TamSaha 223. Sayı / Haziran 2023

84 85 kezinde yer alması, bölgedeki milyonlarca aile gibi Sarosi ailesinin de çok zor yıllar ya ş amasına neden olacaktı. György henüz bir ya ş ındayken ilk karde ş i Laszlo do ğ mu ş ve Sarosi ailesi, sava ş yıllarını özellikle iki küçük çocuklarının o günleri sa ğ salim atlatıp atlatamayacaklarına dair büyük bir endi ş e duyarak geçirmi ş lerdi. Neyse ki korktukları olmamı ş tı. 1918’de sava ş ın sona ermesinden bir yıl sonraysa üçüncü o ğ ulları Bela aileye katılacaktı. İ lk hayali avukat olmaktı Özellikle ortaokul ve lise yıllarında György, karde ş i Laszlo ile birlikte, okulda kendilerine spor alanında hangi imkân sunulursa bundan ya- rarlanmaya bakıyordu. Gelece ğ ini ş ekillendirecek olan futbolun yanı sıra masa tenisi, sutopu ve atletizmle de yakından ilgilenen György, lisede sutopu takımıyla liselerarası Macaristan ş ampiyon- lu ğ u dahi ya ş amı ş tı. Bu sporlar arasında yetenek olarak en çok sivrildi ğ i alanın futbol oldu ğ unu söylemekse herhalde sürpriz olma- yacaktır. Zaten György, ortaokulu bitirmesinin ardından lisedeyken bir yandan Ferencvaros kulübünün altyapısında futbol e ğ itimini sür- dürmekteydi. György’ün a ğ ırlı ğ ını futbola vermesinin ardından karde ş i Laszlo ise yoluna yüzme ve sutopunda devam etme kararı alacaktı. Aslında György bir lise ö ğ rencisiy- ken aklında futbolu gelecekte meslek olarak icra etmek gibi bir dü ş ünce yoktu. Sadece oynamak- tan keyif aldı ğ ı için oynuyordu. Derslerinde bir hayli ba ş arılı oldu ğ u için öncelikli hedefi üniversitede hukuk okumaktı. Sonrasında da elbette avukatlık yapmayı planlı- yordu. Hani eskilere dair ş öyle bir kli ş e vardır: Yetenekli genç, futbolcu olmak istiyordur fakat ailesi onun ciddi bir mesle ğ e sahip olması gerekti ğ ini dü ş ünüyordur. Genç futbolcu adayı buna kar ş ı bir süre direnmeye çalı ş sa da sonunda yel- kenleri suya indirir ve ailesinin bas- kısıyla futbolu erkenden bırakmak zorunda kalır. Hâlbuki ailesi ona destek olmu ş olsa kimbilir ne büyük futbolcu olacaktır. İş te Sarosi’nin hikâyesinde, ş a ş ırtıcı gelebilir ama bu durum tamda tersi ya ş anmı ş tı. Terzilikle u ğ ra ş makta olan babası, be ş ki ş ilik ailesini kıt kanaat geçindirebilmekteydi. Hâliyle iyi para kazanabilmenin ne denli önemli oldu ğ unu da gayet iyi bilmekteydi. Üstüne üstlük György lise son sınıfa geçti ğ inde ABD’de ba ş layan Büyük Buhran’ın etkileri kısa süre içinde Avrupa’da da hissedilmeye ba ş lamı ş tı. Öte yandan 1920’lerin sonlarında futbol, Budape ş te’de yava ş yava ş profesyonelle ş meye ba ş lamı ş tı ve profesyonel futbolcular, günümüz- deki gibi astronomikmebla ğ lar söz konusu olmasa da yine de birçok meslek grubuna kıyasla iyi paralar kazanmaktaydı. Baba Sarosi de o ğ luna kendisinin son derece yete- nekli oldu ğ u ve bu yetene ğ i harca- maması gerekti ğ i yönünde bir hayli telkinde bulunmu ş tu. Üstelik bu sa- yede avukatlık yaparak kazanaca- ğ ından daha fazlasını kazanma imkânına sahip olabilece ğ ini de sık sık vurgulamı ş tı. Babasının iste ğ iyle futbolcu oldu György de babasını kırmayacak ve 1930 yılında liseyi bitirip hukuk fakültesini kazanmasına ra ğ men Ferencvaros altyapısından ayrılma- yacaktı. Zaten bir yıl sonra kendisi ye ş il-beyazlıların A takımkadro- suna da alınacaktı. 1.86metre boyundaki György, o dönemdeki futbolcuların ço ğ una göre daha uzun ve yapılıydı. Dolayısıyla Ferencvaros’un A takımına alındı- ğ ında ilk ba ş larda savunmada santrhaf olarak görevlendirilmi ş ti. Sarosi, 1930-31 sezonunun sonla- rında da Macaristan Ligi’nde Fe- rencvaros formasıyla yedi maçta boy gösterecekti. Genç ya ş ına ra ğ men güçlü fizi ğ i, oyun zekâsı ve yüksek top tekni ğ iyle kısa sürede Macaristan Millî Takımı Teknik Direktörü Lajos Mariassy’nin de dikkatini çeken Sarosi, böylece 21 Mayıs 1931’e Yugoslavya’ya kar ş ı oynadıkları ve 3-1 kaybettikleri dostlukmaçında Macaristan Millî Takımı formasıyla ilk kez sahaya çıkacaktı. 1920’lerde ve 1930’larda Kıta Avru- pası’nda futbolun en çok geli ş ti ğ i bölgelerin ba ş ında, Avusturya, Macaristan ve Çekoslovakya’dan olu ş an Orta Avrupa gelmekteydi. Bölge futbolunun çehresini en çok de ğ i ş tiren geli ş meyse daha sonra- ları “Tuna Ekolü” olarak da adlandı- rılacak bir oyun anlayı ş ının benimsemesi olacaktı. Söz konusu oyun anlayı ş ı, aya ğ a seri ve kısa paslarla oynamayı, bireysel beceriyi de ön plana çıkarmayı hedefliyordu. II. Dünya Sava ş ı sonrasında Brezil- yalıların yeniden cilalayıp parlata- rak futbol dünyasına sunacakları bu anlayı ş aslında ilk defa Orta Avrupa’da filizleniyordu. Futbolun böylesine geli ş ti ğ i bölgede Avrupa futbolundaki ilk prestijli uluslararası turnuvaların düzenlen- meye ba ş laması da gecikmemi ş ti. 1920’lerin sonuna gelinirken Orta Avrupalılar kendi aralarında hem millî takımlar hemde kulüp takım- ları düzeyinde iki uluslararası tur- nuva oynamaya ba ş lamı ş lardı. Millî takımlar düzeyindeki turnuvanın adı, Uluslararası Orta Avrupa Kupa- sı’ydı. Her ne kadar adında kupa sözcü ğ ü geçse de bu aslında iki devreli lig statüsünde oynanan bir turnuvaydı. Bahsi geçen ligin katı- lımcılarıysa Avusturya, Macaristan ve Çekoslovakya üçlüsünün yanı sıra İ sviçre ve kuzey kısımları Orta Avrupa’nın bir parçası olarak kabul edilen İ talya’ydı. Kulüp takımları düzeyindeki turnu- vaysa Orta Avrupa’nın Almancası olan Mitteleuropa sözcü ğ ünün kı- saltılmasıyla Mitropa Kupası olarak adlandırılmı ş tı. Mitropa Kupası her yıl düzenli bir ş ekilde oynanmak- taydı, statüyse çift maçlı eliminas- yon usulüne dayalıydı. Bu bakımdan birçok futbol tarihçi- sine göre bu turnuva, 1955 yılında düzenlenmeye ba ş layacak olan Ş ampiyon Kulüpler Kupası’nın da öncülü niteli ğ indeydi. Kupanın katı- lımcılarıysa Avusturya, Macaristan ve Çekoslovakya üçlüsünün takım- ları hâricinde kupanın ilk iki yılında Yugoslav, daha sonraki yıllardaysa İ talyan takımları olmu ş tu. Juventus’a attı ğ ı üç gol sonrası hücumhattına çekildi Sarosi’nin formasını giydi ğ i Ferenc- varos da Mitropa Kupası’nın gedik- lilerindendi. Hatta bu kupayı 1928 yılında, finalde RapidWien’i devire- rek bir defa kazanmayı da ba ş ar- mı ş lardı. Sarosi’nin ye ş il-beyazlı takımdaki ilk tam sezonu olan 1931-32 sezonundaysa Ferencvaros ligde oynadı ğ ı 22 maçın hepsini ka- zanarak dört yıllık bir aranın ardın- dan ş ampiyon oluyordu. Sarosi ise bumaçların 19’unda santrhaf oynayıp dört gol kaydetmi ş ti. Genç oyuncunun golcü özelli ğ inin Futbol kariyerine savunmada ba ş layan Sarosi, bir süre sonra gol makinesine dönü ş ecekti... 1930’ların iki büyük yıldızı Sarosi ve Piola...

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==