TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Volkan Yeşilırmak: Erciş'in millî öncüsü 1.10.2021
Volkan Yeşilırmak: Ercişin millî öncüsü
Tesadüf eseri tanıştığı plaj futbolunda 2011 yılından bu yana ay-yıldızlı formayı giyiyor. Erciş'ten Plaj Futbolu Millî Takımı'na seçilen ilk oyuncu olarak yöre gençlerine öncülük yaparken, millî oyunculuğun bir yandan üniversite kapılarını bir yandan da ufkunu açtığını anlatıyor.

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

17 Mart 1990'da Van'ın Erciş ilçesinde doğdun. Öncelikle seni tanıyabilir miyiz? Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Çocukluğum sokakta geçti. Sokakta yetişen son nesil biziz bence. Apartmanlar bu kadar yoktu bizim zamanımızda. Sokaklarda oyunlar oynardık. İlkokul, ortaokul ve liseyi Van'da bitirdim, sonra da Ege Üniversitesi BESYO'da okudum.

Annen, baban ne işle meşguller? Kaç kardeşsiniz.

İki kardeşiz. Üç kardeştik ancak ağabeyim trafik kazasında vefat etti.

Başınız sağ olsun.

Teşekkürler. Babam terzi, annem ise ev hanımı. Ablam evli. Ailenin en küçüğü benim. Hepimiz Van'da yaşıyoruz. İlk ve ortaokulu okuduğum okulda öğretmen oldum. İlk doğu görevi zorunluydu. Madem zorunlu, ben de kendi okuduğum okulu istedim.

Futbolla nasıl tanıştın?

Mahallede hep top oynardık. Yetenek fark ediliyor zaten. Beşinci sınıftayken okul takımında oynamaya başladım. Yarı finale kadar yükseldik. Maçtan sonra hiç tanımadığım bir adam, "Biraz büyü, benim takımıma gel" dedi. Aradan 1 yıl geçti. Ortak arkadaşlarım beni bir takıma götürdüler. Meğer o hocanın takımıymış. Gittik. Arkadaşlarım beni anlatıyordu, hoca, "Anlatmayın ben onu biliyorum" dedi. Böyle başladım 10 yaşındayken Erciş 1 Nisan Spor'da. İyi ki o insanla tanıştım. Nedim Akıncı Hocam… Bana hem saha içinde hem de saha dışında çok katkısı oldu. Karakter açısından da bana çok çok katkısı oldu. Hep onun yanında devam ettim. Plaj futbolu ise daha sonra gelişti.

Amatörde başladın, sonra nasıl devam ettin?

Amatörde bir süre devam ettim. Şehir dışına hiç çıkmadım. Van'da genelde o takımda oynadım. Sonrasında bir Ankara deneyimim oldu. Sonra plaj futbolu ile tanışınca çim futbolunu bir kenara bırakıp ağırlığı plaj futboluna verdim.

Van'da plaj futbolu nasıl gelişti? Sen plaj futbolu ile nasıl tanıştın?

