TamSaha 230. Sayı / Ocak 2024
kanaat getiren Jimmy Hogan adlı bir İ ngiliz teknik direktör, çareyi Kıta Avrupası’na gelmekte bulmu ş ve burada kafasındaki oyun anlayı ş ını uygulama fırsatı buldu ğ u gibi İ sviçre Millî Takımı’na da 1924 Paris Olimpiyatları’nda bir gümü ş ma- dalya kazandırarak Tuna Ekolü için çok güçlü bir temel olu ş turmu ş tu. O dönemde Hogan’ın en çok fikir alı ş veri ş inde bulundu ğ umeslekta- ş ıysa Avusturyalı teknik direktör Hugo Meisl’dı. Meisl, Hogan’ın kafasındaki sistemi, elindeki daha yetenekli oyuncuların da sayesinde ondan daha ba ş arılı bir biçimde uygulayarak 1930’lu yılların Av- rupa’sındaki en önemli takımlardan biri konumundaki veWunderteam, yani “Hârika Takım” olarak anılan Avusturya Millî Takımı’nın yaratı- cısı olacaktı. 1932’de Orta Avrupa Ş ampiyonası’nda zafere ula ş an Meisl’ın Avusturya’sı, 1934 Dünya Kupası’na da ev sahibi İ talya ile birlikte ba ş lıca iki favoriden biri olarak gelmi ş , nitekim erken final niteli ğ indeki yarı final mücadele- sinde de İ talya’ya takılmı ş tı. 1930’lu yılların en iyi birkaç takı- mından biri olarak tarihteki yerini alan o Avusturya’nın en büyük yıldızıysa, aynı zamanda futbol tarihinde Nandor Hidegkuti ve Alfredo di Stefano’dan bile evvel oyun kurucu bir santrfor (günü- müzde genellikle ‘sahte dokuz’ diye tâbir edilen rolün öncülü sayılır) gibi kullanılan belki de ilk isim olan Matthias Sindelar’dı. Fevkalâde bir oyun zekâsına ve top tekni ğ ine sahip olan Sindelar, 1930’larda futbolla ilgilenen hemen herkeste hayranlık uyandırmayı ba ş armı ş tı. İ nce, çelimsiz yapısı nedeniyle kendisine yakı ş tırılan lakaplardan biri “der Papierene” yani “Kâ ğ ıt Adam” olmu ş tu belki ama ye ş il sa- halara yansıttı ğ ı zekâ ve yaratıcılık sayesinde ondan söz etmek iste- yenlerin en çok ba ş vurdukları tâbir “Futbolun Mozart’ı” idi. Lâkin Sindelar’ın adının sonraki ku ş aklara aktarılıp günümüze kadar gelmesinde futbolu kadar, hatta belki de ondan çok, ölümünün üzerindeki sır perdesi de bir hayli büyük etkiye sahipti. Kimine göre bir kaza kurbanıydı, kimine göre intihar etmi ş ti, büyük bir kesime göreyse Nazilerle ya ş adı ğ ı birtakım zıtla ş maların neticesinde kendisin- den intikam alınmı ş tı. Vefatının 85. sene-i devriyesi vesilesiyle Sindelar’ın hayat hikâyesinin kısa bir özetini sunuyoruz. Çekoslovak göçmeni fakir bir ailenin çocu ğ uydu Matej Sindelar, 10 Ş ubat 1903’te, gü- nümüzde Çek Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan Kozlov kasabasında, fakir bir ailenin çocu ğ u olarak dünyaya gelmi ş ti. Babası Jan, tu ğ la duvar ustalı ğ ı yaparak ailesini geçindirmeye çalı ş ıyordu. Annesi Maria ise ev hanımıydı. Matej iki ya ş ına geldi ğ indeyse ailesi, ona ve üç karde ş ine biraz daha iyi ya ş am ko ş ulları sa ğ layabilmek umuduyla, Avusturya-Macaristan İ mparator- lu ğ u’nun ba ş kenti olan Viyana’ya göç etme kararı alacaktı. Neticede Sindelar ailesi, o dönemde Viya- na’nın yoksul i ş çi semtlerinden biri olan Favoriten’e yerle