TamSaha 202. Sayı / Eylül 2021

ye ş il sahalardan. Peki, bu özellikle- rin belki de hiçbirine yeterince sahip olmamasına kar ş ın futbol tarihinin en çok gol atan isimleri arasına girmi ş bir ki ş i olabilir mi? “Yok artık” demeye hazırlanıyorsa- nız size bir daha dü ş ünmenizi tav- siye etmek durumundayız zira fena halde yanılmak üzeresiniz. Nitekim Alman futbol efsanesi Gerd Müller tamda böyle bir golcüydü. Birebirde pek etkili oldu ğ u söyle- nemezdi. Zaten topla fazla dripling de yapmazdı. Röve ş ata veya makas gibi estetik vuru ş ları da pek tercih etmezdi. Topu en eri ş ilmez kö ş elere tatlı bir kavisle gönderen plaseler de imzası sayılmazdı. Çok sert ş ut çekmezdi, ceza sahası dı ş ından zaten nadiren yoklardı kaleyi. Hava toplarında da izbandut gibi savunmacıların yarımboy üzerine sıçrayıp çivi çakarmı ş çasına kafa vuru ş u yaptı ğ ı pek vâki de ğ ildi. Peki, nasıl oluyordu da bu nitelikler çerçevesinde bakıldı ğ ında gayet yetersiz bir futbolcu olarak bile gö- rülebilecek bir isim futbol tarihinin en golcülerinden biri haline gelebi- liyordu? İş te “golü koklamak” tâbirinin önemi tamda bu noktada ortaya çıkıyor. Öyle ki futbol dün- yasında bugüne dek onsekiz içinde nerede ve ne zaman durması ge- rekti ğ ini Gerd Müller kadar iyi kestirebilen ikinci bir isimbelki de çıkmamı ş tır. Takımının kalktı ğ ı atakta rakip ceza sahası azıcık ka- rı ş mayagörsün…Müller o karga ş a içinde ka ş la göz arasında topa dokunur ve fileleri havalandırırdı. Yüzlerce gol atmasına ra ğ men “jeneriklik” denebilecek pek golü yoktu. Gollerinin büyük kısmını da penaltı noktasıyla altıpas çizgisi arasındaki bölgedeyken atmı ş tı. Ama i ş te takımının söz konusu böl- geye topu ta ş ıması zaten “gol” de- mekti. Zira Müller orada bir ş ekilde o topu yakalayıp üç direk arasından geçirmeyi ba ş arıyordu. Teneke kutunun pe ş inden ko ş arken Gerd Müller, 3 Kasım 1945’te Bavyera’nın Nördlingen kentinde Johann-Christina Müller çiftinin be ş inci çocukları olarak dünyaya geldi. Küçük ya ş tan itibaren vaktinin önemli bir bölümünü sokaklarda oynayarak geçirmeye ba ş lamı ş tı. En çok sevdi ğ i oyun da futboldu. Ancak Almanya’nın II. Dünya Sava ş ı’ndanma ğ lup bir ülke olarak çıkması, çe ş itli yoklukları ve imkânsızlıkları da beraberinde getirdi ğ inden Gerd ve arkada ş ları ço ğ u zaman bir futbol topu dahi bulamamakta ve onun yerine bo ş bir teneke kutuyla idare etmeye çalı ş maktaydı. Kaleler ta ş tan da yapılsa, top yerine teneke kutu da kullanılsa Gerd, ar- kada ş ları arasında o teneke kutuyu iki ta ş ın arasından hep en çok geçi- ren ki ş i oluyordu. Ş ehrin yegâne futbol takımı konumundaki TSV 1861 Nördlingen’in altyapı sorumlu- larından Georg Münzinger de bir gün Gerd ve arkada ş larınınmaç yaptı ğ ı sokaktan geçerken durup bir süre onları izlemi ş ve Gerd’in ola ğ andı ş ı bir golcülük yetene ğ i oldu ğ unu fark etmi ş ti. Hâliyle de ondan kulüplerinin altyapısına gelmesini rica etmi ş ti. GelgelelimGerd hayli çekingen ve kendine pek de fazla güvenemeyen bir çocuktu. Bu yüzden aldı ğ ı bu davete de icabet etmeyecekti. En azından bir süreli ğ ine… Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, 1958 yılının A ğ ustos ayında, bu kez kendi iste ğ iyle Nördlingen’in altyapısına kaydolacaktı. Burada da kısa süre içinde altyapı- nın en golcü ismi haline gelen Gerd, 1962-63 sezonunda Nördlingen genç takımının attı ğ ı 204 golün 180’ine (yazıyla yüz seksen) imza- sını atarak akıllara durgunluk veren bir istatistik tutturacaktı. Bu devasa gol patlamasının ardından 17 ya ş ındaki Müller’in Nördlingen’in A takımına alınması da kaçınılmazdı. 