TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Birgül Sadıkoğlu: Uğruna takım kuruldu 1.10.2021
Birgül Sadıkoğlu: Uğruna takım kuruldu
Futbolcu bir annenin kızı. İçine kapanık bir çocukken çemberini futbolla kırdı. Beden eğitimi öğretmeni Rıfat Çiçek tarafından keşfedildi. Eskişehirspor'da oynarken takım kapatılınca hocası onun için bir kadın futbolu kulübü kurdu. TFF'nin futbol köylerinde keşfedilip o kulüpten Millî Takım'a gelen tek oyuncu oldu. Şimdi ise Ukrayna Ligi'nde top koşturuyor.

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

23 Mart 2000 Eskişehir doğumlusun. Aileni tanıyabilir miyiz?

Evet, Eskişehir'de doğdum. Annemle babam ayrılar. Babamla yaklaşık 10 yıldır görüşmüyorum. Annem, anneannem, ben ve ablam birlikte yaşıyoruz. Annem ev hanımı, ablam evlendi, anneannem emekli, ben de futbolcuyum.

Futboldan önce Eskişehir'de nasıl bir çocukluk geçirdin?

İçine kapanık bir çocuktum. Kimseyle konuşmaz, kimseyle görüşmezdim. Futbol hayatımda hep vardı. Çünkü annem de futbolcuydu. Futbola ilgim de aslında annemden geliyordu.

Çok ilginç bir şey söyledin. Annenin futbol kariyerini anlatır mısın?

Ben ve ablam doğmadan önce annemin futbola ilgisi varmış. Futbol oynamaya başlamış. 1.5 sene sonra profesyonel imza atacakmış ama babası ve annesi istememiş. Onun yapamadığını şu an ben yapmak istiyorum.

"İçine kapanık bir çocuktum" dedin. Kendi kendini nasıl fark ettin?

Zaten küçüklükten beri top oynuyordum, onun dışında pek dışarı çıkmıyordum. Ama çok çekingen bir çocuktum. Top oynarken kendimi buluyordum adeta… Açılıyordum. Dışarıda görenler beni hep çekingen buluyordu. Ama top oynarken hiçbir şey umurumda olmuyordu. Sadece o topa, o vuruşa, çalıma ve kaleye odaklanıyordum. Benim için topla buluştuğum an her şey bitiyordu. Erkek takımında oynuyordum. Zaman zaman da annemle oynuyordum. Kafa topuna çıkmayı öğretiyordu bana. Sonra 4. sınıfta Beden Eğitimi Öğretmenim Rıfat Çiçek beni keşfetti. Okulun koridorundaydım. Top atıldı. Ben de ayak içiyle durdurup pas attım. Rıfat Hocam beni gördü ve "Sana top atacağım. Aynısını bir daha yaparsan seni okul takımına alacağım" dedi. Attı, ben de durdurup geri pas attım. Sonra okul takımına aldı beni. Hiç konuşmuyordum. Sadece spor odasına gidip, topu alıp dışarı çıkıyordum. Sonra hoca ile iyice kaynaştık. Kendisi benim için bir baba oldu. Şu an bile kendisine baba diyorum. Ailem zaten her zaman yanımdaydı. Sonra yavaş yavaş futbol köylerine gittim. Futbol köylerinde açılmaya başladım. Elit futbol köyünden Millî Takım'a seçildim. İlk zamanlar yine çekingendim ama sonra yine açıldım.

Buraları çok hızlı geçtin. Bu kısımları biraz daha açar mısın? Okul takımından bir kulüp takımına girdin mi?

İlk önce Eskişehirspor'da başladım. Birinci Lig'delerdi. Orada iki sene oynadım. En küçük bendim. 14 yaşında ilk 11'de oynadım. Sonra kapandı Eskişehirspor… Rıfat Hocam kendisi bir takımını kurdu ve Üçüncü Lig'den başladık.

Bu hikâyeyi ben kulaktan dolma biliyorum. Senin için hocan takım kuruyor doğru mu? Bunu açar mısın?

Evet, hocam benim için takım kurdu. Hoca daha önce bir kız çocuğunun futbol oynayacağına ihtimal vermiyormuş. Beni görünce o da değişti. "Vaayyy oynayabiliyormuş" dedi. Benimle birlikte şu an birçok kişiyi çalıştırıyor. Millî Takım'a ilk gönderdiği oyuncusu benim. Eskişehir Öncü idi kulübün adı. Şu an Esengil oldu…

Senin için Rıfat Hocan takım kurdu… Kız çocuklarını hemen topladı mı? Takım nasıl oluştu?

Okul takımındaki kız çocuklarını kendi kulübümüze geçirdik. Zaten onların kapasitesini biliyorduk. 8. sınıfta Türkiye Şampiyonu olmuştuk. Onların hepsi kulüp takımına geçti. Ondan önce Eskişehirspor'da oynadım. Ben 1. Lig'de oynuyordum. Ama sonra onların yanına gidip birlikte çalışıyordum. Sonra Eskişehirspor kapandı ve hepimiz Eskişehir Öncü'ye geçtik. Sonra o da kapandı. Bozüyük'ün takımına geçtik. Sonra tekrar Eskişehir'in altyapısına geçtik. Sonra o da kapandı. Aynı kadro şu an Esengil'de Rıfat Hocamla devam ediyor. O hep takımın başında. Bozüyükspor'da da başımızdaydı. Şu an 20'nin üzerinde oyuncusu var.

Millî olduğun haberi geldiğinde içine kapanık olan o kız çocuğu ne hissetti?

Okul takımıyla şampiyon olmuştuk ve en çok gol atan oyuncu olmuş, en değerli oyuncu seçilmiştim. Bunlar da etkili oldu. Sonra futbol köyüne gittim. TFF'nin düzenlediği Elit Futbol Köyü'nde Necla Hocam ve Begüm Hocam beni izlemişler. Orada gördüler. Sonra U17 Kız Millî Takımı'na seçildim. O haberi duyduğumda çok sevinmiştim. Ailem zaten hep yanımdaydı. Çok sevindiler. Bana daima inanıyorlardı. Rıfat Hocam yani Babişim çok sevindi. Rıfat hocama Babiş diyorum… Bana hep inandılar. Benim için gerçekten çok büyük bir fırsattı. Hep ileriyi düşündüm. İyi olmak yetmezdi. Hep daha iyiyi istedim. U17 Kız Millî Takımı'nda maçlara çıktım. Sonra U19 ve derken A millî oldum.

Şu an Ukrayna'da oynuyorsun. Transferin nasıl gerçekleşti?

3. Lig'de 5 sene oynadım. O dönem de takımlar beni istiyordu. Ama ben Babişimle ekstra antrenmanlar yapıyordum. Gitmek istemedim o dönemde. Biliyordum bir gün transfer olacağımı… Ama o dönem gitmemeliydim. Kendimi geliştirmeliydim. Daha iyisi olacaktı benim için… Çalıştığım için daha iyiyi yapacağımı biliyordum. Sonra 2019'da Konak Belediyespor'a transfer oldum. 1 sene oynadım. Araya pandemi girdi. İkinci senemde Ukrayna'nın Zhilstroy-1 takımına transfer oldum.

Ukrayna çok ilginç bir seçenek… Nasıl gelişti?

Orada arkadaşım vardı. Gamze Yaman benden önce gitmişti. Benim de aklımda hep yurt dışı vardı. Kafama koymuştum. 2016'da Amerika'ya gidecektim. Beni oradan bir takım istemişti. Ama darbe girişimi olunca gidemedim. Hollanda ve Belçika ile temaslarım vardı ancak bu defa da araya pandemi girdi. Ama vazgeçmiyor, sabahın köründe koşulara gidiyor, ekstra çalışıyordum. Gamze'ye, "Beni söyler misin takımına?" diye sordum. Videolarımı gönderdim. "Gelsin bir deneyelim" demişler. Şoke oldum. Hiç olmayacak diye bekliyordum. Ama yine de inancım vardı. Çok inançlıyım ben. Bir şeye inanıyorsam, benim için bitmiştir. İnanıyordum ama acabalarım da vardı. Aileme de söylememiştim. Çünkü heyecanlanıyoruz heyecanlanıyoruz kursağımızda kalıyordu… Ukrayna oldu, anneme bir gün sonra söyledim, "Gidiyorum ben" dedim, şoke oldu. Babiş de onay verdi. İstanbul'da Gamze ile buluştuk ve Ukrayna'ya gittik. Orada 10 gün hazırlık kampına katıldım. İyi de geçti. Çekingenim ama Gamze'den güç alıyordum. Beni beğendiler ve sözleşme teklif ettiler. Bir senelik imza attım. Aslında iki senelik istediler ama "Hem ben sizi tanıyayım hem de siz beni tanıyın. Bir senelik anlaşalım" dedim. Kabul ettiler. Şu an mutluyum Ukrayna'da olduğum için. Her şey güzel gidiyor.

Lisan meselesini nasıl çözdün? Anlaşma işini nasıl yaptın?

Gamze benden 3 ay önce gitmişti. Az çok biliyordu. Bilmediğimiz yerde translate ile çeviriyorlardı. Ama tabiî ki ilk zamanlarımız çok zor oluyordu. Bir şey söylüyorlar anlamıyorsun. Tercüman da yok… Zor zamanlar yaşadık ama şu an iyiyiz. Gamze de bana çok yardımcı oluyor. Kafamda hep kendimi geliştirmek var. İlk zamanlar hep, "Nasıl olacak?" diyordum. Ama kendimi geliştirdiğimi görünce alıştığımı fark ettim.

Peki, Ukrayna ile Türkiye arasında kadın futbolu açısından ne farklar var?

Ukrayna'da daha çok kondisyon ve kuvvet ağırlıklı oyun var. Türkiye'de yaratıcılık ve bitiricilik ön planda. Ukrayna'da çok koşuyorsun. Biz ilk zamanlar, "Bunlar hiç yorulmuyor mu?" diyorduk. Bu konuda gerideyiz. Ukrayna'da üç haftalık kampa girmiştik. Üç hafta sonra gerçekten geliştiğimizi hissettik. Çünkü yanındaki koşuyorsa senin koşmama gibi bir ihtimalin yok. Onlarla rekabete girdik. "Yapıyorlarsa ben neden yapmayayım?" dedik. Sen istemesen de rekabete girdiğin için o ağır çalışmaya vücudun alışıyor.

Henüz 21 yaşındasın. Yakın gelecekle ilgili nasıl planların var?

25 yaşında Avrupa'ya açılmam lâzım. Şu an takımımla Şampiyonlar Ligi'ne gideceğim. Real Madrid ve PSG ile karşılaşacağız. Bunlar bizim için çok önemli. Kadın futbolunda duyulmuş isimler… Onlarla karşılaşacağız. Orada hem kulübüm hem kendi adıma iyi bir performans sergilemek istiyorum. Hem kendi adımı hem Türkiye'nin adını Avrupa'da duyurmak istiyorum.

Çok akıllı bir adım atmışsın. Tekniğin yüksek. Fizik açığını Ukrayna'da kapatıyorsun. Şampiyonlar Ligi'nden sonra teklifler gelecektir.

O konulara la Babiş bakıyor. Bu turnuvadan sonra menajerle anlaşacağım. Benim için önemli olan bu süreçte kendimi gösterebilmek. Sen iyi olduğun sürece görmeme gibi bir ihtimalleri yok. Ben olaya daha çok bu yönden bakıyorum. Sen iyi ol, çalış… Herkes görecektir zaten.

Hayalini kurduğun bir lig var mı?

İspanya, Belçika , Hollanda, İsveç ve İsviçre'de oynamak istiyorum. Daha uzun vadede hep sporun içinde kalmak istiyorum. Sporla büyüdüm, sporla devam etmek istiyorum. Beden Eğitimi Öğretmeni olmak istiyorum. Şu an antrenörlük okuyorum. 4. sınıfa geçtim. Bir sene dondurmayı düşünüyorum. Asıl amacıma ulaştığımda sonrasında geri dönüp okulumu bitirmek istiyorum.

Beşiktaş'tan sonra Fenerbahçe ve Galatasaray'ın da kadın futboluna girmesini nasıl yorumluyorsun?

Büyük kulüplerin işin içine girmesi hem ablalarım hem küçük kardeşlerim için gerçekten iyi bir fırsat. Ben yetişirken imkân yoktu. Eskişehir'de oynuyorduk ve kimse bize ciddi bakmıyordu. Herkes, "Siz de futbolcu musunuz?" diyordu. Ama bugün öyle değil. Şu an fırsat var. Oyuncular kendilerini gösterebilir. İleriyi düşünme açısından bu kulüpler gençler için çok iyi oldu.

Zor bir hayattan çıkıp A millî oldun. Bu yolda olan, zor hayatlar yaşayan ama futbolcu olmak isteyen genç kardeşlerimize ne önerirsin?

Hiçbir zaman hayallerimin peşinden koşmayı bırakmadım. Önce kendime inandım. "Yapamazsın… Edemezsin…" diyenler oldu. Hep olacak… Çünkü futbol böyle bir şey… Seni desteklemeyebilirler. Ama kendilerine inanmaktan asla vazgeçmesinler. Kendilerine inanırsa başaracaklar. Hayallerinin peşinden koşsunlar. "Ben yaparım" desinler. İnsan istesin, yapamayacağı bir şey yok.

21 yaşında bir kız çocuğu olarak yaşıtların bambaşka hayatlar yaşarken sen bu kadar olgun ve güçlü bir karaktere sahip oluşunun ne kadar farkındasın?

Farkındayım… Bunu da şuna bağlıyorum. Gerçekten iyi olmak istiyorum. İyi olmak da yetmiyor. Mükemmel olmak istiyorum. Çok çalışıyorum. Hedeflerim var. Avrupa hedefim var. Oraya gitmek istediğim için bir yerden kısıyorsun kendini… Kısmak zorundasın. Bir amacın var. Avrupa'da kendini en iyi şekilde göstermek zorundasın. Avrupa'da ülkenin adını en iyi şekilde duyurmak istiyorsun. Aileni gururlandırmak istiyorsun. Hedefim bu olduğu için asla pes etmiyorum. Yaşıtlarım gezsin, eğlensin… Ama ben sevdiğim işi yapıyorum. Sevdiğim işin içindeyim. Bunun için çok çalışıyorum ve çalışmaya devam ediyorum. Bu benim için çok önemli. Kendime inanıyorum. İnanmazsam hiçbir şey olmaz. 25-26 yaşında daha farklı yerlerde olacağım. Bunun için çalışıyorum.

Senin gözünde Türkiye, kadın futbolunda ne kadar ilerledi? Bugün sporcularımız makyajla, fönle sahaya çıkıyor. Bu bile kadın futbolunun geliştiğini gösteriyor aslında. Sen ne dersin?

Her konuda gerçekten gelişiyoruz. Gelişime açığız. A Millî Takım olarak bu işin önde gelenlerindeyiz. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe'nin gelişiyle birlikte kadın futbolu daha da yukarı çıkacak. Fenerbahçe açar açmaz kaç bin takipçiye ulaştı. Her şey hemen olmayacaktır. Ama bu kulüpler gelince kadın futbolu daha da yukarı çıkacaktır.

Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız