sene bekleri çıkartamıyorduk. Uzaktan şutlar çok güçlü, onu kullanıyoruz. Top çeviriyoruz daha çok ve rakibe topu vermiyoruz.

T.A.: Bu seneki metaya göre sistemimiz 3-5-2 ya da 4-3-2-1 gibi. O sezonun FIFA'sına göre değişiyor. Oyuncuların nerede durduğu da çok önemli oluyor.

Dünya genelinde baktığımızda, en iyiler diyebileceğiniz eFutbol oyuncuları kimler?

M.A.: Ben Top 3 listesi yapayım. Benim gözümde bir numara İngiliz oyuncu Tekkz. eMillî takımda da oynuyor. İkinci olarak MsDossary diyorum; Arap bir oyuncu. Üçüncüsü de İngiliz oyuncu Tom.

Günümüz futbolunda milyon eurolar alan futbolcular var. eFutbol oyuncuları, nasıl bir kontrat yapıyor? Oyuncuların kazançları hakkında bilgi verebilir misiniz? 

M.A.: Bu işe ilk başladığımız zamanlarda aldığımız maaşlarla şimdiki arasında büyük farklar var. Yani dört yıl önceki gibi değil. Başarıyla orantılı kontratlarımız oluyor. Avrupa'nın aşağısında olsa da burada da iyiye doğru gidiyor.

Evlerimizde bu oyunları oynarken genelde yüksek puanlı, hızlı vs. gibi oyuncuları seçiyoruz. Siz bu seçimleri nasıl ve neye göre yapıyorsunuz? 

T.A.: Aslında dream team gibi bir durum oluyor. Örneğin Fransa Millî Takımı, Cruyff, Gullit, Vieira ve Mbappe gibi oyuncularla dream team kurabiliyor. Biz de aynı şekilde bir dream team yani rüya takım kuruyoruz. Sporcularımızın burada oyuncu seçerken en büyük etkeni, defansif oyuncular nerede, nasıl durması gerektiğini biliyorlar mı? Hız ve tepkimeleri nasıl? Topa karşı saldırganlıklarına göre oyuncuları kadroya koyuyoruz. Sporcularımız da maçlarda kadroları deniyorlar, yeterli isteği, yeterli oyun verisini sunuyorlarsa o oyuncular devam ediyor. Örneğin Maradona ile oynamak zor oluyor çünkü kısa boylu olduğu için tercih edilmiyor. Oyunun metasına göre Cristiano Ronaldo ile oynamak zorunda kalıyorsunuz çünkü kafa toplarına daha sert vuruyor gibi etkenler var. 

Sizler sadece monitör başında mı futbol oynuyorsunuz yoksa ara sıra sahaya da çıkıyor musunuz? 

M.A.: Haftada bir biz de halı sahalara çıkarak oynuyor. FIFA'cılar arasında maç yapıyoruz. Bazen haftada ikiye çıktığı da oluyor. Genellikle hep topun peşinden koşuyor veya koşturuyoruz.

Günümüzün gençleri, konsol oyunlarına oldukça meraklı. e-Futbolun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

T.A.: Bu sektöre girdiğim anla şimdi bulunduğum an arasındaki gelişimim, ülkedeki gelişimle aynı olabilir. Çünkü ben bir eSpor takımı kurdum ve o takıma oyuncular transfer ettim. Sonra bu projeyle Göztepe ile çalıştım. Sonra Galatasaray'la çalıştım ve sonra da Millî Takım'la burada çalışıyorum. Bu süre içerisinde yeni birçok oyuncu eFutbol piyasasına girdi ve yükseliş devam etti. Şu anda Millî Takımımızda çalışan Kaan, eFutbol sektörünün dışındaydı, kendisi de futbolcuydu. Tuzlaspor'da oynuyordu. Bir dönem birlikte çalışma fırsatı bulduk. O dönemde üstüne koyarak geldi ve şu an Türkiye'deki sayılı oyunculardan birisi. UEFA tarafından düzenlenen Şampiyonlar Ligi'nin e modeli diyebileceğimiz, eŞampiyonlar Ligi'nde son sekize kaldı. Pandemi olmasaydı belki de İstanbul'da düzenlenecek Şampiyonlar Ligi finalinde temsilci olarak yer alacaktı. Gelişim devam ediyor.

Sahada oynanan maçlarda oyuncular fiziksel olarak yorulurken siz konsol başında yoğun konsantrasyonla hızınızı ve dikkatinizi konuşturuyorsunuz. Bu konu hakkında nasıl bir değerlendirme yapabilirsiniz?

