TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Aykut Özer: "1 numara olmak istiyorum!" 1.11.2011
Aykut Özer: "1 numara olmak istiyorum!"
Genç Millî Takımlarımızın kalesinde başarıyla görev yapan, 17 yaşından itibaren Eintracht Frankfurt'un A takımında yer alan bir gurbetçi o. Düzgün bir fiziği, kalecilik yetenekleri, hırsı ve hepsinden önemlisi büyük hedefleri var. Sadece iyi bir kaleci olmakla yetinmeyeceğini, dünyanın en iyisi olmak istediğini söylüyor. Eğitim işini o kadar ciddiye almış ki, mesleki stajını sürdürdüğü fabrikada saat 06.00'da işbaşı yapıyor.

Röportaj: Selim Şakarcan

Genç Millî Takımlarımıza Almanya'dan gelen oyunculardan birisi olan Aykut Özer'i daha yakından tanımak istiyoruz. Bize kendinden söz eder misin?

Aslen Zonguldaklıyız ama ben 1993 yılında Almanya'nın Frankfurt şehrinde doğdum. Dört kardeşiz, bir ağabeyim, iki de küçük kardeşim var.

Kardeşlerin spor yapıyor mu?

Ahmet ağabeyim eskiden futbol oynuyordu ama dizinden sakatlandıktan sonra bırakmak zorunda kaldı. Küçük kardeşlerim ise oynuyor. Onlara elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum.

Kaç yaşındalar?

Büyüğü Adem 11, küçüğü Alim ise 4 yaşında. Dört yaşındaki kardeşim yeni başladı futbol oynamaya, antrenmanları çok keyifli oluyor.

Sen nasıl başladın futbola?

Arkadaşlarım kulüplerde top oynuyordu. Ben daha kulüpte oynamaya başlamamıştım ama çok istiyordum. Her fırsatta babama söylüyordum. Bir gün, "Hadi gel seni kulübe yazdıralım" dedi. Çok mutlu oldum. İki sene evimize yakın TSV 1860 Hanau'da oynadıktan sonra 9 yaşında FSV Frankfurt'tan teklif aldık. Ancak babam yollamadı. Komşumuzun oğlu da orada oynuyordu ve sonunda babamı ikna ettiler. Ben de komşumuzun sayesinde ve babamın desteğiyle FSV Frankfurt'a transfer oldum. Hatta babamın zamanı olmadığı için antrenmanlara komşumuzla gidiyordum. FSV Frankfurt'ta 6 ay oynadıktan sonra Eintracht Frankfurt'a transfer oldum. O zamandan beri, yaklaşık 9 senedir de burada oynuyorum.

Futbola başladığından beri hep kaleci miydin?

İlk başladığımda golcüydüm. Bir sene forvet oynadıktan sonra 8 yaşında kaleye geçtim. Eintracht Frankfurt'a transfer olduktan sonra da arada forvet oynadığım da oldu. Hocalarım, ayaklarıma hâkim olduğumu ve topu oyuna iyi soktuğumu söylüyor. Bu konuda kendimi daha da geliştirmeye çalışıyorum. Bir de önceden forvet oynamamın faydasını görüyorum.

Almanya'da kulüplerin tesisleri dışında futbol oynayacak alanlar var mı? Çocukken nerelerde oynuyordun?

Almanya'da birçok saha var futbol oynamak için ama bu sahalar genellikle kulüplere ait olduğu için her istediğinizde oynayamıyorsunuz. Ben küçükken arkadaşlarımla sokakta futbol oynardım ve en çok zevk veren de sokakta oynamaktı. Sokakta dar alanda oynamanın tekniği geliştirmeye de faydası oluyor. Futbol oynamayı sokakta öğrendim diyebilirim. Taşlardan kale yapardık. Ağaçların arasını ve duvarları kale yapardık, çok zevkliydi.

Şu anda Eintracht Frankfurt'un A takımında oynuyorsun. Dokuz yaşında ilk transfer olduğun günden bugüne neler yaşadın?

Transfer olduğumdan beri haftada 5-6 defa antrenmanlarım oluyor. Okula da devam ettiğim için çok az boş zaman bulabiliyordum. Almanya'da eğitime de çok önem veriliyor. Futbolla beraber okulda da başarılı olmamız gerekiyor. Bu da futbolun yanı sıra kişisel gelişimimize faydalı oluyor. Ben de futbolu ve okulu beraber yürütebilmek için çok çalıştım. Okuldan sonra eve gelip ders çalışıyordum. Daha sonra da antrenmana gidiyordum. Birçok şeyden fedakârlık yaptım ama emeklerime değdi diye düşünüyorum. Hâlâ da çalışmaya devam ediyorum.

Futbol ve okul eğitiminin beraber yürütülmesi ve her ikisinde de başarı kriterinin olmasının faydalarını görmüşsündür.

