TamSaha 207. Sayı / Şubat 2022
oyun zekâsı da eklenince takımını son sürat ileri ta ş ıyabilen ve forvet- leri ka ş la göz arasında pozisyona sokabilen, hatta yeri geldi ğ inde biz- zat kendisi de skoru de ğ i ş tirebilen bir oyuncu profili ortaya çıkmak- taydı. Aberdeen’deki göz kama ş tı- ran oyunu sonrasında Manchester United’a transfer olan, kısa bir süre sonra da eski hocası Ferguson ile yolu burada da kesi ş en Strachan, kariyerinin son demlerindeyse Leeds United ile mucizevi bir İ ngil- tere Ligi ş ampiyonlu ğ u da ya ş a- mı ş tı. Ada futbolunda 1980’lerin en önemli isimleri arasında kendi- sine haklı bir yer edinen Strachan, futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlük kariyerinde de Celtic’le ş ampiyonluklar kazandı. Ba ş arılı futbol adamı bu ay 65 ya ş ını geride bırakacak. Babasının hayalleri, onun gerçekleri olacaktı Gordon David Strachan, 9 Ş ubat 1957’de, İ skoçya’nın ba ş kenti Edin- burgh’nın Muirhouse semtinde do ğ du. Babası Jimbir in ş aat i ş çi- siydi. Annesi Catherine ise bir viski damıtma evinde çalı ş ıyordu. Jim, aynı zamanda futbola çokmeraklı birisiydi ve amatör olarak futbol da oynamı ş tı. Fakat Raith Rovers ku- lübünde deneme antrenmanlarına çıkmasına kar ş ın transfer edilme- yince profesyonel futbolculuk ha- yallerine noktayı koymak zorunda kalmı ş ve hayatını idame ettirebil- mek için in ş aatlarda iskele kurma gibi yorucu ve tehlikeli bir i ş te çalı ş maya ba ş lamı ş tı. Jim, futbolcu olma sevdasından vazgeçmek zorunda kaldıysa da futbol sevdası bâkiydi. O ğ lu Gordon do ğ du ğ unda da bu kez onun futbolcu olmasıyla ilgili hayaller kurmaya ba ş layacaktı. Gordon’ın futbolu sevmesi için de daha yürü- meye ba ş ladı ğ ı andan itibaren ona oynaması için çe ş itli toplar alacaktı. Küçük Gordon’ın futbol i ş tahını asıl kabartansa babası tarafından götü- rüldü ğ ü ilk futbol maçı olacaktı. Jim, Edinburgh’nın köklü kulüple- rinden Hibernian’ın taraftarıydı. Hibernian, en parlak dönemini 1940’ların sonu ve 1950’lerin ba ş ında be ş yılda üç kez İ skoçya ş ampiyonu olarak ya ş amı ş tı. Jimde bizzat bu zaferlere tanıklık etmi ş ti. Hâliyle o ğ luna da hep o ş ampiyon- lukları anlatıp Hibernian sevgisi a ş ılamaya çalı ş ıyordu ama çocu ğ u bir maça götürmeden de onu tam mânâsıyla bir taraftar hâline getire- meyece ğ ini biliyordu. Bu yüzden, takvimler 16 Mart 1963’ü i ş aret ederken, altı ya ş ındaki Gordon’ı omuzlayıp Hibernian’ın stadı olan Easter Road’un yolunu tutmu ş tu. Tesadüfe bakın ki Hibernian’ın o günkü rakibi, Gordon’ın gelecekte formasını giyece ğ i Aberdeen’di. Aberdeen’in sa ğ açı ğ ı Charlie Cooke ise maçın en etkili oyuncusuydu ve özellikle Jim ile Gordon’ın bulun- du ğ u tribünün önünde oynadı ğ ı devrede Hibernian savunmasına çok zor anlar ya ş atmı ş , bir de gol kaydetmi ş ti. Maçı da Aberdeen 3-2 kazanmı ş tı. Tuttukları takımın kay- betti ğ ini görmek Jimve Gordon’da bir hayal kırıklı ğ ı yaratmı ş tı belki ama Jim’in, o ğ lunun futbola iyice kafayı takmasına yönelik tuttu ğ u dilekler de gerçek olmu ş tu. Zira Gordonmaçta gördüklerinden öyle- sine etkilenmi ş ti ki, artık vaktinin ço ğ unu futbol oynayarak geçiriyor ve topu aldı ğ ında da sürekli omaçta izledi ğ i Charlie Cooke gibi dripling yapmaya çalı ş ıyordu. Aynı yılın A ğ ustos ayının sonuna gelindi ğ inde Gordon, evlerinin yakı- nındaki Silverknowes İ lkokulu’na kaydettirilecekti. Okulda yapmayı en çok sevdi ğ i ş ey de tahmin edebi- lece ğ iniz üzere bahçede top oyna- maktı. Yeteneklerinin çevresindeki di ğ er ö ğ rencilerin, hatta ö ğ retmen- lerinin takdirini kazanması da çok sürmeyecekti. Kendi ya ş ıtları ara- sında bile ufak tefek duruyor olma- sına kar ş ın yetene ğ i sayesinde iki sınıf üstteki ö ğ rencilerin takımla- rına girmi ş ti ve onların arasında oynarken de topu aya ğ ına aldı ğ ında herkesi pe ş