TamSaha 201. Sayı / Ağustos 2021

ro ş ile kozlarını payla ş ırken ilkmaçta ezeli rakibini 4-1 yenmeyi ba ş armı ş , ikinci maçta da 2-0 geri dü ş mesine kar ş ın sahadan 2-2’lik beraberlikle ayrılmayı bilerek kupaya uzanmı ş tı. Holokost’tan kurtulma mücadelesi Ne var ki bu parlak dönem, Avrupa’da yükselmekte olan antisemitizm nedeniyle kısa kesilecekti. Macaris- tan’da bu sefer Yahudiler, Beyaz Terör dönemindeki gibi do ğ rudan bir ş iddete henüz mâruz kalmamı ş lardı belki ama Miklos Horthy yönetimi, Yahudileri toplumdan dı ş lamak için birçok kısıtlama ve yasak getirmek- teydi. Bu do ğ rultuda Guttmann’ın teknik direktörlük yapması da söz konusu yasaklara takılacaktı. Üstelik kendisi, 16 yıl evvel oldu ğ u gibi çareyi Viyana’ya veya yakınlardaki ba ş ka bir önemli ş ehre kaçmakta da bulamayacaktı. Çünkü çevre ülkeler- den Avusturya, Almanya tarafından çoktan ilhâk edilmi ş , Çekoslovakya ve Polonya’da da yönetimyine Nazi- lerin kontrolüne geçmi ş ti. Ve bu top- raklarda Yahudilerin ço ğ u toplama kamplarına götürülmekteydi. Kısa- cası Guttmann, Budape ş te’den ayrılması hâlinde çok daha tehlikeli bölgelerden geçmek zorunda kalacaktı. Bu zor durumkar ş ısında Guttmann’ın imdadına yeti ş en ki ş iyse, Ujpest’in ba ş kanı Lipot Aschner’di. Aschner de bir Yahudi’ydi ama Macaristan’ın önemli i ş adamlarından birisi oldu- ğ undan henüz kendisine dokunulma- mı ş tı. Aschner, Guttmann’a kulüpte resmi bir görev veremese de onun gayriresmi olarak kulübe danı ş man- lık yapmasını sa ğ lamı ş tı. Bu sayede Guttmann hem futboldan kopmamı ş hemde parasız kalmamı ş tı. Ne var ki 1944 yılında Nazilerin Maca- ristan’ı i ş gal etmesiyle birlikte i ş ler çok daha zor bir hâle gelecekti. Artık Macaristan Yahudilerinin büyük ço- ğ unlu ğ u da Nazilerin toplama kamp- larına götürülmekteydi. Guttmann o esnada ni ş anlısı olan Mariann Mol- dovan’ın a ğ abeyi, yani müstakbel ka- yınbiraderi Pal Moldovan tarafından, evinin tavan arasında saklanacaktı. Moldovan ailesi Yahudi olmadı ğ ı için ilk ba ş larda Guttmann’ın burada saklanması dikkat çekmemi ş ti. Fakat günün birinde Gestapo, Pal’den ş üphelenmi ş ve tâlihsiz adamı i ş kence altında sorguya çekmi ş ti. Pal buna ra ğ menmüstakbel eni ş tesini ele vermemi ş ti ama Guttmann olanları ö ğ renince Pal’i daha fazla tehlikeye atmamak için onun evinden ayrılacaktı. O günlerde Auschwitz’e gönderilmek, ölümle e ş anlamlıydı. Dolayısıyla Guttmann, yakalanıp Auschwitz’e gönderilmektense, Bu- dape ş te’deki bir çalı ş ma kampında, ş artlar ne denli zor olursa olsun, gö- nüllü olarak çalı ş mayı kabul etmi ş ti. Buna ra ğ men 1944 yılının sonlarına gelindi ğ inde Auschwitz’e nakledile- ceklerini ö ğ renen Guttmann ve birkaç arkada ş ı, bir gece her türlü