TamSaha 200. Sayı / Temmuz 2021

Borussia Mönchengladbach, 1970’lerde, Hollanda sınırı yakınla- rındaki 175 bin nüfuslu küçük bir kentin takımı olmasına kar ş ın Alman futbolunun en önemli, en güçlü isimlerinden birine dönü ş ecekti. HennesWeisweiler yönetimindeki takım, 1970 ve 1971’de pe ş pe ş e iki lig ş ampiyon- lu ğ u kazandıktan sonra Avrupa’da da önemli i ş ler yapmaya ba ş laya- caktı. 1973’te UEFA Kupası’nda finale kadar giden fakat kupayı Liver- pool’a kaptıran Gladbach, iki sene sonra bir daha aynı noktaya gele- cekti. Final yolunda sırasıylaWac- ker Innsbruck, Lyon, Real Zaragoza, Banik Ostrava ve Köln’ü deviren Gladbach, finaldeyse kar ş ısında kupanın sürpriz ekibi Twente’yi bulmu ş tu. Finalin 7 Mayıs 1975’te Mönchen- gladbach’ta oynanan ilk aya ğ ında “gol” sesi çıkmamı ş tı. Elbette bu maçın ardından Gladbach’ın ş ansını zora soktu ğ u ve Twente’nin kupaya uzanma ihtimalinin arttı ğ ı dü ş ünül- mekteydi. Fakat 21 Mayıs’ta Ensche- de’de oynanan ikinci aya ğ a Gladbach öylesine hızlı girecekti ki, daha 10 dakika dolmadan kupayı kollarının altına alıp Almanya’ya dö- necek hâle gelmi ş lerdi. İ kinci daki- kada Jupp Heynckes’in soldan Twente ceza sahasına girip yerden geriye çevirdi ğ i topu on sekiz üze- rindeki Allan Simonsen sert bir ş utla üst kö ş eden filelere gönderdi- ğ inde Gladbach 1-0 öne geçmi ş ti. Dokuzuncu dakikadaysa Henning Jensen’in Twente savunmasının ar- kasına attı ğ ı a ş ırtma pası iyi yakala- yan Heynckes, ardından bitirici vuru ş u da yaparak farkı ikiye çıkar- tıyordu. İ lk yarının bu skorla sona ermesi sonrasında ikinci yarıda Heynckes 50 ve 60’ıncı dakikalarda iki kez daha a ğ ları havalandırarak hat-trick yapacak, bitime dört da- kika kala da Simonsen penaltıdan son sözü söyleyecekti. Gladbach’ın bu gol sa ğ ana ğ ı kar ş ısında Twen- te’nin ş eref sayısınıysa 76’ncı daki- kada Epi Drost atmı ş tı. Antrparantez, Ipswich Town ile AZ arasındaki finalde oldu ğ u gibi bu fi- nalde de kupanın küçük bir ş ehre gidece ğ i daha ba ş tan kesinle ş mi ş ti. NitekimTwente’nin bulundu ğ u Enschede ş ehri de o günlerde 150 bin nüfusa sahipti. Öte yandan, Gladbach’ın bu ba ş arısının devamı da gelecekti. Alman temsilcisi iki sene sonra bu kez Ş ampiyon Kulüp- ler Kupası’nda finale kadar gidecek, fakat kupayı Liverpool’a kaybede- cekti. 1979’daysa finalde Kızılyıldız’ı devirip bir kez daha UEFA Kupası’nı kazanırlarken bir yıl sonrasındaysa bu kupada yine finale geldiler, ancak bu kez Eintracht Frankfurt engeline takıldılar. İ skoç futbolu denildi ğ inde akıllara direkt Celtic-Rangers rekabeti gelir. Zaten bugüne kadarki 125 İ skoçya ş ampiyonlu ğ undan 106’sını bu iki takımın kazanmı ş olması da bu et- kinin büyüklü ğ ünün en bariz gös- tergesi sayılır. Yine de bumuazzam ikili hâkimiyete ra ğ men İ skoçya’da farklı ba ş arı hikâyelerine de hiç rastlanmadı de ğ il. 1970’lerin sonla- rında ülke futbolunun iki devini zor- lamaya ba ş layan Aberdeen, 1980’de ligde ş ampiyonlu ğ a ula ş ırken, iki yıl sonra da İ skoçya Kupası’nı kazan- mı ş ve 1982-83 sezonunda da Kupa Galipleri Kupası’nda oynama fırsatını elde etmi ş ti. Kupada sırasıyla Sion, Dinamo Tiran ve Lech Poznan’ı eleyerek çeyrek finale gelen Aberdeen, tarihinde ilk kez Avrupa kupalarında son sekiz takım arasına kalmı ş oluyordu ve bu bile onlar