TamSaha 202. Sayı / Eylül 2021

Futbolun önümüzdeki be ş sene içinde gidece ğ i konum: Üç stoper; olası durumlarda dörtlüye geçmek içinmuhtemelen birisi savunma gücü a ğ ır basan bir bek oyuncusu. Birinin boyu en az 1.85 olan iki merkez orta saha. İ ki kanat bek. Muhtemelen zayıf takımlarda savunmacı bek, güçlü takımlarda tempolu… İ ki ofansif orta saha ve bir de komple santrfor. Bu sistemi do ğ ru oynayan küçük veya büyük takımların birço ğ u ba ş arılı olacaktır. izami futbol sahaları en olarak 45 - 90metre arası, boy olarak 90 - 120metre arasında de ğ i ş e- bilir. Bu boyutlar içerisinde tek- nik adamveya futbolcuların do ğ ru pozisyon alması ve birlikte oynamaları için en önemli alı ş - kanlıklardan biri do ğ ru parselas- yonu takıma adapte etmektir. Aynı emlak piyasasında oldu ğ u gibi hangi bölgenin nerede ba ş - ladı ğ ını veya nerede bitti ğ ini görmemize yardımcı olmak için, sahayı üç e ş it parçaya böldü ğ ü- müzde kalemizden itibaren oyun kurdu ğ umuz yere birinci bölge, her iki takımın orta sahası olan bölüme ikinci bölge ve geri kalan hücumbölgesine üçüncü bölge diyoruz. Dikey olarak ayrılan bu parse- lasyonun bir de yatay olarak ayrıldı ğ ı ş ekli var. Burada da bölgeler sa ğ kanat, merkez ve sol kanat olarak adlandırılıyor. Bu her iki parselasyonu kullan- dı ğ ımızda sahayı 9 e ş it bölgeye bölmü ş oluyoruz. 2000’li yılların ba ş ında Liverpool John Moores Üniversitesi Profesörü olan Tom Reilly, bu saha parselasyonun- daki birinci, ikinci ve üçüncü böl- geleri tam ortadan bölecek üç yatay çizgi daha çizerek futbol sahasını birbirine e ş it 18 parçaya ayırmı ş tır. TomReilly bu dö- nemde 98 Dünya Kupası ve 2000 Avrupa Ş ampiyonası’nda atılan gollerin hepsini analiz ediyor. Analizlerinin sonucunda ş öyle bir sonuç çıkıyor ki, gollerin ne- redeyse hepsinde 14 numaraları parselasyonun aksiyonu var. Yani bu bölge atılan gollerin bir- ço ğ una, do ğ rudan veya dolaylı olarak etki ediyor. Bu tespit ne- redeyse o zaman kadar tüm ta- kımların oynadı ğ ı klasik 4-4-2 takti ğ inin ço ğ u takım tarafından askıya alınmasına sebep olmu ş - tur. Çünkü klasik 4-4-2’de 14. bölge o kadar sık kullanılan bir bölge olamıyordu. Bu durum sonrasında yerini 4-4-2 baklava orta saha dizili ş ine, ardından da 4-3-3’lere bıraktı. Bu çalı ş manın sonrasında futbolun zirvesi olan Ş ampiyonlar Ligi’nin ş ampiyon- larına bakmak gerekirse; 2002’de geni ş baklava 4-4-2’si ile Real Madrid, 2003’te Milan, 2004’te Porto, 2005’te Liverpool, 2006’da Barcelona, 2007’de Milan ve 2010’da Inter’de saha dizili- ş inde ş ekil de ğ i ş tiren Mou- rinho’nun 4-4-3’ü ve hemen akabinde 2011’de 4-3-3 oynayan Barcelona. Bu analizde de görül- dü ğ ü gibi sahanın 18 parçaya bölünüp 14 numaralı bölgenin de ğ erinin anla ş ılmasıyla 10 se- nelik süreçte takımlar bu analiz sayesinde ba ş arıya ula ş mı ş , dünyada 10 numara mevkii olarak adlandırılan ofansif orta sahaların önemi anla ş ılmı ş tı. Bunun ardından bu parselasyo- nun da de ğ i ş mesiyle 18 e ş it parçaya bölünen futbol sahası, 70 71 2010’lu yıllarda 30 e ş it parçaya bö- lündü. 