TamSaha 245. Sayı / Nisan 2025
içerisinde Viktoria 08 Dortmund adlı ufak bir kulüpte altyapı e ğ iti- mine de ba ş lamı ş tı. Daha sonrasın- daysa GermaniaWiesbaden adlı kulübün altyapısına geçecekti. Bunun yanı sıra bir dönemboks e ğ itimi de alacak fakat daha sonra futbolun kendisine daha uygun oldu ğ una karar vererek sadece me ş in yuvarla ğ a odaklanacaktı. Cramer, 1941 yılındaWiesbaden alt- yapısının bir antrenmanını ziyaret eden Almanya Millî Takımı Teknik Direktörü Sepp Herberger ile ta- nı ş ma fırsatını da yakalamı ş tı. Bu hayli ilginç bir tesadüf sayılırdı zira Herberger, yakla ş ık yedi yıl sonra Cramer’i kanatları altına alacak ve onun teknik direktörlük alanında kariyer yapmasında hayli etkili olacaktı. II. Dünya Sava ş ı’nın sonlarında, ül- kedeki birçok genç gibi mecburen silahaltına alınan Cramer, sava ş ın 1945 baharında sona ermesinin ar- dındansa yeniden yüzünü ye ş il sa- halara dönecekti. Cramer, ortalama yeteneklere sahip bir orta saha oyuncusuydu. Fakat futbolun tak- tiksel kısmına çok fazla kafa yor- maktaydı. 1948’de Sepp Herberger ile yollarının tekrar kesi ş mesi, belki de en büyük ş ansıydı. Herberger, Cramer’in önemli bir taktisyen ola- ca ğ ına o zaman kanaat getirmi ş ti. Bunun üzerine de ona, hemyete- nek avcısı hemde teknik direktör olarak kendisini parlak bir gelece- ğ in bekledi ğ ini söylemi ş ti. Herber- ger bu kadarıyla da yetinmemi ş ve Batı Almanya Futbol Federasyonu adına Duisburg bölgesinde direk- törlük yapmayı da önermi ş ti. Cramer, bu teklifi kabul edip fede- rasyon bünyesinde çalı ş maya ba ş - larken bir yandan futbol oynamayı da sürdürüyordu. Hatta teknik di- rektörlükteki ilk deneyimlerini de Teutonia Lippstadt, VfL Geseke ve Rot-Weiss Peckelsheimgibi ufak kulüplerde oyuncu-teknik direktör olarak ya ş ayacaktı. Lâkin 1951 yı- lında dizinden ya ş adı ğ ı a ğ ır bir sa- katlık sonrasında i ş in oyunculuk kısmını bırakarak sadece teknik di- rektör olarak yola devam etmeye karar verecekti. Cramer ayrıca kulüp çalı ş tırmadı ğ ı bir dönemde, televizyon kanalı ZDF’nin spor servisinde editörlük görevi de üst- lenmi ş ti fakat üç aylık bir sürenin sonunda bu i ş in kendisine göre ol- madı ğ ını dü ş ünerek yeniden teknik direktörlü ğ e dönme kararı almı ş tı. Japon bir ö ğ renciden gelen sürpriz teklif 1960 yılına gelindi ğ indeyse Cra- mer’in hayatındaki en ilginç geli ş - melerden biri ya ş anacaktı. Jujiro Narita adındaki bir Japon genci, Tokyo Üniversitesi’nde be ş erî bilimler üzerine doktorasını yap- masının ardından akademik çalı ş - malarına devam etmek için Köln Spor Üniversitesi’ne gelmi ş ti. Japonya Futbol Federasyonu’nun o dönemdeki ba ş kanı olan Ken Nozu da Narita ile temas kurmu ş ve genç akademisyenden, millî takım- larını çalı ş tırabilecek bir Alman teknik direktör önermesini rica et- mi ş ti. Japonya’nın ba ş kenti Tokyo, 1964’te düzenlenecek olan yaz olimpiyatlarının ev sahipli ğ ini üst- lenmi ş ti. Ancak Japonya, futbolda henüz emekleme a ş amasında sayı- labilecek bir ülkeydi. Federasyon ba ş kanı Nozu da önlerindeki dört yıllık süre zarfında millî takımın belli bir a ş ama kaydederek oyun- lara hazırlanmasını istiyordu. Zira bu sayede oyunlardaki futbol tur- nuvasında en azından ülkelerinin itibarını zedelemeyecek bir netice alabileceklerini dü ş ünmekteydi. Nozu, bunun için de futbolda kendi- lerinden çok daha ileri durumda olan bir milletin ferdinden akıl al- 76 77 maları gerekti ğ ine inanmaktaydı ve Alman bir teknik direktörü de tam da bu sebepten ötürü istemekteydi. Jujiro Narita, ba ş kan Nozu’nun ri- cası üzerine Batı Almanya’da henüz tanınmamı ş , genç, ba ş arıya aç ve futbolun taktiksel boyutu üzerine çok fazla e ğ ilen bir teknik adam bulma konusunda küçük çaplı bir ara ş tırma yapmı ş ve bu sayede Dettmar Cramer’e ula ş mı ş tı. Cra- mer, teklife olumlu bakmı ş tı ama dünyanın öbür ucunda, sonucunun ne olaca ğ ı meçhul bir maceraya atılmak için Batı Almanya Futbol Federasyonu’nda 12 yıldır sürdür- mekte oldu ğ u görevini de bırakmak istemiyordu. Bunun üzerine Japonya