TamSaha 242. Sayı / Ocak 2025
Adaları hâricinde oynanan ilkmillî maç, 20 Temmuz 1902 tarihinde bu iki ülke arasında oynanmı ş , kazanan 6-0’lık sonuçla Arjantin olmu ş tu. Bu tarihten sonra, 1930 Dünya Kupası finaline gelene dek iki takım 100 defa daha kar ş ı kar- ş ıya gelmi ş ve bumaçlardan Arjantin 39, Uruguay da 38 kez galip ayrılmı ş tı. Ayrıca bu 101 kar ş ıla ş - mada Arjantinli golcüler rakipleri- nin filelerini 151 defa havalandı- rırken Uruguaylılarsa buna 137 golle kar ş ılık vermi ş ti. İ ki takımın bu rekabeti, 1916’dan beri 12 kez düzenlenmi ş olan Güney Amerika Ş ampiyonası’na da yansı- mı ş ve 12 kupadan altısını Uruguay alırken dört kez de Arjantin zafere ula ş mı ş tı. Üstelik iki ekip iki yıl ön- ceki AmsterdamOlimpiyatları’nda finalde de birbirleriyle oynamı ş lardı ve 1-1 bitenmaç sonrasında ikinci bir kar ş ıla ş maya daha gidilmi ş , bu maçı 2-1 kazanan Uruguaylı futbol- cular altınmadalyayı boyunlarına takmaya hak kazanmı ş lardı. Uruguay-Arjantin rekabeti böyle- sine büyük bir arka plana sahip olunca 30 Temmuz’da Montevi- deo’nun Centenario Stadı’nda oy- nanacak ve bu iki takımdan birini dünyanın en büyü ğ ü ilân edecek maça olan ilgi de inanılmaz boyut- lara ula ş mı ş tı. Biletlerin anında tü- kenmesi ve karaborsaya dü ş mesi zaten kaçınılmazdı ancak Rio del Plata halicinin öte tarafından, yani Arjantin’den Uruguay’a gelmeye çalı ş anların yarattı ğ ı izdiham akıl- lara durgunluk verecek cinstendi. Buenos Aires limanından Montevi- deo’ya gidebilecek irili ufaklı ne kadar deniz ta ş ıtı varsa demir almı ş tı ve bunlar neredeyse azami kapasitelerini de a ş acak kadar yolcu ta ş ımaktaydı. Üstelik hava da sisliydi ve ula ş ıma elveri ş li oldu ğ u söylenemezdi. On binlerce Arjan- tinli deyimyerindeyse kelle kol- tukta bir vaziyette Montevideo’ya gitmeye çalı ş ıyordu. Üstelik kara- borsacılarla anla ş ıpmaçı seyrede- cekleri de belli olmamasına ra ğ men! 1930’lu yılların, özellikle de Amerika kıtasında, gangsterlerin her kö ş e ba ş ında cirit attıkları bir dönem ol- masıysa Uruguay-Arjantin rekabe- tindeki gerilime apayrı bir boyut katacaktı. Arjantin’in orta saha oyuncusu Luis Monti, her iki ülke- nin gangsterlerinin de tehditlerine maruz kaldı ğ ını yıllar sonra itiraf edecekti. Buna göre Arjantinli çete- ler Monti’ye finali kaybetmeleri hâ- linde Arjantin’deki ailesinin ba ş ına çok kötü ş eyler gelece ğ i tehdidinde bulunurlarken bunların Urugu- ay’daki muadilleri de direkt futbolcuyu hedef alan tehditler savurmu ş lardı. Maçı yönetecek Belçikalı hakemLangenus da belli ki kar ş ıla ş madan önce bir hayli korkutulmu ş tu. Zira kendisi yetki- lilerden hemkendisinin ve ailesinin can güvenli ğ inin sa ğ lanmasını hemde maç biter bitmez Avrupa’ya hareket edecek bir transatlantikte adına rezervasyon yaptırılmasını talep etmi ş ti. Neyse ki bu tehditler bo ş a çıkacak ve ne Monti’ye ne Langenus’a ne de bir ba ş kasına gangsterler tarafından herhangi bir zarar