TamSaha 251. Sayı / Ekim 2025
Gönülden Kaleme Kölelik, insanlık tarihinin en a ğ ır sömürü biçimlerinden biridir. İ lk örneklerine Mezopotam- ya’da rastlanan kölelik kurumu; Antik Yunan’da ekonomi, Roma İ mparatorlu ğ u’nda tarımve sava ş gücü, Osmanlı’da ise hizmet yapısı olarak kurumsalla ş mı ş tı. En çar- pıcı dönem ise 16’ncı ve 19’uncu yüzyıllar arasında ya ş anan transatlantik köle ticaretiydi. Afrika’dan zorla alıkonulanmil- yonlarca insan Amerika kıtasında plantasyonlarda çalı ş tırıldı. Hiçbir hakları yoktu, alınıp satıldılar, isyan edeni cezalandırdılar, sesleri yoktu, çünkü dinleyen yoktu. 19’uncu yüzyılda kölelik resmen yasaklansa da tarihten silinmedi. Sistemin adı, zincirin biçimi de ğ i ş ti. Bugün “modern kölelik” adıyla; daha görünmez, daha sistematik ve bazen ş ık giydirilmi ş ş ekilde kar ş ımızda duruyor. Modern köle; milyon dolarlık kontrata imza atan, pasaport ta ş ıyan, otelde konakla- yan, ama kendine ait olmayan biri- dir. Fikri sorulmaz, sa ğ lı ğ ı ikinci plandadır, yorulsa da dinlenemez, sesi çıksa da duyulmaz. Bugünün kölesi, fiziksel zincir ve kırbaç de ğ il; sistembaskısı ve sözle ş me zinciri ta ş ır. Futbolcuların sözle ş me tari- hinden itibaren bedenine, eme ğ ine ve ruhuna sahip çıkmasına izin verilmez. Tıpkı dünün köleleri gibi, bir gösterinin sessiz ama vazgeçil- mez ta ş ıyıcısıdır. Bugün FIFA gibi kurumlar, futbolu bir “küresel ş ov” hâline getirmi ş durumda. Ama gösterinin parlaklı ğ ı, sahadaki gerçekleri gizleyemedi. Kulüpler Dünya Kupası, fikren kıtaların en iyilerini bulu ş tursa da uygulamada futbolcuyu bir insan olarak de ğ il, tüketilebilir bir ürün olarak görü- yor. Somut örnekler vermek gere- kirse; 2022 Katar Dünya Kupası öncesi, hazırlık döneminde birçok oyuncu sıcak hava nedeniyle ısıl zorlanma (heat stress) ya ş adı. Afrika Kupası’nda 2022 yılında Kamerun-Komor maçı 33°C sıcak- lıkta oynatıldı; oyuncular maç içinde kramp geçirdi, dü ş tü, tıbbî müdahaleye ihtiyaç duydu. J aponya’daki Kulüpler Dünya Kupası edisyonlarında, Avrupa’dan gelen kulüplerin oyuncuları “jet lag + sıcak” etkisiyle performans dü ş üklü ğ ü ya ş arken federasyonlar buna ra ğ menmaç saatlerinde de ğ i ş iklik yapmadı. Günümüze gelindi ğ inde Ameri- ka’da yapılan Kulüpler Dünya Ku- pası yeni formatında 12.00 ve 15.00 saatlerinde oynananmaçlarda a ş ırı sıcaklardan dolayı ş ikâyette bulunan futbolcuların ayaklarının ş i ş ti ğ i, bu yüzden ko ş amadıkları söylemi kayda geçti. Ayrıca sıcak- lardan etkilenen futbolcular kendi- lerini yere atarak sa ğ lık ekiplerinin kendilerini biraz da olsa serinlet- melerini sa ğ lamaya çalı ş tı. Sadece sıcaklık de ğ il, takvim yo ğ unlu ğ u da ayrı bir felâkettir. Üst düzey bir futbolcu sezonda en az 50-60maça çıkıyor, seyahat ediyor, kamp yapıyor ve ço ğ u zaman sakatlık sınırında oynuyor. Dinlenmeye, iyile ş meye vakit bula- mıyor. Futbolcuların “modern köle” gibi görülmesi, özellikle sa ğ lıkları- nın ve haklarının göz ardı edildi ğ i durumlarda ne yazık