TamSaha 201. Sayı / Ağustos 2021
Bela Guttmann, 27 Ocak 1899 tarihinde, o sıralar Avusturya-Macaristan İ mparatorlu- ğ u’nda yer alan Budape ş te’de, Yahudi bir ailenin çocu ğ u olarak dünyaya gelmi ş ti. Annesi Ester ve babası Abrahamdans ö ğ ret- meni olarak çalı ş ıyorlardı. Hatta Bela’yı da daha küçük ya ş larda kendileri gibi bir dans ö ğ retmeni olması için e ğ itmi ş lerdi. Böylece Bela, 16 ya ş ına geldi ğ inde anne ve babası gibi bir dans ö ğ retmeni olacak yeterlili ğ e de kavu ş mu ş tu. Dansçılıktan futbolculu ğ a uzanan yol Öte yandan, Budape ş te’nin en önemli mer- kezlerinden biri oldu ğ u Orta Avrupa bölgesi, futbolun Kıta Avrupası’nda en çabuk yayılıp geli ş ti ğ i bölgelerin ba ş ında gelmekteydi ve bir kulüpte oynama imkânı bulan gençler de bu fırsatı hiçbir ş ekilde geri tepmek istemi- yordu. Bela da 18 ya ş ındayken oturdukları mahallede yer alan Törekves adlı kulüpte futbolculukmacerasına ba ş layacaktı. Güçlü, kuvvetli bir yapısı ve iyi de bir oyun görü ş üne sahip olması nedeniyle de kendisine uygun görülenmevki santrhaf olmu ş tu. Törekves, alt liglerde mücadele eden bir kulüptü belki ama Guttmann bu kulüpte iki yıl gibi kısa bir süre içerisinde kendisini ispat ederek Budape ş te’nin en önemli kulüplerin- den MTK’ya transfer olmayı ba ş aracaktı. MTK forması altında da ilk iki yılında Maca- ristan Ligi ş ampiyonlu ğ u ya ş amı ş , hatta bu sayede millî takıma da seçilmi ş ti. Üstelik 5 Haziran 1921’de millî formayı giydi ğ i ilk maçta Macarlar Almanya’yı 3-0ma ğ lup ederken gollerden birisine imza atmayı da ba ş armı ş tı. Guttmann adına futbolculuk kariyerinde her ş ey dört dörtlük gidiyor gibi gözüküyordu. Ne var ki bu, çok uzun sürme- yecekti. Macaristan’da 1920 yılında iktidarı ele geçiren Miklos Horthy döneminde a ş ırı milliyetçilik yükselmi ş ve muhafazakâr, mil- liyetçi, Macar ve Katolik olmayanların hedef tahtasına oturtuldu ğ u “Beyaz Terör” olarak adlandırılan dönemba ş lamı ş tı. Macaris- tan’daki Yahudiler de hâliyle bu ş iddet dalgasından en çok etkilenen kesimler arasındaydı. 1000’den fazla Yahudi yargısız infaza kurban gitmi ş , çok daha fazlasıysa hapsedilmi ş ti. Tabiî birço ğ u da can güvenli- ğ indenmahrumbir ya ş antı sürmemek için çareyi civar ülkelere kaçmakta bulmu ş tu. Bumültecilerin arasında, Viyana’ya kaçan Guttmann da vardı. Viyana üzerinden NewYork’a Guttmann, Viyana’da bir yandan psikoloji e ğ itimi alırken, bir yandan da en büyük tutkusundan kopmuyor ve ş ehrin Yahudi ce- maatinin kulübü olan HakoahWien’de futbol ya ş antısını sürdürüyordu. Hatta 1925’te Ha- koah ile bir Avusturya ş ampiyonlu ğ u da ya- ş ayacaktı. O yıllarda Avusturya futbolunun geli ş mi ş li ğ i ve Hakoah’nın gücü hakkındaki en çarpıcı örneklerden biriyse, 1923’te, döne- min İ ngiltere Federasyon Kupası finalisti West HamUnited ile Londra’da oynadıkları bir dostlukmaçını 5-1 kazanmaları ve bu sayede Kıta Avrupası’ndan gelip İ ngiltere’de maç kazanan ilk takım olmalarıydı. 