TamSaha 243. Sayı / Şubat 2025
Gönülden Kaleme Hikâyemiz Mehmet’in büyük ş ehir- den Anado- lu’nun ş irin bir ilçesine tayi- ninin çıkmasıyla ba ş lıyor. Büyük ş e- hirdeki düzenine öylesine alı ş mı ş tı ki, yeni hayat fikri ona çok uzak geli- yordu. Gitmemek için elinden geleni yapmı ş ama sonunda kaderine boyun e ğ mek zorunda kalmı ş tı. İ lçeye ta ş ın- mı ş , ev arayı ş ına girmi ş , mesai arka- da ş ının yardımcı olmak istemesiyle hayatının a ş kıyla tanı ş aca ğ ı mahal- leye ta ş ınmı ş tı. Arkada ş ı mahallenin esnafıyla tanı ş tırmaya ba ş lamı ş , berber, manav derken sıra bakkala gelmi ş ti… İ çeri girer girmez bakkalın kızı olan Menek ş e ile göz göze gelmi ş , genç kızın sıcacık bakı ş ını tamamla- yan gülümsemesiyle Mehmet için bir anda zaman durmu ş , avuçları terle- mi ş , yüre ğ inin hızlanan ritmini kontrol etme çalı ş maları fayda etmeden kendini tanıtmı ş tı. “ İ lk görü ş te a ş k bu olmalı” dedi içinden. Annesinin gösterdi ğ i gelin adayları dâhil hiç kimseye kar ş ı böyle bir duygu yo ğ unlu ğ u ya ş amamı ş tı. Bu durumMehmet’te uzun zamandır bekledi ğ i insanı buldu ğ u duygusunu uyandırmı ş tı. Mesai saatleri dı ş ında kalan zamanının büyük bölümünü evinin penceresinden Menek ş e’nin bakkala gelmesini takiple geçiriyor, kızın bakkala her geli ş ini kaçırmıyor, bir bahaneyle alı ş veri ş yapıyordu. Bu tesadüfler Menek ş e’nin de dikka- tini çekmi ş , Mehmet’in kibar tavrı ve a ğ ır abi yapısının ilgisini çekti ğ ini fark etmesi uzun sürmemi ş ti. Sık kar ş ıla ş maları birbirlerine duydukları ilgiyi artırmı ş , bu kar ş ılıklı ilgi kısa sürede Menek ş e açısından da a ş ka dönü ş mü ş tü. A ş klarının evli- likle taçlanması da uzun sürmemi ş ti. İ kisi de çocuklarının olmasını çok arzu ediyorlardı. Mehmet e ş inin hamile oldu ğ unu duyunca çok sevindi fakat sevinci, Menek ş e’yi takip eden doktorlarının uyarılarından sonra endi ş e ve hüzne döndü. Doktorları, Menek ş e’nin hamileli ğ i belli aya gel- di ğ inde çocu ğ un dü ş me tehlikesinin oldu ğ unu söylemi ş , nitekimuzun sürmeden de çocuk dü ş mü ş tü. Çe ş itli tedaviler de fayda etmemi ş , Menek ş e’nin üç hamileli ğ i aynı akıbetle son bulmu ş tu. Her ikisinin çocuk yapma umutları her dü ş ükte biraz daha azalmı ş , hatta evlât edin- meyi bile aralarında konu ş maya ba ş - lamı ş lardı. Hayatın sürprizlerle dolu oldu ğ unu ise gelecek günler göster- mi ş , her ayı bir yıl gibi süren endi ş eli hamilelik süresi dokuz ayın sonunda mutlu sonla biterek sa ğ lıklı bir kız çocukları dünyaya gelmi ş ti. Menek ş e çocu ğ unu kuca ğ ına aldı ğ ında çekti ğ i tüm sıkıntılar yerini sevdi ğ i adama evlât vermenin guru- runa bırakmı ş tı. Daha önce anla ş tık- ları gibi Narin koydular bebeklerinin ismini. Narin, daha çocuklu ğ undan itibaren hem güzelli ğ i hemde zekâ- sıyla dikkat çeken biriydi. Ba ş arılı bir ö ğ renci olarak her zaman göz önünde olmu ş , lise yıllarında ise güzelli ğ i dil- lere destan hâle gelmi ş ti. Ancak onun hayalleri, arkada ş lık teklifleriyle u ğ - ra ş maktan çok daha büyüktü. Doktor olmak en büyük idealiydi. Hem güzel hemde zeki olması, yüzlerce erke ğ in arkada ş lık teklifine sebep olmu ş , öyle ki kızları pe ş inden ko ş turan okulun yakı ş ıklısının ısrarlı arkada ş lık teklifini bile reddetmi ş ti. Bir üst sınıfa giden Ercan’ın vazgeçmeye hiç niyeti yoktu Ercan lise üçüncü sınıftayken ikinci sınıfa giden Narin’in dikkatini çekmeyi ba ş armı ş , bir sene süren yo ğ un u ğ ra ş lar neticesinde arkada ş - lık teklifini kabul ettirmi ş ti. Narin’in teklifi kabul etmesini sa ğ layan etkenlerden biri de Ercan’ın “Sensiz nefes alamıyorum, lütfen teklifimi kabul et” söylemindeki samimiyetti. Ercan ailesinin dördüncü çocu ğ u olarak üç kızdan sonra babasının, “Neslimi sürdürecek erkek çocuk ve- remedin” sitemleri sonucu annesinin hamile kalmasıyla dünyaya gelmi ş ti. El bebek gül bebek, ailesinin her iste- di ğ ini ikiletmedi ğ i bir ortamda yeti ş - tirilmi ş ti. Narin’in be ğ eniyle ba ş layan ilgisi Ercan’ı tanıdıkça tutkulu bir a ş ka dönü ş mü ş tü. Artık doktor olma hayali, Ercan’la ya ş adı ğ ı a ş kın arkasına dü ş mü ş tü. Narin, çok iste- di ğ i İ stanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ni kazanmasına ra ğ men, sevdi ğ i adamla aynı ş ehirde olabil- mek için daha dü ş ük puanlı bir bölümü tercih etti. Ercan da okulu bitirmi ş , mezun olmu ş , iyi bir firmada i ş de bulmu ş tu. Kafasındaki dü ş ünce bir an önce Narin’le evlenerek yuva- sını kurmaktı. Ama Narin’inmezun olması için daha dört koca sene vardı. Lâkin Ercan’ın dört yıl sabredecek hâli yoktu. Dü ş üncesini Narin’e açtı. Narin’in “Bunca sene emek verdim, bari okulu bitireyim” itirazları, Ercan’ın tâbiri caizse a ğ zından girip burnundan çıkan ısrarları kar ş ısında eriyecek ve genç kız okulu bırakmak zorunda kalacaktı. Narin için i ş in en zor kısmı, aldı ğ ı kararı anne ve babasına açıklaması oldu. Ebeveynlerinin ş iddetli itirazla- rına ve uyarılarına ra ğ men hayaline veda edip sevdi ğ i adamın iste ğ ine uyarak okulu bıraktı. Evliliklerini onaylamayan anne ve babası ise canlarından çok sevdikleri, do ğ umu için onca tedaviye ve onca sıkıntıya katlandıkları kızlarının dü ğ ününe içleri kan a ğ layarak da olsa katıl- mama kararı almı ş tı. Narin ailesini kar ş ısına almak pahasına sevdi ğ i adamla evlenmi ş ti ama ebeveynleri- ninmutlu gününe gelmemesi de içinde a ğ ır bir buruklu ğ a yol açmı ş tı. Narin tek çocuk olmanın avantajdan çok dezavantajı oldu ğ unu tecrübe etti ğ inden dolayı birden çok çocuk istiyordu. Nitekim iste ğ i kar ş ılık bulacak ve evliliklerinin 10’uncu yılında üç çocuklu, mutlu