riski göze alarak kaçmaya te ş ebbüs etmi ş ve bunda ba ş arılı olarak bir bakıma ha- yatlarını kurtarmı ş lardı. Guttmann’ın 78 ya ş ındaki babası Abrahamve ab- lası Szeren ise onun kadar ş anslı de- ğ illerdi. Onlar ne yazık ki, Auschwitz’e gönderilip burada katledilen binlerce Macar Yahudisi arasındaydı. Yeniden futbola dönü ş 1945 yılı Nisan ayının sonlarına do ğ ru Sovyet tanklarının Berlin’i ku ş atması ve kaybetmek üzere oldu ğ unu anla- yan Adolf Hitler’in intihar etmesiyle birlikte Avrupa’da altı yıldır ya ş an- makta olan kâbus son buluyordu. Sa- va ş ın acılarını kalbine gömüp yeniden futbola odaklanmaya çalı ş an Gutt- mann da ilk olarak ülkesinde Vasas kulübünün ba ş ında teknik adamlı ğ a dönmü ş tü. Bir yıl sonra Romanya’da Ciocanul Bükre ş kulübünü de çalı ş tı- ran Guttmann, ardından yine Maca- ristan’a dönüp Ujpest ve Honved kulüplerinde görev alacak, hatta 1947’de Ujpest ile lig ş ampiyonlu ğ u ya ş ayarak sava ş sonrasındaki ilk önemli ba ş arısını elde edecekti. Gezgin teknik adam, 1949 yılındaysa ilk İ talya deneyimini ya ş amak için Padova’nın yolunu tutacaktı. Bir yıl sonra da Triestina’da görev alan Gutmmann, 1953’e gelindi ğ indeyse çok farklı iki adrese gidecek ve önce Arjantin’de Quilmes’i, ardından da Kıbrıs’ta APOEL’i çalı ş tıracaktı. Guttmann’ın Macaristan dı ş ındaki ilk büyük göreviyse, 11 Kasım 1953’te Milan’ın teknik direktörlü ğ üne geti- rilmesiydi. Kadrosunda Nils Liedholm ve Gunnar Nordahl gibi yıldızları da barındıran Milan, buna ra ğ men Gutt- mann göreve geldi ğ inde dokuz maçta 11 puan toplayabilmi ş ti. Guttmann ile sezonun kalan 23 maçında 33 puan alan kırmızı-siyahlılar, böylece Inter ve Juventus’un ardından ligi üçüncü sırada tamamlamı ş , kulüp yönetimi de Macar teknik adamla yola devam etme kararı almı ş tı. 1954-55 sezonundaysa Milan’ın grafi ğ i çok daha iyiydi. Kadrosuna Uruguaylı yıldız Juan Alberto Schia ffi - no’yu da katan kırmızı-siyahlılar, se- zonun ilk yedi maçında yedi galibiyet çıkartıyor ve liderli ğ i de kimselere kaptırmıyordu. Milan, ligin ilk yarısını da 28 puanla (iki puanlı sistem), açık ara lider tamamlamı ş tı. Ancak ikinci yarının ilk iki maçında iki ma ğ lubiyet alınması, Milan yönetiminin bu so- nuçlardan dolayı hiç de memnun olmadıklarını basına söylemesi ve Guttmann’ın bu ifadelere sert bir bi- çimde tepki göstermesi üzerineyse kulüp yönetimi, kendisinin görevine son verecekti. Guttmann, ya ş adı ğ ı bu tecrübeden ötürü bundan sonraki bütün sözle ş melerine, çalı ş tırdı ğ ı takım ligde liderse kovulamayaca ğ ına dair bir madde koyduracaktı. 