TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
"Futbol Köyü'nde futbol elçileri yetişecek" 1.06.2007
"Futbol Köyünde futbol elçileri yetişecek"
TFF'nin "Futbol Köyü Projesi" 1 Temmuz'da Van'daki Kızılay Tesisleri'nde start alacak. İki ay sürecek kampta 500 çocuk, 100'er kişilik gruplar halinde 9'ar günlük periyotlarda eğitimden geçecek. Bir yandan ülkenin doğusu ile batısında yaşayan çocukların kaynaştırılmasını amaçlayan projenin temel hedefi, 11-14 yaş arasındaki bu kitleye sportif ve kültürel bir vizyon kazandırmak. Projenin nasıl işleyeceğini, hedeflerini ve içeriğini, fikir babası AR-PEG Koordinatörü Gündüz Tekin Onay ve Proje Koordinatörü Zeynepgül Ene ile konuştuk. Onay, projenin sonunda ortaya çıkacak tabloyu "Bu süreçte yetişecek çocuklar, 40 yıllık futbol seyircisinden daha bilinçli hale gelecek. Bu bilinci çevrelerine yayacak ve hepsi birer futbol elçisi olacak" şeklinde tanımladı.

İlhamı Filistin-İsrail Umut Köyü verdi

Gündüz Tekin Onay, ilhamın kaynağına tamamen bir tesadüf eseri ulaştığını anlatıyor. TFF'nin Pazarlama Müdürü Cem Ülkeroğlu ile çalıştıkları bir sırada, Ülkeroğlu, FIFA'da bir proje bölümü bulunduğundan, insanların buraya projeler gönderdiğinden ve FIFA'nın çok uygun olanları desteklediğinden söz ediyor. İnternete girip baktıklarında karşılarına Filistinli çocuklarla İsrailli çocukları bir araya getiren Umut Köyü projesi çıkıyor. Bu projenin yaptığı çağrışımla Onay'ın aklına "Neden Türkiye'de de doğu yöresinde böyle bir proje uygulanmasın?" sorusu düşüyor.

Diyor ki kendine kendine "Doğuda, güneydoğuda çocuklar hem okula gidemiyorlar hem de kendilerini ifade etme özgürlüğüne sahip değiller. Futbol topunun bir sihri ve cazibesi var. Futbolun popülaritesinden yararlanarak o çocukların kurduğu hayallere yardımcı olabiliriz."

Bu fikri ortaya attığında büyük bir ilgiyle karşılaşıyor. Proje hem medyanın gündemine taşınıyor hem de Van'dan, Ağrı'dan, Diyarbakır'dan milletvekilleri, valiler, kulüp başkanları, şehir ileri gelenleri "Köyü burada kuralım" talebinde bulunuyor.

Bu yoğun ilginin ardından Gündüz Tekin Onay projeyi büyütmeye karar veriyor ve Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'le birlikte, yerinde incelemelerde bulunmak üzere Van'a gidiyor.

Köy Kızılay Tesisleri'nde kurulacak

Muhteşem bir karşılama töreninin ardından proje için parasal değeri ölçülemeyecek araziler sunuluyor. Ekip tahsis edilen iki araziyi geziyor ve fiziki altyapı çalışmalarının hesaplarına başlıyor. Bu arada Van Kızılay Müdürü, 180 kişilik bir kamp tesisleri olduğundan ve bu tesislerden istifade edebileceklerinden söz ediyor. Van Valisi'nin tayin olmasının ardından, diğer arazilerde tesis kurma faaliyetinin uzayacağı düşüncesiyle Kızılay Müdürü'nün teklif ettiği B Planı yürürlüğe sokuluyor ve kamp için Kızılay'ın Gevaş'a 3 kilometre mesafedeki tesisleri üzerinde karar kılınıyor. Ankara'da yapılan toplantılarda Kızılay Genel Müdürlüğü'yle bir protokol imzalanıyor.

Proje o kadar ses getiriyor ki, Gündüz Tekin Onay, bundan sonrasını "Melih Gökçek beni aradı ve 'Projeyi Ankara'da da uygulayalım' dedi. 'Neden burada yapmıyorsunuz?' diye başka arayanlar da oldu. Biz Van'daki projeyi pilot olarak düşünelim, sonrasında da büyük bir mesafe kat ederiz diye düşündük. Projeyle ilgili ilk sunumlarımızı sponsorlarımıza yaptık. Çok iyi yaklaştılar. Sponsorların bünyesinde birer takım kurma fikri doğdu. 100 çocuklu bir projeydi. Her sponsor 11 çocuğu himayesine alacak. Takımların isimleri sponsorların markalarından oluşacak. Mercedes takımı, Nike takımı gibi. Takımların birer kaptanı olacak. Tuncay, Hakan, Emre Belözoğlu gibi oyuncular kaptanlık yapmak üzere bir-iki günlüğüne kampa gelecek. Projenin elçiliğini ise Fatih Terim üstlenecek" diye anlatıyor.

