TamSaha 236. Sayı / Temmuz 2024
e ğ mi ş lerdi. 1970’teyse dünya üçün- cülü ğ ünü elde etmi ş lerdi. 1972 Avrupa Ş ampiyonası’ysa Alman futbolu adına yeni bir önemli dönümnoktasıydı. Yarı finalde Belçika engelini 2-1’le a ş an Federal Almanya, finaldeyse Sovyetler Bir- li ğ i’ni 3-0’lık net bir skorla deviriyor ve tarihinin ilk Avrupa ş ampiyonlu- ğ unu kazanıyordu. Almanlar böy- lece, iki yıl sonra kendi ülkelerinde düzenlenecek olan Dünya Kupa- sı’nda da ba ş lıca favorilerden biri hâline gelmi ş lerdi. Hollanda’nın kaderini de ğ i ş tiren ikili Federal Almanya, 1974 Dünya Ku- pası öncesinde yakla ş ık 20 yıllık bir süredir futbol dünyasının en önde gelen güçlerinden biri konumun- daydı belki ama Hollanda futbolu- nun uyanı ş ı, kom ş uları Almanlarınkine göre çok daha geç olacaktı. Portakallar, 1934 ve 1938 Dünya Kupaları’nda boy gösterseler de bu iki turnuvada da birer maça çıkmı ş ve bunları da kaybederek erkenden evlerine dönmü ş lerdi. Hollanda, sonrasındaysa 1974 Dünya Kupası’na kadar bu organi- zasyonun dı ş ında kalmı ş tı. Hatta Hollanda futbolu, 1964 Avrupa Ş ampiyonası elemelerinde tarihinin belki de en dip noktasını da gör- mü ş tü. O dönemde Avrupa’nın en zayıf iki-üç takımından biri olan Lüksemburg’la kar ş ıla ş an Porta- kallar, rakiplerine 1-1 ve 1-2’lik skorlarla boyun e ğ erek tarifi zor bir utanç ya ş amı ş lardı. Lâkin bu dip noktasına temas et- melerinin ardından Portakalların sıçrayıp zirveye çıkmaları da çok kısa sürecekti. Lüksemburg hezi- metinden sadece bir yıl sonra 17 ya- ş ındaki Johan Cruyff’un Ajax’ın A takımına yükselmesi ve o sezo- nun sonunda da Rinus Michels’in Ajax Teknik Direktörlü ğ üne getiril- mesi, Hollanda futbolunun çehre- sini de ğ i ş tirecek geli ş melerin fitilini ate ş leyecekti. Saha kenarından Michels, saha içinden de Cruyff ta- rafından yönetilen Ajax, 1969 yılına gelindi ğ inde Ş ampiyon Kulüpler Kupası’nda final oynuyor ve her ne kadar söz konusumaçta Milan’a 4-1 ma ğ lup olduysa da bu seviyeyi gören ilk Hollanda takımı ünvanını alıyordu. Ertesi sezonsa Feyenoord bir adımdaha ileri gitmeyi ba ş ara- cak ve finalde Celtic’i 2-1 yenerek Hollanda’ya kulüpler düzeyindeki ilk Avrupa ş ampiyonlu ğ unu getiren takımolacaktı. Bunun hemen son- rasındaysa Ajax’ın altın ça ğ ı ba ş lı- yordu. Cruyff ve arkada ş ları, üst üste üç kez Avrupa’nın en büyü ğ ü olacak ve Real Madrid’in’in bu ku- panın ilk be ş sezonundaki ş ampi- yonluk serisi sonrasında pe ş pe ş e üç ş ampiyonluk kazanan ilk takım olmayı da ba ş aracaklardı. Ajax ve Feyenoordlu oyuncuların iskeletini olu ş turdu ğ u Hollanda Millî Takımı da 1974 Dünya Kupası’na, bu iki ta- kımın Avrupa futbolunda yakala- dı ğ ı büyük hava sayesinde ba ş lıca favorilerden biri olarak gelmi ş ti. Bu hava öylesine etkiliydi ki, kimse Hollanda’nın 36 yıl aradan sonra Dünya Kupası’na katılması ve tari- hinde o ana kadar tek bir Dünya Kupası maçı dahi kazanamamı ş olması gibi ayrıntılara takılmıyordu. Altın Top da payla ş ılmı ş tı Bu noktada bir kez daha Federal Almanya cephesine dönmek gere- kirse, Almanlarınmillî takımkad- rosunun nüvesini Bayern Münihli oyuncular te ş kil etmekteydi ve 1974’te, Dünya Kupası ba ş lamadan hemen önce, Ajax’ın Ş ampiyon Ku- lüpler Kupası’ndaki hegemonyasına son veren de Bayern Münih olmu ş ve bu sayede Alman futbolu da kulüpler düzeyindeki ilk Avrupa ş ampiyonlu ğ unu kazanmı ş tı. Federal Almanya ve Hollanda ku- lüpleri arasındaki bu çeki ş me, ay- rıca futbol dünyasının en prestijli ödüllerinden olan Ballon d’Or’a da yansımı ş tı. 1970’te ödülün sahibi, aynı zamanda o yılki Dünya Ku- pası’nda gol krallı ğ ını da kazanan Almanların büyük golcüsü Gerd Müller olmu ş tu. 1971’deyse