TamSaha 243. Sayı / Şubat 2025

86 87 StanleyMatthews İ Zamana meydan okuyan bir büyücü İ ngilizler ona “Wizard of the Dribble” yani “Top Sürme Büyücüsü” lakabını takmı ş lardı. Sa ğ kanatta öylesine etkiliydi. Ancak belki daha da önemli bir özelli ğ i vardı, o da yıllara meydan okumasıydı. 41 ya ş ında Avrupa’da yılın futbolcusu seçilmi ş , 50 ya ş ına kadar da ye ş il sahalardan kopmamı ş tı. Onur Erdem ngiliz futbolunun en önemli figürlerin- den olan Stanley Matthews, 1 Ş ubat 1915’te, Stoke-on-Trent ş ehrinin banli- yölerinden Hanley’de dünyaya gel- mi ş ti. Stanley’nin iki a ğ abeyi vardı, daha sonrasındaysa bir erkek karde ş i daha olacaktı. Ailenin babası Jack, berberlikle u ğ ra ş an eski bir boksördü. Zaten bu yüzdenmahallelerinde “Hanley’nin dövü ş çü berberi” olarak da anılmaktaydı. Anneleri Ada ise ev hanımıydı. Stanley do ğ du ğ unda I. Dünya Sava ş ı ba ş layalı henüz altı ay olmu ş tu ve İ ngiltere’nin de sava ş ın önemli tarafla- rından biri olması nedeniyle çocuklu- ğ unun ilk dört yılı zorluklar içinde geçmi ş ti. Sava ş ın sona ermesinin ardındansa Stanley de birçok küçük çocuk gibi sokaklarda rahatça ko ş up oynamaya ba ş layacaktı. Ko ş mak de- mi ş ken, ufak bir çocu ğ a göre hayli sü- ratliydi ve bu durum, babası Jack’in de dikkatinden kaçmamı ş tı. Boksörlük- ten gelen katı bir disipline de sahip olan Jack, iyi bir ko ş ucu olaca ğ ını dü- ş ündü ğ ü Stanley’nin sabah erkenden kalkmasına ve iyi beslenmesine dik- kat etti ğ i gibi onun düzenli olarak yürüyü ş ve ko ş u yapmasına da özen gösteriyordu. Stanley be ş ya ş ına geldi- ğ inde de bir gün Jack, onu kolundan tutarak Stoke City’nin de maçlarını oynadı ğ ı Victoria Ground’da düzenle- necek olan çocuk yarı ş larına götür- mü ş tü. 5-14 arası ya ş gruplarına göre yapılan yarı ş larda Stanley’nin en küçük ya ş gruplarında yarı ş ması bek- leniyordu fakat küçük çocuk o ana dek â ş ina olmadı ğ ı büyüklükte bir kalaba- lı ğ ın içine girdi ğ inden olsa gerek, çok korkup a ğ lamaya ba ş lamı ş ve yarı ş a katılmadan eve dönmek zorunda kalmı ş tı. Ancak Jack pes etmeyecek ve bir yıl sonra Stanley’yi yeniden aynı organi- zasyona götürecekti. Stanley de bu kez bir yıl evvelki gerginli ğ i üzerinden at- mı ş tı. Jack, Stanley’yi pistin ba ş ına ge- tirdikten sonra ona, silah sesini duyar duymaz deli gibi ko ş maya ba ş lamasını söylemi ş , Stanley de aynen bunu yap- mı ş ve altı ya ş kategorisinde birinci gelerek ya ş ıtlarına kıyasla ne denli süratli oldu ğ unu ispatlamı ş tı. Tabiî bir yandan da yarı ş tan evvel onun kaza- naca ğ ına dair bahis oynayan babasının cebini de doldurmu ş tu. Babası da ona mükâfat olarak bir Japon balı ğ ı almı ş tı. Tekni ğ ini tenis topuyla oynayarak geli ş tirdi Stanley’nin yetenekleri ko ş makla da sınırlı de ğ ildi. Sokakta futbol oyna- maya ba ş ladı ğ ı günden itibaren top sürmede de ne denli mâhir oldu ğ unu küçük ya ş ına ra ğ men göstermi ş ti. Do- layısıyla iyi bir futbolcu olacak potan- siyele fazlasıyla sahipti. Stanley, top tekni ğ ini geli ş tirmek içinse bir tenis topuyla duvara kar ş ı çalı ş maktaydı. Tenis topu çok küçük oldu ğ u için kont- rolü zaten zordu ve duvardan sekip gelen bir tenis topu üzerinde hâkimi- yet kurmak daha da zordu. Bu hususta yetkinlik sa ğ lamaya ba ş layan biri için de futbol topuna hükmetmek artık çocuk oyunca ğ ı sayılırdı. Stanley’nin durumu da tammânâsıyla böyleydi. Açıkçası Stanley’nin, hatta o dönemde İ ngiltere’de i ş çi sınıfına mensup hemen her ailenin çocuklarının düzgün bir futbol topu alıp oynayacak

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==