TamSaha 244. Sayı / Mart 2025
di ğ i finalde bir di ğ er İ ngiliz temsil- cisi Wolverhampton’la kar ş ı kar ş ıya gelmi ş , rakibine 2-1 ve 1-1’lik skor- larla üstünlük sa ğ laması netice- sinde de kupanın sahibi olmu ş tu. Tottenham, bu kupada iki yıl sonra bir kez daha finale gelecekti ama bu kez Feyenoord’a 2-2 ve 0-2’lik skorlar neticesinde teslimolacaktı. İ kinci baharlarını Burkinshaw’la ya ş adılar Tottenham, Nicholson’un 1974’te emekliye ayrılması sonrasında bir müddet adeta sudan çıkmı ş balı ğ a dönecekti. Yıllardır ligde hep üst sıralarda yer almakta olan takım, 1974-1975 sezonunu dü ş me hattının sadece bir puan üstünde, 19’uncu sırada tamamlıyordu. Ancak o sezon kaçılan felâket, iki yıl sonra dönüp dola ş ıp geri gelecek ve Tot- tenham, 1976-1977 sezonunda ligde son sırayı alarak II. Dünya Sava ş ı sonrasında ilk kez küme dü ş ecekti. Kuzey Londra ekibi, bir sezonluk ara sonrasında İ ngiliz futbolunun en üst seviyesine geri dönerken 1980’lerin ilk yarısında bu kez Keith Burkinshaw yönetiminde bir yeni- den do ğ u ş hikâyesi yazıyordu. 1978 Dünya Kupası’nın ardından, o yıllarda İ ngiliz futbolunda hiç alı- ş ılmadık bir i ş e kalkı ş arak ş ampi- yon Arjantin’in kadrosundan Osvaldo Ardiles ve Ricky Villa’yı transfer eden Tottenham, bu iki oyuncuyu İ ngiliz futbolunun yeti ş - tirdi ğ i belki de en iyi oyun kurucuya dönü ş ecek olan Glenn Hoddle’ın yanına yerle ş tirerek dönemin en iyi orta saha kurgularından birini olu ş turmu ş tu ve bunun ilkmeyve- lerini de 1981 ve 1982 yıllarında Fe- derasyon Kupası’nı üst üste iki kez kazanarak toplamı ş tı. Tottenham, 1983-1984 sezonundaysa UEFA Ku- pası’nda Feyenoord, Bayern Münih, AustriaWien ve Hajduk Split’i ele- yerek geldi ğ i finalde Anderlecht ile kar ş ı kar ş ıya geliyor ve 1-1’lik skor- larla sona eren iki maçın ardından rakibine penaltılarda üstünlük sa ğ - layarak bu kupayı ikinci kez kazan- manın sevincini ya ş ıyordu. Ne var ki Burkinshaw’un bu kupa zaferi- nin ardından, kulüp yönetimiyle ya ş adı ğ ı anla ş mazlıkları öne süre- rek görevini bırakması, Totten- ham’ın ikinci baharının da sonunu getirecekti. Zaten Hoddle’ın 1987’de Monaco’ya, Ardiles’in de 1988’de Queens Park Rangers’a transfer olmasıyla Tottenham’ın o jeneras- yonunun en önemli isimleri de kulüpten ayrılmı ş olacaktı. Tottenham, 1980’lerin sonunda İ n- gilizlerin o dönemdeki en önemli golcüsü Gary Lineker ve orta saha- daki yeni yıldızları Paul Gascoigne’i bir araya getirerek yeni bir sinerji yakalamaya çalı ş acaktı belki ama bunun kar ş ılı ğ ında sadece 1991’de Federasyon Kupası’nı kazanabile- cekti. Zaten Lineker-Gascoigne ikilisi de yan yana üç sezon oyna- yacak, 1992 yılında da Lineker’ın Japonya’ya, Gascoigne’in de İ tal- ya’ya transfer olmasıyla birlikte Tottenham’ın orta sıralara ve kupasızlı ğ a hapsolmaya ba ş ladı ğ ı döneme girilecekti. Devler Ligi finali sonrasında ya ş anan karga ş a Yeniden günümüze dönecek olur- sak... Tottenham’ın 2010’lardaki umut verici yükseli ş emareleri sa- dece daha evvel de ğ indi ğ imiz saha içi sonuçlarla da sınırlı de ğ ildi. Tot- tenham, Ş ampiyonlar Ligi finalinde çıkmadan sadece iki ay evvel, üç yıldır in ş aatının tamamlanmasını bekledi ğ i stadına da nihayet ka- vu ş mu ş tu. Emektar White Hart Lane’in yerine in ş a edilen ve yalın bir ş ekilde TottenhamHotspur Sta- dium adı verilen yeni stat, birçok kritere göre Premier Lig’in en dona- nımlı stadyumuydu ve kulübün ekonomik geli ş imi açısından da böyle bir yapıya kavu ş ulması hayli önemli bir dönümnoktası sayılırdı. Hâl böyle olunca taraftarları, Tot- tenham’ın, 2020’li yıllarla birlikte o son e ş i ğ i de a ş ıp ş ampiyonluk için Manchester City ve Liverpool’a kafa tutacak düzeye ula ş masını bekli- yorlardı. Gelgelelimyeni statlarında oynamaya ba ş ladıkları