1956 olayları neticesinde Brezilya’da Bu ayrılı ğ ın ardından İ talya’da kalmayı sürdüren ve ertesi sezon da Vicenza’yı çalı ş tıran Guttmann, 1956’daysa Honved’in ba ş ına geçmi ş ti. O dönemde Honved’in kad- rosunda efsanevi Macaristan Millî Ta- kımı’nın Ferenc Pu ş ka ş ba ş ta olmak üzere Zoltan Czibor, Sandor Kocsis, Jozsef Bozsik, Gyula Grosics ve Laszlo Budai gibi birçok yıldızı bulunuyordu. Ancak i ş ler bir kez daha siyasi geli ş - meler nedeniyle karı ş acaktı. 23 Ekim 1956’da, üniversite ö ğ rencilerinin ba- ş ını çekti ğ i binlerce gösterici, Sovyet kontrolü altındaki ülke yönetimine kar ş ı ayaklanacaktı. Sovyetler ba ş ta küçük çaplı bir müdahalede bulun- mayı denese de bu ba ş arılı olmamı ş ve ertesi gün Sovyet yanlısı hükümet dü ş erken göstericilerin destekledi ğ i Imre Nagy yeni ba ş bakan seçilmi ş ti. Nagy’ın 1 Kasım’da Macaristan’ın Var ş ova Paktı’ndan çekildi ğ ini açıkla- ması üzerineyse 4 Kasım’da Sovyet- ler bu kez ülkeye hemkara hemde hava harekâtıyla çok daha sert bir müdahalede bulunacak, aynı gün Nagy hükümetini dü ş ürecek ve bir haftadan kısa bir süre içinde de ülkedeki tüm isyancı unsurları bastıracaktı. Tümbu karga ş a esnasındaysa Hon- ved takımı, Athletic Bilbao ile deplas- manda oynadı ğ ı ve 3-2 kaybetti ğ i Ş ampiyon Kulüpler Kupası ilk tur ilk maçından sonra, ya ş anan karga ş ayı öne sürerek Macaristan’a dönmeme kararı alacaktı. UEFA’nın çabaları sonucunda Bilbao ile rövan ş maçına Brüksel’de çıkan Honved, bumaçın 3-3 bitmesi üzerineyse turnuvaya veda edecekti. Bundan sonrasındaysa futbolcular, kaynayan kazana dönen ülkelerine bir müddet daha gitmek istemeyince Honved yetkilileri çareyi çe ş itli Avrupa ve Güney Amerika ülkelerinde turneler ayarlamakta bulmu ş tu. Böylece İ talya, Portekiz, İ spanya ve Brezilya’da özel maçlara çıkan takım, bir müddet daha olayla- rın uza ğ ında kalıyordu. Öte yandan ülkelerine dönmemekte kesin kararlı olan yıldızlardan Ferenc Pu ş ka ş , Sandor Kocsis ve Zoltan Czibor İ span- ya’ya iltica etmi ş , bir müddet FIFA’dan alacakları ceza nedeniyle futboldan ayrı kalmaları sonrasında da Pu ş ka ş kariyerine Real Madrid’de, Kocsis ile Czibor da Barcelona’da devam etmi ş ti. Guttmann ise Brezilya’da turnede bulundukları sırada Sao Paulo kulübüyle anla ş mı ş tı. 4-2-4’ün ilk ba ş arılı uygulayıcıları arasında Guttmann, Brezilya’da yakla ş ık bir yıl kaldı ve takımıyla dönemin en önemli organizasyonu olan Sao Paulo Eyalet Ligi’nde ş ampiyon oldu. Guttmann’ın Brezilya günlerinde futbol dünyasına sundu ğ u en büyük yenilik ise bir süredir üzerinde ufak ufak denemeler yapılmakta olan 4-2-4 sistemini popüler hale getirmesiydi. Futbolda 1930’lardan 1950’lere kadar en yaygın anlayı ş , saha içinde 3-2-5 veya 3-2-2-3 olarak bir dizili ş e daya- nanWM sistemiydi. 1940’ların sonu ve 1950’lerin ba ş ı gibi Macaristan Millî 102 103

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==