TamSaha 218. Sayı / Ocak 2023

104 105 bu kötü sonuçla ba ş lamasına kar ş ın Suker adına gayet güzel bir ş ekilde kapanacaktı. Osijek gibi mütevazı bir takımda oynamasına ra ğ men ligde 18 gol kaydetmeyi ba- ş aran Suker, en yakın rakibinin be ş gol önünde gol krallı ğ ına da ula ş - mı ş tı. Bunun sonucunda da ülkenin önemli takımlarından Dinamo Zag- reb, kendisini transfer edecekti. 1989-90 ve 1990-91 sezonlarında Dinamo adına top ko ş turan Suker, bu sezonlarda da sırasıyla 12 ve 22 gol atarak Yugoslavya’nın en önemli golcüleri arasındaki yerini iyiden iyiye tescillemi ş ti. Kendisi ayrıca Yugoslavya’nın 1990 Dünya Kupası kadrosuna da ça ğ rıl- mı ş tı ça ğ rılmasına ama turnuva boyunca nedense hiç süre alama- mı ş tı. Suker, Yugoslavya Millî Ta- kımı adına ilkmaçınaysa 27 Ş ubat 1991’de İ zmir’de, Türkiye’ye kar ş ı oynadıkları dostlukmaçında, 65’inci dakikada Mijatovic’in yerine sahaya sürülmesiyle çıkmı ş tı. Aynı yıl 16 Mayıs’taysa Faroe Adaları’na kar ş ı 7-0 kazandıkları bir di ğ er dostlukmaçında Yugoslavya adına ilk ve son golünü kaydedecekti. Suker, 1991-92 sezonu ba ş ında Di- namo Zagreb formasını sadece bir kez giydi. UEFA Kupası ilk turunda Trabzonspor ile e ş le ş en Dinamo (o sezon HASK Gradjanski adını kullanmı ş lardı) ilkmaçta bordo- mavili ekibe kendi sahasında ma ğ - lup olurken Suker bumaçta forma giymemi ş ti. Dinamo’nun 2 Ekim’de Hüseyin Avni Aker Stadı’nda çıktı ğ ı rövan ş maçıysa 1-1’lik e ş itlikle sona ererken Suker takımı adına son maçına da çıkıyor ve sonrasında da Sevilla’ya transfer oluyordu (O yıl- larda ara transfer dönemi Ocak ayıyla sınırlı de ğ ildi). Batı Avrupa’da ilk dura ğ ı Sevilla’ydı Sevilla ise o dönemde henüz Real Madrid ve Barcelona’nın ardından en üst sıraları zorlayan, düzenli olarak Avrupa kupalarına katılan, hatta UEFA Kupası’nı pe ş pe ş e mü- zesine götüren bir takımde ğ ildi ve genellikle LaLiga’da orta sıralarda gezinmekteydi. Suker gelmeden evvel de ligde geçirdikleri son 16 se- zonda bir kez be ş inci, bir defa da al- tıncı olabilmi ş ler, onun dı ş ındaysa hep sekizinci ve 12’inci sıralara arasında dereceler elde etmi ş lerdi. 1991-92 sezonunun geri kalan yarıdan biraz daha uzun diliminde Suker yeni takımıyla 22 maça çı- karken altı gol kaydediyor ve Sevilla da ligi yine 12’nci sırada tamamlı- yordu. Fakat 1992-93 sezonuyla birlikte hemSuker hemde Sevilla, kayda de ğ er bir yükseli ş içine de gi- recekti. Hırvat golcü sezonu bu kez 13 golle tamamlarken takımı da yedinci sıraya çıkmı ş tı. Öte yandan söz konusu sezonun ba ş ında Suker, yeni kurulan Hırva- tistan Millî Takımı ile de ilkmaçına, Zagreb’de oynanan bir özel kar ş ı- la ş mada, Meksika kar ş ısında çık- mı ş ve 3-0 kazandıkları maçta iki gole imzasını atarak yeni ülkesinin en önemli gol aya ğ ı olaca ğ ını da göstermi ş ti. 1993-94 sezonundaysa Suker artık LaLiga’nın en önemli golcülerinden biri oldu ğ unu ilân eden bir perfor- mans ortaya koyacaktı. Sezonu 24 golle tamamlayan yıldız oyuncu, dönemin en formda golcüsü konu- munda olan ve 30 golle gol krallı ğ ını kazanan Barcelona’lı Romario’dan sonra gol krallı ğ ı yarı ş ında ikinci sı- rayı almı ş tı. Sevilla da bir basamak daha tırmanarak ligde altıncı olmu ş tu. 1994-95 sezonunun Suker açısın- dan önemi büyüktü. Zira Hırvatis- tan, bu sezon Eylül ayında ba ş layan 1996 Avrupa Ş ampiyonası elemele- rine katılarak kurulu ş unun ardından ilk kez büyük bir organi- zasyona i ş tirak etmi ş ti. Elemeler- deyse Hırvatistan’ın rakipleri son dünya ikincisi İ talya’nın yanı sıra Ukrayna, Slovenya, Litvanya ve Estonya’ydı. İ lk resmi maçına da bu elemeler çerçevesinde 4 Eylül 1994’te Estonya deplasmanında çıkan Hırvatlar, kar ş ıla ş madan 2-0’lık galibiyetle ayrılırken gollerin ikisi de Suker’den gelmi ş