TamSaha 228. Sayı / Kasım 2023
Haddizatında; bumevkie daha genç bir muhacim konulabilirdi...” diyerek Fenerbahçe’nin kendi bünyesinden oyuncularla daha ba ş arılı olaca ğ ının üzerini çiziyordu. Her müsabakanın bir ş ekilde Galatasaray-Fenerbahçe rekabetine ba ğ lanmasına alı ş kın olmakla birlikte, millî hislerin en dorukta oldu ğ u, Cumhuriyet’in daha dün (mecazen de ğ il gerçekten dün) ilân edildi ğ i bir vakitte, Nihad Bey üzerinden polemik yapılması bu rekabetin ne kadar deh ş etli oldu ğ unu bir defa daha ö ğ retti bendenize. Bununla beraber bumüsabakada “tarihin içinden gelen onca fi ş enke ra ğ men” iki güzide kulübün rekabetini bir kenara koyup bu yazının esas karakteri olan Fenerbahçe’den, bilhassa Üstad Zeki Rıza Bey’den bahsetmek istiyorum. Zeki Rızalı Fenerbahçe hakikaten çok kuvvetli bir takımdı. Fenerbahçe’nin hangi milletten, hangi kuvvetten takımla bir maçına rast gelseniz, hatta Altınordu veya Galatasaray ile oynadı ğ ı zamanlarda dahi bu kıymetli oyuncusu sayesinde bir adımöne çıktı ğ ı muhakkaktı. Hiç gününde olmasa, sakat sakat oynasa dahi Fener’in ı ş ı ğ ını bir surette, bir vasıtaylamutlaka yakıyor bu centilmenModalı. Bu yüzden de özellikle yirmili yılların ba ş ından itibaren kolay kolay sırtı yere gelmiyor sarı lacivert timlerin... Romanyamuhtelit takımı, Millî Takımımızın kar ş ısına çıkan RomanyaMillî Takımı kadar kuvvetli idi. Buna ra ğ men güçlü Fener müdafi vemuavin hattı seri Rumen hücumlarını iade etmekte çokmuva ff ak oldular. Maç ba ş lar ba ş lamaz bir karı ş ıklık sonucu yedikleri gol (yine Gansl atmı ş tı) maneviyatlarını biraz kırsa da, stadyumu dolduran binlerce Fener ve Türk taraftarı oyuncuları yüreklendiriyordu. Özellikle Zeki’ye “Haydi Zeki, haydi gol” diye ba ğ ırıyorlardı. Yirminci dakikayı biraz geçmi ş ti ki; Hasan Kâmil Bey’in ceza sahasına do ğ ru doldurdu ğ u bir topun kaleci tarafından tokatlanması ve Ömer Bey’in önünde kalması üzerine, bu oyuncunun topu son derece ş ık bir plase ile kaleye yollaması seyircileri co ş turuyordu. İş te Fener yapaca ğ ını yapmı ş ve oyunu berabere duruma getirmi ş ti. Bir müddet kar ş ılıklı hücumlarla geçenmaçta ilk partinin sonlarına do ğ ruMillî Takımımızın da belalısı olan İ sidor Gansl yine yapaca ğ ını yapıyor ve topu bir kez daha Fener kalesine gönderiyor ve bir müddet sonra da Çekoslovak hakemin düdü ğ ü ilk partiyi bitiriyordu. Stadyumda “Acabama ğ lup olacakmıyız?” lâfları dola ş maya ba ş lamı ş tı. Ama Romanya takımının bilmedi ğ i bir güç vardı Fener’de. Zeki Rıza henüz ba ş lamamı ş tı. Çok çalı ş tı Fenerbahçe kaptanı. Bir aralık da Nihad Bey’e derinlemesine bir pas attı. Pası alan Nihad Bey seri bir ş ekilde ceza sahasına girdi. TamFenerbahçe hesabına sayı yapaca ğ ı sırada, o ana kadar son derece nezaketli misafirlerimiz bir çelme takma suretiyle onu yere yuvarladılar. Bay Anton Kratky penaltı noktasını göstermekte tereddüt etmedi. Topun ba ş ına hiç ş üphesiz Zeki Bey geçti... Müsâvi bir durumalanmüsabaka bundan sonra hususiyetle Fener takımının fâikli ğ i ile geçse de ba ş ka gol atılmadı. Nihayetinde iki ikiye berabere neticelendi. Böylecemillî maçta iki, kendi kulübünün maçında da bir sayı yapan Zeki Rıza en az Gansl kadar kıymet ihtiva etti ğ ini gösteriyordu. Millî Takım’ın iki güzide unsuru Üstad Zeki Rıza ve Arslan Nihad Beylerinmanevi huzurunda saygıyla e ğ iliyoruz efendim… 1) 14-16 Nisan 1911 tarihlerinde oynanan Galatasaray Kolojvar müsabakalarından bahsediliyor. Fenerbahçe - RomanyaMuhteliti Müsabakasından bir enstantane (Spor Âlemi, Te ş rin-i Sânî 1339) 112
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==