TamSaha 228. Sayı / Kasım 2023

son’ın Aberdeen’de yaptıkları dü- ş ünüldü ğ ünde United’ın üzerindeki bu ölü topra ğ ını atması bekleni- yordu ama İ skoç teknik adam ilk üç sezonunda United’ı bir kez lig ikin- cisi yapabilmi ş , di ğ er iki sezon- daysa ligde 11’inci sırada kaldı ğ ı gibi ba ş ka bir kupa da kazanamamı ş tı. 1989-1990 sezonundaysa United bu kez ligde 13’üncü sıraya gerilemi ş , Ferguson’ın imdadına yeti ş ense Federasyon Kupası’nı kazanmaları olmu ş tu. Kırmızı Ş eytanlar ertesi sezonsa bu sayede katıldıkları Kupa Galipleri Kupası’nı, finalde Barcelo- na’yı 2-1 ma ğ lup ederekmüzelerine götürüyordu belki ama ligde bir kez daha hedeflerinin uza ğ ında kalarak kendilerine puan cetvelinin altıncı sırasında yer bulabilmi ş lerdi. Bu çalkantılı dönemde Ferguson takımının kalesini emanet etmek içinse ilk olarak Aberdeen’den de ö ğ rencisi olan ve İ skoçya Millî Takı- mı’nda da oynayan JimLeighton’ı transfer etmi ş ti. Fakat 1988’de ta- kıma katılan Leighton, özellikle ku- lüpteki ikinci sezonunun sonunda büyük bir formdü ş üklü ğ ü ya ş a- yınca Ferguson, 1990-1991 sezo- nunu normalde yedek kaleci olarak kadroda tuttu ğ u Les Sealey’yi oy- natarak geçirmi ş ti. 33 ya ş ına gel- mesine kar ş ın bir kez bile İ ngiltere Millî Takımı’na ça ğ rılmamı ş olan Sealey, tahmin edilebilece ğ i gibi sı- radan bir kaleciydi ve Ferguson için de geçici bir çözümdü. İ skoç teknik adamın yana yakıla kaleci aradı ğ ı bu dönemde de Bröndby’nün kale- sindeki iri yarı Danimarkalı fazla- sıyla gözüne batmı ş tı. Bunun üzerine 1991 yazında Manchester United yetkilileri Bröndby yöneti- miyle Schmeichel’ın transferi için masaya oturacak ve en nihayetinde 500 bin sterlin kar ş ılı ğ ında ba ş arılı kalecinin Old Trafford’a gelmesini sa ğ layacaklardı. Alex Ferguson, yakla ş ık 10 yıl sonra bu transfer için “asrın en kelepir transferiydi” ifadesini de kullanacaktı. Manchester United, 1991-1992 se- zonuna girilirken Schmeichel hâri- cinde sadece Queens Park Ran- gers’tan sa ğ bek Paul Parker’ı transfer etmi ş ti. Parker millî bir oyuncuydu ama Schmeic- hel’ın uluslararası düzeyde pek bir tanınırlı ğ ının olma- ması, önceki sezon ş ampi- yon Arsenal’ın 24 puan gerisinde kalan takımın sadece bu transferlerle zir- veye tırmanabilece ğ i hu- susunda neredeyse hiçbir United taraftarını ikna edememi ş ti. Buna ra ğ men Schmeichel, herhangi bir uyum sorunu ya ş amadan geldi ğ i andan itibaren kalesinde harikalar yarata- rak Old Trafford tribünlerinin kısa süre içerisinde en çok güvendi ğ i isimlerden birine dönü ş ecekti. Se- zonun büyük bölümünde de United, Matt Busby yönetiminde son ş am- piyonlu ğ unu ya ş adı ğ ı 1960’ların sonundan beri belki de en sa ğ lam görüntüsünü çizmekteydi. Sezonun ilk yarısında United adına belki de tek olumsuz geli ş me, son ş ampiyonu oldukları Kupa Galipleri Kupası’na ikinci turda Atletico Mad- rid’den yedikleri çelme sonucunda veda etmeleriydi. Ancak Kasım ayında Avrupa ş ampiyonu Kızılyıl- dız’ı devirerek UEFA Süper Kupa’yı kazanacak, Nisan ayına gelindi- ğ inde de İ ngiltere Lig Kupası’nda fi- nalde NottinghamForest’ı devirerek zafere ula ş acaklardı. Kırmızı Ş eytanlar, bu kupaların üzerine 25 yıldır hasret oldukları lig ş ampi- yonlu ğ unu eklemeye de çok yakla ş mı ş lardı aslında ama lider girdikleri son dört haftada pe ş pe ş e üç ma ğ lubiyete u ğ rayarak büyük bir ş ok ya ş ıyorlar ve ş ampiyonluk kupasını da Leeds United’a kaptırı- yorlardı. Yugoslavya’nın ihracıyla gelen fırsat Mayıs ayının ba ş ında ya ş anan bu büyük dü ş kırıklı ğ ıyla birlikte as- lında Schmeichel açısından sezon kapanmı ş sayılırdı. Zira Danimarka Millî Takımı, haziran ayında İ sveç’te düzenlenecek olan 1992 Avrupa Ş ampiyonası’nın elemelerinde Yu- goslavya’nın bir puan gerisinde kal- mı ş ve turnuvaya katılma hakkını elde edememi ş ti. Ancak Yugoslav- ya’nın da ğ ılma sürecine girmesi üzerine Danimarka futbolu adına da beklenmedik bir geli ş me ya ş ana- caktı. Kısaca özetlemek gerekirse, Yugoslavya’yı olu ş turan birlikten ilk olarak 1991 Temmuz’unda Slo- venya ayrılırken aynı yıl Hırvatistan da ba ğ ımsızlık sava ş ına giri ş mi ş ti. Ate ş in 1992 yılının ba ş larında Bosna-Hersek’e sıçramasının ardındansa Avrupa’nın 20. yüzyılın sonlarında gördü ğ ü en kanlı iç sava ş patlak vermi ş ti. Birle ş mi ş Milletler Güvenlik Konseyi, bunun üzerine 15 Mayıs 1992’de yayınladı ğ ı 752 sayılı kararında tarafların 12 Nisan 1992 tarihinde imzalanan ate ş kes antla ş masına uymaları gerekti ğ ini, aksi takdirde Yugoslav- ya’ya kar ş ı uluslararası yaptırımla- rın devreye girece ğ ini duyuruyordu. Fakat yine de ate ş kes fiilen sa ğ la- namıyor ve 30 Mayıs’a gelindi ğ inde de Konsey bu kez 757 sayılı karar do ğ rultusunda Yugoslavya’ya yaptırımları devreye sokmaya ba ş lıyordu. Bu kararın bir gün son- rasında da âcilen toplanan UEFA yönetimi, Yugoslavya Millî Takı- mı’nın, EURO 92’ye alınmayaca ğ ını ve onların yerine, elemelerde 4. Grup’u ikinci sırada tamamlayan Danimarka’nın turnuvaya dâhil edilece ğ ini açıklayacaktı. Aslında Danimarka’nın Yugoslavya yerine turnuvaya alınma ihtimali, 752 sayılı karar açıklandı ğ ı esnada ciddi biçimde dillendirilmeye ba ş - lanmı ş tı. Dolayısıyla 31 Mayıs’ta durum resmiyet kazandı ğ ında buna çok da ş a ş ırıldı ğ ı söylenemezdi. Danimarka Millî Takımı oyuncuları- nın çoktan tatile çıktı ğ ı ve millî takımkadrosunun adeta oyuncula- rın plajlardan toplanması suretiyle olu ş turuldu ğ u iddiası da bu bakım- dan bir ş ehir efsanesiydi. Yine de Danimarkalıların, 10 Haziran’da ba ş layacak turnuva öncesinde ciddi bir hazırlık dönemi geçirmeden İ sveç’e gelmek zorunda kaldıkları da açıktı. Danimarka’nın EURO 92 öncesin- deki tek dezavantajı yeterli bir hazırlık süresi geçirememek de de- ğ ildi. Takımın en önemli oyuncusu Michael Laudrup, karde ş i Brian ve Liverpool’da oynayan bir di ğ er önemli isim Jan Mölby, 1990 yılının sonlarında teknik direktörleri Ric- hard Möller Nielsen ile ya ş adıkları fikir uyu ş mazlıklarını öne sürerek geçici bir süre içinmillî takımı bıraktıklarını açıklamı ş lardı. EURO 92 arifesindeyse bu üçlüden sadece Brian Laudrupmillî takıma geri dönmeye ikna olmu ş tu. Özellikle o dönemdünya futbolunun en iyi birkaç orta saha oyuncusundan biri olarak kabul edilen Michael Laud- rup’un yoklu ğ unda Danimarka’nın apar topar geldi ğ i bir turnuvada ba ş arılı olabilmesine ihtimal veren neredeyse kimse yoktu. Hatta fut- bol kamuoyunun büyük ço ğ unlu ğ u Danimarka’nın, İ sveç, İ ngiltere ve Fransa ile birlikte mücadele edece ğ i 1. Grup’ta Yugoslavya’nın ihracı sonrası fikstürün topal bir ş ekilde ilerlememesi için turnuvaya alındı- ğ ını ve grupta puan almalarının bile sürpriz sayılaca ğ ını dü ş ün- mekteydi. Danimarka, bu ş ekilde geldi ğ i EURO 92’de ilkmaçınaysa 11 Haziran’da İ ngiltere kar ş ısında çıkıyordu. Malmö’deki mücadelede sa ğ lambir savunma anlayı ş ıyla güçlü rakibine fazla fırsat tanımayan Danimar- ka’da Schmeichel da günün en ba- ş arılı isimlerindendi. Üstelik Danimarka ikinci yarıda gole de hayli yakla ş mı ş fakat John Jen- 1992’nin sürpriz Avrupa ş ampiyonu Danimarka Millî Takımı. Soldan sa ğ a ayaktakiler: Peter Schmeichel, Lars Olsen, John Jensen, John Sivebaek, Torben Piechnik, KimChristofte. Oturanlar: Flemming Povlsen, Brian Laudrup, Kent Nielsen, Henrik Larsen, KimVilfort. 72 73

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==