Türkiye - Rusya Maç Kitabı

Valdas Ivanauskas’tan yediği golle 1-0 geriye düşse de ilk yarıyı Hasan Şengün’ün golüyle 1-1 beraberlikle kapatacak, ikinci yarıda ise kazandığı penaltıyı İlyas Tüfekçi ile gole çevirip sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrılacaktı. Roma yoluna Sovyet taşı 0-1 Birlik dağılmadan önce Sovyetlerle son eşleşmemiz 1990 Dünya Kupası elemelerinde gerçekleşti. Teknik direktörlüğünü Tınaz Tırpan’ın üstlendiği Millî Takımımız, elemelerde İzlanda, Avusturya, Doğu Almanya ve Sovyetler Birliği’yle eşleşmiş, içeride İzlanda ile berabere kalıp deplasmanda Avusturya’ya yenildikten sonra Doğu Almanya’yı her iki maçta da mağlup ederek ilk iki sırada yer alıp İtalya’daki finallere katılabilmek için oldukça ümitlenmişti. Beşinci maçtaki rakibimiz, Dasayev’i, Kuznetsov’u, Rats’ı, Mikhaylichenko’su, Aleinikov’u, Zavarov’u ve Protasov’uyla yıldızlar topluluğu görünümündeki Sovyetler Birliği’ydi. Dedik ya, iki Doğu Almanya galibiyetiyle, Roma için çıktığımız yolda sanki milletçe tatlı uykuya dalmıştık. Rüyalar renkliydi. Ancak İstanbul’daki İnönü Stadı’nda oynanan maçta “İtalya 90 yoluna” taş koyan Sovyetler Birliği, bizi tatlı uykumuzdan, renkli rüyamızdan uyandırdı. 41’inci dakikada Aleksey Mikhaylichenko savunmamızın bakışları arasında sağ ayağının içiyle topu kaleci Engin İpekoğlu’nun solundan filelere gönderdi ve maçın skorunu belirledi: 1-0. Hayallerin son durağı Simferepol 0-2 İtalya 90 yolunda 26 Nisan’da evimizde uğradığımız Sovyetler Birliği yenilgisinin ardından 20 Eylül’de İzlanda’dan ağır bir darbe yedik. Reykjavik’teki maçta Pétursson’dan 56 ve 72’nci dakikalarda yediğimiz gollere 85’te Feyyaz Uçar’la bir kez karşılık verebilmiş ve 2-1 yenilmiştik. Önümüzde Avusturya ve Sovyetler Birliği ile oynayacağımız iki maç vardı ve Sovyetler 9, Avusturya 7, bizse 5 puanday- dık. 15 Kasım’daki Sovyetler Birliği maçına bir iddia taşıya- bilmek için önce 25 Ekim’deki Avusturya maçını kazanmak zorundaydık. Bunu başardık da… 25 Ekim günü Ali Sami Yen’deki maçta Avusturya’ya sahayı dar edip Rıdvan Dilmen’in iki, Feyyaz Uçar’ın da bir golüyle 3-0 kazandık. Artık sıra son maçlardaydı. 9 puanlı Sovyetler Birliği artı beş averaja sahipti. Bizim 7 puanımız ve artı dört averajımız vardı. Simferepol’de Sovyetleri yendiğimiz takdirde grup birincisi olarak Roma’nın yolunu tutacaktık. 7 puanlı ve eksi üç averajlı Avusturya ise evinde aynı puana sahip eksi bir averajlı Doğu Almanlarla oynayacaktı. Bu iki takımın da iddiasının bulunması bizim açımızdan önemliydi. Bu maç berabere biterse bize Rusya’dan alınacak 1 puan da yetecekti. Lâkin öyle olmadı. Avusturya, Doğu Almanya’yı 3-0 yenerek puanını 9’a yükseltirken, biz de Sovyetlere 68’de Oleg Protasov’un, 79’da da kendi kalesine Gökhan Keskin’in attığı gollerle 2-0 yenildik ve İtalya 90 Dünya Kupası finallerine katılma hakkını kaybettik. Direkleri geçemedik 0-1 Sovyetlerin dağılmasından sonra Rusya ile ilk maçımızı 20 Nisan 1994’te oynadık. Millî Takımımız, 1994 Dünya Kupası elemelerinde Sepp Piontek’le kötü bir dönem geçirmiş, oynadığı 8 maçın 6’sını kaybederken sadece San Marino’yu yenebilmiş, zayıf rakibiyle oynadığı ikinci maçtan da beraberlikle ayrılmış, bunun üzerine Alman teknik adamın görevine son verilerek yerine yardımcısı Fatih Terim getirilmişti. Fatih Terim yönetiminde çıktığı eleme grubundaki son iki maçta Polonya ve Norveç’i mağlup ederek kendine gelen ay-yıldızlıların yeni hedefi 1996 Avrupa Şampiyonası finallerine katılmaktı. Elemeler öncesi ilk hazırlık maçını Çek Cumhuriyeti ile oynayıp 4-1 kaybeden millîlerimizin ikinci rakibi ise Rusya