2009 yılında Erciş'in diğer takımı Erciş Gençlik Belediyespor beni çok istiyordu. Ben de amatörden amatöre başka bir takıma gitmek istemiyordum. Bir nevi aramızda çekişmemiz vardı. Beni transfer etmek için plaj futboluna katılmışlar. Van'da o dönem iki etap düzenleniyordu. Edremit ve Adilcevaz… Şampiyon olan Türkiye Süper Finalleri'ne gidiyordu. Diğer takım Edremit'te kazanmış, Alanya'ya gidecekti. Transferde gönlümü çalmak için tatil amaçlı beni de götürmek istediler. Oynamayacağım, sadece tatil yapacağım. Gittim ve plaj futbolunu orada gördüm. Çok ilgimi çekti. O zamanki millî futbolcuları gördüm ve bende büyük bir heves doğdu. Büyülendim diyebilirim. Futbolu oynayış tarzları çok hoşuma gitti. Döndük. Bir sonraki sene bizim takımla, yani Erciş 1 Nisan Spor olarak plaj futboluna katılalım dedik. Hem benim gördüklerim hem orada konuşulanlar sayesinde takımı kurduk. Herkes bir şey anlattı ve "Biz de katılalım" dedik. Katıldık ve Edremit etabında şampiyon olduk. 2010'da Süper Finallere biz gittik. Ancak bazı olumsuzluklar yaşadık. Çoğu oyuncumuz işlerinden izin alamadıkları için finallere gelemedi. Ben normalde ileri oyuncusuyum, savunma yönüm hiç yok. Bir savunmacımız var, o kadar. Bir de biliyorsunuz plaj futbolunda sürekli oyuncu değişikliği oluyor. Nedim Hocama, "Hocam savunmada ben oynayacağım" dedim. Herkes bana, "Sen hayatın boyunca savunma yapmadın, nasıl olacak?" diye sordu. Ben de yapacağımı söyledim. Hoca da, "Volkan yapacağım dediyse yapar" dedi. Çıktık oynadık. 36 dakika hiç oyundan çıkmadık. Yedek yok çünkü. O halde gruptan çıktık, çeyrek final oynadık ama Karasu'ya elendik. Millî Takım'a çağrılmak aklımızın ucundan geçmiyor ama hayallerimizde var… Bir gün bir telefon geldi. "İdmanlara hazır gelin; falanca tarihte Millî Takım kampında deneneceksiniz" dediler. 2011 yılının başı… Adil Müftüoğlu hoca, Emrah Aykurt da yardımcı hoca… Deneme kampına gittik, 17-18 kişi gelmiş. Bir ben kaldım. O tarihten beri aralıksız hep Millî Takım'a geldim.

Aynı zamanda öğretmenlik devam ediyor. Volkan Yeşilırmak'ın hayatına Millî Takım'ın katkısı nedir?

Millî Takım'ın hayatıma büyük katkıları oldu. En başta okul hayatımı etkiledi. Millîlik sayesinde üniversiteye girdim. 2012 yılıydı… Her okulun kendi kontenjanı vardı. Ege Üniversitesi'nde 8 millî alımı vardı; 26 millî oyuncuyla yarıştım ve kazandım. Bir katkısı bu oldu. Erciş'teki gençlere ön ayak oldum. Çünkü o dönemde hiç kimse Millî Takım'a gidebileceğini hayal bile edemiyordu. Benden sonra Erciş'ten Millî Takım'a gidenler oldu. İmkânlar elverirse Erciş'ten daha çok oyuncu çıkacağını düşünüyorum. Millî Takım manevi anlamda da ufkumu açtı. Burada bulunmak, bu takımın bir parçası olmak, yurt dışına maçlara gitmek ufkumu genişletti. Farklı insanlar tanıştım, farklı ülkeler gördüm.

Sence plaj futbolunda hangi özelliklerini iyi kullanıyorsun?

Plaj futbolu komplike bir oyundur. Makinenin çarkları gibidir. Bir özelliğinin yeterli olması önemli değildir. Bunu herkes için söylüyorum. Mesela fizik gücün iyidir, yetmez… Teknik de gerekiyor, oyun bilgisi de gerekiyor. Burada kendini komple geliştirmen gerekiyor. Teknik, yetenek, oyun bilgisi ve fizik gücünün yüksek olması gerekiyor. Ben burada kalabilmek için çok büyük savaş verdim. İlk geldiğim zaman yeteneğimle geldim, hocamın takdiriyle geldim. Ama bunu fiziksel olarak üst düzeye çıkarmam, oyun bilgisi olarak da makineleşmem lâzımdı. Tecrübe gerekiyordu. Zamanla, emekle oluyor bence… Fizik, yetenek ve oyun bilgisi mutlaka olmalı ki yukarı çıkalım…

Öğretmen olarak nasıl bir hayatın var? Benim hiç millî bir öğretmenim olmadı mesela… Bu çok ayrıcalıklı bir durum. Öğrencilerinle nasıl bir ilişkin var?

