TamSaha 248. Sayı / Temmuz 2025

Gönülden Kaleme Futbolu dünyaya yayan İ ngilizler 1980’li yıllarda holiganizm nedeniyle dibe vurduktan sonra Premier Lig’i kurdular ve dipten kurtulmakla kalmayıp zirveye yer- le ş tiler. Dünyanın en çok seyredilen ve en çok yayın geliri elde etme ba ş arısını gösteren ligi olan Premier Lig’in hikâyesi ile kendi ligimizi kar ş ıla ş tıraca ğ ım. Çok uza ğ a gitmeden, 80’lerden itibaren İ ngilizlerin ve biz Türklerin futbolda neler yaptıklarına, marka de ğ erini nasıl koruduklarına ve bu oyunu hangi seviyelere getirdiklerine bakalım. 1980’ler İ ngiliz futbolunun üzerine kara bir bulut gibi çökmü ş , eskiyen statların yanı sıra sahada oynanan güzel oyunun albenisini kaybetmesiylemaça gelen taraf- tar sayısında önemli bir dü ş ü ş ya ş anmı ş tı. Oyuna gönlünü vermi ş taraftarın yerini ise her maçı sava ş alanına çeviren holiganlar almı ş tı. Bütün bu olumsuz geli ş melerin üzerine, 29Mayıs 1985’te Liverpool ile Juventus arasında Brüksel’in Heysel Stadyumu’nda oynanan Avrupa Ş ampiyon Kulüpler Kupası finali öncesinde çıkan olaylarda 39 taraftarın ölü- müyle ya ş anan fâcia İ ngilizlerin futbol tarihine kapkara bir leke olarak geçerken Ada futboluna da büyük bir darbe daha vurmu ş oldu. Ya ş anan fâciadan sonra UEFA, İ ngiliz kulüplerini süresiz olarak Avrupa kupalarındanmen etti. 1990’ların ba ş ından itibaren ise İ ngiliz futbolunun akıbeti de ğ i ş meye ba ş ladı ve bu sefer olumlu geli ş melerin etkisiyle futbol yeniden İ ngiliz halkının sevgilisi hâline geldi. İ ngilizleri süresiz olarak uluslararası turnuvalardanmen eden UEFA, yasa ğ ını sona erdirdi. TV gelirlerinin 1990’dan itibaren artı ş ı ve yeni gelirlerin devreye giri ş iyle birlikte yeni bir sorun ortaya çıktı. Yayın gelirlerinin yükselmesiyle Football League’in önde gelen kulüpleri pastadan daha fazla pay alabilmek için kazan kaldırmaya ba ş ladı. İ ngiliz futbolunun o dönemde “5 Büyükleri” olarak bilinen Arsenal, Everton, Liverpool, Manchester United ve TottenhamHotspur’un gelirlerindeki artı ş la yetinmeye niyetleri yoktu. Büyük kulüplerin bas- kısı kısa zamanda sonuca ula ş tı ve İ ngiltere Futbol Federasyonu bir toplantı düzenlemeye karar verdi. FA tarafından 1991’in ba ş ında hazırlanan “Futbolun Gele- ce ğ i” çalı ş masında, 1991-92 sezonunun biti ş iyle birlikte Di- vision 1’i olu ş turan tümkulüpler Football League’den çekildi, kurulan yeni lige “Premier League” adı verildi. Yeni ligin futbol ligini düzenleyen FA’ya ba ğ lı olmakla birlikte kendi yönetimmekanizmasını kurması sa ğ landı. Bu olu- ş umun futbol ligini olu ş turan di ğ er kulüplerin anla ş mala- rından ba ğ ımsız bir ş ekilde kendi liginin yayın hakları ile sponsorluk anla ş maları konusunda kendisinin pazarlık etmesi ve ticarî olarak ba ğ ımsız olması sa ğ landı. 17 Tem- muz 1991’de Football League’in önde gelen futbol kulüpleri tarafından kurucu üye olarak imzalanan anla ş mayla FA tarafından Premier League’in organizasyon yapısı olu ş - turuldu. Rekabetçi yeni olu ş um İ ngiliz kulüplerinin yeniden Avrupa’nın en iyisi olmalarını sa ğ lamayı ana hedef olarak belirledi. Bunun için üç ara hedef belirlediler… Birincisi, Premier Lig’i dünyanın en ilgi çekici ve en iyi ligi hâline getirmek. İ kincisi, rekabeti artırarak ka- liteyi yükseltip Premier Lig’i tümdünyaya satabilmek ve bu sayede futbol endüstrisindenmaksimumpay alabilmek. Üçüncüsü, İ ngiliz futbolunun ba ş tamillî takım olmak üzere uluslararası her alanda ba ş arılı olabilmesini sa ğ layabilmek. İ ngilizler yeni yapılanmayla rekabeti yeniden organize ettiler. Futbola en büyük zararı veren te ş vik, ş ike, rü ş vet ve ş iddet gibi anti-futbol ögelerini futbol dünyalarından çı- karttılar ve bu konularda sıfır toleransa yöneldiler. Statların konfor ve güvenliklerini artırıp standartlarını yükselttiler, ayaktamaç izlemeyi yasakladılar. Statlara ilk kez güvenlik amaçlı kamera kurma zorunlulu ğ u getirildi. Premier Lig’i tek kelimeyle tarif etmek gerekirse bunu kar ş ılayacak ke- lime standarttır. Kalitede, saha içi ve saha dı ş ı yönetimde, hakemkararlarında, oynanan oyunun seviyesinde, daha pek çokmadde sıralayabiliriz standartla ilgili. Premier Lig’e saha içinden bakıldı ğ ında, en az altıya yakın takımın ş ampiyonluk yarı ş ı verdi ğ i, her takımın birbirini yenebilecek kadar rekabetçi olmak zorunda kaldı ğ ı bir lig. Futbol kalitesi ve yüksekmücadele gücüyle doksan dakikasının heyecanla geçti ğ i, hakemlerin olur olmadık ş ekilde düdük çalıp heyecan fırtınasını kesmedi ğ i, oyuncuların bizdeki gibi en ufak temasta kendini yere atıp faul beklemedi ğ i ve her ş eye itiraz etmedi ğ i, her hafta tüm takımların statlarının dolu oldu ğ u bir lig görürsünüz. Yaratılanmarkayı korumak için iki örnek verece ğ im; birincisi saha içiyle ilgili… Diyelimki hakemin hatalı karar verdi ğ ini dü ş ünen futbolcular topluca hakemin üstüne giderek itiraz ettiler… Bu eylemkulübün para cezası almasıyla sonuçlanır. Burada ilk amaç hakemi koruyarak sahada olası karga ş anın önüne geçmek, dolayısıyla da markaya zarar gelmesini önlemektir. İ kincisi stadyumlara gelen taraftarların konforuna yönelik… Televizyon ba ş ında maçın ba ş lamasını bekliyorum, geneldemaçların zama- nında ba ş lamasına alı ş ık oldu ğ um için ne oldu diyemerak ettim. Maçı anlatan spiker, merakımı verdi ğ i bilgi ile gi- derdi, maçın 45 dakika geç ba ş lamasının sebebi temiz suyun stadyuma gelmemesinden kaynaklanıyormu ş . Su getirildikten sonramaçın ba ş lama düdü ğ ü çaldı. Premier Lig’in tanımına uygun davranı ş biçimi yani bu ör- nekler standardın ne kadar yüksek oldu ğ unu gösteriyor. GelelimSüper Ligimize… Süper adını verdi ğ imiz lig, adına yakı ş ır kelime anlamının kar ş ılı ğ ını veriyor mu? Türk Dil Kurumu süper kelimesin tanımını ş öyle yapmı ş : “Nitelik, nicelik ve derece bakımından üstün olan. Belli bir normun üstünde olan...” Avrupa’nın be ş büyük ligiyle ligimizi her yönüyle kıyasladı ğ ımızda bizimsüper olup olmadı ğ ı ortaya çıkacaktır. Önce