bir aileye sahip olmanın hazzını ya ş ayacak- lardı. Ancak bir süre sonra bumutlu- luk yerini mutsuzlu ğ a bırakacak ve a ğ ızlarının tadı bozulacaktı. Ercan’ın ba ş ka bedenlerde nefes almaya ba ş laması evde kabala ş masına neden olmu ş , Narin’e çocuklarının önünde hakaret etmekten de çekin- memi ş ti. Dilde ba ş layan ş iddet kısa sürede fiziksel ş iddete dönü ş mü ş tü. Narin, uzun süren fiziksel ş iddete çocuklarını dü ş ünerek katlanmak zorunda kalmı ş fakat ş iddetin boyutu katlanamayacak seviyelere geldi- ğ inde bo ş anma kararı almı ş tı. Artık ok yaydan çıkmı ş , ilk fiziksel ş iddet sonrası önce karakola, sonra da hastaneye giderek darp raporu almı ş , bunun neticesinde Ercan için uzakla ş tırma kararı çıkarttırmı ş tı. Bu duruma çok sinirlenen Ercan tehdit mesajları atmakla kalmamı ş , uzakla ş tırma kararına ra ğ men evi basıp komaya sokana kadar e ş ine ş iddet uygulamı ş tı. Kızlarının hastanede oldu ğ unu duyan annesi babası tela ş la hastaneye ko ş acak ve biricik yavrularının yo ğ un bakımda yattı ğ ını ö ğ rendikle- rinde kurtulması için dua edip kurban adayacaklardı. Kızları hayata döndü ğ ünde ilk i ş leri de adaklarını yerine getirmek olmu ş tu. Narin, ailesine ya ş adı ğ ı ş iddeti anlatmamı ş , ba ş ta ailesi olmak üzere çevresine, kan kusup kızılcık ş erbeti içti ğ i izle- nimini vermi ş ti. Hastanenin yo ğ un bakımında üç hafta komada kalan Narin, ya ş am sava ş ını kazanır kazanmaz e ş ini ş ikâyet etti. Tutuklanan Ercan hâkimin ilk duru ş - mada elektronik kelepçeyle ev hapsi vermesiyle cezaevinden kurtuldu. Cezasını evde çekmeye ba ş ladı. Lâkin Narin’e duydu ğ u öfke gün geç- tikçe artıyordu. Ba ş ına gelenlerin tek sorumlusu olarak gördü ğ ü Narin’e iyi bir ders vermesi gerekti ğ ine inanıyordu. Çocukluktan gelen ö ğ re- tiyle erkeklik egosu ve etraf ne der dü ş üncesi birle ş ince, “Benimde ğ ilse kara topra ğ ın” mantı ğ ını devreye sokarak Narin’in ölüm fermanını vermi ş ti. Ayrıntılı bir plan yaptı ve kelepçeyi kırıp bu planını uyguladı. Öyle hiddetlenmi ş olmalı ki, ölümü garanti olsun diye bir ş arjör mermiyi Narin’in bedenine bo ş alttı. Yakalandı ğ ında gazetecilerin “Neden öldürdünüz?” sorusuna Narin’e iftara atarak, “Aldattı ğ ı için vurdum, namu- sumu temizledim” cevabını verdi. Hikâyemiz, Narin’in trajik ölümünün ardından geride ömür boyu yas tuta- cak anne-baba ve üç çocukla sona erdi. Yapılan ara ş tırmalarda, kadın cina- yetlerini i ş leyenlerinmahkeme salonlarında, namusunu temizlemek, uyu ş turucumadde etkisinde olmak, cinnet geçirmek, akli dengesini kay- betmek ya da psikolojik rahatsızlık- lar ya ş amak gibi gerekçeleri sıklıkla öne sürdükleri görülüyor. Cinayet i ş lerken erkeklikleri tavan yapanların sıra i ş ledikleri suçun cezasına gelince tatmin ettikleri egolarından eser kalmıyor. Büyük