TamSaha 210. Sayı / Mayıs 2022
mini ya ş amaktaydı ve Franco yönetiminin de iltimaslı çocu ğ u konumundaydı. Millî takımlar dü- zeyindeki ş anssızlı ğ ıysa do ğ du ğ u topraklarda ya ş anan rejimde ğ i- ş iklikleri nedeniyle kariyerinin ba ş larında adeta rüzgâra kapılmı ş bir güz yapra ğ ı gibi oradan oraya savrulması ve üç farklı millî takı- mın formasını giymesi fakat bu millî maceraların hiçbirinin uzun soluklu olmamasıydı. Bu nedenle, Barcelonalıların gönlünde her daim enmûtena yerde olmasına kar ş ın futbol dünyasının geri kalan büyük ço ğ unlu ğ u için “tüm zamanların en iyi futbolcuları” anıldı ğ ında ya unutulan ya da bu gibi bir listenin sonlarına geli- nirken lütfen hatırlanan bir isim olmanın talihsizli ğ iyle de kar ş ı kar ş ıya kalmı ş tı. 17 Mayıs 2002’de ya ş amını yitiren efsane ismin ve- fatının üzerindense bu ay itibarıyla tam 20 sene geçmi ş durumda. Bu vesileyle kendisini bir kez daha saygıyla yâd ediyoruz. Laszlo Kubala Stecz, 10 Haziran 1927’de, Budape ş te’de do ğ mu ş tu. Annesi Anna Stecz (Slovakçada Steczova) Polonyalı, Slovak ve Macar kökenli bir aileden gelmek- teydi. Babası Pal Kubala Kurjas ise Budape ş te’deki Slovak azınlı ğ a mensuptu. Yeni do ğ an o ğ ullarına verdikleri ismin de Macarcası Laszlo, Slovakçadaki kar ş ılı ğ ıysa Ladislav’dı. Laszlo Kubala’nın futbolcu olması hâlinde karmaka- rı ş ık bir millî takımkariyerinin olaca ğ ı sanki daha en ba ş ından belli gibiydi. Kubala ailesi Budape ş te’nin i ş çi sı- nıfına mensup, yoksul bir aileydi. Baba Pal duvar örme ustasıyken anne Anna ise evlerinin yakının- daki bir fabrikada çalı ş maktaydı. Laszlo’nun ise daha küçük ya ş tan itibaren hayalinde futbolcu olmak vardı. Laszlo 11 ya ş ına geldi ğ inde, ya ş adı ğ ı ülke olan Macaristan’ın millî takımı 1938 Dünya Kupa- sı’nda final görecekti. Muhtemelen bölgenin futboldaki bu ba ş arısının da etkisiyle Laszlo’nun içindeki futbolcu olma arzusu da gitgide büyüyecekti. Zaten birkaç ay sonra, 1939 yılının ba ş larında o dönemde Macaristan’ın üçüncü liginde boy göstermekte olan Ganz TE kulübünün altyapısına kaydo- larak bu u ğ urda ilk somut adımla- rını da atacaktı. Futbolculuk yolundaki hızlı ilerleyi ş Topla birlikte çok çabuk hareket- lenebilen, bire birde hemen her- kesi çalımlayabilen, açık alanda gayet süratli ve ş utları da son derece isabetli olan Laszlo’nun gelecekte büyük bir futbolcuya dönü ş ece ğ ini fark etmek, altyapı hocaları için pek de zor de ğ ildi. Zaten kulübe geldi ğ inde henüz 11 ya ş ında olmasına kar ş ın ilk birkaç denemenin ardından onu 14-15 ya ş gruplarıyla birlikte çalı ş tır- maya ba ş lamı ş lardı. 17 ya ş ına gel- di ğ inde de kendisini Ganz TE’nin A takımkadrosuna dâhil edecek- lerdi. Burada yakla ş ık 10maça çıkmasının ardındansa ülkenin en önemli kulüplerinden Ferenc- varos’un yetkililerinin radarına takılacak ve apar topar ye ş il-be- yazlı takıma transfer edilecekti. Kubala’nın o ana kadarki yükseli ş i ba ş döndürücü bir hızdaydı. Ken- disini yeti ş tiren takım adına alt liglerde çocuk sayılabilecek ya ş ta sahaya çıkmasından birkaç ay sonra Macaristan’ın en büyük ta- kımlarından birinin formasını giy- mekteydi. Ferencvaros ile bir sene içinde çıktı ğ ı 50maçta 33 kez file- leri havalandırmasıyla da ülkenin en önemli yıldız adaylarından biri oldu ğ unu iyice gösterecekti. Ancak 1945 yılının sonlarına ge- lindi ğ inde ya ş anacak iki geli ş me, Kubala’nın oturmakta olan düze- nini tamamen altüst edecekti. Önce babası Pal vefat etmi ş ti ve bunun ardından da annesi Anna, daha çok akrabasının bulundu ğ u Çekoslovakya’nın Bratislava ş eh- rine ta ş ınmı ş tı. Bunun ardındansa Kubala’yı, 18 ya ş ını doldurdu ğ u için askere ça ğ ırmı ş lardı. II. Dünya Sava ş ı daha yeni sona erdi ğ inden insanların hâfızalarında sava ş ın deh ş eti hâlâ çok tazeydi. Dolayısıyla Kubala da orduya katılmak istemi- yordu. Zira yakın gelecekte insanlı- ğ ın benzer bir felâketle kar ş ıla ş ıp kar ş ıla ş mayaca ğ ını bilmekmüm- kün de ğ ildi. Bunun üzerine Kubala, Macaristan’ı terk edecek ve anne- sinin yerle ş ti ğ i Bratislava’nın yolunu tutacaktı. Bratislava’da hayatını de ğ i ş tiren tanı ş ma Bratislava’daki yeni ya ş antısı, genç futbolcu açısından gayet iyi ba ş la- mı ş tı. Kulüp olarak yeni adresi, ş eh- rin en güçlü takımı konumundaki Slovan Bratislava’ydı. Kubala’nın hayatındaki bir di ğ er önemli dönüm noktasını da bu kulüpte, teknik direktör Ferdinand Daucik ile tanı ş - ması te ş kil edecekti. Birincisi, Dau- cik onu bir futbolcu olarak daha da parlatacaktı. İ kincisi ve daha da önemlisiyse Kubala, Daucik’in ken- disiyle ya ş ıt olan kız karde ş i Anna Viola ile tanı ş acak, çift birbirlerine kısa süre içinde â ş ık olacak ve bir yıl içinde de evleneceklerdi. Kubala, Çekoslovakya’da bulun- du ğ u kısa süre zarfında bu ülkenin millî takımına da seçilmi ş ti. Çekos- lovakya formasıyla ilkmaçına 27 Ekim 1946’da Viyana’da, Avusturya kar ş ısında çıkan genç oyuncu, Çekoslovakya formasını 14 ay içerisinde altı kez giyecek ve bumaçlarda dört de gol kaydede- cekti. Ne var ki Kubala’nın kariye- rindeki bu ikinci parlak ba ş langıç da ilki gibi kısa ömürlü olacaktı. Sebebi de yine ilkinde oldu ğ u gibi genç oyuncunun askere alınma korkusuydu. 1948’e gelindi ğ ine bu kez Çekoslovakya ordusu tara- fından askere ça ğ rılmı ş tı. Bunun sonucunda da kendisi bir kez daha çareyi sınırın di ğ er tarafına geç- mekte buluyordu. Yakla ş ık iki yıl evvel do ğ du ğ u ülkeden ayrıldı ğ ında Macaristan’ın resmi adı Macaristan Krallı ğ ı’ydı. Lâkin 1 Ş ubat 1946’da krallık son bulmu ş ve yerine İ kinci Macaristan Cumhuriyeti kurul- mu ş tu. Kubala da bu rejimde ğ i ş ik- li ğ i sonrasında asker kaça ğ ı olarak görülmeyece ğ ini umarak yeniden Budape ş te’ye gelmi ş ve bu kez Vasas kulübüyle sözle ş me imzalamı ş tı. Vasas ile açtı ğ ı yeni sayfada da kali- tesini ortaya koymakta geç kalma- yan Kubala, Macaristan Millî Takımı Teknik Direktörü Tibor Gallowich tarafından Macaristan’ın 1948 yılın- daki Balkan ve Orta Avrupa Kupası’nda oynadı ğ ı üç maç için kadroya da alınacaktı. Macaris- tan’ın yanı sıra Çekoslovakya, Polonya, Yugoslavya, Romanya, Bulgaristan ve Arnavutluk’un da katıldı ğ ı turnuva, tek devreli lig usulüne göre oynanmaktaydı. Kubala, Macaristan formasını ilk olarak 23 Mayıs 1948’de Tiran’da oynanan Arnavutlukmaçında gi- yerken kar ş ıla ş ma golsüz beraber- likle sona ermi ş ti. Daha sonra Ekim ayındaki Romanya ve Kasım ayın- daki Bulgaristan deplasmanlarında da sahaya çıkan genç oyuncu, buna kar ş ın golle tanı ş amamı ş tı. Söz ko- nusumaçlardan ilkini 5-1 kazanıp ikincisini 1-0 kaybeden Macaristan ise turnuvayı ş ampiyon olarak tamamlamı ş tı. Altın Takım’da yer alma fırsatını kaçırdı Aslında Kubala, Macarların “Aranycsapat” yani “Altın Takım” olarak anacakları jenerasyona en ba ş ından dâhil olma ş ansını yaka- lamı ş tı. Millî formayı giydi ğ i maç- larda sahayı payla ş tı ğ ı oyuncular arasında Ferenc Pu ş ka ş , Nandor Hi- degkuti, Jozsef Bozsik gibi isimler vardı. Zaten 1949 yılında teknik di- rektörlü ğ e Gusztav Sebes’in getiril- mesi ve yukarıdaki isimlerin yanına da Sandor Kocsis ile Zoltan Czi- bor’un eklenmesiyle birlikte Altın Takım’ın iskeleti iyice belirginle ş e- cekti. Böylesi bir takımda yer al- ması hâlinde Kubala uluslararası düzeyde belki çok daha büyük bir ş öhrete sahip olabilirdi. Hatta kim bilir, belki de Macaristan’ın tüm za- 116 117 Kubala, Macaristan Millî Takımı’nda uzun süre birlikte oynama fırsatı bulamadı ğ ı Koscis ve Czibor’la Barcelona forması altında bulu ş acaktı...
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==