Evet, bu sistem sayesinde hem futbol hem de okul eğitimi olarak kendimizi geliştirebiliyoruz. Okulda başarılı olmamız, futbolumuza da yansıyor. Almanya'da bu konulara çok dikkat ediliyor. Dersleri iyi olmayan oyuncular derslerini düzeltene kadar idmanlara alınmıyor. Bir arkadaşımın başına gelmişti. Allaha şükür ben böyle bir şey yaşamadım. Tabii annem ve babamın sayesinde... Küçükken hep ders çalışmam gerektiğini söylerler ve beni zorlarlardı. Ben de ders çalışmaktan çok arkadaşlarımla gezmek isterdim ama onları şimdi daha iyi anlıyorum. İyi ki zorlamışlar beni. Futbol ve okul eğitimimi başarılı bir şekilde devam ettirmemin çok faydasını görüyorum.

Millî Takım'a ilk ne zaman seçildin?

Millî Takım'a ilk defa geçen sene 17 yaşımda seçildim. Ocak 2010'da Bodrum'da Polonya'ya karşı ilk millî maçımı oynadım. Geçen sene U17 Millî Takımı ile bu sene de U19 Millî Takımı ile Avrupa Şampiyonası tecrübem oldu. 1993 doğumlu olarak Romanya'daki finallere katılmam benim için önemli bir tecrübeydi. Forma şansı bulamadım, üzüldüm ama finallerde kazandığım tecrübeyle daha da çok çalışıp, kendimi geliştirip gelecek sene yaş grubumun Avrupa Şampiyonası finallerine katılarak başarılı olmak istiyorum. Takım olarak da çok başarılı olacağımıza, hatta şampiyon olacağımıza inanıyorum ve bunu çok istiyorum. Bir de ülkemizde düzenlenecek U20 Dünya Kupası'na katılıp orada da başarılı olmak en büyük hedeflerimden biri. Ev sahibi olarak katılacağımız bu büyük organizasyonda oynamak ve ülkemizi başarıyla temsil etmek çok önemli.

Millî Takım kampları nasıl geçiyor?

Yoğun ve programlı geçiyor. Ben 1 senedir kulübümün A takımı ile çalışıyorum. Orada da yoğun ve yorucu ve bir program var. Pek bir fark yok Almanya ile buradaki kamplar arasında. Burada da sert ve yorucu. Zaten kendimizi geliştirmemiz için iyi çalışmamız lâzım.

Bir senedir Eintracht Frankfurt A takım kadrosundasın. Neler yaşadın, tecrübelerini bizimle paylaşır mısın?

Bir sene önce 17 yaşında A takım kadrosuna alındım. Şimdiye kadar hiç resmi maçta oynamadım ama 7-8 özel maça çıktım. Şimdi A takımdaki ikinci sezonum. Bir kamp dönemi daha geçirdim. Eintracht Frankfurt'ta her şey çok iyi gidiyor. Beni destekliyorlar. Orada oynadığım için çok mutluyum.

Eintracht Frankfurt'ta hangi Türk futbolcularla oynadın?

Bir çok Türk futbolcu ile oynadım ama çoğu Eintracht Frankfurt'ta devam edemedi. Genç takımda Okan Derici ile beraber oynuyorduk. Hatta Okan'la Millî Takım'a da beraber gidiyor ve aynı odada kalıyorduk. Okan bu sene Galatasaray'a transfer oldu.

Okan Derici'nin Galatasaray'a transferini nasıl değerlendirirsin, nasıl bir futbolcu Okan?

Okan çok teknik ve zeki bir oyuncu. İyi şutları var. Galatasaray çok büyük ve her genç futbolcunun oynamayı hayal ettiği bir takım ama bence biraz erken transfer oldu Galatasaray'a. Daha çok tecrübe kazanıp gitseydi onun için daha iyi olurdu.

Örnek aldığın, hayran olduğun kaleciler var mı?

Küçükken birçok kaleciyi izler, iyi yönlerinden bir şeyler öğrenmeye çalışırdım. En çok da Taffarel'i izlerdim. Çok iyi bir kaleciydi, ayaklarını çok iyi kullanırdı. Hatta küçükken bana "Taffarel" derlerdi. Şimdi de Volkan Demirel'i takip ediyorum. Avrupa'da ise Casillas ve Cech'i izliyorum, onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.

İyi olduğun ve biraz daha geliştirmen gerektiğini düşündüğün yönlerin neler?

Fizik olarak yaşıma göre iyi olduğumu düşünüyorum. İnsanın olumlu yönlerini anlatması kolay değil ama birebirde ve hava toplarında iyiyim. Çok sert topları sektirmeden ilk hamlede tutabiliyorum. Yaşım çok genç, çok çalışıp kazanacağım tecrübenin de katkısıyla daha da iyi olacağımı düşünüyorum. Her zaman daha çok çalışıp en iyi yönümü bile geliştirmeliyim. Frankfurt'ta antrenmanlara ilk ben geliyorum ve en son ben çıkıyorum. Bireysel çalışmalar da yapıyorum. Herhangi bir kaleci değil, gerçekten önemli bir kaleci, dünya çapında bir kaleci olmak istiyorum.