Seçmeler başladı

1 Temmuz'da başlayacak ve 5 periyotta 100'er kişiden toplam 500 kişinin katılacağı proje, 11-14 yaş arasındaki çocuklara hitap ediyor. Gündüz Tekin Onay, ekipleri oluşturmak için ilköğretim maçlarında seçmelerin başladığını anlatıyor. Seçmeleri, kent ve bölge antrenörleri yapıyor. 303 kent antrenörünün yanı sıra 42 TÜFAD Şubesi'nde bulunan antrenörler de fahri olarak bu seçmeler için TFF'ye hizmet ediyor. TÜFAD antrenörleri, kampta görev yapacak olan antrenörlere eğitim konusunda da yardımcı olacak. Çocukların yarısı batıdan, yarısı ise doğudan seçilecek. Çocukların kaynaşmaları, kültürlerini paylaşmaları ve takımdaşlık ruhunu geliştirmeleri ön planda tutulacak.

Karma takımlar

Bu noktada akla takımların nasıl kurulacağı sorusu geliyor. Devreye Proje Koordinatörü Zeynepgül Ene giriyor ve "Kamp tamamen kaynaştırmaya dönük. Takımlar bölgelere göre kurulmayacak. Çocuklar sponsorun ya da takım kaptanının ismine göre seçim yapacak" açıklamasında bulunuyor.

Projenin 1-15 Temmuz arasındaki bölümünden seçilecek çocuklardan oluşturulan takım ise İstanbul'da Riva'da düzenlenecek Futbol Festivali'ne getirilecek. Bu çocukların masraflarını da sponsorlar üstlenecek.

Amaç futbol kültürünü aşılamak

Sanılanın aksine, kampın amacı yetenek avcılığı yapmak değil. Zaten Gündüz Tekin Hoca da bu konunun üzerine ısrarla vurgu yapıyor. Elbette seçilecek çocukların topa aşina olmalarına önem vereceklerini belirtiyor, ancak asıl amacın altını da şu sözlerle çiziyor: "Biz onlardan üst düzey futbolcu olmalarını beklemiyoruz. Çocuk futbola olan ilintisiyle, futbola olan sempati ve sevgisiyle, bizim sloganımıza uygun 'Topu kalbine yakın tut' göstergesiyle öne çıkacak. Buradaki öncelikli maksat yetenek avcılığı değil. Elbette çocuk topla bir şeyler yapabilecek. Ancak bizim en büyük sıkıntımız futbol terörüdür. Bunu önleyecek anlayışta, bilinçli, bilgili bir futbol seyircisine kavuşmayı amaçlıyoruz. Bu çocuklar yetenekli birer futbolcu, antrenör olamazlarsa bile en azından tribünde bilinçli bir seyirci olacaklar."

İki adet futbol sahası yapılacak

Gelelim "pilot proje"nin tesis özelliklerine. Zeynepgül Ene, Gevaş ilçesine 4 kilometre mesafedeki Kızılay Tesisleri'nde 180 kişinin konaklayabileceği bir kamp merkezi bulunduğunu anlatıyor ve ekliyor: "Tesis tam Van Gölü'nün kıyısında. 2005 yılında hizmete girmiş. Ancak biz tesisi elden geçireceğiz. İki tane 20x40 ebadında, profesyonel standartta, çevresi tel örgüyle çevrilmiş ve bir tanesi ışıklandırılmış futbol sahası yapacağız. Bu sahalar orada bırakılacak. Gelecekteki hedefimiz de kuracağımız tesisleri ya da futbol sahalarını bulundukları yerde bırakıp daha sonra yararlanılmasını sağlamak."

Gündüz Tekin Onay da daha sonraki süreçte Federasyonun ya da sponsorların desteği olmadan bu tesislerden yararlanılabileceğini anlatıyor: "Etkinlik orada kaldığı için, bölge ya da kent antrenörlerimiz bu etkinlikleri sürdürebilir. Kızılay'la da protokolü bu yönde uzatabiliriz. Üç aylık yaz döneminin bir ayını bu etkinliğe ayırabiliriz. Sahamız var, beslenme zeminleri var. Bölge antrenörlerinin kontrolünde çocuklara orada eğitim verilebilir" diyor.