ço ğ unlu ğ u az ceza almak için U dönü ş ü yaparak çe ş itli bahaneler uyduruyor. Bu hikâye, yalnızca bir kadına uygulanan ş iddetin hikâyesi de ğ il, aynı zamanda bir toplumsal ya- pının yansımasıdır. Ercan, bu cinayeti tek ba ş ına i ş lememi ş , onun zihnine, erkek olmanın üstünlük oldu ğ u dü- ş üncesini i ş leyen ortamı hazırlayan aile bireyleri, töre, örf, gelenek, göre- nek gibi toplumsal normlar ve ataer- kil de ğ erler bu cinayetin yolundaki ta ş ları dö ş emi ş tir. Ercan erkekli ğ ini sahiplik ve kontrol üzerinden tanım- lamı ş , kadınları kendi mülkü gibi gör- meyi ö ğ renmi ş , bu ö ğ reti bebeklikten itibaren dima ğ ında yer etmi ş tir. Ne yazık ki bu anlayı ş , yalnızca bireysel bir tutumde ğ il, toplumun büyük bir bölümünün sergiledi ğ i davranı ş biçimidir. E ğ er erkek çocuklarımızı bu zihni- yetle yeti ş tirmeye devam edersek, faili belli ama sorumlusu belirsiz kadın cinayetleri artarak görülmeye devam edecektir. Çünkü toplumun geneli, sonuç üzerinden yorumyapı- yor, kimse sonuca giden yolu sorgu- lama ihtiyacı duymadı ğ ından dolayı bu güne kadar gerekli önlemleri ala- cak adımlar atılmıyor. Dolayısıyla da i ş lenen cinayetleri sorgularken ken- dini kusurlu görmüyor, bu yüzdendir ki “kusursuz” cinayetler i ş lenmeye devam ediyor. Kadın cinayetlerini durdurmanın birbirini tamamlayan iki yolu var; biri kanun, tüzük, yönetmelik gibi resmî yazılı normlara caydırıcı cezalar ko- nulması, uygulamada cezaların esne- tilmeden katı ş ekilde uygulanması… Di ğ eri de yazılı olmayan normlardan gelen yerle ş ik anlayı ş ımızı dönü ş tür- mek. Dönü ş üm toplumun bir parçası olan aileden ba ş lar. Erkek çocukları- mıza, üstünlük yerine e ş itli ğ i, kadın- ların birey oldu ğ unu, erkeklerin bu duruma saygı duyması gerekti ğ ini ö ğ retmeliyiz ki hiç kimsenin ba ş ka birinin sahibi olamayaca ğ ı anlayı ş ı zihinlere kazınsın. Unutulmasın ki sa ğ lıklı bir evlilik, kar ş ılıklı rıza üze- rine kurulur. Dinimizde rıza gösterme ve razı olma kavramları büyük önem ta ş ır. Bu anlayı ş , insana özgür irade- siyle hareket etme hakkını verir. Allah Teâlâ, cinayeti insano ğ luna haramkılmı ş tır. Bütün dinler, haksız yere adam öldürmenin hemkanun önünde a ğ ır bir suç hemde Allah katında büyük bir günah oldu ğ u noktasında birle ş ir. Dinimiz ölümü ve öldüreni kutsamaz, tıpkı di ğ er dinler gibi… Rabbimiz, Maide Suresi'nde mealen, “Kim, bir insanı haksız yere öldürürse, sanki bütün insanları öl- dürmü ş gibi olur” buyuruyor. Dinimi- zin insan ya ş amına verdi ğ i önemi belirten bu ayet ile razı olma ve rıza gösterme kavramları etkin biçimde i ş lenseydi inanın kadın cinayetleri yarı yarıya azalırdı. Ya ş am sevinciniz hiç bitmesin. Sa ğ lıkla kalın… İ smail Gökçek Kusursuz cinayet 123 122
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==