verilecekti. Yeniden Uruguay-Arjantin çeki ş - mesine dönülecek olursa, iki taraf arasındaki gerilimöylesine tırman- mı ş tı ki maç öncesinde takımlar top seçimi için bile anla ş maya varama- mı ş tı. Uruguaylılar maçın kendi getirdikleri topla oynanmasını isti- yordu, keza Arjantinliler de öyle… Sonuçta maçın hakemi Langenus arabulucu rolünü üstlendi ve kar ş ı- la ş manın ilk devresinin Arjantin’in, ikinci devresinin de Uruguay’ın topuyla oynanması kararla ş tırıldı. Bu son gerilimin de atlatılmasının ardından nihayet beklenen an geli- yor ve John Langenus düdü ğ ünü üfleyerek dünyanın en büyü ğ ünü belirleyecek olan 90 dakikanın startını veriyordu. Kar ş ıla ş maya hızlı ba ş layan tarafsa ev sahibi Uru- guay’dı. Dakikalar 12’yi gösterirken Uruguay’ın santrforu Hector Castro sa ğ tarafa deplase olup topla bulu- ş uyor ve hızlı bir biçimde ceza sahasına girdikten sonra altıpas üzerine yerden tehlikeli bir orta kesiyordu. Aslen sol açık olmasına kar ş ın Uruguay Teknik Direktörü Alberto Suppici tarafından turnu- vada genellikle sa ğ kanatta görev- lendirilen Pablo Dorado ise kendi bölgesine Castro’nun kaydı ğ ını görünce hemen ondan bo ş alan alanı doldurmu ş ve bu onun do ğ ru zamanda do ğ ru yerde bulunmasını sa ğ lamı ş tı. NitekimCastro’nun ortasında Dorado’ya sadece topa dokunmak kalıyor ve yakınmesa- feden çekilen ş ut, Arjantin kalecisi Juan Botasso’yuma ğ lup ederek tribünlerdeki 10 binlerce Uruguay- lıyı sevince bo ğ uyordu. Erken gelen bu gole ra ğ men sonraki dakikalarda Uruguay bocalayan bir görüntü çizmeye ba ş lamı ş tı. En iyi yaptıkları ş ey olan aya ğ a pasta alı ş ılmadık bir isabetsizlik oranı tutturan Uruguaylılar bu sayede ra- kiplerinin toparlanmasına da fırsat vermi ş ti. Nitekim 20’nci dakikaya gelindi ğ inde Manuel Ferreira sa ğ kanatta hareketlenip Uruguay’ın sol hafı Alvaro Gestido ile savun- masının belkemi ğ i Jose Nasazzi’den sıyrılıyor, yaptı ğ ı ortada da ters ka- nattan gelip ön dire ğ e çok iyi hare- ketlenen Carlos Peucelle’nin bitirici vuru ş u skora dengeyi getiriyordu. Üstelik Arjantin bu kadarıyla da ye- tinmeyecekti. 37’nci dakikada, Luis Monti’nin sa ğ taraftan bu kez arka dire ğ e kesti ğ i topta sahneye çıkma sırası Stabile’deydi. Golcü, direk dibinden kafayla dokunarak topu a ğ larla bulu ş turacak ve böylece Arjantin de skoru 2-1 lehine çevir- meyi ba ş aracaktı. Devrenin son sekiz dakikasında da gidi ş atı de ğ i ş - tirecek bir pozisyon olmayınca ilk yarı bu skorla tamamlanıyor ve Arjantin, soyunma odasına önde giden taraf oluyordu. Centena- rio’yaysa adeta bir ölüm sessizli ğ i çökmü ş tü. İ kinci yarıdaysa bamba ş ka bir senaryo sahnelenecekti. Ev sahibi ekibin teknik direktörü Suppici gö- zünü karatmı ş ve Jose Andrade’yi orta sahadan biraz daha geriye, iki bekinin hemen önüne emniyet sü- babı olması için çekerken di ğ er iki hafınıysa forvetleriyle aralarındaki mesafeyi mümkün oldu ğ unda kapatacak kadar ileri sürmü ş tü. Ayrıca bu