TamSaha 236. Sayı / Temmuz 2024
dakikada Budai’nin yaptı ğ ı ortayı kafayla a ğ lara göndererekMacaris- tan’ı yeniden öne geçirirken be ş da- kika sonrasında da bu kez Bozsik’in ortasında yine kafasını konu ş tura- cak ve skoru 4-2’ye getirecekti. Maç da bu ş ekilde sona eriyor ve Macaristan, son ş ampiyonu da dört golle u ğ urlayarak adını finale yazdırıyordu. Finalde üst dire ğ i geçemedi Macarların finaldeki rakibiyse ilk turda 8-3 ma ğ lup ettikleri Federal Almanya olmu ş tu. Bunun da büyük etkisi nedeniyle neredeyse kimse, finalde ne olaca ğ ını merak etmi- yordu. Zira herkes Macarların zaferinden emindi. Kafalardaki soru i ş aretleriyse grup a ş amasında rakibinin a ğ larına sekiz gol gönderen Macarların bu kez kaç gol ataca ğ ı ve omaçta sakatlanan kaptan Ferenc Pu ş ka ş ’ın bu son kar ş ıla ş mada sahaya çıkıp çıkama- yaca ğ ıyla ili ş kiliydi. Pu ş ka ş ’ın tamamen fit bir biçimde sahaya çıkma ihtimali yoktu. Fakat Macarlar, yıldız oyuncularının biraz zorlansa da yine de sahada olmasını istemekteydi. Neticede Macarlar bu kumarı oynamaya karar veriyor ve Pu ş ka ş , 4 Tem- muz’daki büyük finalde takımdaki yerini alıyordu. Macaristan, her maça oldu ğ u gibi finale de gayet hızlı ba ş layacaktı. Altıncı dakikada geli ş en atakta Kocsis ceza alanı çizgisinin üzerin- den ş utunu çekiyor, Alman savun- masında Horst Eckel’e çarpıp seken top, Ferenc Pu ş ka ş ’ın önünde kalı- yor ve Pu ş ka ş ’ın bitirici vuru ş u yapmasıyla da Macarlar 1-0’lık üstünlü ğ ü yakalıyordu. Sadece iki dakika sonra Kocsis bir kez daha on sekiz içine hareketle- nirken Federal Almanya savunma- sında kaleci Toni Turek ileWerner Kohlmeyer topu tela ş la Kocsis’in önünden almaya çalı ş ırken birbirle- rine giriyorlar ve pozisyonu bir tilki kurnazlı ğ ında takip eden Zoltan Czibor da bu topu kapıp bo ş kaleye göndererek farkı ikiye çıkartıyordu. Sekiz dakika içinde gelen bu goller, Macarların yine farklı bir galibiyete ko ş tu ğ unun habercisi gibi görünse de Almanlar hiç de beklenmedik bir reaksiyon gösterecek ve 10 dakika içinde önce MaxMorlock, ardından da Helmut Rahn’la iki gol bularak 2-2’lik beraberli ğ i yakalayacaklardı. 2-2’nin ardından Macarlar yine daha atak bir oyun ortaya koysalar da devrenin sona kadar ba ş ka bir gol gelmiyordu. İ kinci yarıdaysa Macarlar baskıyı iyice artırıyordu belki ama günün ş anssız isimlerin- den olan Kocsis, ço ğ u zaman gol yaptı ğ ı pozisyonlardan birinde yine sert bir kafa vuru ş uyla Federal Almanya kalesini yokladı ğ ında top üst dire ğ e takılacak ve Macaris- tan’ın yeniden öne geçme ş ansı da bu ş ekilde heba olacaktı. 84’üncü dakikadaysa futbol tarihinin en ş ok gollerinden biri geliyordu. Macaristan ceza saha- sına doldurulan bir topu Lantos kafasıyla uzakla ş tırmaya çalı ş mı ş fakat yeterince sert bir kafa vuru ş u yapamayınca top, yarımyuvarlak üzerindeki Rahn’ın önünde kal- mı ş tı. Rahn, kontrolünü yapmasının ardından iki adımhareketlenmi ş ve on sekize girer girmez de sol aya ğ ıyla yerden uzak kö ş eye ş utunu çekerek Grosics’i ma ğ lup etmeyi ba ş armı ş tı. Federal Al- manya 3-2 öndeydi. Macarların bu golün santrasının ardından geli ş