ilk tam sezon olan 2019-2020 sezonuna, “Son Ş ampiyonlar Ligi finalisti” ün- vanını da ta ş ımalarına ra ğ men hiç de iyi ba ş lamamı ş lardı. Ş ampiyon- lar Ligi’nde kendi evlerinde Bayern Münih kar ş ısında u ğ radıkları 7-2’lik ma ğ lubiyetse bir önceki sezon bin bir zorlukla edindikleri itibarın bir anda darmada ğ ın olmasına yol aç- mı ş tı. Velhasıl, sezon ortası gelme- den teknik direktör de ğ i ş ikli ğ ine gidildi ve takımı Ş ampiyonlar Ligi 72 73 finaline ta ş ımı ş olan Mauricio Poc- hettino ile yollar ayrılırken onun yerine Jose Mourinho göreve geti- rildi. Fakat İ ngiltere’de Chelsea ve Manchester United’la kupalar ka- zanmı ş olan Portekizli teknik adam da Tottenham’ın derdine derman olamadı. Kuzey Londra ekibi, o sezon ligde altıncı sırayı alırken Ş ampiyonlar Ligi’neyse ikinci turda RB Leipzig’e elenerek veda etti. Er- tesi sezonsa Tottenham lige çok iyi bir giri ş yapıyordu. 9’uncu haftadan 12’nci haftaya kadar zirvede yer almı ş lar, bu periyotta Manchester United deplasmanında da 6-1’lik fantastik bir galibiyet elde etmi ş - lerdi. Fakat sonrasında ligde yine istikrarsız sonuçlar gelmeye ba ş lamı ş tı. UEFA Avrupa Ligi’nin son 16 turunda, Dinamo Zagreb’e, iç sahada 2-0 kazanılanmaçın rövan ş ında deplasmanda 3-0 kaybedilmesiyse sezonun dip nok- tasıydı. Zaten bundan birkaç hafta sonra Jose Mourinho ile de yollar ayrılacaktı. Conte a ş ısı da tutmadı Ertesi sezona Nuno Esprito Santo yönetiminde ba ş layan Tottenham, ligin ilk 10maçından be ş inin kay- bedilmesi üzerine Santo’yu da gön- dererek Antonio Conte’yi teknik direktörlü ğ e getirecekti. Conte yönetiminde belli bir toparlanma içerisine giren Tottenham, çoktan kopup giden Manchester City ve Liverpool arasındaki ş ampiyonluk yarı ş ına dâhil olamasa da ligi dördüncü sırada tamamlayarak en azından Ş ampiyonlar Ligi vize- sini alıyordu. Lâkin 2022-2023 sezonunda da özellikle ekim ayının sonlarından itibarenmenfi sonuçlar almaya ba ş layan Tottenham, ligde hedeflerinden erken uzakla ş acak, Ş ampiyonlar Ligi’nde de ikinci turda Milan’a elenilmesinin ardından Conte’ye de yol verecekti. Tottenham, 2023-2024 sezonu- naysa birçok taraftarının beklenti- lerini daha ba ş tan sıfırlarcasına giriyordu. Her ş eyden önce, kulüp tarihinin en golcü oyuncusu ünvanını daha yeni sahiplenmi ş olan Harry Kane, kariyerinde artık somut ba ş arılar kazanma iste ğ inin de etkisiyle Bayern Münih’e transfer olmu ş tu. Bunun yanı sıra takımın teknik direktörlü ğ üne de Premier Lig’de ne yapaca ğ ı tambir muamma olan Ange Postecoglou getirilmi ş ti. Yunan asıllı bir Avus- tralyalı olan Postecoglou, 2008’de kısa bir süre Yunanistan’ın Pana- haiki takımını çalı ş tırdı ğ ı dönem hâricinde teknik direktörlük kariyerinin ço ğ unu Avustralya’da geçirmi ş , Avrupa futbolunaysa 2021’de Celtic’in ba ş ına geçerek “merhaba” demi ş ti. Celtic’te geçir- di ğ i iki sezonda da takımını ş ampi- yonlu ğ a ta ş ımı ş tı belki ama bunun Premier Lig’de Tottenham’ı çalı ş tır- mak için ne denli geçerli bir refe- rans oldu ğ u hayli tartı ş malıydı. Bu olumsuz havaya ra ğ men Poste- coglou, Premier Lig’e ço ğ u ki ş iyi ş a ş ırtan bir ba ş langıç yapıyor ve ilk 10 haftada 26 puan toplayarak Tottenham’ı zirveye yerle ş tiriyordu. Ancak bundan sonra özellikle Kane gibi bir golcüdenmahrumkalmanın dezavantajları fazlasıyla hissedil- meye ba ş lıyordu. Birçok kritikmaçı, gol yollarındaki bitiricilik sorunu İ talyan Antonio Conte de Tottenham’ın dertlerine çare olamadı... Tottenham, Mourinho yönetiminde Manchester United’ı deplasmanda 6-1 yenmi ş ama i ş in sonunu getirememi ş ti. Tottenham 1980’lerde Keith Burkinshaw yönetiminde ikinci baharını ya ş amı ş ve 1984’te UEFA Kupası’nı ikinci defa müzesine ta ş ımı ş tı.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==