ki yerinde bir benzetmedir. Futbolcular insan, makine de ğ il! Dünya futbolu her geçen gün daha fazla gelir üretiyor, yayın hakları, sponsorluklar, reklamlar herkes bu büyüyen pastadan payını almanın pe ş inde. Ama bu büyüme u ğ runa en temel de ğ er ihmâl ediliyor; insan sa ğ lı ğ ı. Bugün 35 dereceyi a ş an sıcaklıklarda, saat 12.00’de futbol oynatılıyor. Oysameteoroloji kurumları aynı saatlerde “sa ğ lıklı bireylerin bile dı ş arı çıkmaması” yönünde uyarılar yapıyor. Sa ğ lık otoriteleri “güne ş altında 10 dakika bile kalmayın” derken, bir futbol- cudan 90 dakika boyunca sprint atması, mücadele etmesi, perfor- mans göstermesi bekleniyor. Bu yalnızca yanlı ş bir karar de ğ il, etik dı ş ı ve tehlikeli bir uygulama- dır. Bu ko ş ullarda oynananmaçlar, bilimsel olarak ısı çarpması, kas erimesi, kalp ritimbozuklukları ve hatta ölüm riski do ğ urur. Sporcu yalnızca fiziksel de ğ il, ruhsal ola- rak da çökme riskiyle kar ş ı kar ş ıya kalır. Buna ra ğ men, organizatörler ve FIFA için bu gerçeklerin yayın saatlerinden daha öncelikli olma- dı ğ ını uygulamada gördük. Burada bir soru sormalıyız: “Sa ğ lıklı bir in- sanın güne ş te yürüyemedi ğ i saat- lerde, bir futbolcudan 90 dakika ko ş masını istemek nedir?” Maalesef güne ş ı ş ınları da eskisi gibi masumde ğ il, hep birlikte el ele vererekmasumiyetini ozon taba- kasına açtı ğ ımız delikle bozduk. Hayat kayna ğ ı olan güne ş ı ş ıklarını ba ş ta cilt kanseri olmak üzere insanlar için tehlikeli hâle getirdik. Saat 12.00’de güne ş in ultraviyole ı ş ıkları en yüksek seviyede etki- sini gösterirken futbolcular sahada korumasız durumda kalarakmaç- larını oynamak zorunda kaldılar. Ak ş am saatlerinde güne ş lenenler en az 40 faktör koruyucu krem sürmeden dı ş arı adımlarını atmı- yorlarken kimse de “Bu saatte oynar mısın, ş öyle tehlikeleri var, bunları bilerek kararını ver” diye sorma ihtiyacı duymadı. Ne de olsa sözle ş meleri vardı. Ya bir futbolcu ölseydi, bunun adı açık cinayet gibi bir ihmâl olmaz mıydı? Futbolcular bugünmilyonlar kazansalar da kendi bedenlerine hükmedemez hâle geldiler. Takvim sıkı ş ık, seyahat yo ğ un, maçlar ardı ardına. Futbolcuyu dü ş ünmeyen bir sistemin içinde, en temel hak- ları ellerinden alınmı ş durumdalar. Bu yüzden, futbolcuları yalnızca sporcu olarak de ğ il, zaman zaman birer modern köle olarak görmek zorunda kalıyorum. Tarihte köleler, efendilerinin çıkarları için çalı ş - mak zorundaydı. Bugün ise futbol- cular, yayıncıların saatlerine, sponsorların planlarına ve kulüp- lerin kâr hırsına göre sahaya çıkı- yor. Ülkemizde görev yapan bazı spor yorumcularının 1 milyar doları ve ş ampiyona verilecek 125 milyon doları öne çıkarırken futbolcuların ya ş ayaca ğ ı tehlikeleri göz ardı etmeleri ve futbolcuların artık bu tempoya alı ş malarını söylemeleri oldukça ş a ş ırtıcı. Futbolcu neden endüstriyel futbolun dayatmala- rına uyum sa ğ lasın ki? Bu söylemi dillendirenlerin empati yetene ğ i- nin geli ş medi ğ i kanaatindeyim. Ö ğ lenin 