Açıkçası plaj futbolu oynadığımı bilen öğrenciler aşırı ilgi duyuyor bu spora. Öğrenciler çok mutlu oluyor. Bana karşı ilgileri artıyor. Ben bunu sürekli dile getiren bir insan değilim. Başkası söylemese öğrencilerim bilmez. Kendileri araştırmasalar bilmezler. İnternet diye bir şey var. Araştırıp, öğreniyorlar. Yanıma geliyorlar, "Oooo hocam siz millî futbolcuymuşsunuz…" diyorlar. Gözleri parlıyor. O ona söylüyor, o ona söylüyor… Bir bakıyorum etraf çocuk kaynıyor teneffüste… Hepsi ışıl ışıl. "Hocam nerelere gittiniz… Hocam röveşata ile gol atmışsınız, videonuzu izledik" diyorlar. Okulda üç beden öğretmeni var. Ama bu durum öğrencinin daha farklı şekilde ilgisini çekiyor. Bu ilgiyi de olumlu kullanmak istiyorum açıkçası… Öğrencinin bu ilgisini spora yönlendirmek istiyorum. Herhangi bir branş olabilir. Çocuğu spora çekmek istiyorum.

İster istemez yatkın oyuncuyu da fark ediyorsun değil mi?

Evet kesinlikle… Yönlendirmeler de yapıyorum. Ben bir kulüp antrenörü değilim. Okulda yapabileceklerim sınırlı. Eğer öğrencinin yeteneği varsa, bir şeyler olacağını düşünüyorsam onu hemen yönlendiriyorum. Okulda zaten elimden geleni yapıyorum. Bizim yaptığımız hatalara düşmemeleri için yol göstermeye çalışıyoruz elimizden geldiğince…

Peki, yeşil saha devam ediyor mu?

Amatör olarak devam ediyor. Hazır kalmak amacıyla maçlara çıkıyorum.

Pandemi süreci nasıl geçti?

Pandemi bizi çok olumsuz etkiledi. Bunu işin içinde olanlar daha çok biliyor. Pandemi sürecinde amatöre hiç devam etmedik. Çime çıkmadık. Ona en azından devam etseydik fiziksel olarak hazır kalırdık. Ama rakiplerimizin hiçbirisi neredeyse ara vermedi. Plaj futbolu devam etti ve rakipler hazır kaldı. Plajdan 1 hafta uzak kalın, bu sizi bocalamaya sokuyor. Biz 1.5-2 sene kadar hiç dışarı çıkamadık, topa dokunamadık. Bireysel çalıştık ama bu bir takım oyunu… Bireysel çalışmamız da evimizdeki çalışmalar. Yeri geldi, insanın olmadığı plajlarda idman yaptık. Fiziksel olarak bitik bir durumda Millî Takım'a geldik, 10 gün kamp yaptık ve turnuvaya gittik. Bu bizi çok olumsuz etkiledi. Yeni yeni toparlandık ve belli bir seviyeye gelmeye başladık.

Yakın geçmişe dönersek, pandemiden çıkan Plaj Futbolu Millî Takımı, Portekiz'de uzun süre kaldı, maçlar yaptı ve Ukrayna'ya gitti. Demin anlattığın etapları gerçekleştirdi. Bu süreci bize anlatır mısın?

Portekiz Nazare'de ne kadar istesek de fizik olarak tam hazır olamadığımız için işler istediğimiz gibi gitmedi. Bizde maç maç ivme yükselir… Biz de maç yaptıkça ivme yakaladık. Nazare'deki turnuvalar ne kadar kötü geçse de bize katkısı oldu. Maç yaptık çünkü. Fizik gücümüz yerine geldi. Sonrasında Ukrayna'daki turnuva buna katkı yaptı. Ukrayna'da sonuçlar kötü gözükse de oyun olarak belli bir seviyeye ulaştık. Şu an Portekiz Figueira Da Foz'dayız sizinle… Buraya gelmeden önce bireysel olarak daha hazır şekilde kampa geldik. Kamp da çok verimli geçti.

Nazare'de kötü sonuçlarla karşılaştık, çok eleştiri geldi. Millî oyuncu olarak rakiplerimizin plaj futboluna bakışını sen biraz açar mısın?

