TamSaha 236. Sayı / Temmuz 2024

da İ sveç’i 4-2’lik skorla dize getiri- yorlardı. GollerdeyseWolfgang Overath, Rainer Bonhof, Jürgen Grabowski ve Uli Hoeness’in imza- ları vardı. Ancak Federal Almanya, iki maçta dört puana ula ş masına ra ğ men grup birincisi olup finale yükselmeyi henüz garantileyeme- mi ş ti. Zira Polonya da gruptaki ilk iki maçından galibiyetle ayrılmı ş tı. Dolayısıyla sonmaç olan Federal Almanya-Polonya kar ş ıla ş ması, bir tür yarı final niteli ğ i kazanmı ş tı. Yine de Almanların önemli bir avantajı vardı, o da averajları daha iyi oldu ğ u için beraberli ğ in de ken- dilerine yetecek olmasıydı. Maçtan önce bardaktan bo ş anırcasına ya ğ an ya ğ murun sahayı göle çevir- mesi de daha ofansif oynamaya mecbur olan Polonya’nın oyununu bozacak bir faktördü, hâliyle bu da Federal Almanya adına bir avan- tajdı. Nitekimmaçta Polonyalı hücumcular bozuk zeminin ceremesini fazlasıyla çekiyor, ze- minden kurtulup rakip kaleye ula ş - tıklarındaysa kar ş ılarında dönemin en iyi kalecilerinden Sepp Maier’i buluyorlardı. Bu sayede uzun süre 0-0 gidenmaçta 76’ncı dakikaya gelindi ğ indeyse Gerd Müller fırsat- çılı ğ ını konu ş turuyor ve onun attı ğ ı tek golle de Federal Almanya 1-0 galip gelerek adını finale yazdırı- yordu. Hollanda’ysa ikinci turda Brezilya, Arjantin ve Demokratik Alman- ya’yla aynı gruba dü ş mü ş tü. Dolayısıyla ilk bakı ş ta Portakalların i ş lerinin, Federal Almanya’ya naza- ran daha zor oldu ğ u söylenebilirdi. Ancak Hollanda bu turda muazzam bir ivme yakalayacaktı. Bilhassa Arjantin’le oynadıkları ilkmaç, Portakalların tümdünyada büyük hayranlık uyandırmasını sa ğ laya- caktı. Gol perdesini 11’inci dakikada Cruyff’un açtı ğ ı maçta 25’inci daki- kada da Ruud Krol fileleri havalan- dırarak farkı ikiye çıkartıyor ve ilk yarı da Hollanda’nın 2-0’lık üstün- lü ğ üyle geride kalıyordu. Turuncu fırtına ikinci yarıda da hız kesmez- ken 73’üncü dakikaya gelindi ğ inde Rep skoru 3-0’a getiriyor, 90’ıncı dakikada Cruyff’un son sözü söyle- mesiyle de mücadele, Hollanda’nın 4-0’lık galibiyetiyle neticeleniyordu. Hollanda, ikinci maçında da Demokratik Almanya’yı Johan Neeskens ve Rob Rensenbrink’in golleriyle 2-0ma ğ lup ediyordu. Bu sayede onlar da sonmaçlar önce- sinde, Federal Almanya’nın Polonya kar ş ısındaki konumunda benzer bir ş ekilde Brezilya’yla ba ş ba ş a kalmı ş lardı. İ ki takımın da dörder puanı vardı ama averaj avantajı Hol- landa’daydı. Kritikmaçta Brezilya, alı ş ılagelmi ş güzel futbolunun ak- sine a ş ırı sert bir oyunla Hollanda’yı sindirme planları kurduysa da bu plan 50’nci dakikaya kadar i ş leye- cek ve o dakikada Neeskens’in attı ğ ı golle de Hollanda 1-0’lık üs- tünlü ğ ü yakalayacaktı. 65’inci dakikadaysa sol kanattan bindiren Ruud Krol’un kale sahası önüne yaptı ğ ı ortaya Cruyff adeta havada uçarak fevkalade bir vole vuruyor ve maçın da skorunu ilân ediyordu. 2-0 kazanan Hollanda, tarihinde ilk kez bir Dünya Kupası finalinde boy gösterme hakkını elde etmi ş ti. F İ NAL Uzun lâfın kısası, turnuvanın gidi- ş atında ciddi bir sürpriz ya ş anma- mı ş ve ba ş langıçta belki de en çok ş ans tanınan iki takım, Federal Almanya ile Hollanda, finaldeki yer- lerini almı ş tı. Almanların ku ş kusuz bu alandaki tecrübeleri çok daha fazlaydı. Hollanda’ysa kulüpler dü- zeyinde son birkaç yılda kazandı ğ ı müthi ş ba ş arıların ardından nihayet millî takımlar seviyesinde de zirveye yakla ş mı ş tı. Kulüplerden söz açılmı