TamSaha 225. Sayı / Ağustos 2023

olmadı. Yunanistan’ın Avrupa ş ampiyonlu- ğ unun sıra dı ş ılı ğ ı hakkında birkaç örnek vermek gerekirse... Yunanis- tan, EURO 2004 öncesinde sadece iki büyük turnuvaya katılabilmi ş ti. Bunlardan ilki EURO 1980’di ve Yunanlılar o turnuvada çıktıkları üç maçtan birinde berabere kalabilmi ş di ğ er ikisiniyse kaybetmi ş lerdi. Bir sonraki büyük turnuva macera- sıysa 1994 Dünya Kupası’ydı ve buradaki performansları tek keli- meyle fâciaydı. Zira ilk tur grupla- rında önce Arjantin ve Bulgaristan’a kar ş ı 4-0’lık skorlarla kaybetmi ş - ler, sonmaçlarında da Nijerya’ya 2-0 yenilerek turnuvayı 0 puan ve 0 golle noktalamı ş lardı. Millî takımlar düzeyinde EURO 2004 öncesinde ciddi bir ba ş arısı bulun- mayan Yunanistan, kulüpler düze- yinde de hiçbir zaman Avrupa’nın önde gelen ülkeleri arasına gireme- mi ş ti. Avrupa kupalarında Yunan takımları adına kayda de ğ er tek ba- ş arıyı 1970-71 sezonunda Ş ampiyon Kulüpler Kupası’nda final oynayan ve Ajax’a kaybederek ikincilikle yetinen Panathinaikos elde etmi ş ti. Bu ba ş arıdan EURO 2004’e gelinene kadar geçen 33 sene içindeyse Pa- nathinaikos’un Ş ampiyon Kulüpler Kupası ve Ş ampiyonlar Ligi’nde iki yarı finali, AEK’in de UEFA Kupa- sı’nda bir yarı finali bulunmaktaydı. Yunan futbolu adına o döneme dair bir ba ş ka negatif göstergeyse Avru- pa’nın büyük kulüplerinde parlaya- bilen herhangi bir Yunan futbolcu olmamasıydı. Yunan Ligi’nden Avrupa’nın büyük liglerine zaman zaman futbolcu ihracatında bulu- nuluyordu belki ama bu ş ekilde giden oyuncular da vasatı a ş abilen bir performans göstermekte bile zorlanıyorlardı. Avrupa futbolunda iz bırakan tek bir Yunan futbolcu- dan dahi bahsetmekmümkün de ğ ildi. Yunanistan’ın EURO 2004 kadrosunda da ilk on birde forma ş ansı bulan oyunculardan Yorgos Karagunis Inter’de, Traianos Dellas Roma’da, Zisis Vrizas Fiorentina’da, Angelos HaristeasWerder Bre- men’de, Takis Fisas Benfica’da, Stelyos Yannakopulos da Bolton’da oynamaktaydı ve bu oyuncuların hiçbiri oynadıkları takımlarda yıldız statüsüne çıkamamı ş lardı. Son olarak, EURO 2004 için açıkla- nan kadroların bir maddî de ğ erlen- dirmeleri yapıldı ğ ında Yunanistan, Letonya ve Bulgaristan’ın ardından de ğ eri en dü ş ük üçüncü kadro olarak görülmekteydi. Bu kadar negatif verinin oldu ğ u bir ortamda Yunanistan’ın Avrupa ş ampiyonu olabilme ihtimâli de hâliyle Kaf Da ğ ı’nın ötesindeydi. Fakat turnuva sonunda Yunanlılar, adeta Spartalı atalarının 2500 yıl evvelki Th er- mopylae Muharebesi’nde 7 bin as- kerle 300 bin askerden olu ş an Pers Ordusu’numa ğ lup etmelerini anım- satırcasına ş ampiyonlu ğ a ula ş a- caklardı. Futbol tarihinde büyük turnuvalarda o güne kadar görülen en büyük sürpriz hikâyesi yazıl- mı ş tı. Üstelik bumucize gerçekle- ş irken kura ş ansı ve kolay rakip- lerle oynamak gibi faktörler de Yunanlıların yanında de ğ ildi. Yunanistan, turnuvanın hem açılı ş maçında hemde finalinde ev sahibi Portekiz’i yenerken çeyrek finalde son ş ampiyon Fransa’yı, yarı finalde de turnuvanın o ana kadar en iyi futbolunu oynadı ğ ı dü ş ünülen Çek Cumhuriyeti’ni devirmeyi ba ş armı ş tı. Bu büyük futbol mucizesinin al- tında imzası olan futbol adamıysa Alman teknik direktör Otto Rehha- gel’di. Bu sayede Rehhagel’in adı da futbol tarihine hiç silinmemecesine kazınıyordu. Ancak Rehhagel’in teknik direktörlük ba ş arıları, sa- dece EURO 2004’teki Yunanistan mucizesiyle sınırlanacak düzeyde de de ğ ildi. Kurt teknik adam, Bun- desliga’da çalı ş tı ğ ı yıllarda daWer- der Bremen ve Kaiserslautern’le sürpriz ş ampiyonluklar elde etmeyi ba ş armı ş , hatta hatta Bremen’e 1992 yılında Kupa Galipleri Kupası’nı da kazandırmı ş tı. Unutulmaz futbol adamı, bu ay 85 ya ş ına girecek. Sava ş ın gölgesinde geçen çocukluk yılları Otto Rehhagel, 9 A ğ ustos 1938’de, Almanya’nın batısındaki en kalaba- lık yerle ş im alanı olan Ruhr Bölgesi’nin ikinci büyük ş ehri konumundaki Essen’de dünyaya gelmi ş ti. Otto’nun çocuklu ğ u zorluklarla doluydu. Henüz bir ya- ş ındayken II. Dünya Sava ş ı patlak vermi ş ti. Almanya, sava ş ın ba ş la- rında Avrupa’ya hâkimolacak bir görüntü çizdiyse de 1942 A ğ us- tos’undan 1943 Ş ubat’ına kadar süren Stalingrad Muharebesi’nin kaybedilmesi sonrasında gerile- meye ba ş layacaktı. Bu süreçte Müt- tefik Devletler Almanya’yı zaman zaman bombardımana da tutarken Otto’nun ya ş adı ğ ı Essen ş ehri de 1943 baharında bundan fazlasıyla nasibini alacaktı. Yakla ş ık iki sene sonra sava ş ın Almanya’nınma ğ lu- biyetiyle neticelenmesi de Otto’nun çocuklu ğ unun, sava ş tan büyük bir yıkımla çıkmı ş bir ülkede geçece ğ i anlamına gelmekteydi. Trajedi bu kadarıyla da sınırlı kal- mayacaktı. 1950 yılında, Otto henüz 12 ya ş ındayken bölgedeki kömür madenlerinde i ş çi olarak çalı ş an babası midesinden ciddi bir rahat- sızlık geçirecek, bunun sonucunda girdi ğ i ameliyattaysa son nefesini verecekti. Otto’nun annesi ev hanı- mıydı ve ailenin geçinmesi için ellerinde sadece devletin vefat eden babası üzerinden annesine vere- ce ğ i ufak bir maa ş kalmı ş tı. Otto, henüz 10 ya ş ındayken babası- nın çalı ş tı ğ ı maden ş irketinin futbol kulübü olan Helene Altenessen’de futbol e ğ itimine ba ş lamı ş tı ve o ya ş larda topun pe ş inden ko ş an her çocuk gibi o da ileride futbolcu olmanın hayalini kurmaktaydı. Ancakmücbir sebeplerden ötürü Otto, ortaö ğ renimini tamamladı- ğ ında bir yandan futbol oynamaya devam ederken bir yandan da boyacılık yaparak ailesini geçindir- meye çalı ş acaktı. 1957’de Helene Altenessen’in A takımına yüksel- mesi ve altyapıda forvet olarak kullanılmasına kar ş ın A takımda bir defans oyuncusu olarak görev yapmaya ba ş lamasıysa Otto’nun futbolculuk yolunda ilk büyük e ş i ğ i a ş ması anlamına gelmekteydi. 1959 yılının Ş ubat ayına gelindi ğ in- deyse Helene Altenessen’in Federal Almanya Kupası’nda Meidericher ile yaptı ğ ı kar ş ıla ş mayı, Federal Almanya Millî Takımı Teknik Direk- törü Sepp Herberger’in yardımcıla- rından olan ve aynı zamanda Federal Almanya Amatör Millî Takı- mı’nı da çalı ş tıran Georg Gawlic- zek’in seyretmesiyse Rehhagel’in kariyeri açısından hayli önemli bir dönümnoktasını te ş kil edecekti. Zira genç savunma oyuncusu maçta Gawliczek’in dikkatini fazla- sıyla çekmi ş ti. Sonrasında da Gaw- liczek, Rehhagel’i bir yıl süresince izlemeyi sürdürecek ve nihayet 1960 yılının Nisan ayında Polon- ya’ya kar ş ı oynanacak olimpiyat elemeleri maçı için Rehhagel’i amatör millî takımkadrosuna ça ğ ıracaktı. Federal Almanya her ne kadar bu maçı 3-1 kaybettiyse de Rehhagel kendisini vitrine çıkarmayı ba ş ar- mı ş tı. Yakla ş ık iki ay sonra da ya ş adı ğ ı ş ehrin en önemli kulübü konumundaki Rot-Weiss Essen, kendisini transfer edecekti. Futbol, Federal Almanya’da henüz tamprofesyonel bir statüye sahip olmadı ğ ından, RWEssen kulübü genç oyuncuya bölgedeki Coca- Cola fabrikasında da ortalama üstü maa ş tan bir i ş bulmu ş , ayrıca bir de kaplumba ğ a Volkswagen araba hediye etmi ş ti. Profesyonel futbolculu ğ a Hertha’da geçti Üç sezon boyunca Rot-Weiss Essen forması giyen Rehhagel, 1963-1964 sezonuyla birlikte rotayı bu kez Batı Berlin’e çevirecek ve Hertha 82 83

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==