Birinci sebep demin izah ettiğim gibi pandemi… Biz dışarı çıkamadık, idman yapamadık, topa vuramadık… İkincisi, bu iş yatırım ve destek işi… Önce yatırımı yaparsın, altyapıyı hazırlarsın, ondan sonra başarı beklersin. Rakip ülkelerin evet plajı yok. Ama Rusya'nın 7-8 tane kapalı plaj futbolu sahası var. Adamlar kışın karın içinde kumda futbol oynayabiliyor. Dünyanın en uzun ligi, Rusya'nın ligi… Dünyanın her yerinden gelen oyuncular Rusya Ligi'nde oynuyor. Profesyoneller. Ruslar bu yüzden hep hazır. Plaj futboluna müthiş yatırım yapıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Dünya Kupası düzenlediler ve o kupayı da aldılar! Üçüncü defa hem de!.. Evet sıcak denizlere kıyısı yok, plajı yok ama plaj futbolunda üçüncü defa Dünya Şampiyonu oldular. Yatırım yapıyorlar… Belarus'u özellikle takip ettim. Pandemi sürecinde yaz-kış fark etmeden millî takım olarak Rusya'daki kapalı sahalara giderek sürekli kamp yaptılar. Alanya'ya gelip 4-5 defa kamp yaptılar. Dünyanın öbür ucundaki Brezilya'ya kampa gittiler. Hiç ara vermediler, durmaksızın çalıştılar. Hep hazırdı Belarus…

Belarus'un maddi imkânları Türkiye kadar yok… Burada özeleştiri de yapmamız gerekiyor.

Evet kesinlikle… Biraz da öncelik ve önem verme meselesi bu. Biz maddi imkânlar yönünden Rusya veya İspanya ile kafa kafaya gideriz. Ama Belarus ayrım yapmıyor. Millî forma ise her şeyin üstünde oluyor. Her kulvarda hem de… Böyle olmalı… Sonuçta burası kulüp değil. Kulüp başarısız olabilir ama Millî Takım olmamalı. Orada millî marş okunuyor. Uluslararası bir müsabakadasın. Başarılı olman gerekiyor. Bunun için destek ve bakış açısının değişmesi şart…

Erciş Belediyespor, Van'dan çıkıp Türkiye Şampiyonu oldu… Bu takımın hikâyesini anlatır mısın?

O takımda ben de varım. İlk yetiştiğim takım… 2010'da oynamıştık. 2011'de farklı takıma gittim. 2012'de de başarılı olduk. Hem de yerli oyuncularla; yabancısız… O zaman Beşiktaş da var… Biz onlarla yarı final oynadık. Maçımız televizyondan canlı yayınlandı. Kafa kafaya gitti. Son saniyede yediğimiz golle maçı kaybettik. Çoğu kişinin ilgisini çekmişti o maç… Beşiktaş'ta dünya yıldızları vardı. Ercişli arkadaşlardık biz… Bundan sonra Erciş plaj futbolunu hiç bırakmadı. Ben orada oynamadım. Farklı takımlarda oynadım. Ama oradakiler hep arkadaşlarım. Vefa borcum da var. Kaynak buldular, şampiyonluğa oynayan takım kurmak istediler. 2018 yılıydı… Beni de çağırdılar. Barış Terzioğlu ile birlikte gittik. Üç de Portekizli yabancımız vardı. Onlarla Türkiye Şampiyonu olduk. Rakibimiz de çok iyiydi. Seferihisar ve Alanya Belediye hep çok güçlüydü. Ama biz şampiyon olduk. Şampiyonlar Ligi'ne gittik. Gruptan çıktık. Son 16 oynadık. İkinci turda Ukrayna'dan bir takıma kaybettik. Son dakikalarda yenildik. Ama şunu söyleyeyim, olanakları çok kısıtlı. Tamamen bireysel… Ben, arkadaşlarım çalıştık. Arkadaşlarım benden daha çok çalıştı. Esnaf esnaf, kurum kurum gezip para toplamaya çalıştılar. Çok zor bir şey… Arkadaşlarım bu kadar sevgiyle yaptılar bu işi. Ben yapamazdım onların yaptıklarını… Herkese tek tek anlattılar dertlerini… Kendi ceplerine 1 kuruş para almadılar, yabancı oyuncuya verdiler. Yol, otel, yemek parası için çok çalıştılar. Başarı da geldi. Şimdi o takım halen devam ediyor.

Hayal ettin, gerçekleştirdin… Plaj futbolundan sonra ne hayal ediyorsun?

Öğretmenliğe devam edeceğim. Hocalık olur mu? O yönde bir planım yok. Ne olur bilemiyorum. Hocalık yapabilirsem neden olmasın? Ama planını daha yapmadım.