Futbol Federasyonu, Batı Almanya Futbol Federasyonu’yla direkt temasa geçmi ş ve yapılan görü ş meler neticesindeyse Cramer için sadece altı haftalık bir izin koparabilmi ş ti. Cramer’in Japonya’ya geli ş i de biraz olaylı olmu ş tu. Kendisini havalima- nında eski millî futbolculardan Ş uniçiro Okano kar ş ıla ş mı ş ve onu, federasyonun ayarladı ğ ı otele gö- türmü ş tü. Otele vardıklarında millî takımoyuncularının orada de ğ il de ba ş ka bir otelde kaldı ğ ını ö ğ renen Cramer buna çok kızmı ş ve solu ğ u, futbolcuların kaldı ğ ı di ğ er otelde al- mı ş tı. Cramer ayrıca kendisine fut- bolcuların yiyip içti ğ inden farklı bir yemekmönüsü önerilmesine bile tepki göstermi ş ti. Yine odasında bir karyola istememi ş ve futbolcular gibi geleneksel Japon yer yata ğ ında yatmasının daha do ğ ru olaca ğ ını belirtmi ş ti. Zira ona göre futbolcu- larla aynı hayat ş artları içinde ya- ş anmadan onların ne hissettiklerini anlamakmümkün de ğ ildi. Bunun yanı sıra Japonya Millî Takı- mı’nın antrenman yapması için Tokyo Üniversitesi Kampüsü içinde, gayrinizami ölçülerde, toprak bir saha tahsis edilmi ş ti. Cramer bu durumkar ş ısındaysa istifini boz- mamı ş ve eldeki malzeme do ğ rul- tusunda oyuncularını enmodern antrenmanmetotlarıyla çalı ş tır- maya ba ş lamı ş tı. Fizi ğ e dayalı temel antrenmanlar, takti ğ e dayalı uygulamalı antrenmanlar, hazırlık maçları ve bireysel antrenmanlar... Hepsi sırayla tatbik edilmekteydi. Cramer, Japonya Millî Takımı’nın ba ş ındaki ilkmaçına 1962 Dünya Kupası Elemeleri çerçevesinde çı- kacaktı. Japonya, 6 Kasım 1960’ta deplasmanda Güney Kore ile oyna- dı ğ ı bumaçı 2-1 kaybediyordu. Yine de Japonlar, Cramer’in çalı ş mala- rındanmemnundu ve Batı Almanya Futbol Federasyonu’ndan onun için alınan izin de bir müddet daha uzatılacaktı. Japonya, az önce bahsi geçenmaçın rövan ş ınaysa 11 Hazi- ran 1961’de kendi evinde çıkıyor ve sahadan 2-0’lık yenilgiyle ayrılarak eleniyordu. Buna ra ğ men Japonlar hâlâ yola Cramer’le devam etmek- ten yanaydı. Ancak izin sorunları nedeniyle Tokyo Olimpiyatları’na kadar olan süreyi Cramer’in teknik danı ş man olarak tamamlaması yö- nünde bir formül geli ş tiriliyor, millî takım teknik direktörlü ğ üneyse önce Hidetoki Takaha ş i, ardından da Ken Naganuma getiriliyordu. Oyunlardaki maçlardaysa Cramer bizzat takımın ba ş ında bulunacaktı. Öte yandan Batı Almanya Millî Takımı’nın 1962 Dünya Kupası’na çeyrek finalde veda etmesinin ar- dından, 1936’dan beri millî takımın teknik direktörlü ğ ünü yapmakta olan Sepp Herberger, görevini artık yardımcısı Helmut Schön’e devret- mesi gerekti ğ ini dü ş ünmeye ba ş la- mı ş tı. En nihayetinde de beklenen devir-teslimin 1 Ocak 1964 tari- hinde resmîyet kazanması karar- la ş tırılmı ş tı. Herberger’in Schön’e önerdi ğ i yeni teknik direktör yar- dımcısı adayları arasındaysa Cra- mer’in de adı geçmekteydi. Cramer de kendisine sunulan teklifi, Tokyo Olimpiyatları’nda izinli olmak ş ar- tıyla kabul ediyordu ve kariyerinde yepyeni bir sayfa açıyordu. Japon futboluna ça ğ atlattı Japonların heyecanla bekledikleri olimpiyatlar geldi ğ indeyse Japonya, ilk tur gruplarında Arjantin ve Ga- na’ya rakip olmu ş tu. İ lkmaçlarında güçlü Arjantin kar ş ısına çıkan Cramer’in ö ğ rencileri, iki kez yenik duruma dü ş tükleri maçta 3-2’lik sürpriz bir galibiyet alarak üzerle- rine dü ş eni fazlasıyla yapmı ş lardı. Japonya, ikinci maçında Gana’ya aynı skorla kaybetse de Arjantin’i geride bırakıp çeyrek final vizesini alacaktı. Japonlar bu turdaysa tur- nuvayı gümü ş madalyayla kapata- cak olan Çekoslovakya’ya 4-0 ma ğ lup oluyorlardı belki ama millî takımın dört sene içinde kaydetmi ş oldu ğ u a ş amadanmemnun olmayan Japon neredeyse yoktu. Cramer, Japonya’dan ayrılmadan evvel ülkede futbolun daha da ge- li ş tirilmesi için federasyona bir dizi öneri de sunmu ş tu. Japonya’da o tarihe kadar ufak birtakımyerel Dettmar Cramer, Japon futboluna ça ğ atlatan adamdı ve Japon medyası ona “Futbolun Babası” ünvanını lâyık görecekti.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==