TamSaha 198. Sayı / Mayıs 2021
nin bitimine be ş dakika kalmı ş ken orta alanın biraz ilerisinde, sol iç ko- ridorunda topu alan Dragan Holcer, İ ngiltere ceza sahasına uzun, diya- gonal bir top gönderiyordu. O es- nada sol açıktan sa ğ içe deplase olan Dzajic de savunmanın arka- sına sızıp önce bu pası gö ğ süyle yu- mu ş atıyor, ardından da sol aya ğ ıyla müthi ş bir ş ut çıkararak topu, Banks’in korudu ğ u kalenin tava- nına asıyordu. Yugoslavya, bu golle maçı da 1-0 kazanacak ve finale adını yazdıran taraf olacaktı. Yugoslavya, 1960’taki ilk Avrupa ş ampiyonasında da final oynamı ş fakat SSCB’ye ma ğ lup olmu ş tu. İ ki yıl sonraki Dünya Kupası’ndaysa dördüncü sırayı almı ş lardı. Sonra- sında bu ba ş arılara imza atan jene- rasyon hafiften kabuk de ğ i ş tirmeye ba ş lamı ş ken bir önemli finalde daha yer almaya hak kazanmı ş - lardı. Kadroya yeni eklenen isimler içinde de en etkili olanı tabiî ki Dzajic’ti. Yugoslavların finaldeki rakibiyse, turnuvanın ev sahipli ğ ini de üstlenen İ talya’ydı. 8 Haziran’da Roma Olimpiyat Stadı’nda oynanan final maçının ba ş ından itibaren oyunun kontrolü Yugoslavların eline geçmi ş ti ve on binlerce taraftarı da İ talya’nın den- geyi sa ğ layabilmesi için yeterli ol- mamı ş tı. Yugoslavlar, bu noktaya gelene kadar Fransa ve İ ngiltere kar ş ısında elde ettikleri sonuçların hiç de tesadüfi olmadı ğ ını kanıtlar bir oyun ortaya koyuyorlardı ve 39. dakikaya gelindi ğ inde de Dzajic yine klasını konu ş turuyor ve Dino Zo ff ’u avlayarak Yugoslavya’nın devreyi 1-0 önde tamamlamasını sa ğ lıyordu. Ancak Zo ff , özellikle ikinci yarıdaki performansıyla, İ talya’yı ipten alan isimolacaktı zira bu devrede de atak oynayan taraf Yugoslavya’ydı ve Yugoslav forvet- lerin pe ş pe ş e girdi ğ i gol pozisyon- larında onlara en çok direnen isim de Zo ff ’tu. Böylece fark daha fazla açılmamı ş tı. Görünü ş e göre Yugoslavya en kötü ihtimalle 1-0’lık bir skorla da olsa maçı kazanıp kupanın sahibi ola- caktı. Lâkin kar ş ıla ş manın bitimine 10 dakika kadar bir zaman kalmı ş - ken, İ talya’nın Yugoslavya ceza sa- hası önünde kazandı ğ ı bir serbest vuru ş la birlikte i ş ler tersine döne- cekti. Maçın İ sviçreli hakemi Gottf- ried Dienst, Yugoslav oyuncuların kurdu ğ u barajı düzeltmeye çalı ş ır- ken Angelo Domenghini gelip topa vuruyor ve o top da gidip a ğ larla bulu ş uyordu. Yugoslav oyuncuların önce ş a ş kın bakı ş ları, sonra da iti- razları arasında hakemDienst golü veriyor ve bu tartı ş malı karar sonrasında da maçta normal süre 1-1’lik beraberlikle tamamlanıyordu. Akabinde yarım saatlik uzatmalar da oynandı ama sonuç yine de ğ i ş - medi. Bunun üzerine taraflar, iki gün sonra aynı yerde bir kez daha bulu ş mak üzere sahayı terk ettiler. 10 Haziran’daki tekrar maçındaysa İ talya’nın teknik direktörü Ferrucio Valcareggi, ilkmaçta oynatmadı ğ ı be ş oyuncuyu sahaya sürerken, Yugoslavya cephesinde tek de ğ i- ş iklik, Ilija Petkovic’in yerine Idriz Hosic’in forma giyiyor olmasıydı. Yugoslavlar, bu durumun yarattı ğ ı fiziksel dezavantajı fazlasıyla hisse- dince, ortaya iki gün öncekinden tamamen farklı bir tablo da çıka- caktı. İ talya’nın taze kuvvetlerinden biri olan Luigi Riva ilk dakikalardan itibaren Yugoslav kalesi önünde hayli etkili oluyordu. 12. dakikada da Angelo Domenghini’nin sa ğ kanat- tan yaptı ğ ı ortaya Riva’nın yaptı ğ ı vuru ş kaleci Ilija Pantelic’i çaresiz bırakıyor ve İ talya’nın ilk golü ola- rak Yugoslavya a ğ larına gidiyordu. İ talyanlar, bu golden sonra da yor- gun Yugoslav takımı önünde etkili olmayı sürdürdüler. Ta ki 31. daki- kaya kadar. O dakikada sahneye çıkan Pietro Anastasi, Pantelic’i maçta ikinci kere ma ğ lup eden isim oluyor ve İ talya 2-0’lık üstünlü ğ ü yakalıyordu. Bundan sonra İ talyan- ların yapaca ğ ı ş ey, bu skorumüm- künmertebe muhafaza etmek olacaktı. Yugoslavların da zaten maçı herhangi bir ş ekilde çevirecek halleri kalmamı ş tı ve bu