TamSaha 232. Sayı / Mart 2024

maçtaki ilk gol millilerimizden geli- yor ve 17’nci dakikada 1-0’lık üs- tünlü ğ ü yakalıyorduk. Bu golden sonra İ sviçre çok büyük bir reaksi- yon gösteremezken i ş ler millîleri- mizin istedi ğ i gibi gidece ğ e benziyordu. Ancak 38’inci dakikada İ sviçre’nin sa ğ beki Marc Höttiger’in ceza sahası dı ş ından çekti ğ i ş ut sa- vunmamıza çarpıp kalecimiz Engin İ peko ğ lu’nu zor durumda bırakıyor ve maçın ilk yarısı 1-1 sonuçlanı- yordu. İ kinci yarıdaysa Millî Takımımız maça asılıp Ogün Temiz- kano ğ lu’nun 56’ncı dakikadaki go- lüyle tekrar öne geçiyor ve bu sefer üstünlü ğ ünü de korumayı ba ş ara- rak 90 dakikayı tamamlıyor, liderlik koltu ğ unun da averajla da olsa yeni sahibi oluyordu. Öte yandan Maca- ristan da İ sveç’i Gabor Halmai’nin golüyle 1-0 yenmi ş ti ve bu sonuçla İ sveç de dört puan gerimizde kalmı ş tı. 1 Haziran’a gelindi ğ inde İ sveç, sa- katlıktan kısa bir süreli ğ ine de olsa dönen Tomas Brolin’e kavu ş masına, hatta bu oyuncunun penaltıdan bir de gol atmasına ra ğ men, Arnar Gunnlaugsson’dan daha üçüncü dakikada yedi ğ i golün bedelini a ğ ır ödedi ve evinde İ zlanda ile 1-1 bera- bere kalarak gruptaki iddiasını neredeyse tamamen yitirdi. İ zlanda 10 gün sonra bir sürpriz de Macaris- tan’a yaptı ve ilk yarısını Istvan Vincze’den gelen golle 1-0 yenik kapadı ğ ı kar ş ıla ş mayı ikinci yarıda Gudni Bergsson ve Siggi Jonsson’un golleriyle 2-1 kazanarak bir bakıma grupta ilk iki sırayı İ sviçre ile Türki- ye’nin alaca ğ ını gayriresmî olarak ilân etti. 16 A ğ ustos’ta, İ sviçre’nin İ zlanda deplasmanında Adrian Knup ve Ku- bilay Türkyılmaz imzalı gollerle al- dı ğ ı 2-0’lık galibiyet de bu tablonun iyiden iyiye netle ş meye ba ş ladı ğ ı- nın bir göstergesiydi. İ sviçre ayrıca liderli ğ i de maç fazlasıyla ele geçir- mi ş ti. 6 Eylül’e gelindi ğ indeyse mil- lîlerimiz yeniden sahaya çıkıyordu. İ stanbul’da a ğ ırladı ğ ı Macaristan’ı 2-0’lık skorla deviren ay-yıldızlılar, aynı gün İ sveç ile İ sviçre’nin golsüz berabere kalmaları sayesinde ilk ikide yer almayı garantiliyor, lider- li ğ e de yeniden göz kırpıyordu. Aslında bundan sonra Türkiye ile İ s- viçre’den hangisinin grubu birinci bitirece ğ i de çok büyükmerak konusu de ğ ildi çünkü iki ülke de, birinci olamasalar bile en iyi ikinci- ler arasına girip do ğ rudan finallere gidecek puanları hemen hemen toplamı ş lardı. İ sviçre, 11 Ekim’de oynadı ğ ı son maçında Macaristan önünde zorlanmazken ilk yarıda Kubilay Türkyılmaz, ikinci yarıda da Ciriaco Sforza ve Christophe Ohrel’den gelen gollerle kar ş ıla ş mayı 3-0 ka- zandı. Millîlerimiz ise aynı tarihte sondan bir önceki maçında İ zlanda deplasmanından golsüz beraber- likle döndü. 15 Kasım’a gelindi ğ in- deyse ay-yıldızlılar, gruptaki son maç için Stockholm’ün Rasunda Stadı’nda İ sveç kar ş ısına çıkıyordu. Türkiye’nin kazanması durumunda grubu lider bitirece ğ i ama ma ğ lup olması hâlinde de turnuvaya gitme açısından pek bir ş ey kaybetmeye- ce ğ i maçta 24’üncü dakikada Niclas Alexandersson, İ sveç’i 1-0 öne geçirmi ş ti. Millîlerimiz, 62’nci daki- kada skora dengeyi getirse de bir dakika içinde ev sahibi ekip Jörgen Pettersson’la yeniden üstünlü ğ ü ele almı ş tı. 72’nci dakikadaysa sa ğ kanattan İ sveç ceza sahasına giren Ogün Temizkano ğ lu’nun yerden içeri çevirdi ğ i topu Patrik Anders- son’un ters bir vuru ş la kendi a ğ larına göndermesi üzerine skor 2-2’ye geldi ve Millî Takımımız en iyi ikinciler arasındaki yerini ayırtarak gruptan İ sviçre ile birlikte Avrupa Ş ampiyonası’na giden ikinci takım oldu. 36 yıllık çabalamaların