Altın Top’u kazanan, Hollandalıların efsanesi Johan Cruyff’tu. 1972’ye gelindi ğ indeyse Avrupa ş ampiyon- lu ğ una ula ş an Federal Almanya Millî Takımı’nın kaptanı Franz Bec- kenbauer bu ödüle lâyık görül- mü ş tü. 1973’teyse Cruyff, ikinci kez Altın Top’un sahibi olmu ş tu. 1970 Dünya Kupası’nda final oyna- yan Brezilya ile İ talya’nın o turnuva- daki jenerasyonlardan birçok önemli ismin 30 ya ş sınırını a ş ma- ları, hatta Pele’nin artıkmillî for- mayı giymiyor olması, bunun yanı sıra Sovyetler Birli ğ i, İ ngiltere, İ spanya, Fransa ve Portekiz gibi önemli futbol ülkelerinin turnuvaya katılma hakkını dahi elde edeme- meleri de göz önüne alındı ğ ında, 1974 Dünya Kupası ba ş larken ufukta bir Federal Almanya-Hol- landa finali aslında çoktan belirmi ş ti. Almanların hayırlı ma ğ lubiyeti Federal Almanya, turnuvanın ilk turunda Demokratik Almanya, Ş ili ve Avustralya ile aynı gruba dü ş - mü ş tü. İ lkmaçında Ş ili kar ş ısına çıkan Federal Almanya, rakibini 18’inci dakika Paul Breitner’in yakla ş ık 30metreden çekti ğ i sert ş utun a ğ larla kucakla ş ması saye- sinde buldu ğ u tek golle 1-0ma ğ lup ediyordu. Federal Almanya, ikinci maçında da Avustralya engelini 3-0’lık net bir skorla a ş arken goller Wolfgang Overath, Bernhard Cull- mann ve Gerd Müller’den geliyordu. Gruptaki sonmaçlara girilirken dört puanlı Federal Almanya ile üç puanı bulunan Demokratik Almanya, ikinci tura yükselmeyi garantile- mi ş lerdi. Grupta geriye cevabı aranan tek soru kalmı ş tı, o da Almanyalardan hangisinin birinci, hangisinin ikinci olaca ğ ıydı. Lâkin grup birincili ğ inin prestijin ötesinde bir artısı oldu ğ unu söylemek güçtü. Zira bu grubu birinci bitirecek takım, ikinci turda Hollanda, Bre- zilya ve Arjantin’le aynı gruba dü- ş ecekti. Grup ikincisininmuhtemel rakipleriyse Polonya, Yugoslavya ve İ sveç’ti. Dolayısıyla ikincili ğ in daha avantajlı hâle geldi ğ i rahatlıkla söy- lenebilirdi. Bu durum, belli ki Fede- ral Alman oyuncuların da aklında yer etmi ş ti. Zira Demokratik Almanya kar ş ısında fazla etkili bir oyun ortaya koyamıyorlar ve 77’nci dakikada Jürgen Sparwasser’den gelen golle de sahadan 1-0 yenik ayrılıyorlardı. So ğ uk Sava ş dönemi- nin aslında bir tür propagandalar sava ş ı dönemi olmasının da etki- siyle Demokratik Almanya’nın aldı ğ ı bu galibiyet, özellikle Do ğ u Bloku cephesinde fazlasıyla ses getirmi ş ti. Lâkin nihaî hedefe giden yolda bu sonuç, az önce de bahset- ti ğ imiz sebepten ötürü, esasen Federal Almanya adına hayırla yâd edilebilecek türden bir ma ğ lubi- yetti. Hollanda’ysa ilk tur gruplarında Uruguay, İ sveç ve Bulgaristan’a rakip olmu ş tu. İ lkmaçında Uruguay engelini Johnny Rep’in golleriyle 2-0’lık skorla a ş an Portakallar, ikinci maçlarındaysa İ sveç önünde tat vermemi ş ve golsüz beraberli ğ e razı olmu ş lardı. Hollanda, sonma- çındaysa Bulgaristan’ı 4-1 ma ğ lup ederken Johan Neeskens iki penaltı golüyle bu skorda ba ş ı çekmi ş , ona birer golle Theo de Jong ve Rep e ş lik etmi ş lerdi. Böylece Hollanda, grubunu be ş puanla zirvede tamamlamı ş tı. İ kinci turda Hollanda fırtınası İ kinci tura gelindi ğ indeyse biraz evvel de ğ inildi ğ i gibi Federal Al- manya’nın rakipleri Polonya, Yu- goslavya ve İ sveç üçlüsü olmu ş tu. Almanlar, ilk olarak Yugoslavya’yı Breitner ve Müller’in golleriyle 2-0 ma ğ lup ederken bir sonraki maçta Hollanda futbolunun iki büyük kahramanı, Johan Cruyff ve Rinus Michels... 1974 Dünya Kupası’nın ilk turunda Batı ve Do ğ u Almanya kar ş ı kar ş ıya gelmi ş , maçı Do ğ u kazansa da Batı ikinci sırada kalarak ikinci turda kolay gruba dü ş mü ş ve finale kadar yürümü ş tü. 112 113
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==