Geçen sezon Halil Altıntop'la beraber oynadın. Sezonun ilk yarısında da Cenk Tosun aynı takımdaydı. Ümit Korkmaz hâlâ Eintracht Frankfurt'ta oynuyor. Dört Türk aynı takımdaydınız.

Evet, biz geçen sezon A takımda 4 Türk oynuyorduk. Halil Altıntop, Cenk Tosun, Ümit Korkmaz ve ben. A 17 yaşında kaleci olarak A takıma çıkmak hiç kolay değil. Cenk Tosun'la aynı odada kalıyorduk. Cenk abi de bana çok yardımcı oluyordu. Şimdi Gaziantep'te çok başarılı bence. Ümit abi de bana hep daha çok çalışmam gerektiğini söylüyor ve motive ediyor. Halil abi idmanlarda ya da özel hayatımızda bana her zaman destek oldu, neler yapmam gerektiğini söyledi. İnşallah o da Trabzonspor'da çok başarılı olacak.

Hamit Altıntop ve Nuri Şahin'in Bundesliga'dan Real Madrid'e transferlerini değerlendirir misin? Birçok futbolcunun oynamayı hayal ettiği takıma transfer oldular. Senin hayallerin, hedeflerin neler?

Hamit Altıntop ve Nuri Şahin'in Real Madrid'e transfer olmaları Almanya'daki Türk oyuncular için gurur verici bir durum. Bence Alman Millî Takımı için oynasa bile Mesut Özil de bir Türk ve ilk adımı o attı. İnanıyorum ki orada çok başarılı olacak ve kendilerinden söz ettirecekler. Nuri abi ve Hamit abiyi tanımak isterdim. Bir gün Halil abi sayesinde tanışacaktık ama olmadı. Real Madrid'e transfer olmalarına çok sevindim. Real Madrid benim küçüklüğümden beri oynamayı hayal ettiğim takım. 7 yaşındayken anneme, "Bir gün Real Madrid'de oynayacağım" demiştim. Real Madrid ve A Millî Takım'ın birinci kalecisi olmak en büyük hedefim. Dünyanın en iyi kalecisi olmak istiyorum.

Bugünlere gelmende kimlerin emeği var?

Ben bu hırsı ve bu gücü ailemden alıyorum. Bir de bana çok yakın Selim abi var. Annem, babam ve Selim abi diyebilirim. Onların sayesinde buralara geldim. Bana çok destek oldular. Her zaman yardım ettiler. Onların desteği olmasa belki bugünlere gelemezdim. Hepsine bağlıyım ama en çok anneme bağlıyım. Kamplarda her gün 2-3 kere telefonlaşıyoruz.



Eğitimine devam ediyor musun?

16 yaşında mesleki eğitim öncesindeki eğitimimi bitirdim. Sonra da makineler üzerine mesleki eğitimime başladım. Bir fabrikada çalışıyorum. Hem A takımla antrenmanlar hem de eğitim kolay olmuyor ama 2 senemi bitirdim, 1.5 senem kaldı. Fabrikada insanların nasıl çalıştığını, nasıl para kazanıldığını, ne kadar zor olduğunu görüyoruz. Sabah 05.00'te kalkıp 06.00'da işbaşı yapıyorum. Saat 14.00'te fabrikadan çıkıp antrenmana yetişiyorum. Takımla işyerim anlaştığı için sabahları idman olduğunda işe gitmiyorum. Hiç kolay değil ama başaracağımdan eminim. 3.5 senemi bitirmek istiyorum. Aslında profesyonel futbolcu olunca bu eğitimi bırakabiliyorsun ama ben devam etmek istedim. Almanya çok disiplinli olduğu için antrenörlerim de bu eğitimime devam etmemi istediler ve beni destekleyeceklerini söylediler. 17 yaşında ilk A takıma çıktığımda teknik direktörümüz Skibbe'ydi ve beni bu konuda çok destekledi. Bir de altyapı antrenörümüz Alexander Schur çok destek verdi. Selim abiye ve antrenörlerime söz verdiğim için mesleki eğitimimi bitirmek istiyorum.

Bu kadar yoğun tempoda boş vakit bulmak zor oluyordur ama bu yoğun temponun dışında kalan vaktini nasıl değerlendiriyorsun?

Futbol, okul ve işle geçen yoğun temponun dışında pek boş vaktim olmuyor ama kalan vaktimi de ailem ve arkadaşlarımla zaman geçirerek değerlendirmeye çalışıyorum.