iki oyuncudan, yani Lorenzo Fernandez ile Alvaro Gesti- do’dan ilkini, Arjantin’in pas trafi- ğ ini yöneten isimolan Monti’ye yakın oynayıp onun üzerinde baskı kurmakla, dolayısıyla Arjantin ataklarını daha ba ş langıç a ş ama- sında bozmakla görevlendirmi ş ti. Suppici’nin planının tutmasıyla bir- likte oyunun hâkimiyeti de yeniden Uruguay’a geçiyor ve beklenen gol de fazla gecikmiyordu. Dakikalar 57’yi i ş aret ederken Hector Scaro- ne’nin pasında Pedro Cea skora dengeyi getirmi ş ti. Bu golle birlikte Uruguay’ın temposu iyice artmı ş tı. Öyle ki 68’inci dakikada takımın sol beki Ernesto Mascheroni de kendi- sini bu tempoya kaptırarak hücuma çıkıyordu. Tabiî bu kadarla kalsa iyi! Mascheroni yaptı ğ ı ortada Santos Iriarte’yi topla bulu ş turuyor ve Iriarte de bu servisi geri çevirmeye- rek topu a ğ lara gönderince Urugu- ay’ı 3-2’lik üstünlü ğ e ta ş ıyordu. Kar ş ıla ş manın ilk yarısını önde tamamlayan ancak son çeyre ğ ine girilirken geriye dü ş en Arjantin, ye- niden dengeyi sa ğ layabilmek adına tela ş içerisinde birkaç atak geli ş ti- recek, hatta bunlardan birinde Sta- bile ile beraberlik sayısına da yak- la ş acaktı. Fakat turnuvayı gol kral- lı ğ ıyla tamamlayacak olan Stabile siciline son bir damga daha vur- mayı ba ş aramayınca Arjantin’in ş ampiyonluk umutları tükenecekti. Son dakikaya girilirken Hector Castro’nun bir kafa vuru ş uyla fileleri havalandırması neticesinde de fark ikiye çıkıyor ve Lange- nus’un biti ş düdü ğ ünü üflemesiyle birlikte de kar ş ıla ş mayı 4-2 kaza- nan ev sahibi ekipmutlu sona ula- ş ıyordu. Böylelikle Uruguay, tarihte düzenlenen ilk Dünya Kupası’na ev sahipli ğ i yapma onurunun yanına bir de tarihin ilk dünya ş am- piyonu olma payesini eklemi ş ti. Ar- jantin ise 1928’de Olimpiyat finalinin ardından yine büyük bir finalde Uruguay’a kaybetmenin üzüntüsü içindeydi. Stabile açısından bakıldı- ğ ındaysa turnuva her halükarda muazzambir ba ş arı hikâyesi olmu ş tu. Üçüncü santrfor olarak yer aldı ğ ı kadroda di ğ er iki santrfo- run e ş ine ender rastlanır geli ş meler neticesinde oynayamamaları üzerinde turnuvanın ikinci maçında sırtına geçirdi ğ i formayı bir daha çıkarmamı ş ve sahaya çıktı ğ ı dört maçta sekiz kez fileleri havalandı- rarak ilk Dünya Kupası’nın gol kralı olmu ş tu. Avrupa macerası sakatlıkların gölgesinde kaldı Turnuvanın en çok parlayan yıldız- larından biri olan Stabile’nin Avrupa kulüplerinden transfer teklifi al- ması da kaçınılmaz hâle gelmi ş ti. Stabile de bir müddet dü ş ündükten sonra kendisine en cazip teklifi sunan Genoa kulübüne “evet” diye- cek ve Çizme’nin yolunu tutacaktı. Lâkin bu kararı almasıyla birlikte Stabile’ninmillî takımkariyeri de 1930 Dünya Kupası’yla sınırlı kalı- yordu zira Arjantin’de o yıllarda yurt dı ş ına giden oyuncular millî takıma ça ğ rılmamaktaydı. Buna ra ğ men Genoa’nın sundu ğ u kont- rat, Arjantin ş artlarına göre ola ğ an- 66 67
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==