Elbette bu projenin bir de maddi külfeti var. 500 çocuğun seçilmesi, Van'a götürülmesi, 9'ar günlük periyotlarda toplam iki aya yakın bir kamp dönemi. Bunların tümü paraya bakıyor. Zeynepgül Ene, "Projeyi sponsorlara sunduk. Biz ana sponsorlarımızın sahiplenmesini istiyoruz" diyor. Gündüz Tekin Hoca burada araya girerek, "Tümünü sahiplenmeyi düşünen çok kuvvetli bir sponsor var" müjdesini veriyor.

Eğitimin içeriği

Peki, çocuklar kamp süresince nasıl bir eğitim programından geçirilecek? Aslında projenin bam teli de tam burası.

Zeynepgül Ene, eğitimi ikiye ayırdıklarını söylüyor ve başlıyor içerik hakkında bilgi vermeye:

"Birincisi futbol eğitim ve etkinliği. Günde iki kez, sabah ve akşam olmak üzere antrenörler nezaretinde futbol eğitimi verilecek. Futbol etkinliğinin dışında 4 saatlik bir eğitsel çalışma yapılacak. Yaş grubu küçük olduğu için, gün içine serpiştirilmiş, oyunlarla desteklenmiş eğitimler yapılacak. Bunun için de danışmanlık ve eğitim firmalarıyla görüşüyoruz. O yaş grubuna bu vizyonu vermek isteğimizi ve programa en verimli, en etkin olabilecek neleri sokabileceğimizi görüşüyoruz. Tabii bizim de düşüncelerimiz var. Onların fikirlerini alıyoruz. Bu program da bu işin uzmanı olan profesyonel bir ekip tarafından uygulanacak. Orada çocuklara Fair Play, özgüven, takım olma, sağlık ve beslenme, ilkyardım eğitimi vereceğiz. İlkyardım eğitimini de Kızılay verecek. Ama bu eğitimler hiçbir zaman ders formatında olmayacak. 9 günün 5. gününde çevre ve kültür gezisi yapılacak. Diğer 8 eğitim gününün her dakikası çok etkin, çok verimli bir şekilde geçecek. Projenin birinci amacı, 9 gün yoğun futbol öğretmek değil, oradan ayrıldıklarında futbola herhangi bir şekilde hizmet edecek bireyler yetiştirmek. Bütün çocuklar gece yatarken Emre olmak istiyor, Tuncay olmak istiyor. Ama biz onlara diyeceğiz ki, sen Fatih Terim de olabilirsin, iyi bir hakem de olabilirsin, bir futbol gözlemcisi, yorumcusu da olabilirsin. Hiç biri olamazsan çok iyi bir izleyici ol."

Tüm bu eğitim için dokuz günün yeterli olup olmadığı akıllara takılabilir elbette. Ancak bu süre de bilimsel veriler ışığında belirlenmiş. Zeynepgül Ene, "Bilimsel bir gerçek var, o yaş grubundaki bir çocuğu 10 günden fazla bir yerde kapalı tutup eğitim veremezsiniz. Sıkıyorlar, ailelerini özlüyorlar, dolayısıyla daha uzun süreli bir eğitim veremiyorsunuz" sözleriyle konuya açıklık getiriyor.

İdollerle buluşma

Kampta takımların kaptanlığını ligimizin önemli oyuncuları yapacak. Bu oyuncular yoğun mesaileri arasında tüm zamanlarını kampta geçirmeyecek elbette. Her biri 1-2 gün kampta kalacak ve oyuncularla birlikte olacak. Zeynepgül Ene, katıldıkları son Grassroots seminerinde UEFA'nın Grasroots Elçisi Hansi Müller'le karşılaşmalarına gönderme yapıyor ve "Bize İtalya'da oynarken kulüplerin kendilerini sürekli mahalle aralarına götürdüklerini anlattı. 'Aslında hepimiz o sokaklardan geldik. Zaman içinde şöhrete ve paraya ulaşınca bunu unutuyoruz. Sokaklarda çocuklarla buluşmak bizim için de iyi oluyordu. Nereden geldiğimizi hatırlıyorduk. O çocuklar bizi uzaydan gelmiş gibi erişilmez görüyor. Yanlarına gidince bizim de kendileri gibi birer insan olduğumuzun farkına varıyorlar' dedi. Bizim de amacımız bu. Çocuklara, 'Ligimizin yıldız oyuncuları da bu noktalara sizin bulunduğunuz yerlerden geldi. Onlar da sizler gibi insanlar' diyeceğiz. Ağabeyleriyle aralarında bir yakınlaşma kurmak amacındayız" diyor.