saha içine bakalım… Avrupa’nın en iyisiyle yani Premier Lig’le kıyasladı ğ ımızda bizde oynanan futbol genelde vasatı geçmiyor. Futbol oynanan saha zeminleri bizde bazı istisnalar hâriç tarlayı andırıyor. Saha içinden devamedelim…Maçları yöneten hakemlerin do ğ ru veya yanlı ş larında standart bulunmaması ba ş lı ba ş ına bir sorun. Saha dı ş ından devamedelim… Ba ş kan ve yönetici- lerin davranı ş ları ve sözleri ligimize zarar veriyor. Saha içi saha dı ş ı ya ş ananlar ligimizin TDK tanımı çerçevesinde “Süper” olabilmesi için futbolun payda ş ları olarak 40 fırın ekmek yememiz gerekti ğ ini gösteriyor. Gerçi olumsuzlukta yani yapılmaması gereken ne varsa yapmakta futbolun tümpayda ş ları olarak “Süper” olmayı ba ş ardık. Premier Lig’in kurulmasının temel sebebi be ş büyük kulübünmevcut pastadan daha fazla pay almak is- temeleri sebebiyle federasyona baskı yapmasının sonucu- dur. Bu isteklerinin kar ş ılı ğ ında ortaya çıkan âdil payla ş ım yapılmasına olanak tanıyan sistem, her takımın ligde elde etti ğ i ba ş arıya göre pastadan payını hatırı sayılır ölçüde artırdı ğ ı mükemmel markayı ortaya çıkarmı ş tır. Bizde de büyük kulüpler pastadan daha fazla pay almak istiyorlar ama büyük bir sorun var; pasta büyüyece ğ ine her geçen gün küçülüyor. Saha içinde kalarak futbolun ka- litesini artırmak kulüplerimizi yönetenler açısından ilgi alanlarının sonlarında bulundu ğ undan, dünya futbol ekonomisinden aldı ğ ımız pay gün be gün azalıyor. Oyunun kalitesi yerine saha dı ş ı olaylarla ilgilenerek hakem hatalarının üstünde tepinilirse, hatalarda kasıt aranır ve li- gimizin ş aibeli oldu ğ u izlenimine yol açacak beyanatlar ve- rilirse olaca ğ ı budur. Marka de ğ erinin böyle demeçlerle korunamayaca ğ ı son on yılda 600milyon dolardan 80mil- yon dolara kadar gerilemesinden belli olmu ş tur. Her ne kadar son dönemde bu rakam180milyon dolara çıksa da marka de ğ erinin nasıl korundu ğ unuPremier Lig’de takımı olan yöneticilerin davranı ş larında görebiliriz. 2024-25 sezonunda ş ampiyonluk ipini geçen iki sezonda oldu ğ u gibi Galatasaray gö ğ üsledi. Geçen sezonda oldu ğ u gibi nefes nefese bir yarı ş olmadı; Fenerbahçe’nin sezon içinde aldı ğ ı dalgalı sonuçlar bunu engelledi. Bu ş ampiyon- lu ğ un saha içi mimarı ku ş kusuz ki Okan Buruk Hocadır. Ligin ikinci yarısında sistemde ğ i ş ikli ğ i yapan hoca, aldı ğ ı sonuçlarla biraz sarsılsa da eski oyun düzenine dönüp tekrar takımına iyi futbol oynatarakmutlu sona ula ş tı. Üst üste üç defa ş ampiyon olarak önemli bir ba ş a- rıya daha imza attı. Sezon içinde tüm istatistiklerde enler Galatasaray’da oldu ğ undan bu veriler bile hak ederek ş ampiyon olduklarını gösteriyor. Saha içinden saha dı ş ına bakıldı ğ ında Sayın Ba ş kan Dursun Özbek ve yönetimkurulunun yaptı ğ ı do ğ ruların fazlalı ğ ını görürüz. Bu yönüyle nasıl ki ba ş arısızlıkta fatura ba ş kan ve yönetimkuruluna kesiliyorsa ba ş arılı olundu ğ unda aslan payını ba ş kan ve yönetimine vermemiz gerekiyor. Sezon ba