1962-63 sezonu- nun sonunda TSV 1861 Nördlin- gen’in Swabia bölgesel liginde TSG Augsburg 85 takımına kar ş ı oynadı ğ ı maçta Müller ilk kez A takımlar seviyesinde bir maça çıkacaktı. Tarihler 27 Nisan 1963’ü gösteriyordu. O sezon bumaçla birlikte toplamda üç kar ş ıla ş maya çıkan Müller, dört kez fileleri havalandırarak bir son- raki sezon neler yapabilece ğ ine dair de aslında yeterince fikir veri- yordu. Nitekim 1963-64 sezonunda genç golcü takımıyla 28maça çıkıp 47 kez gol sevinci ya ş ayacak ve bir anda Bavyera’nın büyük kulüp- lerinin de dikkatini çekecekti. Bayern elini çabuk tuttu Müller, genç takımla 180 gol attı ğ ı sezonda zaten Bavyera gençler karmasına da seçilmi ş ti ve eyalette geli ş imi en çok ilgiyle izlenen bir- kaç genç oyuncudan biriydi. Kulü- bünde A takıma yükselmesinin ardından da maç ba ş ına neredeyse bir buçuk gol ortalaması tuttur- ması, büyük kulüplere daha fazla beklememeleri konusunda veril- mi ş bir tür ihtardı aslında. Transferi için niyetlenen ilk kulüp 1860 Mü- nih’ti. Ancakmahallî rakiplerinin böyle bir transferle kendilerine kar ş ı avantaj elde etmesini isteme- yen Bayern Münih yetkilileri, 1860’lıların Müller için giri ş imde bulunacakları istihbaratını alır almaz harekete geçmi ş ti. Kulüp yö- neticisi Walter Fembeck apar topar ofisinden çıkıp yola koyulmu ş ve 150 kilometre ötedeki Nördlingen’e olabilecek en çabuk ş ekilde giderek solu ğ u genç oyuncunun evinin önünde almı ş tı. 1860 yöneticile- riyse Fembeck’ten bir saat sonra Müller’in evine gelebileceklerdi. HemFembeck’in erkenden gelmi ş olması ve transfer için çok daha istekli olduklarını belli etmesi hem de o dönem 1860’ın daha güçlü bir kadroya sahip oldu ğ undan Bayern’de forma bulma ş ansının daha yüksek oldu ğ unu dü ş ünmesi nedeniyle Müller, tercihini Bayern’den yana kullanacaktı. Be ş yıl evvel, 13 ya ş ındaki Franz Beckenbauer adlı bir genç, çocuk- lu ğ undan beri tuttu ğ u 1860 Münih yerine son anda Bayern Münih’in altyapısına dâhil olmu ş tu. Be ş yıl sonra da 18 ya ş ındaki genç golcü Gerd Müller, Bayern’i 1860’a tercih etmi ş ti. Bu iki tercih, belki de Alman futbolunun geçmi ş indeki en büyük kırılma noktalarından ikisini te ş kil ediyordu. Öyle ya, iki oyuncu Münih’in kırmızılıları yerine mavililerini seçmi ş olsa belki bugün Alman futbolunun en büyük kulübü olarak 1860’ı bilecek, Bayern’eyse Almanya’da alt lig- lerde mücadele eden alelâde bir Münih kulübü gözüyle bakacaktık. Çaykovski onu güre ş çiye benzetmi ş ti Müller’i Bayern’e yöneticiler transfer etmi ş ti. Yugoslav teknik direktör Zlatko Çaykovski’ninse o esnada bu transferden haberi yoktu. Genç oyuncunun yeni hoca- sının gözündeki ilk intibaı ise son derece olumsuzdu. Çaykovski, Mül- ler’i gördü ğ ünde yanındaki yönetici Peter Sorg’a dönüp öfkeli bir ş e- kilde “Bu ne, yoksa yanında o ğ lunu mu getirdin? Ne yapıyor bu çocuk, güre ş çi falanmı?” diye sormu ş tu. Çaykovski’ye göre 1.76 metre bo- yundaki birisi neredeyse 90 kilo geliyorsa onun bırakın Bayern’de oynamasını, futbolcu olması dahi mümkün de ğ ildi. Hâliyle ilk hafta- larda Çaykovski, Müller’i kadroda dü ş ünmüyordu. Ekim ayının orta- larına gelindi ğ indeyse kulüp ba ş - kanı WilhelmNeudecker bizzat Çaykovski’ye Müller’i oynatması için telkinde bulunacaktı. Sonuçta Müller, 18 Ekim 1964’te Freiburger FC ile oynadıkları maçta ilk kez Bayern formasıyla sahaya çıkıyor ve takımı adına ilk golünü de kaydediyordu. Gol noktalarına 102 103

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==