ş iyordu. Matej’in adı da Viyana’ya gelmele- rinden kısa bir süre sonra Alman- caya uyarlanarakMatthias hâlini alacaktı. Viyana, 1910’lu yılların ba ş larında, giri ş te de bahsedildi ğ i üzere Avru- pa’nın önemli futbol ş ehirlerinden birine dönü ş mekteydi. Yoksul aile- lerin çocukları için de en büyük e ğ lence, bo ş ara sokaklarda, sıkı ş tırılmı ş bez parçalarından yapılan toplarla futbol oynamaktı. Matthias da henüz ilkokul ça ğ ından itibaren kendisini bu çocukların arasında top pe ş inde ko ş arken bul- mu ş tu. Birlikte oynadı ğ ı çocukların hiçbirinde olmayan bir çalım atma yetene ğ ine sahipti ve gelecekte sıra dı ş ı bir futbolcu olabilece ğ inin belirtilerini de daha o günlerde göstermekteydi. AncakMatthias’ın o gelece ğ e ula ş abilmesi için çok badire atlatması gerekecekti. 28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan İ mparatorlu ğ u Ar ş idükü Franz Ferdinand’ın Saraybosna’da u ğ radı ğ ı bir suikast sonucunda hayatını kaybetmesi, I. Dünya Sava ş ı’nın patlak vermesine de yol açmı ş tı ve Avusturya-Macaristan, sava ş ınmerkezinde yer almak- taydı. Çok geçmeden Matthias’ın babası Jan da askere alınıp cepheye gönderilecekti. 1917 yılı içindeyse Jan’ın sava ş ta hayatını kaybetti ğ i haberi gelecekti. Henüz 14 ya ş ında yetimkalan Matthias için de hayat o noktadan sonra çok daha çetin geçecekti. Geçinmek zorundalardı ve kendisi çocuk ya ş ta annesine ve karde ş lerine destek olabilmek için öncelikle tamirci çıraklı ğ ı ve çilin- girlik yapmaya ba ş lamı ş tı. O ko ş ul- lar altında futbolcu olabilmesi de pekmümkün gözükmüyordu. Sokaklarda oynarken ke ş fedildi 1918 yılında sava ş ın sona ermesi ve Viyana’da hayatın biraz daha normale dönmeye ba ş laması üzerineyse Matthias’ın futbolcu olma hayali yeniden alevlenecekti. Favoriten semtinde bulunan Hertha Wien kulübü, Karl Weimann adlı bir ö ğ retmenden, bo ş zamanlarında semtteki futbol oynayan çocukları gözlemleyip altyapı e ğ itimi için uygun olanları kendilerine bildir- mesini rica etmi ş ti. Weimann da bunun üzerine semt sokaklarında bu çocuklar için çe ş itli antrenman seansları düzenlemeye ba ş lamı ş tı. Bu ilk bakı ş ta i ğ neyle kuyu kaz- maya benzeyen bir yöntemdi belki amaWeimann’ın antrenmanların- dan birine Matthias’ın da katılması neticesinde hedefi on ikiden vuran bir yönteme dönü ş ecekti. Nitekim Weimann, Matthias’ın top tekni ğ ine hayran kalmı ş ve derhal Hertha Wien kulübünün yetkililerine de bu genci altyapılarına almaları gerekti ğ ini haber vermi ş ti. Çok geçmeden de Matthias kendisini ara sokaklar yerine kulüp tesislerinde antrenmana çıkarken bulacaktı. Üç yıllık bir altyapı tedrisatı sonrasında da genç oyuncu HerthaWien formasıyla ilk resmî maçına çıkacaktı. Farkındaysanız bir asır öncesinden bahsediyoruz. O dönemde günü- müzdeki gibi futbolcuların fiziksel olarak azamî derecede güçlenme- lerini sa ğ layacak beslenme formül- leri ve antrenman teknikleri elbette 120 121
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==