ardın- dan nihayet, ilk kez bir Avrupa Ş ampiyonası’nda boy gösterme hakkını elde etmi ş tik. Alpay, Vlaovic’i dü ş ürmeli miydi? Avrupa Ş ampiyonası’nın ilk tu- runda, yapılan kura çekimi sonra- sında D Grubu’na dü ş üyorduk. Kar ş ımıza çıkan rakiplerse Dani- marka, Portekiz ve Hırvatistan’dı. Aslında bu grubun, Millî Takımımız açısından nispeten iyi bir grup ol- du ğ u da söylenebilirdi. Zira Dani- marka, her ne kadar “son ş ampiyon” ünvanına sahip olsa da aynı sürprizi bir daha gerçekle ş tire- bilecek bir takım sayılmazdı. Hırva- tistan, Yugoslavya’nın da ğ ılmasının ardından ilk kez büyük bir turnu- vada yer alacaktı ve çok iyi oyun- culara sahip olsalar da ne yapabile- ceklerini kestirmek zordu. Portekiz de daha önce Avrupa Ş ampiyo- nası’na sadece bir kez (1984’te) katılabilmi ş ti. Yine de Portekiz, 1989 ve 1991’de dünya gençler ş am- piyonlu ğ u kazanan Luis Figo, Rui Costa, Fernando Couto, Paulo Sousa, Joao Pinto ve Folha gibi oyuncula- rıyla (iki kupada da bulunan tek isim Joao Pinto’ydu) Avrupa futbo- lunda artık bir hayli iddialı olması beklenen bir ülkeydi ve son ş ampi- yon Danimarka’nın aksine grubun bir numaralı favorisi olarak da Portekiz gösteriliyordu. Turnuvadaki ilkmaçımıza, 11 Hazi- ran’da, Nottingham’ın City Ground Stadı’nda çıkıyorduk ve rakibimiz de Hırvatlardı. Gruptaki ilkmaçta, iki gün evvel Danimarka ile Porte- kiz, Brian Laudrup ve Sa Pinto’nun kar ş ılıklı golleriyle 1-1 berabere kal- mı ş tı. Dolayısıyla Türkiye-Hırvatis- tanmaçını kazanacak takım, gruba da lider ba ş lamı ş olacaktı. Kar ş ıla ş - manın genelinde Hırvatlar biraz daha atak bir görüntü sergileseler de millîlerimiz savunmada çok iyi bir direnç gösteriyor ve rakiplerine ciddi sayılabilecek bir gol pozisyonu da vermiyordu. Maçta son 15 dakikaya girilirken, Hırvatistan Teknik Direktörü Miros- lav Blazevic, hücumdaki etkisizli ğ in sebeplerinden biri olarak gördü ğ ü Alen Boksic’i Goran Vlaovic ile de- ğ i ş tirdi. Maçın kaderi de belki de bu anda çizildi zira 10 dakika sonra, kazandı ğ ımız bir kö ş e vuru ş unda, maçta belki de ilk kez rakip ceza sahasına kalabalık bir biçimde git- meye kalkı ş tık ve burada kaptırdı- ğ ımız topta da Aljosa Asanovic, Vlaovic’in ko ş u yoluna do ğ ru güzel bir pas atıverdi. Vlaovic de önce orta yuvarlak içinde RahimZafer’den sıyrıldı, sonra da di ğ er stoperimiz Alpay Özalan’ı pe ş ine takıp bütün yarı sahayı kat etti. Sonunda kaleci- miz Rü ş tü Reçber’i de çalımladı ve topu bo ş kaleye göndererek Hırva- tistan’ı 1-0’lık galibiyete ta ş ıyan isimoldu. Kar ş ıla ş manın ardından en çok tartı ş ılanmevzuysa Alpay’ın kırmızı kart görmeyi göze alıp Vlao- vic’i dü ş ürmemi ş olmasıydı. Lâkin Alpay daha sonra bu hareketi nede- niyle bir Fair Play ödülü alacaktı. Puan de ğ il ama tecrübe kazandık Millî takımımız, üç gün sonra çıktı ğ ı ikinci maçta da benzer bir sonla kar ş ıla ş tı. Bu kez rakibimiz Porte- kiz’di. Yine Nottingham ş ehrinin ev sahipli ğ ini yaptı ğ ı kar ş ıla ş mada, Hırvatistanmaçında oldu ğ u gibi ra- kibimizi uzun süre etkisiz hâle ge- tirmeyi ba ş arıyorduk belki ama biz de hücumda pek bir etkinlik göste- remiyorduk. Maçta son çeyre ğ e girilirken Portekiz’in kazandı ğ ı bir kö ş e vuru ş u sonrasında ceza sa- hası içinde olu ş an karambolde, sa- Ay-yıldızlıların İ sveç’le 2-2 berabere kaldı ğ ı sonmaçtan bir enstantane... Millî Takımımız Avrupa Ş ampiyonası finallerindeki ilk maçını EURO 96’da Hırvatistan’la oynamı ş tı. Omaçta Sergen Yalçın ile Robert Prosinecki’nin mücadelesi... 59 58

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==