TamSaha 225. Sayı / Ağustos 2023
finde bulunmu ş tu. İ ki tarafın el sı- kı ş masının ardından da tarih olarak 1953 yılının Kasım ayında karar kılınmı ş tı. Büyük bir heves ve merakla bekle- nenmaçın günü geldi ğ indeyse İ ngiltere, sahaya yıllardır kullan- makta oldukları WM dizili ş iyle çık- mı ş tı. Macarlarsa yeni geli ş tirdikleri WW ile sahada yer almaktaydı. Maçın ilk düdü ğ ünün çalmasından sadece 90 saniye sonra Hidegku- ti’nin Macaristan’ın ilk golünü İ ngiltere filelerine bırakmasıysa tribünlerde yer alan 100 bini a ş kın futbolseveri sıra dı ş ı bir futbol senaryosunun beklemekte oldu ğ u- nun ilk sinyallerini vermi ş ti. İ ngiliz- ler, 13’üncü dakikaya gelindi ğ inde skoru 1-1’e getirmi ş lerdi belki ama bu golün sonrasında Macarlar oyu- nun kontrolünü tamamen ele geçi- riyordu. 20’nci dakikada Hidegkuti kendisinin ve takımının ikinci golünü atarken 24 ve 27’nci dakika- larda da sahneye Pu ş ka ş çıkıyor ve o da pe ş pe ş e iki gol kaydederek Macarları üç farklı üstünlü ğ e ta ş ıyordu. İ ngiltere, ilk yarının sonlarında Stan Mortensen ile bir gol daha bularak devre arasına 4-2 geride girerken mücadelenin ikinci yarısında da Macaristan fırtınası esmeye devam edecekti. Dakikalar 50’yi gösterdi- ğ inde Jozsef Bozsik, Macarların be ş inci golünü atıyor, bundan üç dakika sonraysa Hidegkuti hat- trick yapınca skor 6-2’ye geliyordu. İ ngiltere’nin 57’de Alf Ramsey ile penaltıdan buldu ğ u golün ardın- dansa tempo dü ş ecek ve maç da 6-3Macaristan lehine sona erecekti. Wembley’deki yarımdüzine sonrası WM demode oldu Ortaya çıkan bu skor, İ ngiliz futbol tarihinin belki de en büyük ş o- kuydu. Zira İ ngiltere, o güne kadar kendi evinde Kıta Avrupası’ndan gelen takımlara kar ş ı yaptı ğ ı 39 maçın hiçbirinde yenilgi yüzü görmemi ş ti. Futbolunmucitlerinin, Wembley gibi bir statta, 100 binden fazla taraftarın da deste ğ ine sahip- ken kalesinde altı gol görerek ma ğ lup olması akıllara durgunluk verecek türden bir geli ş meydi. Dahası, 6-3’lük yenilgide takımların hücum istatistiklerine bakıldı ğ ında İ ngilizlerin hayli iyi bir skor elde ettikleri bile söylenebilirdi. Zira maç boyunca Macarların İ ngiliz kalesine çektikleri 35 ş uta kar ş ılık İ ngilizler rakiplerinin kalesini sadece be ş defa yoklayabilmi ş lerdi. Bu farkı yaratan en önemli etmen- lerden biri de elbette Macarların WM takti ğ ini WW ş eklinde revize etmi ş olmalarıydı. O dönemde rakip takımların video görüntülerine eri ş mek ve bunlar üzerinden ana- lizler yapmak gibi lüksler olmadı ğ ı için İ ngilizler, MacarlarınWM dı- ş ında bir taktikle oynayabilece ğ ini dahi hesap edememi ş lerdi. Maç ba ş ladıktan sonra bu farklılı ğ ı anlamalarına kadar geçen süre içindeyse zaten Macarlar çoktan i ş i bitirmi ş ti. Macarların farklı saha içi dizili ş i, İ n- giliz savunmasının dengesini altüst etmi ş ti. Hidegkuti’nin sırtındaki 9 numaraya aldanarak onu santrfor zanneden İ ngilizlerin santrhafı Billy Wright rakibini kovalamak için orta sahaya do ğ ru çıktı ğ ında İ ngiliz savunması büyük açıklar vermi ş ti. Bunun üzerineWright yerini terk etmemeye ba ş ladı ğ ındaysa Hidegkuti kendisine çok fazla geni ş alan bulmu ş ve oyunu istedi ğ i gibi yönlendirmi ş ti. Yine giydikleri 8 ve 10 numaralarla maçın ba ş ında rakipleri tarafından tipik birer sa ğ iç ve sol iç olarak al- gılanan Pu ş ka ş ile Kocsis’in de sa- nılandan farklı rollerle sahada yer almaları da İ ngilizleri bir hayli zorla- mı ş tı. Sonuçta İ ngilizleri da ğ ıtanın, oyuncular kadar teknik direktör Gusztav Sebes, hatta hattaWWdi- zili ş i konusunda ona fikir babalı ğ ı yapan bir di ğ er teknik adamMarton Bukovi oldu ğ u da söylenebilirdi. Bir sonraki sezonun ba ş ına gelindi- ğ indeyse Manchester City Teknik Direktörü Les McDowall, Macarların bu oyun anlayı ş ından etkilenerek benzer ş ablonu uygulamaya karar verecekti. Hidegkuti’ninmillî ta- kımda üstlendi ğ i “sahte dokuzvari” role en uygun ki ş i olarak da oyun- cusu Don Revie’yi seçmi ş ti. II. Dünya Sava ş ı sonrası henüz ciddi bir ba ş arısı olmayan Manchester City’nin bu yeni oyun anlayı ş ıyla üst üste iki Federasyon Kupası finali oynaması ve bunların ikinci- sinde kupayı kazanması sayesinde bu oyun anlayı ş ı İ ngiltere’de “Revie Plan” olarak anılırkenWM’in popü- laritesi de gitgide dü ş meye ba ş la- mı ş tı. Zaten bundan sonraki dönemlerde futbol dünyası taktiksel açıdan çok daha hızlı bir de ğ i ş im sürecine gebeydi. 1958 Dünya Kupası’nda Brezilya’nın ş ampiyon olurken uyguladı ğ ı 4-2-4 sistemi, 1960’ların ba ş larında futbol dünyasının en gözde sistemi hâline gelecekti. 1970’lerde Ajax ve Hollanda Millî Takımı’nın oynadı ğ ı 4-3-3 ve Total Futbol anlayı ş ıyla birlikte hücumda ve savunmada çok daha dengeli bir oyun yapısı önemkazanıyordu. Taktiksel çe ş itlilik artıyor Tabiî 1960’larla birlikte özellikle İ tal- yan futbolunun defansif oyun anla- yı ş ına a ğ ırlık vermesiyle birlikte bu sistemlerin defansif varyasyonları da geli ş tirilmeye ba ş lamı ş tı. Hücumhattından bir oyuncu eksil- tip savunma hattının en gerisine bir libero yerle ş tirilmesi gibi hamleler de bu dönemde hız kazanmı ş ve ortaya 5-2-3 ve 5-3-2 gibi dizili ş ler de çıkmı ş tı. 1980’lerde 5-3-2’nin beklerinin orta saha hizasına çekilmeleri neticesinde ş ekillenen 3-5-2 ise 1990’ların ortasına kadar büyük bir popülarite kazanacaktı. 1994 Dünya Kupası’nda Brezilya’nın liberosuz bir dörtlü savunma hattı kullanarak ş ampiyon olmasının ardındansa li- berolu üçlü savunma varyasyonları kısa süre içinde rafa kalkacaktı. 1990’ların ikinci yarısından 2010’lu yıllara kadar da a ğ ırlıklı olarak 4-4-2, 4-3-3 ve bunların alt var- yasyonları diyebilece ğ imiz 4-2-3-1, 4-1-3-2-, 4-4-1-1, 4-1-2-3 gibi dizi- li ş ler, futbol dünyasının hâkimdi- zili ş leri olacaktı. Hâliyle artıkWM’i uygulamayı bırakın, onun yanına yakla ş acak türden bir sistemüze- rinde çalı ş an bir futbol adamı dahi kalmamı ş tı. Öte yandan Brezilya Millî Takımı, 1994 Dünya Kupası’nda nasıl ki li- berolu üçlü savunma sistemlerini tarihe karı ş tıracak bir etki yarat- tıysa 2002 Dünya Kupası’ndaysa liberosuz bir 3-4-2-1 ş ablonuyla oynayarak üçlü savunmaya dayalı sistemlerin futbol dünyasına geri dönmesine de öncülük etmi ş ti. Her ne kadar Brezilya’nın bu ş ampiyon- lu ğ u sonrasında üç savunmacıdan olu ş an dizili ş ler, 1994’teki liberosuz dörtlü savunma örne ğ indeki kadar hızlı bir ş ekilde popülarite kazan- madıysa da 2010’lu yıllarda 3-5-2, 3-4-3 ve türevleri gitgide yaygınla- ş acaktı. Cesare Prandelli yönetiminde 3-5-2 oynayan İ talya’nın EURO 2012’de finale çıkması, Antonio Conte’nin çalı ş tırdı ğ ı Juventus ve Chelsea’nin yine benzer bir sistemle Serie A ve Premier Lig’de ş ampiyonluklar kazanması, Louis van Gaal’ın da 2014 Dünya Kupası’nda Hollanda’yı 3-4-1-2 gibi bir dizili ş le dünya üçüncülü ğ üne ta ş ıması, üçlü sa- vunma varyasyonlarının yeniden yükseli ş te oldu ğ una dair ilk i ş aret- lerdi. 2021’de Thomas Tuchel’in Chelsea’yi 3-4-2-1 oynatarak Ş am- piyonlar Ligi ş ampiyonlu ğ unu kazanması ve bu sezon da Simone Inzaghi’nin yönetimindeki Inter’in 3-5-2 ile Ş ampiyonlar Ligi’nde final görmesi de bu husustaki en güncel örneklerden... Fakat tümbu deneyler içerisinde en etkileyici ve bir o kadar da akıl almaz olanı, Pep Guardiola’nın Manchester City’ye 3-2-4-1 ş ek- linde bir oyun ş ablonu oturtarak takımını yıllardır hayalini kurdu ğ u tarihinin ilk Ş ampiyonlar Ligi ş am- piyonlu ğ una ta ş ımasıydı. Zira biraz dikkatli bakıldı ğ ında Guardiola’nın yaptı ğ ının aslındaWM’inmoder- nize edilmi ş bir hâlini uygulamak oldu ğ u görülmekteydi. Guardiola farklı arayı ş lara Bayern’de ba ş ladı Guardiola, üst düzey teknik direk- törlük kariyerine ba ş ladı ğ ı Barcelo- İş teWM’in biti ş inin ba ş langıcı. Macarların yeni geli ş tirdikleri WWdizili ş iyle 1953 yılında İ ngiltere’yi Wembley’de 6-3’lük skorla hezimete u ğ ratması, WM’in sonunu getirmi ş ti... Ta ki Guardiola 70 yıl sonra Manchester City ile Ş ampiyonlar Ligi ş ampiyonlu ğ unu kazanarakWM’in itibarını iade edene kadar... 56 57
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==