TamSaha 218. Sayı / Ocak 2023

70 71 oynayacak olan Yugoslavya’nın gerisinde kaldı ğ ı bilgisini not olarak dü ş elim. Dolayısıyla 1972 öncesi dönem ele alındı ğ ında de ğ erlen- dirme sadece Dünya Kupaları üze- rinden yapılabilir. Burada da ilk ş ampiyonluklarını elde ettikleri 1954 Dünya Kupası’nın ardından 1966’da final oynayıp İ ngiltere’ye kaybetmi ş lerdi. Bu bakımdan oy- nanan finaller açısından 1972 önce- siyle 1996 sonrası birbirine denk görülebilir. Ancak 1972 öncesi dö- nemde Almanya’nın katıldı ğ ı be ş Dünya Kupası’nda çıktı ğ ı en dü ş ük seviyenin çeyrek final oldu ğ unu da göz ardı etmemek gerek. II. Dünya Sava ş ı öncesindeyse Almanlar ilk Dünya Kupası’na katıl- mayı tercih etmezken (zaten Avru- pa’dan Uruguay’a sadece dört ülkeninmillî takımları gitmi ş ti) 1934 ve 1938 Dünya Kupalarına katılmı ş lar ve bunlardan ilkinde üçüncü olurken ikincisindeyse ilk turda elenmi ş lerdi. Dolayısıyla 2018 Dünya Kupası’nda ya ş anan ilk tur faciası, 80 yıllık bir aranın ardından tekrarlanmı ş tı. 2022’de bir kez daha ilk turda elenilmesiyse Alman fut- bol tarihinde bir ilkti. Kara leke niteli ğ inde bir ilk... Dönümnoktası 1954 Dünya Kupası Alman futbol tarihinin olumlu anlamda en büyük dönümnoktası 1954 Dünya Kupası’ydı. Turnuva ön- cesinde Almanya’nın henüz Avrupa futbolunun en önemli güçlerinden biri arasında yer almaması bir yana, asıl ülke olarak Almanya çok zor bir dönemden geçmekteydi. I. Dünya Sava ş ı’nda ya ş anan hezimetten sadece 21 sene sonra büyük bir atılımla yeniden çok güçlü hâle gelmi ş ler fakat bunu, rövan ş ist bir amaç u ğ runa kullanarak II. Dünya Sava ş ı’nın fitilini ate ş lemi ş lerdi. Sava ş ın özellikle ilk üç yılında Kıta Avrupası’nın çok büyük bir bölü- münü i ş gâl etmelerine kar ş ın özel- likle 1942-43 kı ş ında kaybedilen Stalingrad Muharebesi sonrasında Nazi Almanyası hızla gerilemeye ba ş lamı ş ve 1945 baharına gelindi- ğ inde de II. Dünya Sava ş ı’nı resmen kaybetmi ş ti. Sava ş ın sonrasıysa Almanya adına belki de asıl yıkımın ya ş andı ğ ı dö- nemdi. Bugünkü Almanya sınırları dı ş ında kalan ve sava ş ın ba ş larında hâkimiyet kurdukları bütün top- raklar bırakılmı ş tı. Bugünkü Al- manya sınırları içinde yer alan topraklarsa dörde bölünmü ş tü. Ülkenin kuzeybatısı İ ngilizlerin, kuzeydo ğ usu Sovyetlerin, güney- do ğ usu Amerikalıların, güneybatısı da Fransızların kontrolüne bırakıl- mı ş tı. Ertesi yıl Fransız kontrolün- deki bölgenin güneyinde Saarland adında, Müttefik Devletlerin himâ- yesinde bir ülke kurulurken 1949’da da Sovyet kontrolündeki bölgede Demokratik Almanya, geri kalan bölgelerde de Federal Al- manya adları altında iki ülke daha olu ş turulmu ş tu (Saarland, 1956’da Federal Almanya’ya katılacaktı). Federal Almanya, futbol federasyo- nunu 1950 yılının ba ş larında kurdu ğ u için 1950 Dünya Kupası elemelerine alınmamı ş tı. Katılacak- ları 1954 Dünya Kupası, bu anlamda da onlar için bir ilki te ş kil edecekti. Ancak kendilerinden ciddi bir ba- ş arı da neredeyse Almanlar dâhil beklenmiyordu. Ülkede futbol henüz profesyonel statüye geçme- mi ş ti. Ulusal düzeyde bir lig de yoktu. Kulüpler bölgesel liglerde mücadele ediyorlardı. Ulusal ş ampi- yonun belirlenmesi içinse sezonun sonlarına do ğ ru turnuva forma- tında bir Almanya ş ampiyonası düzenlenmekteydi ki bu zaten 20. yüzyılın ba ş ından beri yapıl- makta olan bir organizasyondu. Federal Almanya’da henüz bu ye- relli ğ e ve amatörlü ğ e dayalı yapının ötesine geçilmemi ş ti. Bunun yanı sıra 1954 Dünya Ku- pası’nda açıkçası Macaristan hâri- cinde ş ampiyonluk ş ansı tanınan ba ş ka bir takımda yoktu. Macarlar Ferenc Pu ş ka ş , Zoltan Czibor, Nandor Hidegkuti, Jozsef Bozsik ve Sandor Kocsis gibi dönemin en ye- tenekli oyuncularını kadrolarında barındırmakla kalmamı ş , taktiksel açıdan da zamanının ötesinde yeni- likler deneyerek olası rakipleriyle aralarını bir hayli açmı ş lardı. Zaten kimle kar ş ıla ş salar tarihi fark nite- li ğ indeki skorlara imza atarak galip geliyorlardı. İ ngilizler bile 1953 Ka- sım’ında Macaristan’a Londra’da 6-3 ma ğ lup olarak kendi evlerinde ilk kez Kıta Avrupası’ndan bir ta- kıma boyun e ğ mi ş , üstelik altı ay sonra bumaçın bir tür rövan ş ı için Macarlara Budape ş te’de konuk olduklarında da bu kez 7-1’lik bir hezimete u ğ ramı ş lardı. Federal Almanya’nın ş ansına da o Macaristan, 1954 Dünya Kupa- sı’nın ilk tur gruplarında onlara rakip olmu ş tu. Gruptaki di ğ er iki takımsa Türkiye ve Güney Kore’ydi. Ancak o turnuvada denenen tuhaf sisteme göre bir takım, di ğ er üçün- den sadece ikisiyle kar ş ı kar ş ıya gelecekti. Buna göre de Almanların iki maçı önce Türkiye, sonra Maca- ristan ile olacaktı. Statüdeki bir di ğ er ilginç ayrıntıysa grup liderinin ardından gelen iki takımın aynı puana sahip olmaları hâlinde ikinci sıra için averajlarına bakılmaksızın aralarında bir play-o ff oynamaları gerekece ğ iydi. Macaristan’a kar ş ı enteresan plan Federal Almanya Millî Takımı Tek- nik Direktörü Sepp Herberger, bu statüyü ve fikstürü görünce kafa- sında kurnazca bir plan yapmı ş tı. Herberger’e göre gruptan çıkabil- meleri için Türkiye’ye odaklanma- ları gerekiyordu. Zira Macaristan’a di ş geçirmeleri mümkün de ğ ildi. Öte yandan Türkiye, kendileri hâri- cinde Güney Kore ile oynayacaktı ve Herberger, Türklerin de o maçı mutlaka kazanaca ğ ını hesapla- mı ş tı. Dolayısıyla ilkmaçta Tür- kiye’yi yense bile grubu Türkiye ile aynı puanda bitirecek ve rakibiyle bir de play-o ff ’ta kar ş ı kar ş ıya gele- cekti. Bu iki Türkiye maçı arasında da turnuvanın tek favorisi konu- mundaki Macaristan ile oynuyor- lardı ve Herberger zaten omaçı gözden çıkarmı ş durumda oldu- ğ undan Macarlara kar ş ı ideal on birinden be ş oyuncuyu sahaya sürmeyip onları daha dinç vaziyette Türkiye ile oynayacakları olası play-o ff ’a saklama kararı almı ş tı. Grubun gidi ş atıysa tamda Herber- ger’in planladı ğ ı gibi olmu ş tu. Fede- ral Almanya ilkmaçında Türkiye’yi 4-1 yenmi ş , ardından da rotasyona gittikleri kar ş ıla ş mada Macaristan önünde 8-3’lük tarihi bir fark ye- mi ş ti. Fakat sonrasında, Türkiye ile oynanan play-o ff maçında Federal Almanya bamba ş ka bir kimlikle sahada yer almı ş ve bu kez 7-2 galip gelerek gruptan çıkmasını bilmi ş ti. Sonrasındaysa Almanlara biraz talih ku ş u da yardım edecekti. Zira o turnuvada grup liderlerinin ikin- cilerle çapraz e ş le ş mesi gibi bir sis- temyoktu ve çekilen çeyrek final kurasında ş ansa bakın ki dört grup birincisi birbirlerine dü ş erken Fe- deral Almanya ise di ğ er grup ikinci- lerinden Yugoslavya’yı çekmi ş ti. Almanlar, rakiplerini 2-0 geçip yarı finale kaldıklarındaysa yine ilk tur gruplarından ikinci olarak çıkan bir di ğ er takımAvusturya’yla e ş le ş - mi ş lerdi. Aslında Avusturya, o yıl- larda futbol dünyasında belki de Federal Almanya’dan bile daha fazla itibara sahipti. E ş le ş menin de favorisi olarak görülüyorlardı. Ancak Federal Almanya muhte ş em bir oyunla rakibini 6-1 ma ğ lup et- meyi ve finale kalmayı ba ş armı ş tı. Esasında o noktada Almanlar çok- tan azamî seviyeye çıkmı ş sayılır- lardı. Zira finalde kar ş ılarında turnuvanın tek favorisi Macaristan olacaktı ve neredeyse kimse bu maçı Macaristan’ın kaybedebilece- ğ ine ihtimâl vermiyordu. Fakat bu genel kanı, çok önemli üç ayrıntıyı da es geçmekteydi. Birincisi; Maca- ristan çeyrek finalde son dünya ikincisi Brezilya, yarı finalde de son dünya ş ampiyonu Uruguay ile oynamı ş tı. Her iki maçı da 4-2’lik skorlarla kazanmı ş lardı belki ama Brezilya kar ş ıla ş ması, ileride ‘Bern Muharebesi’ olarak anılacak düzeyde a ş ırı sertli ğ iyle ön plana çıkmı ş , Uruguaymücadelesiyse uzatmalara gitmi ş ti ve hâliyle bu iki maç, Macarları fiziksel açıdan hayli yıpratmı ş tı. İ kinci önemli ayrıntı, Macarların en önemli oyuncusu Pu ş ka ş ’ın, Federal Almanya ile oynadıkları ilk grupmaçında ayak bile ğ inin çatlamasıydı. Sonrasında çeyrek final ve yarı finalde takım- daki yerini alamayan Pu ş ka ş , finalde a ğ rı kesici i ğ nelerin ve bandajların yardımıyla sahaya çıkacaktı belki ama yüzde yüz bir performans ortaya koyabilmesi de söz konusu de ğ ildi. Üçüncüsüyse; Federal Almanya’nın bu kez Maca- ristan’a kar ş ı grupmaçında oldu ğ u gibi be ş as oyuncusunu dinlendir- meyecek olmasıydı. O dönemde video kayıtları üzerinden rakipleri analiz etmekmümkün olmadı ğ ın- dan Macarlar muhtemelen kar ş ıla- rına sekiz attıkları rakiplerinin çıkaca ğ ını dü ş ünüyorlar ve Alman- ları hafife alıyorlardı. Almanlar ise o kadar da zayıf olmadıklarını gös- termek istiyor ve tabiî ki ş u soruyu Almanlar ilk büyük ş ampiyonluklarını 1954 Dünya Kupası’nda elde etmi ş ti. Macaristan’ınmutlak favori oldu ğ u finalde Almanlar 3-2 kazanmı ş tı...

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==