TamSaha 227. Sayı / Ekim 2023
Gönülden Kaleme Türk Dil Kurumu, taraftarın kelime anlamını, “sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayra ğ a ba ğ lı kimse” diye açıklıyor. Bu spor anlamı… Bir de taraftar sözcü ğ ünün genel anlamının ne oldu ğ una bakalım… “Birbirine kar ş ıt yanlardan herhangi birini destekleyen, tutan ya da herhangi bir ş eyden yana olan (kimse), yanda ş .” Taraftarın Türk Dil Kurumu’ndaki “kulübe ve bayra ğ a ba ğ lı kimse” tanımı ve genel tanımından hareketle, taraftarları da “taraf ve taraftar” diye ikiye ayırmamız gerekiyor. Taraf ve taraftar arasındaki en belirgin fark, biri yanında olurken di ğ eri ise ba ğ lılı ğ ı ifade ediyor. Taraf kelimesinin tanımı taraftar kelimesinin genel tanı- mıyla hemen hemen aynı. Birincisi her- hangi bir ba ğ lılık hissetmediklerinden dolayı ba ğ lılı ğ ı zayıf, yani taraf olanlar. İ kincisi de taraftarın spor anlamında vücut bulan arma ve formaya ba ğ lı olanlar. İ kinci grupta saydı ğ ım taraftarlar kulüplerin varlıklarını sürdürebilmelerinin temel ta ş ları olma hasebiyle çok ama çok önemlilerdir. Bu grupta saydı ğ ım taraftarlar spor kulüplerinin sahipleridir. Taraftarlar spor kulüplerimizin itici gücü olmalarının yanında yöneticilere baskı yaparak alınacak kararlarda oldukça etkili olmaları açısından da önemli rol oynamaktadır. Tuttukları takımların direkt veya dolaylı olarak en büyük sponsorlarıdır. Peki, kulüplerin sahipleri olmaları nede- niyle do ğ al olarak elde ettikleri güçlerini nasıl kullanacak taraftarlar? Sahibi bulundukları kulübü yalnız bırakmayarak, kendilerinin olana sahip çıkarak, öncelikle de stadyumlardaki tribünleri doldurarak ve kulübün çıkardı ğ ı lisanslı ürünleri alarak. Taraftarların tribünleri doldurması, kötü oynadı ğ ı zamanlarda takımlarını tezahüratlarıyla destekleyerek itici güç olarak katkı sa ğ lamaları açısından önemlidir. Stadyumları doldurmalarının ekonomik önemi, tuttukları takımlarının güçlü ekonomiye sahip olmalarına katkıda bulunmaları, takımlarının uzun süreli varlıklarını sürdürmelerini sa ğ layacaktır. Taraftarın tribünleri sezon boyunca doldurmasının bir ba ş ka önemi de sponsorlarla yapılacak anla ş malarda yönetimkurulunun elini güçlendirmesidir. Yöneticiler sponsorlarla bo ş tribünler nedeniyle bir liraya anla ş ıyorsa dolu tribünlerden dolayı bu rakam 10 liraya yükselebilecektir. Gelelim taraftarların baskı kurup yöneticilerin kararlarını etkilemelerine… İş lerinde oldukça ba ş arılı yöneticilik yaparak ş irketlerini büyüten insanlar, kulüpleri yönetirken ne yazık ki sosyal medya üzerinden gelen baskılara boyun e ğ mek zorunda kalıyorlar. Kulüplerimizin büyük bir ço ğ unlu ğ u borç bata ğ ında olmasına ra ğ men, yöneticiler taraftar baskısınamaruz kaldı ğ ından dolayı mecbur hissederek transfer yapıyor ve bumecburiyet sebebiyle borcun katlanmasına neden oluyorlar. Burada taraftarın bilinçsiz baskısının menfi sonuç do ğ urdu ğ unu görüyoruz. Oysa do ğ rusu, borcu olan kulübün yöneticisine “Transfer yap” diye baskı yapmak olmamalı. Tam tersine yöneticilerin önce kulübün borçlarını azaltacak politikalara geçmesini sa ğ layacak baskı yapılmalı. Ş unu belirtmekte fayda oldu ğ u kanaatin- deyim… Çok transferle ba ş arılı olunacak diye bir kural yok. Büyük paralar harcanarak yapılan transferlerle hüsrana u ğ rayan o kadar çok kulüp var ki saymakla bitmez. Bir sezon önce sansasyonel transferler yapan kulüplerimizin ertesi sezon parasızlıktan öz kay- naklara dönerek ba ş arılı oldukla- rını görüyoruz. Buna örnek olarak Trabzonspor’u gösterebiliriz. Ş ampiyonlu ğ u Anadolu’ya getiren takımın tohumları böyle bir olaydan sonra atıldı. Taraftarların öz kaynaktan çıkan futbolculara sabır gösterip desteklemeleri, kulüplerimizin borçlarından kurtulmalarının tek ve etkili reçetesidir. Taraftarın formayı süsleyen arma a ş kı nasıl olmalıdır? Arma a ş kı kar ş ılıksız bir sevda olmalıdır. Bu ba ğ lılık, taraftarı olunan kulübün yarı ş tı ğ ı tüm bran ş larda alınan sonuçlar ne olursa olsun ko ş ulsuz desteklenmesini gerektirir. Bu tutkudan alınan büyük haz, ş ampiyonluklara, ba ş arılara ba ğ lı olmamalıdır. Armayı temsil eden kulübün varlı ğ ını sürdürmesi, taraftarların en büyük amacı olmalıdır. Bu amacın gerçekle ş mesi mutluluklarının kayna ğ ını olu ş turmalıdır. Ülkemizde arma a ş kı olan taraftar sayısı çok az olmalı ki tribünler bo ş kalıyor. Bu durum sadece Anadolu takımlarında gerçekle ş miyor. Ş ampiyonluk yarı ş ının uza ğ ında kalan dört büyük camianın takımları içinde bu durum maalesef geçerli. Ligimizin üçüncü haftasında Avrupa kupalarında oynayan takımlarımızınmaçları ülke puanı sebebiyle ertelendi. Oynanan altı maça toplam46 bin 883 seyirci stadyumlara geldi. Bunların 23 bin 44 ki ş isi Trabzon- spor maçına gelenlerdi. Trabzonspor’u saymazsak Süper Lig’de oynanan be ş maçın biletli seyirci sayısı ne yazık ki 30 bin ki ş ilik stadyumu doldurmuyor. İ ngiliz ve Alman liglerindeki tribün doluluk oranlarını gördükçe, bu durumbende “Galiba bizim taraftarımız takımlarını ko ş ullu seviyorlar” duygusunun olu ş ma- sına sebep oluyor. Tek ko ş ulları var o da ba ş arı. Ş ampiyonluk veya küme dü ş me- meye oynuyorsa hedefini tutturdu ğ u sürece taraftarlar kulüplerinin yayında oluyor. Gerçi kümede kalmaya oynayan takımın taraftarı ligin büyük bölü- münde takımını yalnız bırakıyor, sadece takımlarının kümede kalma ş ansları sonmaçlara kal- mı ş sa o zaman tribünler doluyor. Avrupa’da herhangi bir ülkenin en üst liginden en alt ligine tribünler doluyor. Takımlarının ligdeki pozisyonu ne olursa olsun ko ş ulsuz destek veriyorlar. Takımları küme dü ş mü ş olsa bile stadyumun kapasitesi ne kadarsa o oranda dolduruyorlar. Bunu yaparken kulüplerinin varlı ğ ını sürdürebilmesi için eko- nomisinin güçlü olması gerekti ğ i gerçekli ğ inden hareket ediyorlar. Bu davranı ş ş ekli, maça gitme, kendilerinin olana sahip çıkma kültürünü olu ş turmu ş . Ş unu çok iyi biliyorum; takımlarımızın taraf- tar sayıları maçlara gidenlerden katbekat fazla. Çünkü futbol tüm dünyada oldu ğ u gibi ülkemizde de çok seviliyor. Maalesef ülkemizde Avrupa’da oldu ğ u gibi maça gitme kültürü olu ş madı ğ ından tribünler bo ş kalıyor. Federasyon öncülü- ğ ünde tümkulüplerin katıldı ğ ı bir çalı ş tay yapılarak bu konu her yönüyle ele alınmalı ve çıkacak sonuca göre yol haritası çizilmeli. Tribünlerin dolması, en önemlisi de bu konuda bir kültür olu ş ması sa ğ lanmalı. Ülkelerin futbolununmarka de ğ e- rini belirleyen unsurların ba ş ında tribünlerin dolu olması geliyor. Di ğ er unsurlar bundan sonra sıra- lanıyor. Tribünleri doldurmak için ne gerekiyorsa yapılmalı, oyunun kalitesinin artırılması ba ş ta olmak üzere seyirciyi stadyumlara çek- menin cazip yolları sunulmalı. Bu seyirci sayılarıyla kulüplerin uzun süreli varlı ğ ını sürdürmelerinin günümüz futbol dünyasında mümkünatı yok. Tribünlerin doluluk oranlarını vurgulamak için verdi ğ imAvrupa örne ğ inde futbol her daimheyecanlı oynanmıyor. Bazen çok kötü oyunlar da ortaya konuluyor ama kötü oynanan oyunlarda bile tribünleri dolduran taraftarların varlı ğ ı atmosferi renklendiriyor. Ezcümle oynanan oyundan ayrı, FUTBOL STADLARI DOLDURAN TARAFTARLARLA GÜZEL. Ya ş am sevinciniz hiç bitmesin. Sa ğ lıkla kalın… İ smail Gökçek Futbol taraftarlarla güzel 153 152
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==