TamSaha 232. Sayı / Mart 2024

mesi kararı alınacaktı. İ ngiltere’de düzenlenecek olan 1996 Avrupa Ş ampiyonası aynı zamanda turnuva tarihinde ilk kez 16 takımla oynanacaktı. Elbette bu durum, elemelerin de eskisi kadar zorlu geçmeyece ğ i anlamına geliyordu. Ancak Millî Takımımız, son birkaç yılda aldı ğ ı kötü sonuçlar nedeniyle UEFA sıralamasında iyice gerile- mi ş ti ve elemelerin kura çekimine be ş inci torbadan katılıyordu. Sekiz gruptan olu ş an elemelerde yedi grup altı takımdan te ş ekkül eder- ken bir grup ise be ş takımla oyna- nacaktı. Millî Takımımız da bu be ş takımlı tek gruba dü ş mü ş tü, yani gruptaki takımlar arasında en alt torbadan gelen ekip konumun- daydı. Millîlerimizin rakipleriyse İ sveç, İ sviçre, Macaristan ve İ zlanda’ydı. Son Dünya Kupası’nda üçüncülük kazanan İ sveç, grubunmutlak fa- vorisi konumundaydı. Aynı kupada son 16’ya kalma ba ş arısını gösteren İ sviçre de ikinci sıra için en güçlü adaydı. 1986’dan beri büyük turnu- valara katılamayan Macaristan bariz bir gerileme dönemi içerisin- deydi ama onlar da neticede dünya futbolunda mazisi en parlak ülke- lerden biriydi ve kötü gidi ş ata bir an önce son vermek istiyorlardı. Millî Takımımız ise yıllardır A takımlar seviyesinde uluslararası hiçbir ba- ş arı kazanmı ş olmamasına ra ğ men, az önce de belirtti ğ imiz gibi ümitler seviyesinde 1993 Akdeniz Oyun- ları’nda altınmadalya kazanmı ş tı. Ayrıca 1992 ve 1993 yıllarındaki Avrupa Gençler Ş ampiyonalarında sırasıyla bir ş ampiyonluk ve bir de ikincilik elde etmi ş , 1994 yazında da Avrupa 16 Ya ş Altı Gençler Ş ampi- yonası’nda ş ampiyon olmu ş tuk ve yeti ş mekte olan genç oyuncuları- mızla bu grupta sürpriz bir çıkı ş yapmamız aslında hiç de uzak bir ihtimal sayılmazdı. Mâkûs talih Budape ş te’de dönüyor Grupta mücadeleye, 7 Eylül 1994 ta- rihinde, Budape ş te deplasmanında ba ş lıyorduk. Aslında Macaristan önünde ilk dakikalar millîlerimiz adına hiç de iyi gitmiyordu. Ev sahibi ekip, henüz dördüncü dakikada tecrübeli golcüsü Jozsef Kiprich ile 1-0 öne geçmi ş , ilk yarı bitmek üzereyken de Gabor Halmai ile farkı ikiye çıkarmı ş tı. Omaçın devre arası oldu ğ unda muhtemelen Tür- kiye’deki birçok ki ş i, yakla ş ık 10 ay evvelki Polonya ve Norveç maçla- rını bir tür Lâle Devri olarak görüyor ve Millî Takımımızınmâkûs tali- hinde pek de bir de ğ i ş iklik olmadı- ğ ını dü ş ünüyordu. Neyse ki futbolcularımız bu görü ş ü payla ş - mıyordu ve ikinci yarıda ma ğ lubi- yeti kabullenmeyen bir Türkiye izliyorduk sahada. Bu isyankâr oyun, maçın son çeyre ğ ine girilmek üzereykenmeyvelerini de veriyor, 67 ve 72’inci dakikada gelen pe ş pe ş e gollerle de beraberli ğ i yakalı- yorduk. Maçın son düdü ğ ü çaldı ğ ın- daysa ilk yarının sonunda neredeyse fark yememek için dua etmeye ba ş layacak birçok Türk futbolseverler, kaçan galibiyete yanmaktaydı. Grupta günün di ğ er maçındaysa İ sveç, İ zlanda deplas- manından tek gollü galibiyetle dönerek zaten favori oldu ğ u elemelere lider ba ş lıyordu. Be ş gollü İ zlanda galibiyeti İ zlanda, futbol dünyasında herhangi bir a ğ ırlı ğ ı bulunan bir ülke olma- masına kar ş ın Millî Takımımızla o güne kadar oynadı ğ ı be ş maçtan dört galibiyet ve bir de beraberlik çıkarmayı bilmi ş ti. Üstelik bumaç- ların sonuncusunda bize 5-1’lik hayli a ğ ır bir ma ğ lubiyet de tattır- mı ş tı. Kısacası İ zlanda, bize ters gelen bir takımdı ve millîlerimizin Macaristan kar ş ısındaki silkini ş inin tesadüfî olmadı ğ ının ispatlanabil- mesi için 12 Ekim’deki Türkiye- İ z- landa maçı büyük önem ta ş ıyordu. Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan müsabakanın henüz ba ş ında Millî Takımımız çok büyük bir talihsiz- likle kar ş ı kar ş ıya kalıyordu. Raki- biyle çarpı ş an sol açı ğ ımız Orhan Çıkrıkçı’nın baca ğ ı kırılmı ş tı. Yine de bumoral bozuklu ğ unu atlatan millîlerimiz kısa süre içinde İ z- landa’nın üzerine adeta bir kâbus gibi çöküyor ve daha yarım saat dolmadan 3-0’lık üstünlü ğ ü yakalı- yordu. Bu, aynı zamanda ilk yarının da skoru olurken, ay-yıldızlılar ikinci devrede de fazla hız kesmiyor ve 61’inci dakikaya gelindi ğ inde farkı dörde çıkarıyordu. Son sözü ise 66’ncı dakikada ceza sahasının sa ğ çaprazındanmuhte ş embir fri- kik golü kaydeden Sergen Yalçın söyledi ve Türkiye 5-0’lık bu galibi- yetle grupta liderli ğ e yükseldi. Günün di ğ er maçında da İ sviçre, konuk etti ğ i İ sveç’i 4-2 ma ğ lup etmi ş ti. Millî Takımımız, grupta Kasımfiks- türünü bay çekerek geçirirken 16 Kasım’daki maçlarda İ sveç, Ma- caristan’ı Tomas Brolin ve Martin Dahlin’in golleriyle 2-0; İ sviçre de İ zlanda’yı Th omas Bickel’in sayı- sıyla 1-0ma ğ lup etmeyi ba ş armı ş tı. Bu sonuçların ardından İ sviçre grupta yeni lider oluyordu. İ sveç ise kazandı ğ ına pek sevinememi ş ti zira maçta takımın yıldızı Brolin’in ayak bile ğ i ciddi biçimde kırılmı ş tı. Hatta zamanla Brolin’in sakatlı ğ ı, ilk anda dü ş ünülenden çok daha büyük sorunlar ortaya çıkaracak ve kendisinin genç ya ş ta futboldan kopmasına neden olacaktı. Ali Sami Yen’de İ sviçre önünde so ğ uk du ş Grupta İ sviçre’ye kaptırdı ğ ımız liderli ğ i yeniden ele geçirebilmemiz için önümüzde önemli bir fırsat vardı. Mevcut lider İ sviçre’yi, 14 Aralık’ta İ stanbul’da a ğ ırlıyorduk. Ancak İ sviçre ilk 15 dakika içeri- sinde iki kere geldi ğ i kalemizde Marcel Koller ve Th omas Bickel ile iki gol birden buluyor ve planları- mızı altüst ediyordu. Maçın ikinci yarısında Recep Çetin’in neredeyse orta sahadan attı ğ ı golle farkı bire indirdiysek de gerisi gelmemi ş ti ve İ sviçre, çok kritik üç puanın sahibi olarak puanını dokuza çıkarmı ş ve liderlik koltu ğ undaki yerini iyice sa ğ lamla ş tırmı ş tı. Maç yapmayan İ sveç altı puanla ikinci sıradaki yerini korumu ş , Millî Takımımız ise dört puanda kalmı ş tı. Kı ş arasının ardından 29 Mart 1995’te gruptaki mücadeleye kalın- dı ğ ı yerden devam ediliyordu. Ş an- sımızı devam ettirebilmemiz adına kar ş ımızda yine çok kritik bir viraj vardı ve bu kez de İ nönü Stadı’nda İ sveç’i konuk ediyorduk. Elemelerde eskisi gibi sadece grup liderlerinin de ğ il, artık grup ikincilerinin de ş ansı vardı ve İ sviçre ma ğ lubiyetini unutturmak adına İ sveç’i yenmek zorundaydık. Böylece grupta ikinci sıraya çıkıp yeniden turnuvaya katılabilecek konuma gelebilirdik. Kar ş ıla ş manın ilk yarısında İ sveç, istedi ğ ini elde eden taraftı. 23’üncü dakikada kazandı ğ ı penaltıyı Ken- net Andersson’la gole çeviren İ s- kandinav temsilcisi, devreye de 1-0 önde girmi ş ti. Ancak ikinci yarıyla birlikte millîlerimiz rakibini büyük bir baskı altına alıyordu. 64’üncü dakikada İ sveç ceza sahası içeri- sinde ya ş anan karambolde de Emre A ş ık’ın kafa vuru ş unun a ğ larla bulu ş ması, skoru e ş itliyordu. Bu golden yakla ş ık 10 dakika sonra, O ğ uz Çetin’in o güzel uzun pasla- rından birinde Sergen Yalçın uçarak kafayı vuruyor ve yakın doksana giden top, skoru lehimize çeviri- yordu. Maç da böyle tamamlanınca puanımızı yediye çıkartarak İ sveç’i altımıza almayı ba ş armı ş tık. Millilerimiz adına o gün ya ş anan bir di ğ er olumlu geli ş meyse İ sviçre’nin ilk puan kaybını Budape ş te’de ya- ş amasıydı. Kar ş ıla ş mada Macaris- tan, tıpkı Türkiye maçında oldu ğ u gibi, İ sviçre önünde de 2-0 öne geçmi ş fakat bu üstünlü ğ ünü koru- yamayarak 2-2’ye razı olmu ş tu. Böylece İ sviçre ile aramızdaki puan farkı da üçe inmi ş ti. Bern’de rövan ş ı alıyoruz 26 Nisan’da Bern’de oynanacak olan İ sviçre-Türkiye maçının önemi de hâliyle bir kat daha artmı ş tı. Ka- zanmamız hâlinde ikincilikle de ye- tinmeyecek ve grupta liderli ğ i ele geçirecektik. Bu bilinçle çıktı ğ ımız Millî Takımımız, EURO 96 elemelerinde İ zlanda’yı 5-0 yenmi ş ti. Emre A ş ık’ın İ sveç’e attı ğ ı kritik gol. 57 56

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==