12.00’sinde hiçbir önlem almadan tıpkı futbolcular gibi ş ort ve formalarını giyerek 35 derece sıcaklıkta on dakika bırakın spor yapmayı yürümeleri bile empati yapmalarını sa ğ layacaktır ve bu deneyimdü ş üncelerini revize etmelerine vesile olacaktır. İş in kolaycılı ğ ına kaçmayarak, yapılan 1 milyar dolarlık sözle ş menin ba ş rol oyuncularının futbolcular oldu ğ u savını öne çıkarabilir, futbolcu konforu için bu zaman diliminde yapılacak turnuvalarda stadyumların üstlerinin kapanabi- lir olmasını ve iç sıcaklı ğ ın 25 dere- ceye sabitlenmesini savunarak yorumyaptı ğ ınız spor dalının hammaddelerine iyilik yapmı ş olursunuz. Modern ça ğ da forma giyen bir yıldız, ço ğ u zaman kendi sa ğ lı ğ ı hakkında bile karar veremiyor. Bu sistem sürdürülebilir de ğ il. Futbolunmerkezine insanı, yani futbolcuyu koymadan atılacak her adım, onu biraz daha yıpratır, tüketir ve yalnızla ş tırır. Oyuncu sa ğ lı ğ ını gözetmeyen hiçbir turnuva, kupanın ş ekli ne olursa olsun, me ş ru de ğ ildir. Bu nedenle diyorumki, futbolcuların insan ol- du ğ u hatırlanmalı, maçlar güne ş e de ğ il, gölgeye göre planlanmalı. Ve her ş eyden önce, futbolcu robot de ğ il, insandır. Haziran ayı, sezon boyunca ş arj olan futbolcuların de ş arj olmaları, ruhsal ve fiziksel dinlenmeleri için atlamamaları gereken bir aydır. Dünya futbolunu yönetenler, futbolcuların bukale- munun renk de ğ i ş tirdi ğ i gibi ruhsal durumlarını de ğ i ş tirebildi ğ ini ve bir sonraki maça ruhlarının sıfır- lanmı ş olarak çıktı ğ ını zannediyor. Oysa futbolcuların aldıkları sonuç- lar ne olursa olsun ruhsal duru- mundamutlaka tortu bırakıyor. Haziran ayı sezon boyunca biriken tortulardan kurtulma ayıdır. Bu durumun tek istisnası Dünya Kupası’dır. Her futbolcu için konu millî takımları oldu ğ unda akan sular durur. Soru ş u; bir futbolcu hipertermi kaynaklı beyin kana- ması geçirip hayatını kaybetseydi takımba ş ına 1 milyar ödül, giden hayatı geri getirebilir miydi? Futbolcu sa ğ lı ğ ını gözeten adımlar mümkündür, yeter ki futbolu yönetenlerde bu yönde irade olsun. FIFPro (Dünya Futbolcular Birli ğ i) ve yerel oyuncu sendikalarının ba ğ ımsız karar mekanizmalarında daha güçlü temsili sa ğ lanmalıdır. Maç saatleri, sıcaklık ve nemveri- lerine göre bilimsel olarak düzen- lenmeli. Gelecek sene oynanacak Dünya Kupası’ndamutlaka üstü kapanan, kendi enerjisini üreten, üretti ğ i fazla güne ş enerjisini sata- rak sistemkurulurken harcanan parayı uzun vadede çıkaran stad- yum sayısını artırmak FIFA’nın dünya futboluna yapaca ğ ı en büyük iyilik olur. Bazıları “Can kurban böyle köleli ğ e” diyebilir. Bu söylemde bulunanlara eski bir futbolcu olarak ş unu hatırlatmak istiyorum; futbolu bırakan yüzde 90 futbolcu gibi ömür boyu süre- cek eklema ğ rılarına ve benim gibi nörolojik hastalıklara yakalan- maya hazırlarsa söylemlerine devam etsinler. Hayat sevinciniz hiç bitmesin. Sa ğ lıkla kalın… İ smail Gökçek Modern kölelik 101 100
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==