M.A.: Ben eskiden futbol da oynuyordum, o yüzden bu soruya çok rahat cevap verebilirim. Futbol oynarken vücudum gerçekten çok yoruluyordu. eFutbolda da beynin ve mentalin çok yoruluyor. Konsol başında üç saat üst seviye maç oynadıktan sonra kolu bırakınca nasıl ağır bir antrenman günü yaşadığını anlıyorsun. Hatta kalan bütün gün oynamıyor, dinleniyorsun.

Bilgisayar, tablet gibi elektronik eşyaların başında uzun süre durmak bağımlılık yapıyor. Bu duruma teknoloji bağımlılığı deniyor. Sizler teknoloji bağımlısı olmamak için neler yapıyorsunuz?

T.A.: Aslında gün içerisinde normal çalışan insanlardan daha fazla monitöre bakmıyoruz. Bir muhasebeci veya gazeteci monitör başında çalışırken ne kadar duruyorsa biz de o kadar duruyor ve sıklıkla da dinleniyoruz. Dolayısıyla bu bağlamda teknoloji bağımlısı olmuyoruz. Bunun için de kendimizi korumaya çalışıyoruz. Yani gün içerisinde lüzumlu olmadığı hallerde sürekli cep telefonuna bakmıyor ya da sürekli TV izlemiyoruz. Ya da antrenman dışında sürekli oyun oynamıyoruz. Her şeyi yeterli ve kuralına göre yaparsak zararlarını da minimize edebiliriz. Fakat günümüzde eSporcuların imajı, cips yiyen, kola içen ve saatlerce durmadan konsol başında oyun oynayanlarmış gibi gözüküyor. Hâlbuki öyle değil. Sağlımıza dikkat ediyor ve sahada oynayan futbolcular gibi kendimize özen gösteriyoruz. Geleneksel bakış açısı yanlış ve hatalı, buradaki oyuncular profesyonel oyuncular ve her gün spor yapıyorlar. Sadece bizim telkinimizle spor yapmaya gitmiyorlar. Kendileri de istedikleri için spor yapıyorlar.

M.A.: Benim sezonum Haziran ayında bitti, sezon başlangıcım ise Eylül ayındaydı. Bu üç ay içinde toplam üç kez konsol açmışımdır. Boş zamanlarımı özellikle sosyal ortamlarda, arkadaşlarımla geçiriyorum. Yani düşünüldüğü gibi sürekli monitör başında değiliz. İşimiz gereği, iş olduğunda herkes gibi monitör başına geçiyoruz.

Müsabaka sonuçlarına göre, FIFA eNations Cup 2022 için düşünceleriniz neler? 

M.A.: Şu anda zaten eleme aşamasındayız. Takım arkadaşlarıma güveniyorum ve çok başarılı olacağımızı düşünüyorum. Elemeleri geçip FIFA eNations Cup 2022'ye gideceğimize inanıyorum. 

FIFA eNations Cup 2022 serüveninizi anlatır mısınız?

T.A.: Serüvenimiz Aralık ayında başladı. Takım olma konusunda eksikliklerimiz vardı. Başlangıç aşamasında problem yaşadığımızı düşünüyordum. Bir türlü tutturamadığımız bir turnuva olmaya başlamıştı bizim için. Gruptaki en yakın rakibimizle aramızda 14 puan fark ve kalan altı maçımız vardı. O gece sabaha kadar oturduk ve bunu nasıl düzeltebiliriz diye düşünüp konuştuk. Çünkü grupta sonuncuyduk. Sonra o gecenin ardından takım olgusu tamamen oturdu. Herkes takımca hareket etmenin ne demek olduğunu anladı. Geri dönülemez yerden geri döndük. İngiltere ve Hollanda gibi ülkeler küme düşmesine rağmen Türkiye Millî Takımı küme düşmeden yüksek seviyede kalarak turnuvaya devam etti. Avrupa'da şu anda sekizinci sıradayız. Avrupa'nın en güçlü sekiz takımından biri de Millî Takımımız. Kar yağdı ama herkes burada kalıp mücadeleye devam etti. Futbol Millî Takımımız gibi geri dönmeyi çok seviyoruz. Aramızda konuştuğumuz bir konuydu "Buradan dönerse, her yerden döner" diye ve gerçekten de her yerden döndük. Bir hafta Avrupa ikincisi olduk. Avrupa'nın en üst düzey takımları olan Hollanda, Fransa, İngiltere, Polonya ile oynadık. Bunların bazıları dünya sıralamasında bizim altımızda yer alıyor ve bu takımlarla mücadele edeceğiz. 

FIFA eNations Cup 2022'de hedefiniz nedir?