içinmüthi ş bir ba ş arıydı. Devamını getirebilecekleriniyse neredeyse kimse dü ş ünmüyordu çünkü Bayern Münih’le e ş le ş mi ş - lerdi. Fakat Münih’teki ilkmaçta güçlü rakibinden 0-0’lık bir bera- berlik almayı ba ş aran Aberdeen, evindeki rövan ş ta da iki kez yenik duruma dü ş mesine kar ş ın 3-2’lik harika bir galibiyete imza atıyor ve Bayern’i devirerek yarı finaldeki yerini alıyordu. Bu turdaysa Bel- çika’danWaterschei Th or’u 5-1 ve 0-1’lik skorlarla kupanın dı ş ına iten Aberdeen finale yükselmi ş ve ku- payı alabilmek için Real Madrid’in kar ş ısına çıkmı ş tı. 11 Mayıs’ta Göteborg’da oynanan finalde Aberdeen henüz yedinci dakikada Eric Black’in golüyle öne geçse de 14’üncü dakikaya gelindi- ğ inde Real Madrid, Juanito’nun pe- naltısıyla skoru e ş itliyordu. Bundan sonrasındaysa maç adeta bu skora kilitlenip kalacaktı. 90 dakika da 1-1 sona ererken, uzatmaların ilk yarı- sında da durumde ğ i ş miyordu. Ancak 112’nci dakikaya gelindi ğ inde sol kanattan Mark McGhee’nin ceza sahasına ortaladı ğ ı topu John Hewitt düzgün bir kafa vuru ş uyla Real Madrid a ğ larına göndermeyi ba ş arı- Mönchengladbach - 175 bin nüfus (1975 UEFAKupası Ş ampiyonu B. M’gladbach) Parma, mutfa ğ ı, özellikle de adını ş ehirden alan Parmesan peyniri ve Prosciutto di Parma jambonu saye- sinde küçük olmasına kar ş ın dün- yaca me ş hur bir ş ehirdi. Ancak ş ehrin gastronomi alanındaki ş öh- reti, uzun yıllar boyunca futbola yansımamı ş tı. Futbol takımları Parma AC, Serie A ile anca 1990 senesinde tanı ş abilmi ş ti. Bir yıl sonra yine Parma merkezli olan ve ülkenin en önemli gıda ş irketleri arasında yer alan Parmalat’ın kulübü satın alma- sının ardındansa Parma AC adına peri masalı gibi bir dönemba ş layacaktı. 1991-92 sezonunda İ talya Kupası’nı, fi- nalde Juventus’u devirerek kazan- mayı ba ş aran Parma, böylece 1992- 93 sezonunda da İ talya’yı Kupa Galipleri Kupası’nda temsil etme hakkını kazanıyordu. Parma, turnu- vanın ilk turunda Ujpest, ikinci tu- rundaysa Boavista’yı saf dı ş ı bırakırken, çeyrek finalde de Sparta Prag’a 2-0 ve 0-0’lık skorlarla üs- tünlük kuruyor ve yarı finale yük- seliyordu. Bu turda, kupanın bir numaralı favorisi olarak görülen Atletico Madrid’la e ş le ş en Parma, Madrid’deki ilkmaçta rakibini 2-1 Parma - 190 bin nüfus (1993 Kupa Galipleri Kupası Ş ampiyonu Parma AC) Aberdeen - 200 bin nüfus (1983 Kupa Galipleri Kupası Ş ampiyonu Aberdeen FC) ma ğ lup ederekmüthi ş bir avantaj yakalıyor ve sonrasında evindeki rövan ş ı 1-0 kaybetse de deplasman golü kuralı sayesinde finale yüksel- meyi ba ş arıyordu. Final, Parma için bir bakıma daha rahat geçecekti. Zira kar ş ılarında sürpriz bir ş ekilde bu noktaya gelen Antwerp vardı. 12 Mayıs 1993’te Wembley Stadı’nda oynanan kar ş ı- la ş maya hızlı giren Parma, doku- zuncu dakikada Lorenzo Minotti ile 1-0 öne geçerken Belçika temsilcisi iki dakika sonra Francis Severeyns ile e ş itli ğ i yakalasa da 30’da Ales- sandro Melli, Parma’yı bir kez daha üstünlü ğ e ta ş ıyor, bitime altı dakika kala da Stefano Cuoghi son sözü söylüyor ve mücadeleden 3-1 galip ayrılan Parma, kupanın sahibi olu- yordu. Üstelik sarı-mavili ekip bu kadarıyla da yetinmeyecek ve 1995 ile 1999 yıllarında da UEFA Kupası’nı müzesine götürmeyi ba ş aracaktı. 84 85

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==