2010-2014 arası Barcelona ve İ spanya Millî Takımı’nın ba ş arılı so- nuçlarıyla birlikte 4-3-3 futboldaki yeni hâline geldi. Hatta Barcelo- na’dan çıkan bu sistemin İ spanya Millî Takımı’na da paralel yansıması sonucu, EURO 2012, Avrupa Ş ampi- yonaları tarihinde maç ba ş ına 751 pasla açık ara en çok pas yapılan turnuva olmu ş tu. Ba ş ta heyecan verici olan akıcı topa hâkimolma oyunu, zamanla yerini topa sahip olarak savunma yap- maya bırakmı ş ve sıkıcı bir hale dö- nü ş mü ş tü. Pep Guardiola ne kadar sevimsiz baksa da halk dilinde buna “Tiki-Taka” ismi verilmi ş ti. Ancak İ spanyolların bu tezine yıllar sonra Almanlardan bir antitez geldi ve bu da 4-2-3-1’di. Aynı ş ekilde Barcelona ve İ spanya Millî Takımı gibi topa sahip olma oyunu oyna- yan Almanlar, sadece bu oyunu daha geni ş alanda ve farklı bir sistemle birlikte daha defansif garantiyle oynuyordu. Tabiî bu İ spanya topraklarından çıkıp bayra ğ ı Almanların devraldı ğ ı oyun sistemi de pek sürmedi ve EURO 2016’da direkt oyunun fut- bolda hâlâ en geçerli taktik sistemi oldu ğ unu görmü ş olduk. Topa sahip olma oyunu hem çok zor hemde o sistem için uygun bir jenerasyona ba ğ lıydı. EURO 2016’nın finalinde en direkt oynayan takımlardan ikisi yer aldı. 2016’dan sonraki en yakın turnuva olan 2018 Dünya Kupa- sı’nda da duran topların önemini görmü ş olduk. Duran topları iyi kullanan takımların ne kadar fark yarattı ğ ını İ ngiltere örne ğ i ile taze- ledik. Her 29 kö ş e vuru ş undan bi- rini gole çeviren İ ngiltere turnuva tarihine geçerken, bu rakam 2010 Dünya Kupası’nda 61 kö ş e vuru- ş unda birinin gol olmasıydı. 2012-13 sezonundaki Ş ampiyonlar Ligi finalinde kar ş ıla ş an Bayern Münih ile Borussia Dortmund ta- kımları arasındaki maç 4-2-3-1’in zaferini kanıtlıyordu. 4-2-3-1’in en büyük özelli ğ i 4-4-2 veya 4-3-3’teki ofansif orta sahaları yani 14 numaralı bölgeyi, iki savunma a ğ ırlıklı orta saha ile kar ş ılamasıydı. Dolayısıyla defansif açıdan daha katı bir sistemdi. Üstelik kanat oyuncularınız geri geldi ğ inde klasik 4-4-2 gibi sahaya hâkim olabiliyor, buna ra ğ men 14 numaralı parseli- nizdeki ofansif orta sahanız kendi alanında kalıyor, yaratıcılı ğ ını sergi- leyebiliyordu. Top kazanıldı ğ ı tak- dirde amaca daha uygun bir hâl N Modern futbolun taktiksel de ğ i ş imi Adnan Çakmako ğ lu John Moores Üniversitesi’nden Tom Reilly’nin parselizasyon çalı ş ması... Barcelona’dan ilhamalan İ spanya Millî Takımı, ş ampiyon oldu ğ u EURO 2012’de ma ş ba ş ına 751 pasa ula ş mı ş tı.... EURO 2016’da finali, direkt oyunun iki önemli temsilcisi Portekiz ile Fransa oynamı ş tı... Saha parselizasyonu

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==