TamSaha 230. Sayı / Ocak 2024
de Avusturya bu kör dö ğ ü ş ünden 2-1 galip ayrılarak yarı finale adını yazdırıyordu. Yarı final ise aslında erken finaldi. Zira Avusturya, ş ampiyonlu ğ un di ğ er büyük favorisi İ talya ile e ş le ş mi ş ti. Lâkinmaçın adı ne kadar büyük olursa olsun, iki ekipten çokmüthi ş bir futbol bek- lemekse biraz hayalcilikti. İ talya cephesine bakıldı ğ ında son üç gün içinde, biri 120 dakika olmak üzere iki maç yapmı ş lardı ve bu yıpran- mı ş lık sonrasında bir günlük din- lenmeyle oyuncuların tamamen kendilerine gelmeleri pekmümkün de ğ ildi. Avusturya cephesine göz atıldı ğ ındaysa İ talya gibi fazladan bir tekrar maçı oynamamı ş lardı belki ama onlar da kendi devletle- rinden İ talya seyahati için do ğ ru dürüst bir destek görememenin sıkıntısını ya ş ıyorlardı. Maddî sorunlar nedeniyle konfordan yok- sun, yorucu seyahatler geçirdikleri gibi, yanlarında doktor ve masör gibi çok önemli yardımcı unsurları da getirememi ş lerdi. Dolayısıyla Avusturyalılar da fiziksel açıdan hiç iyi durumda sayılmazlardı. Zaten takımın golcülerinden Johann Horvath da sakatlı ğ ı nedeniyle İ tal- ya’ya kar ş ı forma giyemeyecekti. Sonuçta maça geçildi ğ inde iki eki- bin de çok üst düzey bir perfor- mans ortaya koyamadıkları görülü- yordu. Ancak ş a ş ırtıcı bir biçimde İ talyanlar, rakiplerine kıyasla yine de daha zinde bir görüntü içinde- lerdi. 19’uncu dakikaya gelindi ğ inde de Arjantin kökenli oyuncularından Enrique Guaita topu a ğ larla bulu ş - turmayı ba ş aracak ve İ talya’yı 1-0’lık üstünlü ğ e ta ş ıyacaktı. Golde Guaita’nın ofsayt pozisyonunda oldu ğ una dair Avusturya cephesin- den yo ğ un itiraz geldiyse de bu itirazlar bir i ş e yaramayacaktı. Öte yandan Avusturya, maçın ilk yarısında ciddi bir fırsat yakalaya- mayacak kadar tutuktu. En önemli yıldızları Sindelar da Luis Monti’nin sert markajı altında bir türlü istedi ğ i oyunu ortaya koyamıyordu. İ tal- yanlar da öne geçtikten sonra güç- lerini idareli tüketmekten yana bir oyun ortaya koyunca da ilk 45 da- kika 1-0’lık skorla sonuçlanıyordu. Kar ş ıla ş manın son yarım saatlik bölümündeyse Avusturya, İ talya kalesi önünde baskısını artırmaya ba ş lıyordu fakat buna kar ş ılık İ talyanlar da sertli ğ in dozunu yükselterek rakiplerine fazla göz açtırmamaya çalı ş ıyordu. Avusturya adına en büyük fırsatsa maçın son dakikasında geldi. Karl Zischek, ani bir driplingle İ talya savunmasının arkasına sarkmı ş ve kaleci Gianpiero Combi ile kar ş ı kar ş ıya kalmı ş tı. Fakat Zischek’in ş utunda top az farkla auta çıkıyor, bunun üzerine de İ talya maçı 1-0 kazanarak finale yükselen taraf oluyordu. Yarı finaldeki bumücadeleden dört gün sonra Almanya’ya kar ş ı oynanan üçüncülükmaçındaysa Avusturyalıların daha önce de vurgulanan fit olamama durumu, ş ampiyonluk hedefiyle gelinen bir turnuvada üçüncülükmaçı yapmak zorunda kalmanın getirdi ğ i demoti- vasyonla birle ş ince müsabakanın senaryosu, normalde olabilece ğ in- den çok daha farklı yönde geli ş mi ş ve Almanya, sahadan 3-2’lik galibiyetle ayrılan taraf olmu ş tu. Artık 31 ya ş ına gelmi ş olan Sinde- lar’ın 1934 Dünya Kupası’nda son gösterisini yaptı ğ ını dü ş ünenlerse yanılıyordu. Zira kendisi, 1936 yı- lında AustriaWien formasıyla bir Mitropa Kupası daha kazanarak ilerlemi ş ya ş ına ra ğ men hâlen Av- rupa’nın en iyi oyuncularından biri oldu ğ unu gösterecekti. Turnuvada sırasıyla Grasshoppers, Bologna, Slavia Prag ve Ujpest’i eleyerek finale gelen Austria’da Sindelar bu sekiz maçta dört golle oyna- mı ş tı. Sparta Prag ile verilen final mücadelesindeyse Viyana’daki ilk maçın golsüz e ş itlikle sona erme- sine kar ş ın Austria, rakibini Prag’da tek golle devirmeyi ba ş armı ş ve üç yıl aradan sonra bu önemli kupayı ikinci kez müzesine götürmü ş tü. Gösteri maçında Nazileri çileden çıkardı Bu ba ş arıyla birlikte Sindelar’ın 1938 Dünya Kupası’nda da Avus- turya forması giyip giyemeyece ğ i ve giymesi hâlinde nasıl bir perfor- mans ortaya koyaca ğ ı iyice merak edilmeye ba ş lanmı ş tı. Ancak 12 Mart 1938’de “Anschluss” olarak anılan Almanya’nın Avusturya’yı ilhak etmesi neticesinde i ş ler çok farklı bir noktaya gidecekti. Buna göre Naziler, Anschluss son- rasında futbolun kitleler üzerindeki etkisinden de istifade etmek adına 3 Nisan’da son bir Almanya-Avus- turya maçı oynanmasını kararla ş - tırmı ş lardı. Mizansene göre Avusturya’da oynanacak kar ş ı- la ş ma berabere bitecek ve maçın sona ermesiyle birlikte de iki ülkenin birlikteli ğ i, ye ş il sahada da sembolize edilmi ş olacaktı. Tabiî maç öncesinde de stadyum ba ş tan a ş a ğ ı Nazi bayraklarıyla süslenmi ş ve Nazi Partisi’nin seçkinleri de ş eref tribününde yerlerini almı ş lardı. Kar ş ıla ş manın ilk devresi, planlan- dı ğ ı gibi golsüz sona ermi ş ti. Ne var ki ikinci yarının ortalarına do ğ ru Matthias Sindelar birden i ş ini ciddiye almaya ba ş lıyor, 70’inci dakikaya gelindi ğ inde de Almanya ceza sahası içinde olu ş an bir karambolde son vuru ş u yapıp topu alt kö ş eden filelere göndererek takımını 1-0 öne geçiriyordu. Birkaç dakika sonrasında da Karl Sesta’nın çok uzaklardan kullandı ğ ı serbest vuru ş ta top ikinci kez Almanya a ğ larına takılıyor ve kar ş ıla ş ma 2-0 Avusturya’nın üstünlü ğ üyle sona eriyordu. Maçın arzu edilen skorla bitmemesini geçelim, gollerden sonra tribünlerden “Österreich, Österreich” (Avusturya, Avusturya) tezahüratlarının yükselmesi ve Sindelar’ın da Nazi koda- manlarının bulundu ğ u proto- kol tribünü önünde ufak bir dans gösterisiyle gol sevincini ya ş aması gibi ayrıntılar, Nazilerin canını hepten sıkmı ş tı. Sindelar’ın daha sonrasında ilerlemi ş ya ş ını ve sakatlıklarını öne sürerek 1938 Dünya Kupası’nda Almanya Millî Takımı’nda yer almayaca ğ ını açıklamasıysa adeta bütün bunların üstüne tuz-biber ekmi ş ti. Trajik ve esrarengiz bir son Sindelar’a sonrasında ne oldu ğ uysa açıkçası tambir trajediydi. Takvim- ler 23 Ocak 1939’u gösteriyordu. Sindelar’ın arkada ş ı olan Gustav Hartmann, ondan bir süredir haber alamaması üzerine meraklanıp Sindelar’ın apartman dairesine gitmi ş ti. Kapıyı çaldı ğ ında cevap alamayan, ardından içeriden hafif bir gaz kokusu geldi ğ ini hisseden Hartmann bunun üzerine kapıyı kırdı ğ ındaysa korkunç bir manza- rayla kar ş ı kar ş ıya kalmı ş tı. Sindelar, cansız bir ş ekilde yata ğ ında yatmaktaydı. Yanındaysa kısa bir süre önce tanı ş mı ş oldu ğ u kız arkada ş ı Camilla Castagnola baygın vaziyette uzanmı ş tı fakat o da hastaneye kaldırılmasına kar ş ın kurtarılamayacaktı. Otopsi raporlarıysa Sindelar ve Castagnola’nın ölüm sebebi olarak karbonmonoksit zehirlenmesini i ş aret etmekteydi. Buna da dairenin bacasındaki tıkanıklı ğ ın sebep oldu ğ u öne sürülmü ş tü. Yine de hemen her genç ya ş ta ölen ünlünün ardından olu ğ u gibi kamuoyunun büyük bir kesimi tarafından Sindelar’ın ölümü hakkında yapılan resmî açıklama tatmin edici bulunmamı ş tı. Sindelar’ın esrarengiz ölümünün polis tarafından ara ş tırılmaya ba ş lanması fakat kısa bir süre sonra Nazi yetkililerinin talimatıyla bu ara ş tırmanın durdurulması, hatta ara ş tırma esnasında toplanan bulguların da yok edilmesi üzerine de Sindelar’ın, zamanında ters gitti ğ i Naziler tarafından ‘cezalandırılmı ş ’ ol- du ğ u yönündeki ş üpheler iyice kuvvetlenecekti. Ne var ki talihsiz futbolcunun ölümü üzerindeki sır perdesi, aradan 85 yıl geçmi ş olmasına kar ş ın bugün bile kalkmı ş de ğ il ve ortada herhangi bir delil bıra- kılmadı ğ ı için de o perde ebedi- yen kapalı kalaca ğ a benziyor. Sindelar’ın hazin sonu hak- kında yapılabilecek en somut tespitse herhalde onun ölümü- nün aynı zamanda Avusturya futbolunun altın ça ğ ının kapa- nı ş ını da simgeledi ğ i olacaktır. Zira Avusturya Millî Takımı, Sindelar’dan sonra 1950’lerde, 1970’lerde, 1980’lerde ve 1990’larda altı kez daha Dünya Kupalarında boy göstermesine, hatta 1954’te bir de dünya üçüncülü ğ ü kazanmasına ra ğ men bir daha hiçbir zaman Sindelar dönemindeki gibi dünyanın en iyi futbol takımları arasında anılacak seviyede yer alamadı. Aksine günbegün daha çok sıradanlı ğ a mahkûm olan bir hâle büründü. 126 127
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==