ti. İ talya zaferiyle gelen uluslararası ş öhret Elemelerde Suker’in yıldızını asıl parlatanmaçsa 16 Kasım’da Paler- mo’da en önemli rakipleri İ talya’ya konuk oldukları kar ş ıla ş maydı. Maçın 32’inci dakikasına gelindi- ğ inde Robert Prosinecki’nin sol kanattan ceza sahasına gönderdi ğ i topu penaltı noktası civarında Ni- kola Jurcevic kafayla arkasına a ş ırtıyor ve arka direkteki Suker de bu pası gö ğ süyle kontrol ettikten sonra sol aya ğ ıyla kaleye göndere- rek Hırvatistan’ı 1-0’lık üstünlü ğ e ta ş ıyordu. İ lk yarının da bu skorla geride kalmasının ardından 60’ıncı dakikada bir kez daha sahneye çıkan Suker, bu kez de bir kö ş e atı ş ı sonrasında Igor Stimac’ın sa ğ taraf- tan içeri çevirdi ğ i topu güzel bir kafa vuru ş uyla a ğ lara gön- dererek farkı ikiye çı- kartıyordu. İ talya’nın kalan yarım saatteki çabalarıysa sadece son dakikada Dino Baggio ile bir gol getirince Hırvatlar en zorlu kar ş ı- la ş malarını 2-1’lik galibiyetle geride bırakmayı ba ş arıyordu. Günün kahramanı Suker’in de bumaçtaki performansıyla birlikte artık ulus- lararası yıldız mertebesine yüksel- di ğ i rahatlıkla söylenebilirdi. Hırvatistan elemelerde bundan sonraki maçlarındaysa tek yenilgi- sine Ukrayna deplasmanında 1-0’lık skorla u ğ rayacak, ayrıca deplasmanda Litvanya ile 0-0, Zagreb’de de İ talya ile 1-1 berabere kalacaktı. Suker, bumaçta da penaltıdan a ğ ları havalandırarak İ talya’yı yine bo ş geçmemi ş ti. 10maçlıkmücadelenin sonunda da Hırvatistan ve İ talya 23’er puan toplarken Hırvatlar rakiplerini ikili averajda geride bırakıp grup lideri olarak EURO 96’ya gidecekti. Suker ise 10maçta attı ğ ı 12 golle elemele- rin en golcü oyuncusu olmu ş tu. Sevilla forması altındaysa Suker 1994-95 sezonunu ligde 17 golle ta- mamlarken takımıyla bir lig be ş in- cili ğ i elde etmi ş ve böylece Sevilla ile ilk kez Avrupa kupalarında boy gösterme fırsatını da yakalamı ş tı. 1995-96 sezonunda İ spanya’yı UEFA Kupası’nda temsil eden dört takımdan biri olan Sevilla, ilk turda Botev Plovdiv, ikinci turda da Olympiakos’u elemesinin ardından üçüncü turda ş anssız bir kura çekerek Barcelona’yla e ş le ş mi ş ti. E ş le ş menin Sevilla’daki ilk aya ğ ı Suker ve Gheorghe Hagi’nin kar ş ı- lıklı golleriyle 1-1 sona erse de Camp Nou’daki rövan ş ta Barcelona a ğ ır basıyor ve 3-1 galip gelerek adını çeyrek finale yazdıran taraf olu- yordu. Suker, UEFA Kupası’nda çık- tı ğ ı altı maçta dört golle oynarken ligdeyse takımı adına bu kez 16 gol kaydetmi ş ti. Fakat Sevilla yine büyük bir bocalama ya ş amı ş ve sezonu 12’nci sırada noktalamı ş tı. Be ş sezonluk Sevilla-Suker birlik- teli ğ inin bu noktadan sonra sona ermesiyse kuvvetle muhtemeldi zira Suker o yaz, Hırvatistan’ın bir numaralı gol aya ğ ı olarak EURO 96’da vitrine çıkacaktı. Hırvatların ilk tur gruplarındaki rakipleriyse son ş ampiyon Danimarka’nın yanı sıra Portekiz ve Türkiye olmu ş tu. EURO 96’da yıldızla ş tı Avrupa Ş ampiyonaları’ndaki ilk maçına 11 Haziran 1996’da Notting- ham’da, Türkiye kar ş ısında çıkan Hırvatistan, maçın büyük bölü- münde oyunu Türkiye ceza saha- sına yıkmaya çalı ş mı ş tı. Ancak Türkiye savunmada gayet ba ş arılı bir oyun sergiliyordu ve rakibine ciddi sayılabilecek bir gol pozisyonu da vermiyordu. Maçta son 15 daki- kaya girilirken Hırvatistan Teknik Direktörü Miroslav Blazevic, hü- cumdaki etkisizli ğ in sebeplerinden biri olarak gördü ğ ü Alen Boksic’i, Goran Vlaovic ile de ğ i ş tirdi ğ indeyse belki de maçın kaderi çizilmi ş ti. Zira 10 dakika sonra Türkiye’nin kazan- dı ğ ı bir kö ş e vuru ş unda, ay-yıldızlı oyuncular maçta belki de ilk kez Sevilla’da takımarkada ş ı Maradona ile bir gol sevinci ya ş ıyor... EURO 96’da takımarkada ş ı Boban’la...

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==