tirdikleri ataktaysa Pu ş ka ş topu a ğ larla bulu ş turmu ş tu bulu ş - turmasına ama hayli tartı ş malı bir ofsayt bayra ğ ı kalkması netice- sinde bu gol geçersiz sayılacaktı. Almanlar geri kalan süredeyse skorumuhafaza etmeyi ba ş arıyor ve Macaristan, kazanmasına garanti gözüyle bakılan kupayı kaybetmenin hüznüyle ba ş ba ş a kalıyordu. Kocsis ise turnuvayı 11 golle gol kralı olarak tamamla- mı ş tı belki ama kaybedilenin yanında bunun bir teselli ikramiyesi kadar bile önemi yoktu. İ ltica amacıyla Barcelona’nın yolunu tuttu Kocsis, 1954 Dünya Kupası önce- sinde Honved forması altında be ş sezon geçirirken bunlarda iki lig ş ampiyonlu ğ u, üç de gol krallı ğ ı elde etmi ş ti. Dünya Kupası sonrasındaki ilk sezonda da Honved’le bir ş ampi- yonluk daha görecekti. Ancak bunun ardından Macaristan’da i ş ler bir kez daha karı ş acaktı. 1956 yılı- nın Ekim ayında üniversite ö ğ renci- leri arasında ba ş layan Sovyet kar ş ıtı gösteriler kısa sürede hızla büyümü ş ve tepkileri önlemek iste- yen Sovyet tankları Budape ş te’ye girmi ş ti. Ancak bu durum, mevcut isyanı daha da körüklemi ş ve Sovyet yanlısı hükümet dü ş erken reformist söylemleriyle ön plana çıkan Imre Nagy yeni ba ş bakan olmu ş tu. Ne var ki Nagy’ın Macaris- tan’ı Var ş ova Paktı’ndan çekme kararı, Sovyetleri yeniden hareket- lendirecek ve neticede daha sert bir askerî müdahale ya ş anacaktı. Neticede Nagy hükümeti de dü ş ürülecekti. Bu geli ş melerin ardından da Sovyet yanlısı düzenin korunması adına Macaristan’da çok sayıda gözaltı ve tutuklama vakaları da ya ş anacaktı. Baskıların artması, ülkeden kaçma te ş ebbüslerini de aynı ölçüde artırmaktaydı ve bu te ş ebbüste bulunmayı dü ş ünenler arasında futbolcular da vardı. Honved takımı da o esnada Athletic Bilbao ile oy- nayaca ğ ı Ş ampiyon Kulüpler Kupası maçı için İ spanya’daydı ve arala- rında Kocsis’in yanı sıra Pu ş ka ş , Czibor ve Bozsik gibi yıldızların da bulundu ğ u futbolcular, Macaris- tan’a dönmek istememi ş lerdi. İ s- panya’da rakibine 3-2 ma ğ lup olan Honved, UEFA’nın çabaları netice- sinde rövan ş maçına Brüksel’de çıkmayı kabul ederken bumaç da 3-3’lük beraberlikle sona eriyor ve Macar ekibi, kupaya veda ediyordu. Fakat futbolcular hâlâ ülkelerine dönmekte isteksizlerdi ve kulüp yetkilileri de çareyi çe ş itli Avrupa ve Güney Amerika ülkelerinde turneler ayarlamakta bulmu ş tu. Böylece İ talya, Portekiz, İ spanya ve Brezilya’da özel maçlara çıkan takım, bir müddet daha olayların uza ğ ında kalıyordu. Öte yandan, ülkelerine kesin dönmemekte kararlı olan futbolcular arasında Kocsis de vardı ve yıldız golcü bir yıl İ sviçre’nin Young Fellows Juventus takımında oynadıktan sonra İ span- ya’ya iltica ederek kariyerine Barcelona forması altında devam etme kararı almı ş tı. Honved’le 176maçta 217, Macaristan Millî Takımı’yla da 68maçta 75 gol kaydeden Kocsis, Barcelona’da da ortasında geldi ğ i 1958-1959 sezo- nunda aya ğ ının tozuyla 10maçta 15 gol atmı ş ve yeni takımının hem ligi hemde kupayı kazanmasına önemli katkıda bulunmu ş tu. Grana- da’yı 4-1 yendikleri kupa finalinde de gollerden ikisini atarakmaçın kahramanı olmu ş tu. Fakat bundan sonraki