ş ı ve içinde takıma yaptık- ları transferlerle ba ş arıyı hanelerine yazdırdılarsa da sezon içinde verdikleri demeçlerle analarının ak sütü gibi hak ettikleri ş ampiyonlu ğ a gölge dü ş ürüp de ğ erli olanı bir nevi de ğ ersizle ş tirdiler. Bunu nasıl mı yaptılar, Federasyonu ele ş tirirken ve hakemhatalarına tepkilerini gösterirken verdikleri demeçlerle… Verilen demeçleri tekrar ederekmarka de ğ erine bir zarar da ben vermek istemiyorum, kimne demi ş hepsi ar ş ivlerde yerini almı ş tır. Bu ve benzeri demeçler her hakemhatasından sonra sadece Galatasaray yöneticileri tarafından verilmedi… Ş ampiyonluk yarı ş ının içinde bulunan, ligi ikinci sırada bitiren Fenerbahçeliler yani iki büyük camianın takımlarını yöneten yöneticileri tarafından da verildi. Fenerbahçe de ş ampiyon olsaydı hak ettikleri ş ampiyonlu ğ a verdikleri demeçlerle gölge dü ş ürmü ş olacaklardı. Bu ve benzeri söylemlerde do ğ ruluk payı olsaydı Galatasaray’ın ş ampiyon olmaması gerekiyordu. Federasyon ve hakemler Galatasaray’ın ş ampiyon olmasını istemeseydi Galatasaray takımı dünyanın en iyi takımı olsa bile ş ampiyon olamazdı. Buna ra ğ men Galatasaray nasıl ş ampiyon oldu? Ben tekrar altını çizerek söyleyeyimnasıl ş ampiyon olundu ğ unu. Birincisi var olan kadroya gerekli takviyeler yapıldı, ba ş kan ve yönetim kurulu üyeleri üstlerine dü ş eni yaptılar. Okan Hoca olu ş an baskıyı iyi yönetti, saha içi rekabeti olu ş turarak tümoyuncularındanmaksimumverimi alarak iyi bir takımyarattı ve taraftarların takıma inanarakmaçın sonuna kadar destek vermesiyle Galatasaray rakiplerine kabul ettirdi ğ i iyi oyunla ş ampiyon oldu. Sert söylemleriniz futbolunmarka de ğ erine zarar ver- mekle kalmıyor, hak ederek elde etti ğ iniz ş ampiyonlu ğ un sorgulanmasına da sebebiyet veriyor. Ba ş ka ülkelerde yüz yıllık çınarların rekabeti ülke futbolunun geli ş mesine, marka de ğ erinin artmasına sebep olurken bizde ise tam tersi ortaya çıkıyor. Çünkü onlar çınarlarının geli ş mesi için emek sarf ediyorlar, budama zamanında buduyor, çınarın geli ş mesi için ne gerekiyorsa yapıyorlar ki gölge- sinden tüm takımlar faydalanabilsin. Bizde ise tam tersi… Bizler budama zamanı hiçbir ş ey yapmadı ğ ımız gibi çına- rın dallarını olur olmaz zamanda kırmak suretiyle geli ş ip serpilmesini önlüyoruz. Böyle davrandı ğ ımızdan dolayı çınarı bir türlü geli ş tiremiyor, her sene daha cılızla ş tırıyo- ruz. Dolayısıyla gölgesinden üç-be ş takım faydalanıyor. Ke ş ke Premier Ligmarkasının ortaya çıkmasını sa ğ layan İ ngilizlerin be ş büyük kulübünün öncülük etti ğ i gibi bizim büyüklerin öncülü ğ ünde Türk futbolu dünyanın en çok izlenilenmarkasını çıkartabilse ama bumümkün görünmüyor. En azından ş imdilik... Bunun için zihniyet de- ğ i ş ikli ğ ine gitmek gerekiyor ki, bu da günümüz ş artlarında atomu parçalamaktan daha zor görünüyor. Ya ş amsevinciniz hiç bitmesin. Sa ğ lıkla kalın… İ smail Gökçek Süper Premier Lig 111 110

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==