ş ken, finalde sahaya çıkan on birlerde de Federal Almanya’da altı Bayernli, Hol- landa’da da be ş Ajaxlı vardı (Cruyff bir yıl önce Barcelona’ya gitmi ş ti). İ ki millî takımyakın tarihte kar ş ı kar ş ıya gelmemi ş lerdi belki ama Ajax ile Bayern Münih, yakla ş ık 16 ay evvel Ş ampiyon Kulüpler Kupası çeyrek finalinde birbirlerine rakip olmu ş ve Amsterdam’daki ilkmaçı 4-0 kazanan Ajax, Münih’teki rövan ş ı 2-1 kaybetmesine kar ş ın turu geçmeyi ba ş armı ş tı. Elbette bu e ş le ş me tek ba ş ına bir gösterge olamazdı. Zaten Bayern, bir sonraki sezon Ş ampiyon Kulüp- ler Kupası’nı kazanarak bu alanda da zirveye çıkmı ş tı. Final öncesinde Hollanda, hemdaha atak ve göze ho ş gelen bir futbol oynaması hem de Brezilya, Arjantin ve Uruguay gibi Güney Amerika futbolunun devlerini net skorlarla devirmesi nedeniyle önemli bir kesim tarafın- dan favori olarak görülmekteydi. Ancak Federal Almanya da biraz tutuk ba ş ladı ğ ı turnuvada gitgide açılmı ş ve sonmaçında da turnuva- nın Hollanda ile birlikte bir di ğ er fla ş ekibi olan Polonya’yı dize getirmeyi ba ş armı ş tı. Ayrıca Almanlar önemli bir seyirci avantajına da sahip olacaklardı. Hollanda’danmüthi ş ba ş langıç Münih Olimpiyat Stadı, 7 Tem- muz’da tarihinin en önemli günlerinden biri içerisindeydi. Tri- bünlerde ço ğ u Alman 75 bin futbol- sever toplanmı ş tı ve bu kalabalı ğ ın beklentisi de do ğ al olarakmaç sonunda kupanın, Federal Almanya kaptanı Franz Beckenbauer’ın ellerinde yükselmesi yönündeydi. Fakat kar ş ıla ş ma hiç de bu beklen- tilerle örtü ş ecek bir biçimde ba ş la- mıyordu. Santrayla birlikte kendi aralarında pasla ş maya ba ş layan Hollandalılar evvela topu kendi yarı sahalarında gezdirmi ş , ardından yava ş ça rakip yarı sahaya geçmi ş ve 17’nci pasta da topu Johan Cruyff ile bulu ş turmu ş tu. Cruyff bir anda hızlanarak Federal Almanya ceza sahasına yönelirken üç oyuncunun arasından süzülecek ancak Uli Hoeness’in çelmesi neticesinde daha fazla devam edemeyerek kendisini yerde bulacaktı. Bunun üzerine İ ngiliz hakem Jack Taylor düdü ğ ünü üflüyor ve penaltı nokta- sını gösteriyordu. Bu, aynı zamanda bir Dünya Kupası finalinde çalınan ilk penaltı düdü ğ üydü. Hollanda’da atı ş ı kullanmak için topun gerisine Neeskens geçti. Neeskens, ilk turda Bulgaristan’la oynadıkları maçta da iki penaltı go- lüne imzasını atmı ş tı. Yıldız oyuncu topa öylesine sert vuracaktı ki a ğ lardan geri seken top tekrar kendisine kadar gelecekti. Böylece Hollanda, bir final maçında atılan en erken golle (75’inci saniye) 1-0 öne geçiyordu. Golle ilgili bir ba ş ka ilginç ayrıntıysa henüz hiçbir Alman oyuncu topa de ğ meden atılmı ş olmasıydı. Hollanda, hücumdaki etkinli ğ iyle dikkat çeken bir ekip olsa da savunmada da rakiplerine çok az ş ans tanıyan bir takımdı. Finale gelene kadar kalelerinde sadece bir gol görmü ş lerdi ve o da Ruud Krol’un ters bir vuru ş la kendi a ğ la- rını havalandırmasıyla gelmi ş ti. İ lk grup a ş amasında Güney Amerika’nın dev firmalarından Uruguay’ı ma ğ lup eden Hollanda, ikinci grup a ş amasında ise önce Arjantin’i 4-0 sonra da Brezilya’yı 2-0’la geçerek finale yükselirken dünyaya büyük bir gözda ğ ı vermi ş ti.... Hollanda henüz 2’nci dakikada Neeskens’in penaltı golüyle öne geçmenin sevincini ya ş ıyor.... 1974 Dünya Kupası finali dünyanın iki büyük yıldızı Cruyff ile Beckenbauer’ı kar ş ı kar ş ıya getirmi ş ti. 114 115

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==