1926 yı- lındaysa Hakoah, 10maçlık bir ABD turuna çıkıyordu. Turnenin bitimindeyse New York’taki çe ş itli futbol kulüpleri, Guttmann’a transfer teklifinde bulunuyor ve o da bu tek- lifi kabul ediyordu. Yakla ş ık altı yıl süresince BrooklynWanderers, NewYork Giants, New York Hakoah, NewYork Soccer Club ve Ha- koah All-Stars gibi kulüplerde top pe ş inde ko ş an Guttmann, bir yandan da NewYork’ta bir dans okulu açmı ş tı. Aslında öncelikli planı, futbolu bıraktıktan sonra da bu dans okulunu i ş letmek ve baba mesle ğ ini ABD’de sürdürmekti. Fakat 1929 yılındaWall Street’te ya ş anan büyük çökü ş le ba ş layan Büyük Buhran dönemi, bu planları al- tüst edecekti. Zira kısa süre içinde Guttmann’ın dans okulu da iflâsa sürüklenecekti. Bu ş artlar altında ABD’de sadece amatör düzeyde oyna- nan futbolla karın doyurmak da mümkün de- ğ ildi. Hâl böyle olunca da Guttmann’ın önünde Avrupa’ya dönmekten ba ş ka bir seçenek kal- mıyordu. Böylece 1932’de yeniden Viyana’ya ayak basacak ve bir yıl daha HakoahWien for- ması giymesinin ardından futbolu bırakacaktı. İ flâs sonrası istikamet yine Avrupa Asıl hikâyeyse bu noktada ba ş lıyordu. Gutt- mann, futbol dünyasında adını unutulmazlar arasına sokacak olan teknik direktörlük kari- yerine de yine 1933 yılında, HakoahWien çatısı altında ilk adımını atacaktı. Hakoah’nın o esna- daki takımıysa, Guttmann’ın futbolculuk gün- lerindeki kadar iyi bir durumda de ğ ildi. Hatta 1928 ve 1930’da iki kez küme de dü ş mü ş lerdi. Böyle bir durumda çiçe ğ i burnunda teknik adamdan ilk beklenen de takımı kümede tutmasıydı. Guttmann yönetimindeki Hakoah, 12 takımlı Avusturya Ligi’nde iki sezon üst üste 10. sırayı alarak bu hedefi tutturacaktı. Bundan sonrasındaysa Guttmann’ınmacera- perest yönü bir kez daha ön plana çıkacak ve kendisi Hakoah’dan ayrılarak Hollanda’da SC Enschede kulübünün ba ş ına geçecekti. 1930’larda Avusturya, Kıta Avrupası’nın en önemli futbol ülkelerinden biriyken Hollanda ise günümüzdeki konumunun çok çok gerisin- deydi. Dolayısıyla Avusturya’dan ayrılıp Hollanda’ya gitmek de sürpriz bir karardı. Hatta o yıllarda Hollanda’da ulusal lig de 8-10 maç süren amatör bir organizasyondu. Yine de Guttmann’ın bumacerasının kendisinin kari- yerine belli bir katkısı da olacaktı. Zira burada çalı ş tırdı ğ ı bir takım ilk defa bir ş ampiyonluk mücadelesi içine girecekti. 1935-36 sezonun- daki bumücadeledeyse Enschede, Feyeno- ord’un gerisinde kalarak ligi ikinci sırada tamamlayacaktı. İ ki yıllık Hollanda tecrübesi sonrasında Gutt- mann bir kez daha HakoahWien’e döndü ğ ün- deyse ş artlar bu kez hepten farklıydı. Hakoah, önceki sezon küme dü ş mü ş tü ve kulübün he- definde bu defa birinci lige geri dönmek vardı. Bu hedeften sezonun son haftalarına do ğ ru uzakla ş ılması üzerineyse Guttmann’ın Hakoah ile yolları son kez ayrılacaktı. Gezgin teknik adam için sıradaki istikametse do ğ du ğ u ş ehir Budape ş te’ydi. Guttmann, Ujpest ile anla ş arak yakla ş ık 16 yıl sonra memleketine dönüyordu. Ujpest’teki ilk sezonu, Guttmann’ın kariyerinin ilk büyük ba ş arılarını ya ş adı ğ ı sezon da ola- caktı. Mor-beyazlı ekip, Macaristan Ligi’ni, ezeli rakipleri Ferençvaro ş ve MTK’nın önünde ş ampiyon olarak tamamlamı ş tı. Bunun yanı sıra o dönemde Avrupa’da kulüpler düzeyin- deki en önemli uluslararası turnuva olan ve Ş ampiyon Kulüpler Kupası’nın da bir nevi ön- cülü olarak gösterilen Mitropa (Orta Avrupa) Kupası’nda da Ujpest mutlu sona ula ş mı ş tı. Çeyrek finalde Inter’i, yarı finalde de OFK Belg- rad’ı saf dı ş ı bırakan Ujpest, finalde Ferençva- 100 101
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==