TamSaha 219. Sayı / Şubat 2023

Gönülden Kaleme Dünya Kupası’nın futbolda yapılan en büyük organizasyon oldu ğ u gün gibi â ş ikâr… Tümülkelerinmillî takımlarının katılabildi ğ i ş ampiyona olması ve ayrıca futbolseverlerin dört yılda bir yapılan tur- nuvayı büyükmerakla beklemelerinden bunu kolaylıkla anlayabiliriz. Daha iyisi yapılana kadar turnuvaya “organizasyon- ların zirvesi” diyebiliriz lâkin “futbolun zirvesi” demekten her gün biraz daha uzakla ş tı ğ ımızı oynanan futbolun kalitesi ne yazık ki gösteriyor. Oynanan 64maçın en az 50’sinde ilk 45 dakikalar tâbiri câizse çöpe atıldı. Oyun ba ş lıyor, bir takımya katı savunma yapı- yor veya oyunu orta sahada kilitliyor, gol yiyene kadar hücum etmeyi, gol atmayı dü ş ünmüyor. Ne zaman ki golü yiyor, o zaman hücum etmek aklına geliyor. Yine ne gariptir ki oldukça etkili ataklar yaparak pozisyonlar yakalıyor. FIFA oynananmüsabakalarda özellikle uzatmaların uzun süreli olması için hakemlere talimat vermi ş ve hakemler de talimata uyarak topun oyunda olmadı ğ ı süreleri maçın sonuna eklediler. 10’ar, 15’er dakikalık uzatmalara ş âhit olduk. Oyunun oynanmayan kısmını dikkate alan yetkili- ler sanırım teknik direktörleri unutmu ş olacaklar ki, heyecan katsayısı dü ş ük maçlar izledik. Her geçen sene futbolun seyir zevki dü ş üyor. Bundan dolayı da seyirci sayısı, stadyumlardaki fizikî ş artlar geçmi ş e nazaran çok daha iyi olmasına ra ğ men giderek azalıyor. Bu tespitimyapı- lan son turnuva ile ilgili de ğ il çünkü bu Dünya Kupası’nda stadyumların kapasite- leri oranında seyirci tribündeki yerini aldı. Ama yerel liglerde bu durummaalesef ge- çerli. Futbolun seyir zevki vermemesinin ve maçlarda ceza sahası pozisyon zengin- li ğ inin ya ş anmamasının sebebi, çok sayıda takımın ba ş ında “taktik disiplin dehâsı” teknik direktörlerin bulunması. Bunların ço ğ unlu ğ u ne hikmetse oyunun kısır geçmesine hizmet eden taktikleri büyük bir ba ş arıyla oyuncularına oynata- biliyorken futbol seyircisinin hop oturup hop kalkaca ğ ı taktiklerle sahaya çıkmayı akıllarından bile geçirmiyorlar. Yazımın ba ş lı ğ ındaki soruyu da bu yüzden sordum. Ülkelerinin en iyi futbolcularının seçildi ğ i millî takımların genelde seyir zevki dü ş ük maçlar oynaması, futbolun zirve- sinden çok uzakta oldu ğ umuzun da göstergesi. 30 yıl önceye göre futbol daha hızlı oynanmasına ra ğ men o senelerde oynanan futbolun ceza sahası aksiyonları bugün oynanan futboldan çok daha fazlaydı. Özellikle futbol seyircisi diyorum, çünkü seyirci taraftardan farklı olarak oynanan oyundan zevk almak istiyor. Taraf- tarın bir kısmı için oynanan oyun zevk vermese bile alınan sonuç yeterli olabiliyor. Ayrıca sonucun tatmin etti ğ i taraftar sayısı gün geçtikçe azalmaya devam ediyor. Para vererek bilet alan, kombine- sini alarak kulübüne katkı sa ğ la- yan taraftarların büyük kısmı takımlarının daha çok pozisyona girmesini, sonuçtan ba ğ ımsız olarak oynanan oyundan zevk almayı istiyor. Kısır futbol, taraf- tarlar ba ş ta olmak üzere seyircile- rinmaçlara gelerek tribünleri doldurmalarını engelliyor. Hocalar bu duruma çare bulmak zorunda- lar ki futbolun velinimeti seyirciler tribünlerdeki yerlerini alsınlar. Bir atasözümüz var, bindi ğ i dalı kes- mek diye… Teknik direktörler böyle yavan ve zevksiz futbol oynat- maya devam ederlerse futbol da hızla cazibesini kaybedecek ve ho- calar da bindikleri dalı kesecektir. Katar’da düzenlenen Dünya Kupa- sı’nı o ğ lumla birlikte seyrettik ve turnuvanın hikâyesini ş öyle özet- ledik: Kupa ilklere sahne oldu. Futbolun en önemli organizasyonu olan Dünya Kupası ilk defa haziran ayı yerine liglerin ortasında, kasım ayında düzenlendi. Kupanın dünya ligleri devam ederken düzenlen- mesi de açıkçası oyuncuları zinde, takımları ise daha diri izlememizi sa ğ ladı. Katar, futbola yaptı ğ ı yatı- rımları çok uzun zamandır devlet politikası hâline getirmi ş ti. Her ne kadar turnuvanın ev sahipli ğ inin alınması sürecinde çıkan haberler akıllarda soru i ş aretlerine yol açsa da beklentilerin aksine Katar ev sahipli ğ ini ba ş arıyla gerçekle ş tirdi. Turnuva boyunca Katar’dan her- hangi bir olumsuz haber kulakları- mıza gelmedi. Turnuvada ilk defa ileri teknolojiden yararlanıldı. Yarı otomatik ofsayt sistemi ba ş arıyla uygulandı. Uygulamada tek eksik, yayıncı kurulu ş un görüntüleri ekranlara çok geç getirmesiydi. Dünya Kupası’nın ilklerinden biri de futbolcuların protestolarıydı. Bunlardan en önemlisi ku ş kusuz İ ran Millî Takımı’nınmillî mar ş ları söylenirken sessiz kalmaları, mar ş larına e ş lik etmemeleri ve ülkelerinde ya ş anan olaylar kar ş ı- sında tepkilerini göstermeleriydi. Bu eylem futbolcuların da insan oldu ğ unun, çevrelerinde ya ş anan olaylara kayıtsız kalmadıklarının göstergesiydi. Yapılan eylem, bazılarının yorumlarında veya ele ş tirilerinde “Bunlar profesyonel sporcular, hiçbir ş eyden etkilen- memeleri gerekiyor” diyenlerin bekledi ğ i gibi futbolcuların robot olmadı ğ ının kanıtı gibiydi. İ smail Gökçek Organizasyonların zirvesi futbolun da zirvesi midir? 111 110

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NTM3Mg==