sezonlarda sakatlıklar, Kocsis’in önündeki en büyük engel hâline gelecekti. Örne ğ in ertesi sezon Barcelona hem ligi hemde Fuar Ş ehirleri Kupası’nı kazanı- yordu belki ama Kocsis bu iki kulvarda sadece 13 maçta oynayıp sekiz gol atabilmi ş ti. 1960-1961 sezonundaysa Kocsis, sezonun son bölümlerinde fit hâle gelmi ş ve Barcelona’nın Ş ampiyon Kulüpler Kupası’nda finale kalma- sına da yardımcı olmu ş tu. Katalan ekibi, kupanın yarı finalinde Ham- burg’la kar ş ıla ş ırken evindeki ilk maçı 1-0 kazanmı ş tı ama deplas- mandaki rövan ş ta 2-0 geriye dü ş mü ş tü ve elenmek üzereydi. Barcelona’nın imdadınaysa son dakikada Kocsis yeti ş mi ş ve attı ğ ı golle maçın 2-1 bitmesini ve üçüncü maça gidilmesini sa ğ lamı ş tı. Barça, üçüncümaçı da tek golle kazanmı ş ve finalde Benfica’nın rakibi ol- mu ş tu. Ancak 31 Mayıs 1961’de, yedi yıl evvel Macaristan’ın Dünya Kupası finalini kaybetti ğ i Wankdorf Stadı’nda oynananmaçta Barce- lona, 21’inci dakikada Kocsis’in klasikle ş en kafa gollerinden biriyle 1-0 öne geçse de Benfica 10 dakika içerisinde pe ş pe ş e iki gol bularak skoru lehine çevirmi ş ve maçı da 3-2 kazanarak kupanın sahibi olmu ş tu. Sırlarıyla birlikte veda etti Kocsis, bundan sonraysa dört sezon daha Barcelona kadrosunda yer alsa da yine sık sık sakatlanması nedeniyle bu sürede takımı adına sadece 83 maça çıkabilecek ve 48 gol kaydedecekti. Bunun üzerine de 1965 yılında futbolu bırakma kararı alacaktı. Barcelona kariyeri de 126 maç ve 82 golle sınırlı kalmı ş tı. Futbolu bırakmasının ardından ya- ş antısını yine Barselona ş ehrinde sürdürmek isteyen Kocsis, burada Tete D’Or (tahmin edilece ğ i üzere Altın Kafa anlamına geliyor) adında bir restoran açmı ş tı. 1972 yılındaysa Kocsis, Hercules’ten gelen teklifi kabul ederek teknik direktörlü ğ e de soyunacaktı. Ancak 1973-1974 sezonunda, takımıyla ikinci ligde ş ampiyonlukmücadelesi verdi ğ i esnada Kocsis hayatında aldı ğ ı en a ğ ır haberlerden biriyle kar ş ıla- ş acaktı. Kendisine lösemi ve mide kanseri te ş hisi konmu ş tu. Zaten içine kapanık bir yapıya sahip olan Kocsis, bunun üzerine teknik direktörlü ğ ü de bırakma kararı almı ş ve neredeyse tamamen dı ş dünyayla ba ğ larını koparmı ş tı. İş in daha da trajik tarafı, Kocsis’i hayat- tan koparacak olanın yakalandı ğ ı amansız hastalıktan ziyade, bu ve- sileyle içine dü ş tü ğ ü depresyon olmasıydı. Nitekim tarihler 22 Tem- muz 1979’ü gösterirken Kocsis, tedavi gördü ğ ü hastanede dördüncü kattan dü ş erek hayatını kaybetmi ş ti. Kimilerine göre intihar etmi ş ti, kimilerine göreyse depres- yon hâlinde ve ilaç etkisinde olma- sının etkisiyle dengesini kaybetti ğ i için böyle bir kazaya kurban git- mi ş ti. Bu sır perdesi, aradan 45 yıl geçmesine kar ş ın hâlâ aralanma- dıysa da bir gerçek var ki o da Kocsis’in, futbol dünyasının en ünlü yıldızları arasında en hazin hayat hikâyesine sahip isimlerden biri oldu ğ u... Kocsis, ülkesinin Sovyet tankları altında kalmasının ardından iltica etti ğ i İ spanya’da Barcelona formasını giymi ş ti. Kocsis, takımarkada ş ları Kubala ve Csibor’la birlikte... 136 137
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==