T.A: Takım olarak bir rüyamız, arzumuz ve isteğimiz var: Bu ekiple birlikte tarihe geçmek. Türkiye Futbol Federasyonu'nun kurduğu eMillî Takım'ın Dünya Kupası'nı alması hedefimiz var ve bunun için çok çalışıyoruz. Gerçekçi hedefimiz ise ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğimiz, bir an bile bize verilen emekleri boşa çıkarmayacağımız bir turnuva geçirmek.

Kampta neler yapıyorsunuz, maçlara nasıl hazırlanıyorsunuz?

M.A.: Bir kamp planımız var. Saat 14.00'ten 17.00'ye kadar üç saat antrenman yapıyor, aralıklar da veriyoruz. Oradan spor salonuna gidiyor ve yaklaşık bir saat kadar spor yapıyoruz. Bazı arkadaşlarımız bir saat dışında da antrenmana devam edebiliyor spor salonunda. 18.00-19.00 arası serbest zaman. 19.00'da yemeğe gidiyoruz ve akşam saat 20.00'den sonra antrenmanlara başlıyoruz. 

T.A.: 23.00'ten itibaren serbest kalıyoruz.

Turnuvanın formatı nasıl?  Bilinen Dünya Kupası ile farkları neler?

T.A.: Bilinen Dünya Kupası'nda gruplar vardır. Katılacak takımlar torbalarına göre yerleşir ve grubunu birinci sırada bitiren takımlar Dünya Kupası'na gider. İkinci sırada bitirenler de play-off oynar ve kazananlar yine Dünya Kupası'na gider. Bizde üç aşama var. Avrupa elemeleri ve Avrupa play-off'u. Siz iki aşamayı da birinci bitirseniz bile direkt Dünya Kupası'na gidemiyorsunuz. Avrupa'dan gelecek 55 ülke arasından 35 ülkeyi çıkartacak modül var ve o modülün içerisine girmeniz, orada mücadele etmeniz gerekiyor. Yani önce 55 ülke arasından 35 ülke arasına girmeniz, oradan da 20 ülke arasına girmeniz lâzım. Oradan da 13 ülke arasına girmeniz gerekiyor. Üç aşamalı bir eliminasyon sistemi var. Dört hafta boyunca birinci aşamayı oynadık.

eMillî Takım'ın ilk oyuncuları arasında olmak nasıl bir duygu?

M.A.: Gerçekten güzel bir duygu ve her şeyin ilki güzeldir. İlk eMillî oyuncu olmak da güzel bir duyguydu. İlk zamanlarda pek algılayamadım ama birkaç ay sonra bunun gerçekten büyük bir başarı olduğunun farkına vardım. Bu büyük ülkenin ilk oyuncusu olmak ya da ilk altısında olmak çok güzel bir duygu.
T.A.: Ben de ilk teknik direktörüyüm. Riva'nın girişinde görmüşsünüzdür, hizmet etmiş tüm teknik direktörlerin fotoğrafları var. Bunu görünce, içinde bulunduğunuz ailenin büyüklüğünü ve taşıdığınız sorumluğu net olarak anlıyorsunuz. Bu bize bambaşka bir misyon ve sorumluluk yüklüyor. Bu bir bayrak yarışı, ilerde bu kutsal görevi devretme zamanı geldiğinde, eFutbolun gelişiminde bu görevi yapan ilk kişiler olarak her zaman gurur duyacağız. eFutbolun gelişimi TFF ve Yönetim Kurulu üyelerinin desteği ile daha da hızlanıyor. Riva'da bize 4x4'lük bir kamp ortamı sundukları için kendilerine buradan da teşekkür etmek isteriz.

FIFA oyuncularına tavsiyeleriniz neler? Sizin gibi eMillî Takım oyuncusu olabilmek ya da yüksek seviyelerde FIFA oynamak için neler yapmalılar?

M.A.: Aslında eFutbolcu olmak gibi bir hedefim yoktu. Arkadaşlarla oynuyorduk, ara sıra babamla oynuyorduk. Arkadaşlarımı ve babamı sürekli yeniyordum. Almanya'da yaşarken internetten gördüğüm küçük turnuvalara katıldım. Oralarda oynayıp ödüller kazandım. Bence oynayarak ve profesyonel oyuncuları izleyerek kendini geliştiriyorsun. Ben mesela takım arkadaşlarımı izleyerek de deneyim kazandım. Örnek vermek gerekirse Serhan, beklerle topu sağdan sola atabiliyordu. Ben de onu izleyerek o hareketleri öğrendim; şimdi ben de aynısını yapabiliyorum. İzleyerek de kendinizi geliştirebiliyorsun.

 
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız