TamSaha 210. Sayı / Mayıs 2022

Örnek aldı ğ ımhoca figürü Aykut Kocaman. Kendisiyle 6 sene çalı ş - tım. Futbolcuyken de sorumluluk alan, takımı çok sahiplenen, çok dü ş ünen, futbolu çok ya ş ayan bir oyuncu oldu ğ um için aslında fut- bolculu ğ umda biraz yardımcı hoca gibiydim. O yüzden benim için bu geçi ş çok zor olmayacak. Ama bakı ş açımmuhakkak de ğ i ş ecek. Almanya’da do ğ up büyümenin verdi ğ i e ğ itim, büyük kulüplerde çalı ş tı ğ ımde ğ erli hocalardan aldık- larım… Bunların hepsini birle ş tirip modern futbolun iki yönlü, hızlı geçi ş oyununu nasıl en iyi ş ekilde ba ş arabilirim; bunun hesaplarını yapıyorum. Futbolculuktan hemen hocalı ğ a geçmek istemiyorum. E ğ i- timime zaman ayırmak amacında- yım. Hem lisanslarımı almak hem de tecrübe kazanmak niyetinde- yim. Ş u an futbolu bırakıp hemen hocalı ğ a geçen arkada ş larımız var. Onlara da ba ş arılar dilerim. Ama ben biraz daha e ğ itime yönelmek istiyorum. Bazı yorumları dinliyo- rum; ehliyeti olmadan antrenörlü ğ e ba ş lamanın yanlı ş oldu ğ unu söylü- yorlar. Bence haklılar da… Her ş eyin bir süresi var. Bence o süreyi iyi de- ğ erlendirmek gerekiyor. Ba ş ladı ğ ın zaman hazır olmalısın. Futbolcu- lu ğ u bir kenara bırakıp, “Evet ben bir ö ğ retmenim, teknik direktö- rüm” demek gerekiyor. İ n ş allah tek hayalimve hedefim futbolcuları geli ş tirerek onlara bir ş ey katmak. Türkiye’de 18 seneyi dolu dolu ya ş adın. Önümüzdeki 20 yılda Türk futbolu adına nasıl bir ilerleme kaydedilir? Türk futbolcusu çalı ş mayı sevmeye ba ş ladı. Bu güzel olan gözlemlerim- den bir tanesi. Özellikle 1980 jene- rasyonundan sonraki grup, çalı ş - mayı seven bir jenerasyon. 1990 ve 2000’li jenerasyon çalı ş mayı daha çok seviyor ama tabiî hepsi için söylemiyorumbunu. Altyapıdan çıkan oyunculara bakıyorum, fizik olarak hazır olmayanlar var. Yabancı oyuncular çalı ş kan ve e ğ itimli oldu ğ u için onlar da biraz bizimkileri kamçılıyor. Biraz yol kat ettik. 15 sene önce altyapıdan çıkan oyuncunun tembelli ğ i ile ş u an alt- yapıdan çıkan oyuncunun tembel- li ğ i bir de ğ il. Bir ilerleme var. Ş imdi organizasyondan bahsettik ya… 13 ya ş ındaki çocu ğ umuza okul ta- kımında torpil geçmeyip, e ğ itimini düzgün verip, yetene ğ ini 13 ya ş ına gelene kadar 600maç oynatarak geli ş tirebilirsek, o zaman 20 yıl sonra bizimde Dünya Kupası’nda hedefimiz olabilir. Ama bu organi- zasyon olmazsa 24 yıldır katılama- dı ğ ımız Dünya Kupası’na 20 yıl içinde katılabilir miyiz? Bilmiyorum. Yetenekli oyuncularımızı kaybet- meden nasıl daha verimli hâle getirebiliriz? Bunun nedenlerini açıklamaya ça- lı ş tım… 10 ya ş ındaki çocuk turnuva oynamaya, maç kazanmaya alı ş ı- yor, rakip kimolursa olsun yaratıcı- lı ğ ını sahada göstermeye ba ş lıyor. 102 Bizde ise bu durummaalesef hâlâ çok geç. Geç ba ş lamasına ra ğ men yetenekli oyuncular çıkıyor. İ ki haftada dünya yıldızı yapıyoruz. Dördüncü haftada, “Bununmaç performansı oturmamı ş ” diyoruz. Sekizinci haftada, “Bu çocuk yük- selince ş a ş ırmaya ba ş ladı” demeye ba ş lıyoruz. Neden? Çocuk öyle bir kaos ortamında büyüyor ki… Ve o çocuk büyüyünce ya da büyük takıma transfer olunca, “Ben insan- lardan hesap soraca ğ ım” diyor. Maalesef o tarz oyuncular yeti ş tiri- yoruz. Çocuk bu tarz sıkıntılarla büyüdü ğ ü için karakteri de kin tut- maya dönük olabiliyor. Çünkü öyle görmü ş . 10 ya ş ındayken yetenekli diye ö ğ retmeni torpil geçmi ş . Okul müdürü, “Senin gelmene gerek yok. Okul takımında oyna yeter” demi ş . Okul takımındaki hocası akıl ver- mekten korkuyor, suyuna gidiyor. E pohpohlama derken 18 ya ş ında yetenekli ama dünya futboluna hiçbir ş ekilde uygun olmayan bir karakter yeti ş iyor. Kaybolup gidiyor maalesef. İ simvermek istemiyo- rum. İ simverildi ğ i zaman benim zoruma giderdi çünkü. Biz Sergen Hocaya hayran büyüdük. Yorumcu- luk yaparken bizim için negatif bir ş ey söylerdi, benim zoruma giderdi. Ona duydu ğ umhayranlık bir tarafa geçerdi… O yüzden ben hiçbir TV kanalında genç oyuncularla ilgili yorumyapmak istemiyorum. Çünkü benimkalbimin kırıldı ğ ı ş eyi ba ş kasına ya ş atmak istemem. Hele de hayranı oldu ğ umbir insan bunu söyledi ğ i zaman iki kat koyuyor. Bir yandan kırgınsın, bir yandan da sana ders oluyor. Sen bunu bir sonraki jenerasyona yapmamalısın. Bu da bana ders olmu ş tur. Bugün Türk futbolunun yetkili mevkilerinde senin geçti ğ in yollardan geçen Hamit Altıntop, O ğ uz Çetin gibi çok de ğ erli isimler var. Tüm anlattıklarının farkında olan ve bir ş eyleri de ğ i ş tirmek iste- yen bir ekip görevde… Bu konuda neler söylemek istersin? O ğ uz Hocamdan ba ş layayım… Ben AMillî Takım’a gitti ğ imde, yardımcı hocaydı. O ğ uz Hocanın oynadı ğ ı maçları canlı olarak izleyemedim ama sonradan kayıtları seyretti- ğ imde vizyonunun ne kadar geni ş oldu ğ unu, bir satranç oyuncusu gibi be ş hamle sonrasını dü ş ündü ğ ünü gördüm. Gerçekten böyle bir futbol- cuydu… Onun önderli ğ inde bir antrenör e ğ itimi var ş u anda. Bu saydı ğ ım organizasyonları kimler yapacak? E ğ itimli antrenörler ya- pacak… Biz ona da biraz geç ba ş la- dık ama sa ğ olsunlar ba ş ladık. Çok güzel bir yapılanma var. Bu yapı- lanmanın ba ş ında da çok önemli bir isimolan O ğ uz Çetin var. Modern futbolun her dalını kapsayacak ve altyapısını dolduracak bir insan var ba ş ta… Bu Türk futbolu için büyük ş ans. İ n ş allah iyi antrenörler yeti ş - ti ğ i zaman gelece ğ i kurtarmı ş ola- ca ğ ız. BAL Ligi’nin de antrenörünün iyi olması bizim için çok önemli, Süper Amatör’ün de iyi olması çok önemli… Bir amatör takımın bile U15’te, U13’te, U11’de, U9’da iyi tek- nik direktörleri olursa biz o zaman bu yarı ş a dâhil olabiliriz. Ancak o zaman Almanya, Fransa, İ ngiltere, Brezilya ile yarı ş abiliriz. Bu söylediklerini destekleyen insanlar görevde… Evet, ş imdi oraya geliyordum. O ğ uz Hocamı da Hamit a ğ abeyi de beni de Almanlar yeti ş tirdi. Adamdört kere Dünya Ş ampiyonu olmu ş . Neden? Takım oyununu benimse- mi ş . Müller’in röportajı var. Diyor ki, “Biz dünyanın en iyi oyuncusunu çıkarmayız ama millî formamızda dört yıldız var. Çünkü biz bir takım oyuncusu çıkartırız.” Hamit a ğ abey de O ğ uz Hocamda büyük bir ş ans… O kariyer ve vizyona sahip insanlar, size bahsetti ğ im organizasyonu kurar. Emre Belözo ğ lu kurar, Okan Buruk kurar. Bir sonraki süreçte ben kurarım, biz kurarız. Buna de ğ inmeye çalı ş ıyorum… Bu orga- nizasyon kurulunca biz Dünya Kupası’nda boy gösterebiliriz. 103 “ Örnek aldı ğ ımhoca figürü Aykut Kocaman. Almanya’da do ğ up büyümenin verdi ğ i e ğ itim, büyük kulüplerde çalı ş tı ğ ımde ğ erli hocalardan aldıklarım… Bunların hepsini birle ş tiripmodern futbolun iki yönlü, hızlı geçi ş oyununu nasıl en iyi ş ekilde ba ş arabilirim; bunun hesaplarını yapıyorum.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==