sayede maçın kalan neredeyse bir saatlik süresinde kayda de ğ er herhangi bir geli ş me olmadı. Zamanın yava ş yava ş eriyip tamamlanmasıyla birlikte de İ talya, II. Dünya Sava ş ı sonrasında ilk kez büyük bir ulus- lararası turnuvada zafere ula ş ırken, Yugoslavya sekiz yıl sonra bu tur- nuvada yine ikincilikle yetinmek zorunda kalmı ş tı. Pele’yi bile kendine hayran bıraktı Yugoslavlar turnuvayı a ğ ızlarında buruk bir tatla noktalamı ş lardı belki ama Dzajic özelinde de ğ erlen- dirildi ğ inde EURO 68, genç oyuncu- nun kariyerindeki belki de en önemli dönümnoktasıydı. Çünkü bu turnuvada oynadı ğ ı üç maçın ikisinde ço ğ u ki ş iye göre sahanın en etkili ismi oydu ve bu sayede adı da bir anda mevkiinde Avrupa’nın en iyileri arasında anılmaya ba ş la- mı ş tı. Sene sonundaki Ballon d’Or ödüllerinde de oylamada George Best ve Bobby Charlton’ın ardından üçüncü sırayı alacaktı. Bu hızlı yükseli ş in aynı zamanda Dzajic’in 6 Kasım 1968’de Rio de Ja- neiro’da oynanacak olan Brezilya- Dünya Karması maçında Dünya Karması’nın formasını giymesine de vesile olacaktı. Böylece Avrupa- lıların ardından Güney Amerikalı futbolseverleri de kendine hayran bırakacaktı. Dünya Karması’nın tek golünü kaydeden Macar Florian Al- bert de maçın ardından sarf etti ğ i ş u sözlerle genç yıldızın tribünler üzerinde yarattı ğ ı etkiyi özetli- yordu: “Amancio, Overath, Becken- bauer, Marzolini ve ben gayet iyi oynamı ş tık. Yine de yapabilecekle- rimizin tamamını sergilemi ş sayılmazdık ve o bakımdan Brezil- yalılara biraz borçlu kalmı ş tık. Bu mânâda aramızdan Brezilyalıların kalbini tamamen fethetmeyi ba ş aran tek ki ş iyse Dzajic’ti.” Kaldı ki Dzajic sadece tribünlerdeki Brezilyalıları etkilemekle kalma- mı ş tı. O dönemdünyanın en büyük yıldızı konumunda olan ve söz ko- nusumaçta Dzajic ile kar ş ılıklı mücadele eden Pele de Yugoslav sol açıkla ilgili ş u sözleri sarf edecekti: “Dzajic bir Balkanmucizesi, gerçek bir sihirbaz. Kendisi Brezilyalı olma- dı ğ ı için üzgünüm çünkü böylesine do ğ al bir futbolcu görmedim.” Elbette ş öhretinin dünya çapında bir seviyeye gelmi ş olması, Dzajic’in bir anda Yugoslavya dı ş ındaki bir- çok önemli kulüp tarafından takip edilmesine de yol açacaktı. Real Madrid’in efsane sol açı ğ ı Francisco Gento, artık futbol hayatının son demlerindeydi ve İ spanyol devinin teknik direktörü Miguel Munoz’un da aklında Gento’nun halefi olarak beliren isimlerin ba ş ında Dzajic ge- liyordu. Fakat o dönemde Yugoslav- ya’da futbolcuların 27-28 ya ş ından evvel yurt dı ş ı transferlerine izin verilmedi ğ i için bu transfer daha ba ş tan suya dü ş ecekti. Yine de Dzajic bu durumkar ş ısında herhangi bir memnuniyetsizlik ya- ş amayacak ve 1968 Avrupa Ş ampi- yonası sonrasında da Kızılyıldız forması altında üst düzey perfor- mansını sürdürecekti. Kırmızı-be- yazlı takımda Dzajic’in büyük katkısıyla 1969 ve 1970’te de Yugos- lavya Ligi’nde zirveyi kimselere kaptırmıyor ve böylece üç sezon üst üste ş ampiyon oluyordu. Dzajic bu üç sezonda bu kez 40’ın üzerinde gol atmı ş tı. Ayrıca daha önce 1964 ve 1968’de çifte kupa sevinci ya ş a- yan Kızılyıldız, 1970 yılında da finalde Olimpia Ljubljana’yı uzat- malarda Dzajic’in attı ğ ı tek golle deviriyor ve bir kez daha sezonu duble yaparak kapatıyordu. Atina’daki yoklu ğ u pahalıya mâl oldu Kızılyıldız, bu üç ş ampiyonlu ğ un ilk ikisinin ardındansa Ş ampiyon Ku- lüpler Kupası’nda pek bekledi ğ ini bulamamı ş ve ikinci turdan ötesini görememi ş ti. 1970-71 sezonun- daysa artık gözünü Avrupa’da da zirveye dikmi ş bir Kızılyıldız vardı. Kupa 1’in ilk turunda Macaristan’ın o yıllardaki güçlü temsilcisi Ujpesti Dozsa ile e ş le ş en Kızılyıldız, deplas- mandaki ilkmaçı 2-0 kaybetse de evindeki rövan ş ı 4-0 kazanıp tur atlamayı ba ş arıyordu. Maçta takı- mının ikinci golünü atan Dzajic’in golden evvel altıpas üzerinde ek- 98 99
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==