ine takmasını biliyordu. Ortaokula geldi ğ inde Gordon artık çevresindeki tüm çocuklardan açık ara daha iyi futbol oynamaktaydı. Okul takımıyla çıktı ğ ı maçlarda da hâliyle fazlasıyla dikkat çekmek- teydi. Ortaokula geldi ğ inde de okul takımlarında yer alan oyuncular- dan ya ş gruplarına seçilenmillî takımlara ça ğ rılmı ş tı. Bu tip oyun- cular “schoolboy international” olarak adlandırılmaktalardı ve birçok kulüp, altyapılarına yıldız potansiyeli ta ş ıyan çocukları dâhil edebilmek için bu oyuncuları izlemekteydi. Gordon ortaokul son sınıftayken de onu okullar düzeyin- deki millî takımmaçlarında seyret- mi ş olan Dundee kulübü yetkilileri kendisine altyapılarına katılması yönünde teklifte bulunacaktı. Dundee için Manchester United altyapısını reddetti Gordon, büyük bir hevesle bu teklifi kabul etmi ş ti etmesine ama birkaç gün sonra beklenmedik bir geli ş me daha oluyordu. Strachan ailesinin kapısı gece 10.30 gibi çalınmı ş tı ve babası Jimde geç saatte çalan zili duyunca büyük bir tedirginlikle kapıyı açmı ş tı. Kapıdaki ki ş i İ ngilte- re’den geldi ğ i için gecikti ğ ini söyle- yip özür diledikten sonra adeta bomba gibi bir haber verecekti. Kendisi Manchester United’ın alt- yapı yetkililerindendi ve Gordon’ı transfer etmek istediklerini söylü- yordu. Teklifin kabul edilmesi hâ- linde kısa süre içinde Manchester’a gideceklerini ve onu, takımın yıldızı George Best’le tanı ş tıraca ğ ını da sözlerine ekliyordu. Özellikle bu son kısım, Britanya’da 14 ya ş civarın- daki neredeyse tüm erkek çocukla- rının teklifi kabul etmesini sa ğ layabilecek bir ayrıntıydı. Fakat Gordon sözüne sadık birisiydi ve Dundee kulübüne söz verdi ğ i için United’ın teklifini kabul edemeye- ce ğ ini üzülerek bildirecekti. Aslında Dundee altyapısının, United’ınkine kıyasla Gordon’a sun- du ğ u iki de avantaj vardı. Birincisi, Dundee’nin Edinburgh’dan arabayla bir buçuk saat uzaklıkta olmasıydı. Dolayısıyla Gordon, ailesinden uzun süre ayrı kalmayacaktı. İ kincisiyse, United altyapısının Birle ş ik Kral- lık’ın dört bir yanından gençleri topluyor olmasıydı. Üstyapı için çok fazla yetenekli adayı barındıran bir altyapıda bu yo ğ unluktan ötürü bazen önemli yetenekler bile yete- rince dikkat çekemeyebiliyordu. Ama Dundee altyapısında Gordon yetene ğ indeki bir oyuncunun harcanıp gitme ihtimâli çok daha dü ş üktü. Sonuçta Gordon, 1971 yazında ortaokulu bitirmesinin ardından Dundee altyapısından içeri adımını atacaktı. Ailesinden ayrılmamak için Dundee’ye ta ş ınmamı ş tı ve her gün trenle antrenmanlara gidip geri dönmekteydi. O sıralar, ailecek tut- tukları takım olan Hibernian da kendisine altyapılarına katılmasını teklif etmi ş ti. Fakat kulüp hiçbir masrafı kar ş ılamaya da yana ş mı- yordu. Babası Jim, en azından o ğ lunun futbol ayakkabılarını kulübün temin etmesi gerekti ğ ini söylemi ş , kulüp bunu bile kar ş ıla- mak istemeyince de anla ş ma gerçekle ş ememi ş ti. Gordon bir yandan da lisede e ğ iti- mine devam ediyordu. Gelgelelim okul bahçesinde futbol oynama hevesinden vazgeçmemesi ona az kalsın pahalıya mal olacaktı. Zira lise birinci sınıftayken bahçede top oynadı ğ ı bir gün gömlek ce- binde kalemini unutmu ş tu ve yere dü ş tü ğ ü bir esnada da o kalem sa ğ gözüne batmı ş tı. Sonrasında kendisiyle ilgilenen doktorun dedi ğ ine göre gözü, milimetreden bile küçük bir farkla kurtulmu ş tu. E ğ er gözünü kaybetmi ş olsaydı, hayatının akı ş ı muhtemelen ba ş tan a ş a ğ ı de ğ i ş ecekti. Bu kazayı ucuz atlatmasının ardın- dan Gordon artık futbolla ilgili ener- jisinin tamamını antrenmanlara saklıyordu. Bunun kar ş ılı ğ ını da çok geçmeden alacaktı. Dundee altya- pısındaki ikinci ve üçüncü sezonla- rında Dundee’nin rezerv takımıyla da maçlara çıkmaya ba ş lamı ş , üstüne üstlük bu iki sezonda da 86 87
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==