Yaşanmış Fair Play hikâyeleri

"Futbol Köyü Projesi" ekibinin elinde önemli bir koz daha var. Fair Play vurgusu kamp boyunca canlı örneklerle çocuklara aktarılacak. Zeynepgül Ene, bu konuda da "Fair Play ödülü almış oyuncuları kampa götürmeyi düşünüyoruz. Bu çok özel bir ödül. Etik üstü bir ödül. Çocukların bunları hayal bile edebileceğini düşünmüyorum. Yani gol atan bir oyuncunun 'Ben bu golü elimle atmıştım' deyip üstüne bir de sarı kart görerek bu ödüle ulaşması ve çocuklara bunu kendisinin anlatması gibi… Sadece futbolcu olması da şart değil. Mesela Orhun Ene'nin üçlük basket attıktan sonra 24 saniye dolmuş mu dolmamış mı tartışması yapılırken 'Süre dolmuştu, bu basket sayılmasın' diyerek aldığı ödül var. Çocukların bunları da bilmeleri gerekiyor. Milyonlarca insan meydanlarda toplanıp sessizce dağılırken, biz 30-40 bin kişiyi statlardan kavga etmeden çıkartamıyoruz. Bu ne kadar acı bir şey. Aslında orada yapılan bir spor. Bu kamp boyunca çocuklara Fair Play ruhunu canlı örnekleriyle vereceğiz" diyor.

Son sözü ise AR-PEG Koordinatörü Gündüz Tekin Onay söylüyor:"Bu süreçte yetişecek çocuklar, 40 yıllık futbol seyircisinden daha bilinçli hale gelecek. Bu bilinci çevrelerine yayacak ve hepsi birer futbol elçisi olacak."

Futbol Köyü'ne 5 Dönemde Katılacak Sporcu Sayısı

Bölge Sporcu Sayısı

Trakya 20

Bursa 35

İzmir 35

İstanbul 35

Sakarya 20

Antalya 30

Ankara 50

Samsun 25

Kayseri 35

Adana 35

Trabzon 40

Erzurum 35

Malatya 35

Diyarbakır 30

Van 40

Toplam 500

Kıbrıs'ta Umut Adası projesi

Gündüz Tekin Onay'ın "Futbol Köyü Projesi" Türkiye ile sınırlı değil. Kafasında bir de "Umut Adası" projesi var ki, anlatırken gözleri ışıldıyor. Siyasilerin başaramadığı, Annan Planı'nın çözüm olamadığı "Kıbrıs Meselesi"ne, "Umut Adası" projesi ile yepyeni bir açılım getireceğine inanıyor. Bir süre önce gittiği Kıbrıs'ta bu projesini dile getirmiş ve büyük bir ilgi görmüş.

"Yeşil Hat'ta, Ledra Palas'ın önünde, eskiden saha olan ve şimdi kullanılmayan arazide Kuzey Kıbrıslı Türk çocukları ile Güney Kıbrıslı Rum çocukları için Umut Adası projesini gündeme getirdim. Bunu bir panelde anlatınca ertesi gün Ada'daki gazetelerin manşetlerine çıktı. Türkiye'deki projemiz ses getirdiyse, Kıbrıs'taki Umut Adası projesi dünyada ses getirecek. Bununla ilgili girişimlerimiz olacak. Önce Rum Kesimi'ni ikna etmek gerekiyor. Bizim tarafta bir sorun yok. UEFA ve UNESCO bu olaya mutlaka sıcak bakacak. Bu proje KKTC Futbol Federasyonu'nun ve liderlerin çok hoşuna gitti" diyor Gündüz Hoca.

Projenin gerçekleştirilmesi için ilk etapta Dışişleri Bakanlığı'ndan onay almak ve ardından da Kıbrıs Rum Kesimi'ni ikna etmek gerektiğini anlatıyor. Bu konuda da umut dolu. TMOK Başkanı Togay Bayatlı'nın Kıbrıs Rum Kesimi Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı ile çok iyi arkadaş olduğunu ve Rumları bu vasıtayla ikna edebileceklerini söylüyor. Bu arada kendisinin de Yunanistan Futbol Federasyonu Eğitim Dairesi Başkanı Aristotales'le olan yakın dostluğunu vurguluyor ve "O kesimi ikna edersek Kıbrıs'a olağanüstü bir köy projesi götürebiliriz. FIFA ve UNESCO da bu projeye büyük katkı sağlar. Orası bir festivale dönüşür. İki bölgeden ailelerin geldiği bir şenlik düşünün. Sözünü ettiğim alan sanki bu iş için yapılmış. Oradaki futbol köyü dünyada büyük ses getirir. Bu proje oraya gerçekten barışı götürür" şeklinde konuşuyor.