olmuştu. İki takım arasındaki maç Bursa’da oynandı. Yeni oyunculardan kurulu ay-yıldızlı ekibimiz özellikle ikinci yarıda çok yapıcı ve yürekli futbol sergilemiş ve bu hazırlık maçından azami faydayı elde etmişti. Ancak 10’uncu dakikada Dmitri Radchenko’dan yediğimiz gole direklere takıldığımız için karşılık veremeyecek ve sahadan 1-0’lık yenilgiyle ayrılacaktık. Tek golle vurulduk 0-1 Mustafa Denizli yönetiminde EURO 2000 grup elemelerine hazırlanan Millî Takımımız, 1998 yılında bir dizi hazırlık maçının sonuncusunu Rusya ile oynadı. 21 Ocak’ta içeride Arnavutluk’a 4-1, 18 Şubat’ta deplasmanda İsrail’e 4-0 yenilen ay-yıldızlılar, 22 Nisan’da Moskova’da Rusya karşısında moral arıyordu. Dünya Kupası’nın ev sahibi Fransa’yı bir hafta önce evinde 1-0 deviren Rusların karşısına oldukça genç bir kadroyla çıkan millîlerimiz, özellikle ilk yarıda akıllı bir tempo tutturmuş ve rakibinden daha fazla sayıda gol pozisyonuna girmişti. İkinci yarıda da sahada pozisyon üstünlüğümüz vardı ama maçı kazanan taraf, 81’inci dakikada Vladimir Beschastnykh’le bir gol bulan Rusya oldu. Antalya’da sessiz hazırlık 0-0 Rusya’da düzenlenen 2018 Dünya Kupası elemelerinin hazırlığında da Rusya ile karşılaştık. Takvimler 31 Ağustos 2016’yı işaret ediyordu. 5 Eylül’de deplasmanda oynayacağımız Hırvatistan maçının son hazırlığına Antalya’da çıkmıştık. Çok sıcak bir havada ve coşkulu bir seyirci topluluğu önünde oynanan maç golsüz sona erdi. Millî Takımımızın cephesinde çok önemli bir revizyon yaşanmış, teknik direktörümüz Fatih Terim, kadroya birçok tecrübeli ismi davet etmemişti. Evet, son Avrupa Şampiyonası’nda forma giyen oyunculardan Arda Turan, Burak Yılmaz, Hakan Balta, Gökhan Gönül, Selçuk İnan ve Caner Erkin kadroda yoktu. Terim, 2018 yoluna oldukça genç ve umut vadeden bambaşka oyuncularla devam etme kararı almış, kadroda yepyeni isimlere yer vermeyi tercih etmişti. Genç kadromuz Rusya karşısında başarılı bir futbol ortaya koyacak ancak 90 dakika golsüz sonuçlanacaktı. Rusya’ya ilk gol Yunus’tan 1-1 Millî Takımımız üçlü hazırlık maçları serisinin sonuncusunda 5 Haziran 2018 günü Rusya ile Moskova’da 1-1 berabere kaldı. Teknik direktör Mircea Lucescu yönetiminde 7 Eylül’de Rusya karşılaşmasıyla başlayacak Avrupa Uluslar Ligi mücadelesine hazırlanan ve bu süreçte hem yeni oyuncular kazanmaya hem de yeni oyun sistemini oturtmaya çalışan Millî Takımımız, Uluslar Ligi’ndeki ilk rakibi karşısında çıktığı son provadan geleceğe umut taşımayı başardı. 2018 yılına Mart ayındaki 1-0’lık İrlanda Cumhuriyeti galibiyeti ve 2-2’lik Karadağ beraberliği ile başlayan Millî Takımımız, son üç maçta İran’ı 2-1 yenip Tunus’la 2-2, Rusya ile de 1-1 berabere kalarak sene içindeki yenilmezlik serisini de beş karşılaşmaya çıkarmış oldu. Sovyetler Birliği dönemi sonrası Rusya Millî Takımı ile oynadığı üç maçtan iki yenilgi, bir beraberlikle ayrılırken gol atamayan ay-yıldızlılar, bu defa da rakibini yine yenemese bile ilk golünü atmayı başardı. Dünya Kupası’nın ev sahibi karşısında 35’inci dakikada basit bir savunma hatasıyla geriye düştük. Çıkarken kaptırdığımız topla hareketlenen Fedor Smolov hızla Alan Dzagoev’i görüyor, bu oyuncunun sol çapraza bıraktığı topu da Samedov dibine girerek kaleci Serkan Kırıntılı’nın üzerinden aşırtıyor ve Rusya’yı 1-0 öne geçiriyordu. 59’uncu dakikada ise kalecimiz Serkan Kırıntılı topu büyük bir hızla rakip stoperlerin arkasına atmayı başarıyor, topla buluşan Yunus Mallı, ceza yayı üzerinde iki rakibinin arasından harika bir vuruşla skora dengeyi getiriyordu: 1-1. 42 43

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==