Millî oyuncusun, Erciş'te rol modelsin…

Evet, bunu kullanmayı çok düşündüm. Yöneticilerin zihniyeti çok önemli. Orada çok büyük potansiyel var. Yetenekli çocuk çok. Heba olan çocuk da çok. Şehrin profesyonel takımı yok. Çocuk kime göstersin kendini? İsterse Maradona olsun… Tamam, günümüzde sosyal medya etkili ama çocuğu kim keşfedecek? Çok talep ettim yöneticilerden. Sahilde yerimiz var. Bir tane plaj futbolu sahamız olsun. Zor bir şey değil. Mâliyetli bir şey de değil. İnsanlar bu olaya tuhaf bakıyor. Mâliyeti yok. Bizim sahamız şehrin 10-12 kilometre dışında. Buraya çocukları götür-getir zor oluyor. Çocukların kendisinin de plaj futbolu oynaması lâzım. Bu yüzden sahilimizde bir sahamız olsun istedik. Burada çocuk yetiştiririz biz. Millî Takım'a oyuncu kazandırırız. Böyle planlarım var ama bunlar bizi aşan konular oluyor maalesef.

Yerel yönetimleri harekete geçirmek gerekiyor. Buradan sesimizi duyarlar inşallah…

Evet inşallah…

Plaj futbolunda çok büyük bir pasta var ama kimse farkında değil. Taksim'in göbeğinde bile oynanır bu oyun… İlla deniz kenarı şart değil…

Evet, kesinlikle. Belarus'ta yakın zamanda bir turnuva düzenlendi. Plaj futbolu orada oynandı. Ne yapmışlar? Park gibi bir yere kum dökmüşler; tribün yapmışlar. Sahayı oluşturmuşlar. Bu yapılabilecek bir şey. Büyük stadyum mâliyetlerine gerek yok. Bizim ülkemizde sahilleri say, her şehirde bu imkânı sağlarsın. Bizim imkânlarımız çok. Plaj futbolunun Türkiye'de tanınması gerekiyor. Biz diğer ülkelere göre bu konuda baya geride kaldık. Ben ülkemizde bu oyunun sevileceğini düşünüyorum. Neden? Çim futbolu dünya üzerinde durağanlaşmaya ve sıkıcı olmaya başladı. Çünkü sistemler çok… Eskisi gibi özel oyuncular, özel çalımlar, özel goller yok. Estetik oyun yok. Kapalı savunma var. Pas oyunu çok… Seyirci bunu sevmiyor. Seyirci aksiyon seviyor, şık hareket seviyor, estetik seviyor… Bu çim futbolunda azaldı. Alex'ler, Hagi'ler, Ronaldinho'lar kayboldu… Ronaldo bile şu an düz top oynuyor. Çünkü oyunun gerekliliği artık bu yönde… Seyirci bunu istemiyor… Plaj futbolu keşfedilse… Plajın her anı, her saniyesi estetik ve aksiyon dolu… Her türlü gol var. Röveşatalar var, voleler var. Sürekli aksiyon var. Oyun sürekli akıyor. Durmak yok. Duramazsın çünkü… Yeterli tanıtım sağlanırsa Türkiye bu işten çok büyük ekmek yer. Bizi tanımaları önemli değil, tanımasınlar ama plaj futbolu tanınsın. Plaj futbolunun geliştiği ülkelerde ödül törenlerinde "Yılın sporcuları" ödül alırken, yılın futbolcusu, plaj futbolcusu, futsal oyuncusu ve kadın futbolcusu sırayla alır ödüllerini. Yani bu dörtlü ödül alır. Portekiz'de, Rusya'da, İspanya'da bu şekilde… Değer veriyorlar çünkü.

İnşallah yavaş yavaş plaj futbolu yukarıya çıkacak ve o büyük pastaya ulaşacağız…

Plaj Ligi düzene oturtulursa bu iş büyüyecektir. Kapalı saha da zor bir şey değil. Kışın da oynanır bu sahada. Dediğiniz gibi plaj sahaları yapılırsa 7 aydan fazla süre bu oyunu oynarız. Tek derdimiz plaj futbolunun yukarı çıkması. Millî Takım'ın her dalda yukarı gitmesi gerekiyor. İşin ucunda bayrağımız var, İstiklal Marşımız var.

Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız