TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Türk futboluna yerli ve millî yapay zekâ 1.07.2021
Türk futboluna yerli ve millî yapay zekâ

Ekonomik olarak büyük bir sektör haline gelen endüstriyel futbolun en önemli ve emek harcanan birleşkesi hiç kuşku yok ki futbolculardır. Onların en sağlıklı halde olmalarını sağlamak ve en yüksek performansı sahaya yansıtacakları altyapıyı oluşturmak kulüplerin ve millî takımların öncelikli hedefidir. Bu sebeple sporcuların monitörize edilerek izlenmesi, antrenman yüklerinin takip edilmesi, yaralanma risk tayinlerinin yapılması çok önemli hale gelmiştir. Çok uzun ve yoğun bir sezon geçiren oyuncuların EURO  2020 kampı ve turnuvası boyunca dinlenmişlik seviyeleri ve yaralanma risklerinin belirlenebilmesi adına mobil bir laboratuvar kuran A Millî Takımımız, burada yapılan ölçümlerin analiz edilebilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için ülkemizin bu alandaki tek millî ve yerli yapay zekâ platformu olan Monilabb Dijital Sistemleri ile çalışmaya başladı. Monilabb'in kurucusu ve aynı zamanda Acıbadem Sports Sağlık ve Performans Bilimleri Koordinatörü Dr. Anıl Işık ile bu konuyu konuştuk.

Monilabb nedir?

Monilabb kısaca, sporcuların yaralanma ve düşük performans risklerini öngörebilmeye yarayan yapay zekâ (AI) modelleri ile geliştirilmiş bir SaaS (Software as a Service) yazılımıdır. Bu alanda ülkemizin ilk ve tek millî yazılımı olmaya da devam etmektedir. Monilabb, sporcuların yük, toparlanma ve yaralanma verilerinin banka güvenliği seviyesinde toplanması, analizi ve eş zamanlı raporlama ile gerekli önlemlerin hızlıca alınmasını sağlar. Veri girişi ve görüntüleme, yetkilendirilmiş departmanlar tarafından tüm mobil cihazlar üzerinden kolaylıkla yapılabilmektedir. Monilabb risk analizinin en önemli ayağını, sporculardan belirli bir düzen içerisinde sürekli toplanması gereken ve yurt dışında sporcu monitörizasyonu olarak tanımlanan toparlanma ölçüm verileri oluşturmaktadır. Adını "monitörizasyon" ve "laboratuvar" kelimelerinin kısaltmalarından alan Monilabb'i aslında, bundan 10 sene öncesine kadar çok yabancı olduğumuz monitörizasyon konseptinin ülkemizde tanınmasını sağlayan ve kulüplerimizde toparlanma ölçüm laboratuvarlarının kurulmasına ön ayak olan inovatif bir girişim olarak da nitelendirebiliriz.

Bize Monilabb'in hikâyesinden bahsedebilir misiniz?

Monilabb'in çıkış noktası aslında Milan Lab'dır. 2006-2010 seneleri arasında Spor Hekimliği uzmanlık eğitimim ve takım doktorluğu görevlerim sırasında "Sporcuların kas yaralanmalarını nasıl engelleyebiliriz?" sorusuna cevap aramaya başladım. Bu doğrultuda bilimsel yayınları ve yurt dışındaki kulüplerin neler yaptığını araştırırken, o dönemde ileri yaşlı oyunculardan ciddi anlamda faydalanabilen bir metot geliştiren Milan Lab'i inceledim ve birçok ölçüm cihazını tecrübe etme fırsatım oldu. Ancak bu süreç, kullanılan ekipman sayısı arttıkça binlerce data çıktısı ve onlarca excel dosyası ile içinden çıkılamaz bir seviyeye ulaştı. Büyük Veri (Big Data) problemi ile karşı karşıya kaldığım bu noktada yeniden Milan Lab'i inceledim ve IBM şirketi ile veri analitiği konusunda yazılımsal bir işbirliği yaptıklarını gördüm. Monilabb'in temelleri de bu noktada atıldı. 2010-2013 seneleri arasında yurt dışından bir çok elit takım, saygın sportif kurum ve bilim adamı ile görüştüm, kullandıkları tüm yazılım ve muadillerini inceledim, avantaj ve dezavantajlarını dinledim ve tüm gereksinimleri karşılayabilecek bir yazılım için İstanbul'da kendi ekibimi oluşturdum. Bu ekiple Monilabb'in ilk beta versiyonunu 2012 senesinde hayata geçirdik. Bu versiyonu 2012-2013 seneleri arasında hem görev yaptığım takımda hem de yurt dışından iki elit profesyonel takımda demo versiyon olarak test ettik ve eksiklerini gidererek güncelledik. 2014 senesinde ilk aktif versiyonunu yine görev yaptığım takımda kullanmaya başladım. 2015 ve 2016 senesinde yeni güncellemeler, Yaralanma Risk Haritalandırması (IRM) ve ilk yapay zekâ modellerini entegre etmeye başladık. 2016 senesinde hem Acıbadem Sports Uluslararası Futbol Bilimleri Konferansı'nda hem de TFF Sağlık Ekipleri eğitim seminerlerinde medikal ve IRM modüllerinin demolarını yapıp, ülkemizdeki tüm takımlara ilgili modüllere erişim hakkı tanıdık. IRM ayrıca, Türkiye'nin ilk ve tek FIFA Mükemmeliyet Merkezi olan Acıbadem Sports tarafından koruyucu hekimlik programı kapsamında TFF, TBF, TVF ve her branştan sporcuya yardımcı olabilmek adına 1000'in üzerinde sporcuda uygulanmıştır.

Monilabb yazılımı, 2016 - 2020 yılları arasında ligin en yaşlı kadrolarından birisi olmasına rağmen en düşük yaralanma istatistiği ile istikrarlı bir başarı grafiği yakalan Başakşehir FK'da, 2019'dan itibaren son sezonun şampiyonu Beşiktaş'ta ve geçtiğimiz sezondan beri Trabzonspor'da halen aktif olarak kullanılmakta olup, Monilabb'in hayata geçirdiği monitörizasyon konseptini benimseyen ve danışmanlık alan birçok takım da bulunmaktadır.

A Millî Takımımız ise Monilabb konsepti ve yazılımını 2016 Avrupa Şampiyonası hazırlık dönemi ve turnuva sırasında ilk kez tecrübe etmiş olup, 2020 Avrupa Şampiyonası öncesi ve turnuva sırasında da aktif şekilde kullanmıştır. Bu süreçteki öncelikli hedef oyuncularımızın bireysel norm ve toparlanma profillerinin belirlenmesi olarak konmuş olsa da, A Milli Takımımız İsviçre ile birlikte hazırlık dönemi sonrası turnuvaya yaralanan oyuncusu olmadan giren iki takımdan birisi olmuş ve turnuvayı da ciddi bir yaralanma yaşamadan tamamlamıştır.



Peki bahsettiğiniz bu ölçümleri yapabilmek ve Monilabb'i kullanabilmek için herhangi bir eğitim alınması gerekiyor mu?

Yurt dışında monitörizasyon konusu spor bilimleri fakülteleri ve antrenörlük eğitimlerinin önemli bir parçasıdır. Bu eğitimi alan antrenörler tüm güncel yaklaşımlara hâkim olarak çalışmaya başlıyorlar. Bu ölçümler dünyanın elit liglerindeki takımlarda rutin sezon planlaması içerisinde yer alıyor. Metodoloji farklı olabiliyor ancak sporcuların bir sonraki antrenmana yeteri kadar hazır olup olmadıkları (Readiness to Train) tespit edilmeden antrenman planlaması yapılmıyor. Ülkemizde bu konudaki eğitimler sınırlı ve müfredata yeni girmeye başladı. Bu yüzden ölçümleri yapabilmek için konsepte bir miktar hâkim olmak gerekiyor elbette. Okunabilecek, izlenebilecek veya danışılabilecek birçok platform ve kurum mevcut. Biz bu eksiği giderebilmek adına Acıbadem Sports olarak "Sporcu Monitörizasyonu" ve "Spor Teknolojisi Kullanımı ve Veri Analizi" adı altında iki ayrı eğitim düzenledik. Aynı şekilde Acıbadem Sports ve TFF işbirliği altında Atletik Performans Antrenörlüğü sertifika programı içerisindeki bir günlük "Sporcu Monitörizasyonu" eğitimini Fulya'daki merkezimizde veriyoruz. Ben ayrıca TFF antrenör lisans eğitimleri ve ulusal konferanslarda bu bilinci yayabilmek için konuşmacı olarak yer alıyorum. Monitörizasyonun neyi amaçladığını anladıktan ve ölçümler için uygun ortamı sağlayabilecek bir kulüp içerisinde yer aldıktan sonra, ölçümler kendiliğinden sezon planlamasının ve kurumsal hafızanın ayrılmaz bir parçası oluyor. Tüm bunların yanında, Monilabb'in yazılım olarak kullanımı için ise spesifik bir eğitime gerek yok. Kullanmaya başlamadan önce Monilabb ekibinin size yapacağı bir demo yeterli oluyor. Kullanıcı tarafından gelen geribildirim ve destek taleplerine de en kısa sürede karşılık veriliyor.



Her kulüp böyle bir laboratuvar kurabilir mi? Çok mâliyetli bir yatırım mı bu?

Evet, her kulüp böyle bir laboratuvar kurabilir. Kulüplerin söz konusu spor teknolojisi olunca doğal olarak mâliyet ve iş yükü anlamında bir çekincesi oluyor. Ancak doğru bir planlama ile aslında her seviyeden kulüp bu tarz uygulamaları başlatıp sürdürebilecek bir yapı kurabilir. Bu amaçla Monilabb, "Her Kulübe Bir Laboratuvar" mottosu ile Minilabbs hareketini de başlattı. Monilabb ekibi, her kulübün bütçesine göre seçilebilecek teknolojilerden, tesisler içerisinde ölçümler için kullanılabilecek alan ve ölçümleri yapabilecek kulüp personelinin belirlenmesine kadar tüm operasyonda işbirliği yapıyor.

Global bir tanım olan "Teknolojik Trend Farkındalığı" (TTA) sektörel yeni teknolojileri tanıma ve amaca uygun en yararlı teknolojiyi seçebilme yeteneğini ifade eder. Spor sektöründe her gün yeni bir ürün piyasaya sürülüyor ancak bu ürünlerden hangisinin işinize gerçekten yarayacağını anlamanız gerekiyor. Piyasada popüler olan her teknolojiyi kullanmaya çalışmak kulüplere zaman kaybı, yüksek mâliyet ve alınan yanlış aksiyonlar olarak geri dönebiliyor. Başlatılan Minilabbs hareketinde ise kulübün bütçesi, bakış açısı ve hedefleri baz alınarak yüksek mâliyetli, dijital ve otomatize ölçüm teknolojileri ile düşük mâliyetli, yarı otomatik veya manuel ölçüm teknolojileri arasında bilimsel geçerlilikleri gözetilerek en uygun seçim yapılıyor. Örneğin kalça kuvvet ölçümü için ergonomik ve bluetooth ile veri çıktısı alabileceğiniz yüksek mâliyetli bir teknoloji yerine manuel bir tansiyon aleti ile aynı amaca yönelik veri çıktıları alabiliyorsunuz.

Teknoloji seçimi sonrası en büyük sıkıntı verilerin analizi ve yararlı bilgiye dönüştürülmesinde yaşanıyor. Minilabbs hareketinde bu noktada devreye Monilabb yazılımı giriyor. Tüm teknolojilerin yazılıma ve risk algoritmalarına entegrasyonu mümkün. Böylelikle kulüpler kendileri için özelleştirilmiş ve sürekli güncellenebilecek bir yazılım kullanmış oluyor.



Kurulacak toparlanma ölçüm laboratuvarı ve Monilabb birlikteliğinin kulüplere nasıl bir katkısı olacak?

Öncelikle hedeflenen kısa ve orta vadede kulüplerde yaşanan sportif yaralanma sayılarında ve bu yaralanmalara bağlı mâliyetlerde bir düşüş trendi sağlamak. Özellikle UEFA ve Premier Lig seviyesinde yapılan araştırmalarda 4-6 haftalık bir sporcu yaralanmasının kulüpler için 400-600 bin euro aralığında değişen bir mâliyeti olduğu saptanmış. Pandemi nedeni ile neredeyse her maçta 1 yaralanma istatistiğine ulaşılan 2020-21 sezonu ve normal şartlarda takımların bir sezonda ortalama 40-50 aralığında sportif yaralanma yaşadığı hesaba katılırsa toplam mâliyet çok ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Bu konuda ligimizi ve Monilabb kullanımına bağlı olumlu istatistikleri göz önünde bulundurduğumuzda, kurulacak toparlanma ölçüm laboratuvarı ve Monilabb birlikteliğinin kulüplerimizin sezonluk sportif yaralanma insidansını yaklaşık %50 oranında azaltacağını ve bir sezon için ortalama 500-750 bin euroluk bir kaybın önlenebileceğini düşünüyoruz. Ayrıca, yetersiz toparlanma ve erken sürantrenman sinyallerinin tespit edilmesi sayesinde antrenman planlamasında yapılacak değişikliklerle sporcuların fiziksel etkinliğinin artacağı da unutulmamalıdır. Tüm bunların yanında Monilabb yazılımı, kulüplerin atletik performans ve medikal veri yönetimini kolaylaştıracak, departmanlar arası iletişim ve bilgi aktarımını hızlandıracak, ortak bir raporlama dili oluşturacak ve kurumsal veritabanı için dijital bir zemin de hazırlayacaktır.



Sizce futbolda teknoloji kullanımı sürecinde sıklıkla yapılan hatalar nelerdir?

En büyük hata teknolojiyi "neyi hedeflediğini bilmeden" kullanmaya çalışmak oluyor genelde. Yüksek mâliyetli bir konumlandırma sistemini alıp oyuncuları sadece katettikleri toplam mesafeye veya sprint sayısına göre sıralandırmak fayda yerine zarar verebiliyor. Aynı şekilde, endüstriyel trend olmuş bir kuvvet ölçüm cihazını alıp sezon içerisinde bir ya da iki ölçüm yapmak yerine bu cihazı iyi bir planlama ile fiziksel performans, monitörizasyon ve rehabilitasyon takibinde çok daha verimli kullanabiliyorsunuz. Laktik asit ölçümü için alacağınız bir cihaz ile oyuncuların sadece sezon başı dayanıklılık testlerini değil günlük veya haftalık toparlanma ölçümlerini de yapabilirsiniz. Diğer hatalardan birisi de verilerin analizi ve raporlanması konusunda yapılıyor. Aslında bunu bir hata değil yetersizlik olarak nitelendirmek lâzım. Çünkü, teknoloji demek numerik veri çıktısı demektir. Verileri, işinize yarayacak bilgiye ve anlaşılır bir raporlama diline çevirmeniz gerekiyor. Günümüzde spor teknolojisi donanımları genellikle yazılımları ile birlikte pazarlanıyor. Ancak bu yazılımlar çoğunlukla standart şablonlarla önünüze geliyor. Sizin yüzlerce veriyi takımın gereksinimlerine göre daha basite indirgeyerek raporlamanız gerekiyor. Sadece sizin anlayacağınız bir raporun kurumsal hafıza ve iletişimde bir yeri olmuyor; daha da kötüsü kafa karışıklığı ve yanlış kararlar alınmasına yol açabiliyor.

Her departmanın konulan hedefler doğrultusunda Anahtar Performans Göstergeleri (KPI) belirlemesi ve raporların bu göstergeler üzerinden sunulması gerekiyor. Bu raporların oyuncular ile paylaşılıp paylaşılmaması da yönetimi oldukça zor olabilen bir konu. Burada hedef oyuncuların bu ölçümlere inanıp güvenmesini sağlamak, sonrasında çok daha özet bilgilerle onları desteklemek olmalıdır. Verileri takım içerisinde bir rekabet unsuru olarak kullanmak sıkıntılı sonuçlar doğurabiliyor. Burada takım ve oyuncu profillerine göre karar vermek gerektiğini düşünüyorum. Sıklıkla yapılan hatalardan bir diğeri de teknolojiyi denemeden satın almak. Eğer ürünün donanımsal tarafta bilimsel geçerlilik ve güvenilirliğinden eminseniz, yazılımsal tarafını da etraflıca inceleyin ve satın almadan önce demo sürümünü kullanın. Ara yüzüne hâkim olamadığınız bir yazılımı kullanmak daha sonra eziyet hâline dönüşebiliyor. Bunun yanında teknik destek ve güncellemeler konusunda firmalardan kesinlikle ön bilgi ve garanti talep edin. Bugün alacağınız bir ürün 1 sene sonra güncelleme desteği vermeyebiliyor veya piyasadan çekilebiliyor.



Yurt dışında benzer uygulamalar ve Monilabb muadili yazılımlar mevcut mu?

İçerikleri farklı olsa da sporcu monitörizasyon uygulamaları yurt dışında ciddi bir disiplin altında sürdürülüyor. Sporcular bu uygulamalardan geçmeden antrenmanlara başlamıyorlar. Her takım kendi ölçüm düzeneklerini belirliyor ve bunu tüm sezon boyunca, neredeyse her gün aksatmadan sürdürüyor. Oyuncuların kas iskelet sistemi reaksiyonlarını ölçerek yorgunluk ve toparlanma seviyesi belirleme hedefi koyan bir takım ile bu hedefi oyuncuların kardiyovasküler reaksiyonlarını ölçerek yakalamak isteyen bir takımın düzenek içerisinde kullanacağı teknolojiler tamamen farklı olabiliyor. Monilabb aslında bir 'Risk Yönetim Yazılımı'dır. Yurt dışındaki sportif yazılımlar genel olarak merkezi veri yönetim platformları olarak pazarlanıyor. Bu platformlar dışında oyuncu hissiyatı veya antrenman yükü üzerinden "Antrenmana Hazır Olma Seviyesini" (Readiness to Train) ölçen yazılımlar mevcut ancak Monilabb, toparlanma, yaralanma ve fiziksel yük verilerinin tamamı üzerinden değişken ve birikimsel ve dinamik risk öngörüsü yapabilen algoritmaları nedeni ile tüm bu yazılımlardan ciddi şekilde ayrışıyor. Ayrıca her takıma göre özgünleştirilebiliyor olması da Monilabb'in büyük bir avantajıdır.



Ülkemiz bu konuda hangi seviyede? Eksik olduğunu düşündüğünüz noktalar neler?

Ülkemizde spor teknolojisi ve yazılımsal veri analizi konusundaki en büyük sıkıntı kurum ve karar vericilerin bakış açısı, devamlılığın sağlanamaması, erken aksiyon beklentisi ve maalesef tembellik olarak sıralanabilir. Kurumlar, bu tarz teknolojilerin sadece mâliyetine odaklanıyor ancak doğru kullanım şartı ile sağlayacağı avantaj ve getirileri hesaba katamıyor. Teknik ekipler ve departmanlar donanımsal teknolojilere ılımlı ancak yazılımlara şüpheci ve ön yargı ile yaklaşıyor. Bunların yanında veri girişlerini aksatma ve devamlılık konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Yurt dışındaki kulüplerde teknik ekipler değişse bile atletik performans, medikal ve spor bilimi departmanlarındaki uygulamalar ve veri yönetimi kurumsal organizasyonun sürdürülebilir bir parçası olarak devam ediyor. Hiçbir teknoloji atıl kalmıyor. Tabiî yurt dışındaki kulüplerin bu uygulamalar için istihdam ettiği kişi sayısı ve olanakları çok fazla. Bu avantajı da doğru kullanıyorlar. Veri toplama alışkanlığı orta ve uzun vadede kulüplerin karar verme mekanizmalarına büyük bir katkı sağlıyor. Ancak ülkemizde yeni bir teknoloji entegrasyonu sonrası teknik ve idari ekiplerin çok kısa sürede oumlu sonuç ve radikal saha aksiyonu beklentisi oluşuyor. Bunu yapabilmeniz için veri kaydı ve arşivleme alışkanlığını edinmemiz gerekiyor. Son olarak, ülkemizde veriler genellikle global normlar ile karşılaştırılıyor ancak özellikle toparlanma verilerinde karşılaştırma kriteri olarak oyuncuların geçmiş değerlerinin baz alınması gerekiyor.



Monilabb'in vizyon ve hedefleri nedir?

Monilabb'in vizyonunu, veri analizi ve yapay zekâ ile sportif yaralanmaların engellenmesi konusunda global bir marka olmak ve ülkemizi dünya çapında temsil etmek şeklinde tanımlayabilirim. Hedeflerini ise yapay zekâ konusunda farklı kurum ve üniversiteler ile işbirliği yaparak ekip, model, ağ ve alanlarımızı geliştirmek, Monilabb yazılımı ve Minilabbs konseptinin özellikle olimpik branşlar olmak üzere tüm spor branşlarında kullanılabilmesini sağlamak şeklinde özetleyebilirim.

Futbolda yapay zekâ ve inovasyonun gelecekteki rolünü nasıl görüyorsunuz? Önerileriniz nelerdir?

Çok farklı bir boyuta gidebilir. Biz şu anda risk öngörüleri yapmaya çalışıyoruz ancak bunun bir sonraki aşaması tahmin yapabilmek. Her geçen gün daha sofistike makine öğrenmesi ve yapay zekâ modelleri geliştiriliyor. Sanal ve artırılmış gerçeklik (VR ve AR) hâlihazırda kullanılan yeni teknolojiler olarak göze çarpıyor. Taraftar etkileşimi, pazarlama ve akıllı stadyumlar noktasında inovasyon sahada olduğundan çok daha fazla kullanılıyor. Benim önerim, tüm kulüplerimizin şimdiden kendi bünyeleri içerisinde bu yönde bir departmanın zeminini hazırlamaları. Üniversiteler ve start-up şirketleri ile işbirliği yapmak, veri analizi, yapay zekâ ve makine öğrenmesi alanında istekli ve yetenekli öğrencilere staj imkanı vermek bu işin başlangıç noktası olabilir. Bu hazırlıkları yapmamış kulüplerin finansal rekabetin daha da artacağı futbol sektöründe uzun vadede ciddi yaralar alabileceğini düşünüyorum.